resim
Wesley Sneijder
Görev:Stratejik Danışman
Takım:-
Yaş:40
Uyruk:Hollanda
  • 14126
    takımda kalırsa bu sezon çok faydalı olacağını düşünüyorum. kampa geç katılmakta suçlu doğru ama neden yönetim izin verdi ? vermese bu adam baş kaldırıp gelmeyecek miydi ?

    ortada ciddi bir şekilde mobbing var. quakerboy da yazdı tepkileri ölçmek amacıyla o haberler çıkarıldı diye. ama kampa erken katılmasını yönetimin iznine rağmen beklerdim.
  • 14127
    aslında kendisine gösterilen sevgiden ziyade net bir tepki koyuyor taraftar.

    3 senedir yattığı yerden milyonları cukkalamasına rağmen hala daha utanmadan "keyfim yerinde" diyen sözde kaptana, 3 gol attı diye dakika başı zam ve sözleşme isteyen 30'luk yasin "rönaldö" öztekin'e, galatasaray'ın bu sezon 14 puanına mal olan semih "eyvallah kardeşim" kaya'ya, bunlar dururken hatta prens ilan edilirken "pas sistemime uymuyor, hem 2 yıldır var da ne oldu?" diye sneijder'e borazanını öttürmeye çalışan tudor efendiye ve en önemlisi 3 transfer yaptılar diye bitleri kanlanan yönetime tepkidir bu.

    zaten bir kısım medya ve sucukçu taraftar da bundan rahatsız. o yüzden de sürekli dezenformasyon ve karalama kampanyası yapma derdindeler.

    yoksa sneijder gidebilir. sorun değil. ama iş yapan adam gidip göt salan adamlar kalamaz artık. bu iş bitti. bu sezon o çimler cehennem olacak bu aymazlara. hayvan terli artık.
  • 14131
    günlerdir sözleşme feshinin kapa bildirilmesini beklediğim oyuncumuz.

    arkadaşlar ortak derdimiz galatasaray, lami cimi yok bu işin. ne wesley yandaşları daha fazla galatasaraylı ne wesley düşmanları… ne terim yandaşları daha fazla galatasaraylı ne terim düşmanları… ne aysal yandaşları daha fazla galatasaraylı ne aysal düşmanları… hepimiz eşit derecede galatasaraylıyız, üç-dört senedir okur ve çaylak olarak bu sözlüğü takip ediyorum ve inanın buradaki hiç kimsenin galatasaraylılığından şüphe etmiyorum. anlamamız gereken olay şu; hepimiz galatasaray’ın iyiliğini istiyoruz fakat futbolu farklı yorumluyoruz.

    ben wesley’in gitmesini istiyorum ve bunu da oturduğum her galatasaraylıyla paylaşıyorum. bu isteğimin arkasını doldururken galatasaray menfaatlerini kendimce düşündüğüm müddetçe zannetmiyorum ki kötü bir galatasaraylı olayım, olsam olsam kötü bir futbol yorumcusu olurum ki öyle damgalanırsam da saygı duyarım.

    neden wesley’in gitmesini istiyorum?

    1. arkadaş bu adam takımın en çok maaş alan oyuncusu mu? evet. peki aldığı maaşın hakkını veriyor mu? hayır.

    takımın en çok maaş alan oyuncusu, aldığı maaşın hakkını nasıl verebilir?

    a. takıma liderlik eder, büyük maçlarda özel sorumluluk alır.

    b. takımı her maç olmasa bile sezonun büyük bir bölümünde ipten alır.

    c. inanılmaz bir skor katkısı verir.

    d. oynadığı mevki itibariyle yerinin kolay kolay dolmayacağını taraftara hissettirir.

