ne kadar formsuz da olsa kafası mıknatıs gibi. dikkat ettiniz mi bilmiyorum, rakibin stoperi kalecisi ne kadar şişirirse şişirsin indirecek adamın arkasında konumlanıp en doğru zamanlamayla nelsson vurur kafayı. hiçbir zaman da rakibin önüne geçip vurmaya çalışmaz, en ufak şarjda geriye sektirmez topu. hep arkasında bekler ve bir şekilde o topa vurur. 10 poziyonun 8'i böyledir, birini rakip indirir, birinde top muslera'ya kadar gider. rakipte eski karagümrüklü
markao gibi bir anomali yoksa bu hep böyle olmuştur. nelsson, bu konuda bir marka. fm'de böyle bir özellik olsa nelsson'un seviyesi 20 üzerinden en az 17 olurdu.
dünkü maça bakıyorum, rakibin şişirdiği her top ya banza'da ya nwakaeme'de. biraz kısa atıldıysa mendy'de. adamların oyun kurmadaki tek opsiyonları geriden şişirmekti ve çoğunda başarılı oldular. bir şekilde o geçişi kıramadık, 1. bölgeden atılan her uzun topu rakibe kaptırdık. bu problem bu kadar ciddiyken nelsson oyuna girse 2. golü, hatta üçüncüyü yer miydik bilmiyorum. bence en doğru karar ikinci devrenin başında bir şekilde kaan-nelsson-abdülkerim üçlüsüne dönmekti. geride garantici bir üçlü olsa diğer mevkilerde kimin oynadığı çok da problem olmazdı çünkü trabzonspor'un savunması inanılmaz kötüydü. kaan ve abdülkerim aynı anda oyundayken oyun kurulumuyla ilgili bir problem de yaşamazdık. nelsson kafadan silindi diye komple görmezden gelmenin hiçbir anlamı yok, dün savunmada ihtiyacımız olan şey onun pozisyon bilgisiydi, özellikle de 2. yarıda.
(bkz:
16 aralık 2024 galatasaray trabzonspor maçı)