• 1
    sözlükte sıklıkla maruz kalınan bir çeşit laf sokma cümlesi. şimdi 2007 chateauneuf du pape marka şarabımı yudumlayıp,yutup dan rodrigo'dan güzel bi gitar konçertosu açıp entrymin detaylarını yazıyorum.

    bu pek bir adi, yabancı hayranı sözlük yazarları , sırf yabancı hayranı oldukları için, hamza hamzaoğlu'nu eleştirirler. böyle durumlarda onların yabancı hayranlığını yüzlerine vurup, hem de ince bir ayar vermek içinadı hamza hamzinho olsa tapardınız ya da inter'den gelse kopardınız tarzı entrylerle veya can alıcı olması için siz hamza hocayı eleştiriyorsunuz size prandelli müstahak combosu ile susturabilirsiniz.

    yine bu yabancı hayranları sabri'ye de özellikle takıktır. bu durumda ise vereceğiniz karşılık basittir. eboue gibi kendini yere atacağına sabri gibi olsun. sakın ama sakın aklınıza bir kişinin hem sabri'yi hem eboue'yi galatasaraya yakıştırmadığı falan aklınıza gelmesin. bunlar hep onların planıdır. aman diyeyim.

    bu yabancı hayranlarının bir başka özelliği de, bunlar hep takım batsın, bitsin, rezil olsun, şampiyon olamayalım isterler. aynı az önceki madde gibi, sakın ama sakın, dertlerinin aynı sizin gibi sadece galatasarayın başarısını istemek olduğunu, yerli olsun yabancı olsun tek istediklerinin galatasarayın refahı olduğunu falan düşünmeyin. onların tek derdi robdöşambrlarını giyip, elindeki kadehi ahlaksızca sallayıp,hahahaha, ben demiştim diyebilmektir. galatasaray batsın bitsin isterler ki, istedikleri , hayranı oldukları yabancılar gelsin. dertleri budur, sakın kanmayın.

    son olarak sizden ricam , bu adamlara prim vermeyelim sevgili renktaşlar. çünkü sadece biz gerçekleri biliyoruz. hamza hocayı eleştirmeyenler, galatasarayın çocuğu sabri'yi koruyanlar olarak sadece biz haklıyız.başta hoca olmak üzere,takımdaki sabri gibi,olcan gibi,burak gibi,selçuk gibi oyuncuları eleştirenler, bizim fikirlerimize uymayanlar hiç bir konuda haklı değildir ve sadece galatasarayın kötülüğünü düşünmektedirler.

    eyyorlamam bu kadar.

    zorunlu edit :sarkazmdan anlamayan nesile asina degilim.
  • 2
    herkesin derdinin galatasaray ın daha iyi olması olduğunu unutmamak gerekir. ama yabancı hayranlığı yaparken önce kendimize bakalım ne kadar doğruyuz da doğruları istiyoruz diye.

    yine de hagi yi kewell ı muslerayı taffareli meloyu sneijder i gören bu gözlerde yabancı hayranlığı olmaması içten değil.

    ulan adam fıtık ameliyatı oldu sezonu kapattı dendi kaç haftadır oynuyor allahı var.

    yerlilerde bu azim olsun yerli seviciliği yapmayan adidir.
  • 4
    ben ben ben ..
    valla icimde anlayamadim paradoksal durumlar var. simdi misal diyorum ki emre colak iyi bi topcu artik oldu falan diyorum ama simdi yabaci siniri yokken onun yerin 1 milyon kisi gelir diyorum. gelecek adamin ondan iyi oldugunu dusunduren ne bana bilmiyorum. sanirim bildigim tek sey su artik turk futbolcularinin yuzde 90ininda ise saygi azalmis. adamlar sporcu degil de sanki sarkici oyuncu falan gibi hissediyorlar kendini. artik bi hakan sukur bi ergun bi tugay cikmiyo mesela. ya da ben oyle hissediyorum . neyse fazla demogoji yapmayayim ama evet bu hastalik bende var sanirim.
    utanilacak bisey ya da zekayla orantili bisey oldugunu dusunmuyorum. sadece bir hipotez
  • 5
    tavsiyem, wesley sneijder, felipe melo, fernando muslera istediğiniz hayranlığı duyun. mevcut kadromuz dışındaki yabancılara hayranlık duymanıza gerek yok.