    şimdi bakalım, wes, son iki senedir takıma liderlik ediyor mu? hayır. takımın saha içi lideri, melomuz gittiğinden beri yok. büyük maçlarda özel sorumluluk alıyor mu? kesinlikle hayır. dördüncü yıldızı taktığımız sezondan bu yana, wesley’in(aynı zamanda galatasarayın da)silik olmadığı herhangi bir derbi veya büyük maç var mı? yok.

    takımı her maç olmasa bile sezonun büyük bir bölümünde ipten alıyor mu? son iki sezon için konuşacaksak kesinlikle hayır. büyük maçlarda ipten almayı bırakın sorumluluktan kaçtığını yukarıdaki paragrafta yazdım ama küçük maçlarda da ortalıkta olmayan bir oyuncudan bahsediyoruz iki senedir. anadolu deplasmanlarında kaçak dövüşüyor, arenadaki maçlarda taraftara şirin gözükmek için arada coşuyor, bütün olayı bu, bu adamın.

    inanılmaz skor katkısı veriyor mu? hiç şu kadar gol şu kadar asist muhabbetine girmeyeceğim, transfermarktta yazan istatistikler benim için çok da bir şey ifade etmiyor. ben maç izlerken ‘en olmadı wesley atar bir tane keyfimize bakarız’ rahatlığını hiçbir maçta hissetmiyorum.

    oynadığı mevki itibariyle yeri kolay kolay dolmaz mı? bence dolar. kendisi kadar kaliteli olmasa bile iyi bir transfer politikasıyla şuan verdiği katkıyı verecek herhangi bir 10 numarayı, çok daha ucuz maliyete bulabiliriz. ha bana sorarsanız, galatasaray, eli belinde ileride bekleyen, top ayağına geldiğinde şık paslar atan veya kaleye şut çeken, sahadaki 9 kişinin bir kişi için koştuğu eski tip 10 numaraların bulunduğu sistemlerle değil, herkesin hiç kimse için ve aslında herkesin herkes için koştuğu kolektif bir futbol sistemi içerisinde mücadele etmeli. yani wesley’e ve onun mevkiini dolduracak herhangi bir oyuncuya ihtiyaç duyulmamalı.

    gelelim ikinci maddeye,

    2. wesley sneijder galatasaray’ı aşırı sahiplenen çocuk ruhlu veya işine son derece saygılı bir profesyonel futbolcu mu? hayır, ikisi de değil.

    bu maddeyi uzun uzun açıklamaya gerek yok, son zamanlarda saha içindeki halvet-i ruhiyesi, kamplara her yaz geç katılışı, sezon içerisinde takımdan üstün olduğunu hissettiren hal hareketleri ve son iki sezondur göt göbek yağ bağlamış şekilde gezmesi bu maddenin sorusuna verdiğim cevabı kanıtlar nitelikte bana sorarsanız.

    3. bu kadar olumsuz yargıya rağmen, wes’in bu negatif durumu sineye çekilebilir mi? sineye çekildikten ve her şey tatlıya bağlandıktan sonra galatasaray’a verebileceği bir şeyler var mı, olabilir mi? hayır yok ve hayır olamaz. dolayısıyla bu negatif durumu da sineye çekilemez.

    galatasaray bir kabuk değişimi içinde, beğenilsin veya beğenilmesin yeni hoca ve yeni transferle galatasaray önümüzdeki sene önüne somut hedefler koymuş. wes’in bu çetrefilli durumu her geçen gün takım içinde huzursuzluk oluşmasına sebep oluyor. ve maalesef huzursuzluğun olduğu yerden de başarı çıkmıyor. bir an önce wes defterini kapatıp bu somut hedeflere ulaşma yolunda camia olarak kenetlenmeliyiz.

    bu sebepleri wes’in gitmesi için saydığımda genelde şöyle bir tepkiyle karşılaşıyorum: ‘ya kardeşim tamam wes gitsin de ona sırana gelene kadar selçuk var, semih var, yasin var...’ evet, var ve onlar da gitmeli. tıpkı wesley sneijder gibi onlar da galatasaray’da miladını doldurmuş oyuncular ve tabiri caizlerse çöpler. ama wes’in gidişini o adamların takımda kalışıyla engellemek, hırsızlık yapan koltuk sevdalılarını ‘çalarlarsa çalsınlar canım ondan öncekiler sanki çalmıyordu’ yargısıyla aklayan yurdum insanına benziyor. bugün wesley’in gitmesi gündemde ve wesley bir çöpse onun gitmesini istemeliyiz. diğer çöplere de sıra gelmesi için gerekli baskıyı yönetime yapmalı ve onların da gitmesini gündeme getirmeliyiz. onların gitmesinin gündeme gelmeyişi, wesley’in çöp olduğu gerçeğini değiştirmez.

