100 metre sprint tarihinde önemli bir yer edinmiş, bazı sınırları ve limitleri paramparça etmiş olan adam. aynı döneme denk geldiği
asafa powell,
justin gatlin hatta
tyson gay gibi çok büyük sporcuları her daim ikincilik için yarışmak zorunda bırakmıştır. tarihte kayıt altına alınan ilk 10 saniye altı derece, 1968 meksika olimpiyatlarında amerika birleşik devletleri'nden jim hines'in koştuğu 9.95 idi. hines kariyerinin pik dönemi olan 1964-1968 arasında derecesini ve dünya rekorunu 10.04'ten 9.95'e çekebilmişti.
tarihsel olarak ele aldığımızda bir sonraki sıçrama carl lewis - ben johnson kapışmasının yaşandığı 1980'lerin ikinci yarısında yaşanmış. 1991'de tokyo'daki dünya şampiyonasında lewis'in koştuğu 9.86 o dönem için limitleri paramparça etmişti. tarihsel anlamda bakıldığı zaman 23 senede 9 salise geliştirilebilmişti 100 metre dünya rekoru.
ikibinlerin başına geldiğimizde bu sefer maurice green ve tim montgomery rekabeti vardı. green'in 1999'daki 9.79'una montgomery 3 sene sonra 9.78 ile cevap verdi. 11 senelik dönemde alınan yol 7 salise idi, bu da bir önceki 25 yılın iki katı bir ilerleme olarak görülebilirdi.
bu iki amerikalı efsane atletin bıraktığı yerden jamaikalı powell ve yine amerika'dan gatlin bayrağı devraldılar. 2005-2007 arasında powell 3 kez, gatlin 1 kez 9.77 koştu. 2007 sezonunun sonlarında powell'in 9.74'ü yeni dünya rekoru idi.
taa ki ertesi sene bu manyağın evladı ortaya çıkana kadar...
olimpiyatlara 3 ay kala 9.72 koşarak ismini dünyaya duyurdu. o dönem için beklenmeyen bir derece değildi elbette ama dünya kamuoyu powell ya da gatlin'den birinin kırmasını beklemekteydi. en az birkaç yıl daha devam etmesi beklenen powell-gatlin çekişmesini araya kaynatacağı o dönem pek de beklenen birşey değildi. 16 ağustos günü son 30 metresinde kollarını açıp sevinmeye başlayarak koştuğu 9.69'la taraflı tarafsız, anlayan anlamayan herkesin ağzını bir karış açık bırakmıştı. tüm spor çevreleri kırdığı rekor ve olimpiyat finalinde en yakın rakibine yaklaşık 15 salise fark atmasından ziyade o 30 metreyi de koşsa neler yapabileceğini tartışmaya başladı. o sorunun cevabı da ertesi sene berlin'de düzenlenen dünya şampiyonasında bulundu...
tam bir sene sonra, yine bir 16 ağustos günü berlin olimpiyat stadını dolduran binler ve ekran başındaki milyonlarca insan bu sorunun cevabını almak için toplandı. kendisini sonuna kadar zorlayacak bir line-up, +0.9 gibi çok güzel bir rüzgar ve fiziksel olarak zirvesini yaşayan bolt...
https://www.youtube.com/watch?v=0PH0SV4j1Es ortaya çıkan 9.58'lik derece bırakın hayal edilmeyi, üzerinden geçen neredeyse 10 senede bugün bile inanılamayan bir seviye oldu. adım mesafesinde ona büyük avantaj sağlayan uzun boyunun dezavantajı ise hareket kabiliyetinin görece zayıf kalmasıdır. bu sebepten her daim çıkışta ve yarışın ilk 15-20 metrelik bölümünde zayıf kalmıştır. o bölümde kaybettiği zamanı da minimal seviyeye indirebilirse 9.40'lara ulaşabileceği konuşulmaktaydı. iki yıl sonraki dünya şampiyonasına da aynı form durumuyla, belki de daha güçlü olarak gelmişti, zaten dünya rekoruyla oynamaya başladığı 2007 yılının üzerinden 4 sene geçmişti ki, tarih boyunca tüm sprinterlerin "pik" dönemi için artık limit bir zamandaydı. belki de kariyerinde ilk ve tek defa risk alarak yarışın başlangıcında kendini aşmayı denedi, ama olmadı... o hatalı çıkış bolt'u bir dünya şampiyonluğundan, bu branşı ise akıl almaz bir rekordan mahrum bıraktı belki de...
sonrasında hiçbir zaman o form durumuna yaklaşamasa da sporu domine etmeye devam etti, yer yer sakatlıklardan dolayı bazı yarışları kaçırsa da emekliliğini açıkladığı dünkü yarışa kadar kazanmaya devam etti. 10 yıl gibi uzun bir süre sprint branşları dünya çapında domine ederek kırdığı rekorlar kadar dünya spor tarihine o açıdan da ayrı bir iz bırakmayı başardı.
2007'de 9.74 olan dünya rekoru sadece iki sene içinde 9.58'e indi. 9.95'ten 9.74'e 29 yılda geçilebilirken, 9.74'ten 9.58'e 2 yılda inilebildi. sporun, bilmin ve insanlığın gelişimine bakıldığı zaman istatistiksel anlamda iyimser tahminle 2013-2015 arası bir dönemde ulaşılması muhtemel bir dereceydi. onun 2009 yılında bu dereceleri yapabilmiş olması ne kadar büyük ve sıradışı bir sporcu olduğunun ispatıdır aslında. bir sprintere göre fazlasıyla uzun olan boyu ona adım mesafesi konusunda ciddi avantajlar sağladı, tabi aynı oranda çıkış ve ilk metrelerde dezavantaj oldu. vücut ölçüleri aerobik kapasitesinin de tarihteki sporculardan daha büyük ve geliştirilebilir olmasını sağladı. tabi tüm bunlara günümüzde sahip olunan antreman, beslenme ve "recovery" teknikleri, fiziksel hatta anatomik ar-ge imkanları da eklenince ortaya çıkan sonuç usain bolt oldu...
bugün geldiğimiz noktada 9.58'in altının ne zaman görülebileceği öngörülemeyecek durumda. hali hazırda, 8. yılını doldurmuş bu rekora yaklaşabilecek bir sporcu yok piyasada. birkaç yıl daha 9.60'lara inmek bile büyük bir başarı olarak görülebilir. powell ve gatlin'in de kariyerinin son demlerine girdi artık. kayıtların tutulmaya başladığı 1930 yılından bu yana en uzun süre kırılamayan 100 metre rekoru 1968 yılında jim hines'in koştuğu ve 15 sene sonra 2 salise geliştirilebilen 9.95'i oldu. tekrardan sıradışı bir sporcu çıkıp ezberleri darmadağın etmezse belki 2024 olimpiyatlarında bu rekora yaklaşılabilir ya da geliştirilebilir... bu da yaklaşık 20 yıl demektir ki bolt'un döneminden ne kadar ötede olduğunun bir başka ispatı olur...
bu saatten sonra ne yaparsa yapsın aynı form durumuna ulaşması imkansız. akıl almaz bir para için olsa da sırf maddiyat uğruna birkaç yıl daha kendini paralayıp kendisi için sıradan bir derece için çalışır mı, bilinmez....