    yabancı sınırı kalktı diye o gelsin bu gelsin gibi gereksiz transfere de gerek yok. mesela harbi kaliteli bir forvet. çok sağlam 1 kanat al. defansı siktir et *

    harbi çok eksiğimiz var ya la.
  • 8
    hamza hamzaoğlunu eleştirdiğiniz, manciniyi de övdüğünüz zaman karşılacağınız tepki. hayır eleştirirken ya da överken tamamen saha içi verilerle yorumda bulunsanız bile bu hemen damgayı yapıştırıyorlar size. bunları görünce yabancı hayranı olmamak elde değil. yabancı hayranlığım azıyor alayına yabancı ulan.*

    şu entryme de ilaç gibi gelen başlıktır. (bkz: #1711010)
  • 9
    yabancıların maçlarını her hafta izleyip tanımamalarından dolayı, onları çok üstün sanan yazarlardır.
    ama bu yabancılar ülkemize gelip adeta donuna doldurunca da ilk önce onlar başlar, bu hoca değil, bu topçu değil demelere.
    bir kısmı da kılıf bulmaya uğraşır, mesela anlaşabileceği oyuncu yok, bizim kültürümüze alışamadı vs. diye.

    oysa galatasaray'ı takip ettikleri kadar yabancı takımları da takip etmiş olsalardı gerçekleri daha net görebilirlerdi ve o yerlere göklere sıgdıramadıkları hocaların futbolcuların aslında o kadar da üstün olmadıklarını görebilirlerdi.

    tabi ki galatasaray'ı takip ettikleri kadar yabancı ligleri takip etmelerini bekleyemem ama sınırlı bilgiyle, takımı,futbolcuyu ya da hocayı çok övmek ya da yermek yerine; susmak ve gerçekten bilenlerin yazdıklarından bir şeyler öğrenmeye çalışmaları gerekmektedir.
  • 13
    genel bir tespitle yazıya giriş yapacağım. nüfusumuz yüzde doksanının pasaportu yokmuş. kalan dilimin ne kadarının avrupa gördüğü tartışılmakla birlikte memleketin en az yarısı avrupa hakkında olumlu veya olumsuz atıp tutmaktadır.

    öncelikle bu yargının oluşmasında yabancı sınırlaması etkin olmaktadır diye düşünüyorum çünkü sneijder parasına alper potuk anca alınıyor ama bu demek değildir ki önümüzdeki sene herkes mantıklı transferler yapıp şaha kalkacak. gidip en leş yabancı topçulara milyonları sayacağız emin olun.

    yabancı hocalar buraya gelip altlarına yapıyor diyene şunu sorarım. madem bu adamlardan bu kadar ileridesin neden en köklü kulübünü bu sene madara ettiler. neden şampiyonlar liginde çeyrek finale çıkmak son yıllarda en ciddi başarı. yabancı hocalar ligimize geldiklerinde altlarını dolduruyorsa, bu adamlar bu konuda neden bizden bu kadar ileride bunu düşünmek lazım. aynı konudan devam edersek bir lucescu vardı bildin mi? hani iki kulübümüzden kovulmuş ama nedense şuan dilendiğimiz bir hoca. emin olun emekli vurgununu yapmak için gelecek türkiye' ye başka bir şey için değil çünkü gördü ne halde olduğumuzu. joachim löw' ü kovduk buralardan bilir misin? şimdi almanyayla ninem de dünya şampiyonu olur tayfasını göreceğiz. jürgen klopp daha 3 ay önce açıklamalar yaptı hakkımızda hangisine karşı çıkabiliriz ki.

    basketbolda başarılı sayılan bir ülkeyiz. sebebi ise basit. basketbolu bilmediğimizi kabul edip işi profesyonellerine bıraktık. peki ya futbolda? futbolu sizden öğrenecek değiliz kafasından öteye gidemedik henüz.

    ülkemizde ciddi bir potansiyel var. hem nüfus hem yetenek olarak. mesela ufacık hollanda' nın tarımsal ihracatıyla cennet yurdumun tarımsal ihracatı aynı miktarda olmasıyla kısıtlı nüfusa sahip hollandadan futbol olarak geri kalmamızın sebebi aynıdır.

    alt yapı olayımıza dönelim. galatasaray alt yapı konusunda ülke ortalamasının üstünde dersem itiraz eden pek çıkmayacaktır. peki vedat inceefe gibi bir adam bizim altyapımızda ne iş yapıyordu? eski futbolculara hatır gönül işleriyle olmuyor futbolcu yetiştirme işleri. bunun eğitimini almış insanları bu işin içine sokmamız lazım. aynı konudan örnek vermek gerekirse arda turan' ın 4-4-2 oynamayı milli takımda öğrendim demesi bizim için büyük ayıptır. aynı konudan devam ediyorum gerek kulüp gerek milli takım bazında hava topu sıkıntısı var. bunun sebebi büyük oranda futbolcularımızın nerede durup ne yapacağını bilmemesine bağlıyorum. ömer toprak' ın hava toplarındaki hakimiyetiyle ülkemizde yetişmiş bir stoperin hava hakimiyetini kıyaslayabilir miyiz?