    wesley sneijder özelinde durumlar böyle;

    camia olarak bu sene kenetlenmemiz gerektiğini bir kez daha vurgulayayım ve nazım hikmet’in dizelerini galatasaray’a uyarlayarak şu yazıyı bitireyim,

    “dörtnala gelip mekteb-i sultaniden
    istanbul’a bir aslan yelesi gibi uzanan
    bu galatasaray bizim!”

    bu galatasaray bizim arkadaşlar, isimlere takılmadan takımımızın yanında olalım.
  • 14132
    ulkenin 15 senedir teslim edildigi insanlara bakiyorum, sonra geliyorum sosyal medya ve buradaki yorumlari okuyorum, cikardigim sonuc; cok normal, iyi ki daha da kotusu olmamis. bu kadar kolay manipule edilebilen, dusunmeyi maalesef bilmeyen insanlarin olusturdugu bir toplumda bundan iyisi olamazmis. derdim siyaset falan degil. o kadar bos laflar var ki, olacak is degil ama oluyor.

    takim arkadaslari ne dusunuyormus? ne dusunecek, akillari varsa yonetime sövüyorlardir, niye bu adama bu kadar izin verdiniz diye. benim yanimda oturan arkadasima 2 hafta bana 1 gun izin verseler ben yoneticime kizardim.

    izni yarida kesip kotu gecen sezonun ardindan donmeliymis. neden? sen sirkette yil sonu hedefi tutmayinca izne cikmiyor musun? burada aylardir yaziyoruz, bu beceriksiz yonetim vizyonsuzluguyla sadece sezonu kaybetmiyor, o an kadroda olan oyuncu grubunu da kaybediyor, inanclarini kiriyor. bu takimin buyuk bir kismi degismeden bir cacik olmaz bizden.

    siz yonetimde/takimda kisaca kulupte kusursuz bir disiplinin hakim oldugunu mu dusunuyorsunuz? ici bos laflarla olmayan duzenler yaratip sonra isinize geleni uymadi diye sucluyorsunuz. kampa gelme muhabbetini adalete baglayan bile var, guluyorum. ucuz oyunlarla basina haber yaptirip adami gondermeye calisiyorlar. yahu adam izinli degilse ve kampa gelmiyorsa yapacagin iki sey var; once bir ara sor, cevap yoksa kadrodisi birak gitsin. bu kadar zor mu bunu yapmak? o zaman kim sneijder'in arkasinda olurdu soruyorum size? ortada bir gariplik oldugu asikar degil mi?

    sözün özü, sneijder kalsa da gitse de, ben ne taraftarda, ne takimda ne de en onemlisi yonetimde sampiyonluk havasi gormuyorum, aci ama gercek. 2010/11 sezonundan sonraki transfer donemiyle bu donem cok farkli. sneijder'in olmasi bize sadece daha keyifli bir sezon izlettirir gibi duruyor, sampiyonluk uzak.

    bu gece itibariyle turkiye'ye gelmis futbolcu. ilk kez bugun geliyor olsa burasi bayram yeriydi, suan ikiye bolunmus. medya buyuk guc.
  • 14133
    galatasaray futbol takımının en kaliteli futbolcusudur.
    bu takımda herhangi bir kişi aşağıdaki gibi bir karede yer alsın. isterse sezonun ilk maçına kadar takıma katılmasın.
    biliriz ki o adam zaten en üst seviyeye çıkmıştır, ve o seviyeye gelene kadar fazlasıyla çalışmıştır. bir kaç maç tolerans hep vardır, olmalıdır.

    http://adm2.webaslan.com/...jder_messi_51111.jpg
  • 14136
    wesley sneijder kesinlikle gönderilemez.
    1 yıl daha sözleşmesi var ve en az 1 yıl daha bizimle kalmalı.
    performansına göre sezon sonunda sözleşme uzatılır ya da uzatılmaz,

    ama beşiktaş 2 yıldır üst üste şampiyon olmuşken, üzerine bir de pepe'yi transfer etmişken,
    ha keza, başakşehir, fenerbahçe, trabzonspor...
    yani kısacası rakiplerin çok güçlenmiş ve de güçlenmeye devam ederken,
    sen elindeki dünya yıldızı, geçen sezonun asist kralı, takımın beyni wesley sneijder'i gönderemezsin arkadaş.

    wesley hemen kampa katılmalı, bir kaç gün az idman yapmış olması sorun değil, tudor onu adam eder.
  • 14138
    sneijder'in takım arkadaşlarında da ne göt varmış yırta yırta bitmedi arkadaş. sezon içerisinde yırtsalarmış, bana mı sordular sanki 3 elemeye düşecek kadar kötü performans gösterirken?

    sneijder yönetimden izin istemiş mi? istemiş. yönetim izin vermiş mi? bu zamana kadar yönetim çıkıp yok biz izin vermedik demediğine göre vermiş. aynı yönetim izin verdikten sonra basına sneijder kampa gelmiyor haberi servis ettirmiş mi? ettirmiş. ha derseniz ki sneijder keşke zamanında gelip konuşan herkesin ağzını kapatsaydı, eyvallah keşke öyle olsaydı derim ben de. ama adama izin vermişsin, arkasından göndermenin yolunu yapmışsın. artık bırakın şu olayda takım arkadaşları 112 derece sıcağın altında tatil yaparken edebiyatını. sneijder suçlu ise, yönetim 3 kat daha suçlu.

    maaşında indirime gidip 3 senelik sözleşme imzalamasını umduğum oyuncu. muslera da kendisi de futbolu bizde bırakmalıdır.
  • 14139
    wesley giderse biraz üzülürm kalırsa da biraz sevinirim daha fazlası değil ama benim anlamadığım takımda kalacaksa neden kamp'a katılmadı, ne ayrıcalığı var, ne bahane gösterdi de izin verildi? bizim duymadığımız bi akrabası mı vefat etti, çocuğu mu oldu vb. böyle davranışlar takım içinde ona karşı gruplaşmaya ve ön yargıya neden olur. takım içinde huzursuzluğa neden olur takım olmanın önüne geçer. wesley özünde konuşmuyorum ama yıldız değil super yıldız ol geçerli bir bahanen yoksa kamp'a geç katılma hakkın yok eğer buna göz yuman yönetim varsa tekrardan daha sesli yönetim istifa!!!
  • 14140
    ne demiştik, uzun ve avaneleri neyse bu sneijder ve müritleri aynı. resmen tescillendi. bir de sneijder nöbeti tutmaya başlarlarsa muhteşem olur. bunlara sorsan metin oktay galatasaraylısı, his takımı falan diyecekler. sadece gülüyorum. 15 senedir uzunun avanelerine nasıl laf anlatılamıyorsa bu sneijder müritlerine de laf anlatılamıyor. bir de slogan bulmuşlar falan, dik dur eğilme bu taraftar seninle diye de bağırdınız mı?
  • 14141
    bu adamın son iki haftada medyada konuşulduğu kadar van persie yada senelerdir hiç bir şey oynamayan selçuk konuşulmadı. yönetimin bu işi tezgahladığı açık, gaza gelmeyi seven bir kısım taraftarda buna çanak tutuyor. sneijder iki hafta daha tatil yapsın, geldiğinde çoğu oyuncudan daha fazla katkı veriri. ayrıca bu takım ön elemeyi 10'suz geçemiyorsa dükkanı kapatalım. elimizdekinin değerini bilmiyoruz. giderse sene içinde çok arayacağımız portakal.
  • 14142
    mobbingin kesilmesi, kendisinin kalması gereken topçu.

    gitmesini isteyenler sanki bu adam kalırsa 5 sene daha kalacakmış ta hamit gibi rızık reis olacakmış minvalinde konuşuyor ya en çok ona hayret ediyorum.
    arkadaş madem galatasaray'ın menfaatleri öncelikli ki benim için de her zaman öyle. win-win ilişkisi var bu adamın kalması durumunda. nasıl mı?
    1) bu adamdan dünya kupası öncesi maksimum verimi alamayacağını düşünmek tamamen saçmalık.
    2) bu adamı seneye bonservisiyle birlikte satmak varken, bu sene iddia edildiği gibi bonservisini vererek satmanın neresi akıl karı tüm bu şartlar altında.
    anlamak çok güç. tam bu dursun özbek yönetimi işi eğer öyle olursa.