    almanyadaki lisanlı türk futbolcu sayısıyla ülkemizdeki lisanslı futbolcu sayısı eşitse bazı şeyleri düşünmemiz gerekir.

    http://www.ntv.com.tr/arsiv/id/25071093/

    son olarak almamız gereken çok yol var ama bu yolu tarık çamdal' a 5 miyon euro verip alamayız yada burada başlık açıp yeeaaa italyan elitistleri vs diyerekte olmaz bu işleri. şuan içinde bulunduğumuz durum yabancı hayranlığından ziyade adamlardan öğrenmemiz gereken çok fazla şeyin olduğudur. zamanında onlar osmanlı' yı izlerdi ama ne zamanki osmanlı geri kalma başladı ve çöküş başladı bu durumda aynısıdır. şuan geride olan biziz. ister iyi yanlarını alırsınız, ister kalıp yozlaşırsınız. seçim sizin
  • 15
    tüm yabancıları bir tutamayız elbette. iorfa'dan günümüze kalitesiz yabancılarımız çok oldu. kaliteli yerlilerimiz de oldu. asıl mesele profesyonel futbolcu teknik direktör ve galatasaray'ın ihtiyaçları.

    galatasaray tarihinde köklü değişiklikler genelde yabancı hocalar tarafından gerçekleştirilebildi. derwall dediğimiz adam sadece futbol mentalitesi olarak değil antrenman sahası gibi fiziksel konularda da devrim gerçekleştirdi. her ne kadar sahada başarısız olsa da piontek'in fatih terim üzerindeki etkisi de tartışılmaz. kalli mesela orta vadeli bir yatırım uzmanı. gençleri seçer bulur ve onları prese dayalı futbolla başarıya ulaştırır. souness ise kısa pas ve yere yatmadan müdahele kültürü kazandırmıştı. derwall ve uefa kupası arasındaki zaman belki daha da kısa olabilirdi. unutulmasın galatasaray şampiyonlar ligine 90'larda her katıldığında aslında kafadan çeyrek final oynuyor gibiydi. hatta birkaç defa 2. olduğu halde statü gereği elendi.

    iyi yabancı futbolcuların avantajları ve dezavantajları mevcut: öncelikle defansif olarak pozisyon bilgisine sahipler. melo belki çok uç bir örnek ama aleyhimize olan her kornerde topu çıkarma görevi onda. kontraatak kesme görevleri genelde onda. 16/5/15 maçında attığımız gole bakın orada kritik müdahele ile atağı keserek topu sabri'ye kazandıran melo'yu göreceksiniz.*. defansif pozisyon bilgisi bugün mutlaka bir yabancıya güvenmemizi gerektiriyor. falco-stumpf, tomas-song, popescu vs. başarısız olanlar oldu mu? tabii mesela xavier. bir dünya markası olmasına rağmen bekleneni veremedi. mesela de boer. o da aynı şekilde.

    bülent mesela bir efsane olmasına rağmen pozisyon bilgisi iyi miydi tartışılır. yabancıların hücum gücü de yine bu poziyon bilgisine dayalı aslında. sneijder'ın attığı 16/5/15 maçındaki gol mesela tam bir beyin ürünü. bu golü anlamayacak adam inanın fazladır o yüzden garipsemeyin şike diye ağlayanları.

    bizde ne yazık ki altyapıda pozisyon bilgisi eğitimi verilemiyor. çünkü eğitimi veren adamların böyle bir bilgileri yok. rekabet içerisinde de fazla sallanmıyor çünkü bu bizim ülke genelindeki eksiğimiz. o yüzden çok da göze batmıyor. halbuki pozisyon alma, hangi topun nereden nasıl gelince nasıl savunulacağı ve bunun nasıl kontra kullanılacağı bir bilim dalı. bunu çözen adamlar ujfalusi gibi yaşı ilerlese de rakibin nereye gideceğini önceden görüp rakibin dolana dolana gideceği noktaya rakibi izlemeden direkt gidiyor ve kayarak da olsa müdahelede bulunabiliyor. biz de alpay özalan'ın hırvatistan maçındaki pozisyonuna ağıtlar yakıp duruyoruz.

    peki yabancı oyuncuların dezavantajı var mı? var.

    galatasaray bir his takımı. her yabancı melo gibi yüreğiyle galatasaraylı olamıyor. her yabancı sneijder gibi profesyonel değil. bu adamlar da hoca seçebiliyorlar. dahası bu adamların yerli oyunculardan farklı olarak bir dezavantajları var:

    amatör ruh. amatör ruh galatasaray'ın rijkaard döneminde başarısız olmasının ana nedenlerinden biri. şimdi o içindeki trolü sustur ve burayı dinle evladım. galatasaray defansı o dönem yerlilerden oluşuyordu. ofansif olarak da arda harici yerli yoktu. yerlilerdeki pozisyon bilgisi eksikliği takımı defansif olarak vuruyordu. tıpkı yabancılardaki amatör ruh eksikliği gibi. sağ açık keita asla sol açık arda gibi defansına yardımcı olmadı. balta asla sabri kadar yalnız kalmadı. kewell yaşlıydı toplu müdafaya katkısı sınırlıydı ancak profesyoneldi. lincoln ve elano asla oyunu iki yönlü oynayamadılar.

    bir de uefa kupası dönemine bakın: pres yapan oyuncular sadece yerliler. hagi dışındaki yabancılar hep defansif isimler. capone ve popescu en kritik isimler mesela. ancak yerlilerin ofansif başarısı gerçekten istisnai idi. her ne kadar burakla karşılaştırılma gafletine sık düşülse de hakan ilk 8 senesinde belki çok bitirici değildi ama pivot santrafor görevini dünya çapında yapıyor, her maç onu tutan adamları sağa sola sürükleyerek ortasahaya koridorlar açabiliyordu, arif çok bitirici olmasa da pres özelliği olan bir oyuncuydu, okan ergün suat emre ortasaha direncini arttırabiliyordu. galatasaray ortasahasında adam gibi pres yapan it gibi koşan tek yabancı istisna melo. onun gibisi gelmedi.

    şimdi galatasaray 4. yıldızı allah'ın izniyle taktıktan sonra bir yol seçecek. bu yol çok kritik ve çok kafa patlatılması lazım. ben galatasaray'ı şampiyon görmekle yetinemem. galtasaray'ın hedefi o kupadır. şampiyonluklarla tatmin olan acil galatasaraylılık nedir ne değildir kursa mı gidecek belgesel mi izleyecek ne yapacaksa yapsın. allah'ın izniyle şampiyonlar liginde oynayacağımız için transferlerde avantajlı olacağız inşallah. kısa vadede mutlaka defansa takviye yapılması lazım. ortasahaya, sağ açığa ve forvete takviye yapılması lazım. hücumcu oyuncular eğer melo karakterinde olmayacaksa -forvet hariç- eldeki yerliler (yasin, emre, selçuk) tutulmalı. sağ bek mutlaka yabancı olmalı çünkü yerli yok lan memlekette. hepsini aldık sonunda baktık ki sabri var yine. ah şöyle van gobbel gibi bişey alsak. omuz koysa güven verse rakip sağ kanadımıza adım atamasa lan.

    hoca meselesini burak vs meselesini 2 hafta sonra yazacağım bu dönem yazmak olmaz. özetle bir insanı yerli yabancı diye eleştirmek olmaz. aslolan galatasaray'ın başarısı.
  • 16
    yoktur. olsa olsa yabancı hayranı, yerli sevici, fanboy gibi aptalca isimlerle kutuplaşmaya zorlanılmış yazarlar vardır. boşuna kızıyoruz biz siyasetçilere, spor adamlarına falan toplumu kutuplaştırıyor diye. sen bu kadar kutuplaşmaya meraklı olursan hiç kimse yapmasa kendi kendine yapıyorsun bunu işte.

    çalışkan, ahlaklı, yetenekli, karakterli, iş ahlakı olan, aldığı paranın hakkını vermek isteyen, profesyonel olan sporcu sevilir, ona hayran olunur kardeşim. bu işin pasaportla alakası yok. ama bu saydıklarım da türk futbolcuların çoğunda yoksa bu da bizim kabahatimiz değil.
  • 17
    aralarında bulunduğum yazarlardır. tersten okursak türk hayranı sözlük yazarları grubuna da dahil olabilirim, metin oktay'ın, suat kaya'nın, cüneyt tanman'ın hatırları için.

    hagi'ye, popescu'ya, taffarel'e, simoviç'e, prekazi'ye, drogba'ya, sneijder'a, melo'ya ve dahi muslera'ya hayran olmayalım da taş mı olalım? tarihimizin yüzde 80 i yabancıların eşsiz katkılarıyla oluşmuş durumdayken üstelik.
App Store'dan indirin Google Play'den alın