    seneye de bonservisinden gelecek karla birlikte maaş yükünden de kurtularak yolları ayırmak kadar mantıklı durum yok.
    amaç satmaksa bu şekilde satmak olmalı, sneijder gibi bir isimden sabri'den kurtulmaya çalışıyormuş gibi değil.
    takınılmış bir kamp mevzusuna sadece oradan gidiliyor. yapmayın.
  • 14143
    çok merak ediyorum şu futbolcularla kendi mesleklerini sürekli kıyaslayan insanlar hangi kafaları yaşıyorlar. "ben yanımda çalışan bir hafta izin alsa sinir oluyorum, takım arkadaşları ne düşünüyor"muş. ben sana söyleyeyim ne düşündüklerini: "akşam nusr-et'e ferrari ile mi bentley ile mi çıksam, dün maseratti'yi çıkarmıştım garajdan neyse hiç uğraşmayayım. zaten hatun'u bebek'e alışverişe götürecektik. of ne çok işim var. :("

    futbolcu lan bunlar futbolcu. senin bir ömür çalışsan kazanamayacağını adam bir senede kazanıyor. senin bir sene didinerek yaptığın birikimi adam maçın son beş dakikasında oyuna girince yapıyor. senin kapısının önünden geçemeyeceğin mekanların kapısında karşılanıyorlar. senin yüzüne 3 saniyeden fazla baksan terleyeceğin kadınları sevgili yapıyorlar. kampta bi tarafları terliyormuş. sene boyu takıma yarardan çok zararı olan adamlar o milyon dolarları sağlama almak için elbette terletecekler bir taraflarını. bırakın şunlara emekçi çalışan muamelesi yapmayı yahu. senelerdir bu kafa yüzünden elimizdeki değerleri yok pahasına gönderip, sabri, selçuk, semih, aydın, umut gibi futbol fukaralarını besledik. niye? "yaauuwww çok goşiylar, çog calışganlar". eh yeter lan.

    bunu da ne fener yapıyor ne beşiktaş ha. konu bir tek bize geldiğinde "emek, iş, aş" muhabbeti dönüyor nedense. bi tek bizimkiler "terli selçuk" fotoğrafı gösterip goygoy yapıyorlar. talisca haftalardır kafa izni yapıyor. sıkıysa açsın bakalım takım arkadaşlarından biri ağzını. sıkıysa yazsın medya bir şeyler. niye? orada bir başkan var, istemediği adama açık açık "istemiyorum ben bu adamı" diyecek karakterde bir teknik direktör var.

    şu yönetimde az kafa olsa mobbingi bırakır. rakibin pepe'yi de alıp afedersin ortalığın mına koyacak bir savunma hattı oluşturmuş. senin savunma hattın mısır koçanlarından oluşuyor. bari tut şu sneijder'ı elinde, belhanda-sneijder-feghouli-gomis dörtlüsünü kurup hücümda ezmeye bak rakiplerini. anca köylü kurnazlığıyla elinizdeki futbolcuyu yemeye çalışıyor kafanız anasını satim.

    yasin çok çalışıyor ama, kampa da erken geldi zamlı sözleşmeyi hak etti di mi arkadaşlar?

    yok, zerre ümidim yok bu sezondan da.
  • 14144
    lider kültünden nasiplenen/payını alan oyuncudur. biraz açıklayalım; lider kültü nedir?

    az okumuş, pek az aydın ülkemizin medyada konuşanlarının son yıllarda dillendirdiği ancak dil sürçmesiyle lider kültürü olarak da söylenen, böylece anlam zeminini de yitiren bir kavram. lider kültü; bir lidere adanma, onun şişirilmiş imgesiyle bütünleşme ve bir parçası olmaya çalışma ve ona yaklaşmak için belli ritüelleri kullanarak ruhsal doyum sağlama olarak tanımlanabilir. bütün bu saydıklarımı bir araya toplayan kelime tapınma olduğu için bundan sonrasına lider tapınması olarak devam edeceğim.

    insan ruhu açısından tarihin zor bir döneminde yaşıyoruz. bu kısmı uzatmayacağım ancak sürekli manevi bir saldırıyla karşı karşıya ve giderek güçsüzleştiğimiz, önemsizleştiğimiz bir dönemdeyiz. böyle dönemlerde insan doğal olarak kendi kişiliğini yitirmeye başlar ve reaksiyonel olarak bunu engelleyecek bir şeye tutunur. eskiden bu; dinler, ideolojiler, politik akımlar vb.de hayat bulabiliyordu. şimdi teknoloji ve özellikle sosyal medya yüzünden fikirler, akımlar, inançlar ortadan kalkar oldu. daha doğrusu herkes ve her şey bir portrenin arkasına saklanmak zorunda kaldı. kendinizi yoklayın, has adamınız olmadan sevebildiğiniz bir şey var mı? takım tutar gibi tutmadan fanı olduğunuz bir şey? en sevdiğiniz filmi düşünün, karakterlerden biri "adamınız" değil mi?

    insan ruhu aptallaşıp, geriye gittikçe, arkasına saklanacak güçlü bir portreye, ünlü bir instagram profiline, kendisine ait olmayan bir vesikalık fotoğrafa daha çok ihtiyaç duymakta. işte lider tapınması ile bunu en uç noktada yaşayabilir, tüm eksiklerinizden arınabilirsiniz. tayyip erdoğan ve atatürk örneği zaten aklınıza gelmiştir. ikisi de birer insan. doğrusu yanlışıyla. ama artık onları doğrusu yanlışıyla değerlendiremezsiniz çünkü onlara tapınan kitleler var.

    aynı şey mesela bu aralar wes sneijder ve ünal aysal için oluyor. mesela uğur karakullukçutam bir sneijder kültü mağduru, çünkü sneijder'in arkasında siper alanlar kendisini daimi ve kalıcı sneijder düşmanı ilan ettiler. artık karakullukçu ne dese onları irrite edecek. kendini de parçalasa "sadece gördüğünü yorumladığına ve düşündüğünü söylediğine" ikna edemeyecek. geçmiş olsun.

    bir de lider tapınmasının %100 gerçekleşen bir nihayeti vardır; lider yozlaşır. arkasında hissettiği kitlenin gücünden başı döner, ayrıcalık hakkı olduğuna inanmaya başlar (arkadaşlarından daha fazla izin yapmak, fiili durum yaratıp anayasa değişikliğine zorlamak, dersim'i yakın diyebilmek vs.) ayrıcalık öyle bir şeydir ki başladığı zaman geometrik olarak artar ve yine öyledir ki insanı işlevsizleştirir. yeteneklerini kaybettirir. daha önceden iyi yaptığı şeyleri artık yapamamaya başlar. (aslında ruhsal açıdan bakarsak, arkasındaki kitlenin lidere atfettiği yalan güç, lideri de zayıflatmıştır. kitle ruhsal olarak geriledikçe lider de gerilemeye başlamış, bunu örtmek günden güne zorlaşınca da lidere atfedilen sanal karizma artmak zorunda kalmıştır.)

    sneijder tapınması nasıl oluştu derseniz, bence basit sebeplerden. galatasaray gibi vizyoner, yüzünü batıya çevirmiş ve gözünü orada en yükseğe dikmiş bir kulübün/yapının tutkunu olan taraftar kümesinin, kendi ideallerine, fantezilerine uygun son figürü sneijder olduğu için. eski türkiye, eski galatasaray çağrışımını yaptığı için. batının batısından bir adam olduğu için. güzel (aslında "decent" tam kelime) bir eşi, harika bir çocuğu, bu taraftar kümesinin kendini yapıştırabileceği bir temsili olduğu için.

    peki wesley sneijder aslında kimdir? şimdi wesley kültü/tapınmasına dahil olanlar ve bundan nefret edenleri kurtarmak için tertemiz bir tanım yapacağım. iki taraf da rahat rahat okuyup biraz olsun iyileşebilir:

    wesley sneider, 170 cm, on numara. pas ve şut özellikleri üst düzey, topla hareketlenme, dribbling ve çalım olarak oldukça zayıf. hollanda ekolüne uygun oynayan takımları ve teknik direktörleri seviyor. parladıktan sonra transfer olduğu real madrid macerası istediği gibi gitmeyince inter milan da şampiyonlar ligi kazanarak kariyer zirvesini gördü. sakatlıklar vs. nedenyle düzgün forma şansı bulamadığı dönemde galatasarayın vizyon transferi olarak kulübe katıldı. ilk anlaşılan maaşı futbol piyasası ve galatasaray için oldukça dolgun sayılsa da geçen 4 yılın içinde ücretlerin akıl almaz yükselişiyle kısmen makul bir rakamda kaldı. takım için faydalı ve çok faydalı olduğu iki sezonun ardından takımın kötü yönetilmesi ve ülkenin içinden geçtiği zor dönem nedeniyle fiziksel ve mental olarak hızla geriledi. kilo aldı. (eskiden yaptığı becerileri sergileyemeyen lider) kalitesine hep güvenilen bir oyuncu olsa da takıma verdikleri, taraftarın verebileceğini düşündüklerinin hep altında kaldı. bir takım taraftar bunu "etrafına uygun takım kurulamamasıyla" açıkladı ("aziz milletim beni affetsin, kandırıldık") bir kısmı takıma ihanet ettiğini ve kendisini zorlamadığını öne sürdü. 2017-2018 sezonu transfer döneminde takımdan ayrılma ihtimali üzerine haberler geliyor.

    buyurun size pırıl pırıl sneijder.
  • 14146
    yildiz sapkinlari tarafindan savunulan futbolcu. cok merak ediyorum o havaalanina karsilamaya giden arkadaslar yildiz isimlerin olmadigi ama tarihin en guzel futbollarindan birini oynayan 2011-2012 sezonunda takimi izlemeye kac kere geldiler. buyuk ihtimal gelmemislerdir. cunku o sezon ortalama 25 bin kisiye falan oynuyorduk. ama ne zaman ki drogba, sneijder transferleri yapildi, stat dolup tasmaya basladi. kendisine hala saygi duyanlari tenzih ediyorum ama bu adama sapkinlik derecesinde bagli olanlarin derdi bu iste. korkmayin oglum takimda bir sneijder olmayacak ama "takim" gibi takim izleyecegiz. herkesin kafasina gore takildigi, sneijder' in mac boyu eli belinde gezip son dakikada 35 metreden cakip farki 3'e indirdigi maclar izleyemeyecek olsaniz da, takim izleyeceksiniz. 2011-2012 sezonu gibi olmasa da ozledigimiz mucadele ve baskiyi gorecegiz.
    modern futbol gelisimini takip eden herkes sneijder' in dunya futbolunda bu durumuyla yer edinemeyecegini bilir. adam bildigin kendisini sahanin sol ic kosesine hapsedip, sadece sut kovaliyor. boyle bir futbol kalmadi. en iyi zamanlarinda dahi topu alip 2 adam gectigini hatirlayan var mi ? bize gerekli olan sneijder gibi vucudu yag baglamis oturdugu yerden sut arayacak degil, oyunun iki yonunu de oynayabilecek, tempolu ve akici futbola ayak uydurabilecek isimler lazim.
    cok duygusala da baglamayin. o kadar sevseydi sizi ibiza' da garsonluk yapacagina gelir iki topa vururdu.
    yine de yaptiklari nicin tesekkurler. galatasaray tarihinde iyi bir yer edindi kendine. gule gule sinsi portakal.
  • 14149
    başarısız gözüktüğü iki sezonda arkasında* bilal (jem)-selçuk, *de jong-selçuk ikilisiyle oynamış oyuncu. kusura bakmayın renktaşlar, yerinde lionel messi'de olsa yapacağı şeyler sınırlıdır.

    arkasını, johansen-delaney ya da lemina-asamoah ile doldurduğunuzda (gündeme geldiler, para hep başka yerlere yatırıldı) görmek lazımdı bir de performansını. rakip, atiba - oğuzhan ikilisini kullanıyor orada ve fark yaratıyor iki senedir önlerinde talisca ve jose sosa'yla. önlerindeki oyuncu değişse de başarısı baki kalıyor; çünkü doğru besleyip, iyi taşıyorlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın