resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 1776
    şike sürecinde kimi zaman galatasaray taraftarı bakımından da çok eleştirilen ancak geldiğimiz noktaya baktığımızda süreci tek başına yönlendirmiş başkanımız.

    takılmış millet 20 milyon lafına.

    kanaltürk'de de ılımlı açıklamalar yapmıştı başkan, alt metinde sike sike düşüreceksiniz başka çareniz yok demek kaydıyla.

    dün 7-8 takımın düşeceğini sanmıyorum 1-2 takım düşecektir diyerek son noktayı koymuştur.

    diyeceğim o ki galatasaray taraftarı bu defa da 20 milyona takılmasın. alt metne baksın.

    tüm dialog içerisinde o yol yapılacak dedi özetle.

    neymiş " galatasaray taraftarı cezalandırılıyomuş" neymiş "başbakanın kin tutmaktan daha önemli işleri varmış" neymiş "20 milyon galatasaray yandaşı akp seçmeni varmış." tüm bunları birleştirince ortaya neymiş "o yollar eninde sonunda yapılacak, taraftara eziyet etmek sandıkta taraftarın sana eziyet etmesi anlamına gelir" sonucunu çıkarır.

    hakikaten de durum budur.

    başkan o yolları yaptırmak için var gücüyle çalışmaktadır.
  • 1778
    anlatmaya çalıştığı şeyi yanlış anlatmıştır ya da yanlış anlaşılmıştır bana göre. bana göre anlatmak istediği şey, galatasaray taraftarının da bir bölümünün akp seçmeni olduğu, bazıları sandıkta görüşürüz tehditleri savururken bu tür şantajlara boyun eğilmemesi gerektiği ve galatasaray taraftarına kimsenin küsmeye, hizmet etmemeye (stad ulaşım sorunu) hakkının bulunmadığıdır. bence ortada büyütülecek hiç bir şey yok. ki başkan akp, chp veya mhp sempatizanı olsa nolur? asıl olan kulübe vereceği hizmettir. kulübün çıkarlarını hiç bir siyasi partinin, baskının altında ezdirmemektir. yıllarca siyasi görüşü nedeniyle eleştirdiğiniz hakan şükür'ün kulübe verdiği hizmet bellidir. yönetici veya futbolcunun siyasi görüşü açıkçası hiç umrumda değil. işini doğru yapsın, mantık çerçevesinde hiç bir şeyi galatasaray'ın üstünde tutmadan çıkarlarını savunsun yeter.
    not: akp seçmeni değilim.
  • 1780
    benim gördüğüm, algıladığım kadarıyla faruk süren vizyonunu canaydın centilmenliği ve mehmet cansun sempatikliğiyle birleştirmiş bir başkan. çok seviyorum kendisini.

    birand'ın programındaki açıklamalara gelince, her konuda yine doğruları çekinmeden söylemiş. en çok eleştirilen yerde ise, kaç milyon kişinin akp'ye oy verdiği hesabını bırakıp, oradaki vurgunun 25 milyon galatasaray taraftarından, 20 milyonunun akp'nin de girdiği seçimlerde seçmen olduğunu ima etmiş, seçilen partinin de 25 milyon galatasaray taraftarının hizmetkarı olduğunu güzelce hatırlatmıştır. ha yok bok atmak istiyosanız, atın. ama bilin ki galatasaray'la siyaseti aynı seviyede tutarsanız bir erdoğan bayraktar performansına yakınsınız demektir.

    başkan galatasaray'ın siyaset üstü olduğunu senden benden iyi biliyordur, merak etmeyin. bu kadar düzgün bir adamın ağzından çıkan ilk yanlış şeyde de ortalığı velveleye vermek yersiz kanımca.

    galatasaray = türkiye > herhangi bir siyasi parti, bu konuda daha konuşmaya gerek yok.
  • 1781
    başkan olduğu günden beri "diğerlerinden" farklı olduğunu türkiye'ye göstermiş; aylar önce söylediği sözlerin doğruluğu fenerbahçeliler dahil herkes tarafından kabul edilmiş, dik duran, adam gibi adamdır.

    başkanımızın bu kadar "aleni" şekilde yalakalık yapacağına inananlar(ımız) var ya, işte onlara inanamıyorum. fenerbahçe troll'ü kaynayan ekşi sözlük'te de söyledim, burada da söylüyorum. kalitesini ve onurlu duruşunu bizlere sevdirmiş, türkiye'ye kanıtlamış olan ünal aysal'ın ağzından çıkanları kulağınızdan içeri kabul ettikten sonra biraz düşünün. düşünmeden konuşmayın...

    evet, keşke spor'un içinde siyaset hiç olmasa, fakat başkan'ın da dediği gibi, galatasaray'ın önüne hala taş konuluyor. iş artık birilerine giydirme noktasına geldiyse eğer, ki geldi, ünal aysal bunu çok güzel biçimde yapmıştır. anlamıyorum, beklenti neydi?

    ünal aysal: "bizim 35 milyon taraftarımız var, yollar yapılmazsa sandıkta görüşürüz." deseydi daha mı iyi olacaktı? o kadar tatlı giydirmiştir ki hala çoğu kişi giydirdiğini de anlamamıştır. kimseyi rencide etmeden, tehdit etmeden, üstü kapalı bir şekilde uyarmıştır. bundan başka bir şeye* inanmak ünal aysal gibi bir insana hakarettir.

    ekşi sözlükte yazdığım yazı: http://www.eksisozluk.com/...+verdi%2F%2327167830
    ünal aysal hakkında kısa bir bilgi: http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%9Cnal_Aysal

    her şeyden öte, yine de galatasaray taraftarını tebrik etmek lazım. ne iki pahalı transferden sonra başkanlarına olan tepkisini unutan beşiktaş taraftarı gibi, ne de 100 yıllık kulübü çamura(!) batıran aziz yıldırım'ı savunan omurgasız fenerbahçe taraftarı gibi davranmıştır. ne kadar açıklamanın yalakalık vs. tarzı bir amacı olmadığını bilsemde, inansam da, galatasaray taraftarının tepkisini ortaya koyması takdire şayandır.
  • 1783
    yanlışlıkla kurduğu cümleyle ilgili herkes, "eyvah şimdi medya iyice dallandıracak, dillerinden kurtulamayacağız" gibi şeyler söylüyor.

    fakat, medyadan fazla biz irdeledik konuyu. resmen kendimiz gündeme getiriyoruz. biz tartışıyoruz. çok saçma değil mi ?

    abartmaya gerek yok, "anlatmak istediği başka birşeydi, cümleyi yanlış kurdu" deyip geçmek lazım.
  • 1784
    katıldığı 32. gün programında iktidara olan net mesajının anlamak istemeyenler olduğunu göstermiştir. başkan açık açık "galatasaray taraftarını karşı alırsan oy sayıları aleyhine çok fena değişir." demiş, millet hala yok onlar zaten 21 milyon küsür oy aldı, 20 mülyonu bizden gidemez filan diyor, istatistik veriyor. aynştayn'lar sardı dört bir yanı bir anda.

    tekrar belirtmekte fayda var, o cümle istenmeden, sehven vs. kurulmadı. bilerek söylendi ve mesaj gerekli yerlere gitti, anlayana...
  • 1787
    açık ve seçik bir şekilde recep tayyip erdoğan ve partisine, stadyumla ili "hodri meydan" demiş, diyebilmiş başkanımızdır.

    sözlükte bu sözleri neden bu kadar abartıldı anlamıyorum. bugün 58. madde değişsin, bir defalığına küme düşme olmasın diye ortalık çorbaya dönmüşse bunun başlıca nedeni mecliste oy birliğiyle verilen sporda şiddet yasası değişimi kararıdır. 10 senedir akp "a" dese, "a nedir efendim, a'nın diğer harflerden farkı ne, bu resmen yandaşlara getirilen bir ayrıcalıktır" diye anayasa mahkemesine giden chp *, "a'yı b'yi bırak sayın başbakan, 40 yapar !!!bir1one" diyen mhp, "biz a'yı tanımıyoruz, a da kim?" diyen bdp, bu dört birbiriyle zıt ve alakasız parti sırf bu yasa değişsin diye oy birliğiyle çıkarmak istediler aziz'i içerden. niye ? fenerbahçe taraftarının oy tehditini karşılarına almak istemedikleri için.

    ünal aysal da "20 milyon galatasaraylı akp'ye oy veriyor" diyerek "senin artistliğin kime yaprağım" demiştir stat konusunda yetkili mercilere. hatta ve hatta galatasaray taraftarının da örgütlenerek bu stat konusunda gerekli yerlere tepkisini göstermesini istemiştir, anlayan çıkmamış.

    ünal aysal'a yalaka falan diyenler var ki, ya neyse ben bir şey demiyorum. ulan adam hayatını belçika'da kazanmış, türkiye'deki zenginlerin %99,999999999'unun tersine gerek şimdiki, gerekse geçmişte görev almış hiçbir başbakan / cumhurbaşkanına "eyvallah" demeden ülkesinin sayılı zenginlerinden olmuş, yalakalık mı yapacak rte'ye falan ? üstelik stat konusunda ? adam şimdi istese arena'yı yıktırır, aynı araziye 250 bin kişilik stat diker, yolları falan bal dök yala kıvamına getirir, yanına 20 bin kişilik spor salonu diker, istediği kadar kombine satar, kalanları da kendisi alır da ona buna dağıtır. bunları yaparken de istediği bankadan istediği kadar kredi çeker, istediği şekilde ödeme planları hazırlar, çok da güzel halleder işi. kime, niye yalakalık yapsın bu adam ?

    beni sevindiren nokta ise stat konusunda istediği hamleyi yapmış olmasıdır. nitekim kendisi 7 aylık şike sürecinde onun bunun gibi her gün başka bir kanalda ağlamamış, yalnızca 2 defa resmi internet sitesinden bildiri yayınlayarak istediğini almıştır. "küme düşme olmasın, biz gidersek lig biter, uhuhuhu ühühühühü" diye ağlayanlar da, "ligtv decoder satamıyor :( madde değişsin :(" diyenler de kendisinin 7 ay önce söylediklerine bugün uymuş, uymak zorunda kalmıştır. şimdi de çok iyi bir şekilde yürütmektedir şike sürecini. tff tönetiminin istifası ve fenerbahçe'nin yanında birkaç kulübün daha * başının yanması gündeme gelmişken "tff yönetimi devam edecek ve en fazla 1-2 takım küme düşecek" demiş ve noktayı koymuştur. bu kararlılığıyla da dün gece gerekli yerlere gerekli mesajları vermiş ve çıkarıp masaya vurmuştur.

    özetle, her kelimesi ve her cümlesine güveniyorum kendisinin. çünkü bazıları gibi boş, konuşmak için konuşmuyor. bazılarının 50 paragrafla anlatamadıklarını tek kelimeyle söylüyor, noktasını koyuyor. herkes rahat olsun, adam haklı beyler.

    baştan ekleme : akp, chp, mhp ve bdp'li paragraftan dolayı siyasi bir entry diye entry silinirse de sikerim böyle fenerbahçeyi
  • 1788
    kendisine karşı yıpratma çalışmaları devam ediyor... bu milletvekili bozuntusunun retweetlerine bakınca bizim taraftardan bir kez daha utandım... başkanını akp yalakası olmakla suçluyor gerizekalılar... bu günleri de gördük.

    https://twitter.com/...s/163017418443194370
    https://twitter.com/...s/163024751256809473

    çok güzel. şampiyonluğa, avrupaya koştuğumuz şu güzel ortamda, böyle devam edin ünal aysal'ı satmaya.
  • 1789
    konu daha çok uzamadan, akp hakkında söyledikleriyle ilgili bi açıklama yapsa keşke de, konu kapansa. içim sıkıldı yemin ediyorum. ne güzel derdimiz tasamız yoktu, nerden çıktı şimdi bu.

    edit: ünal aysal'ın ne demek istediğini anla-mayanlardan değilim. sadece basındaki haberler sinirimi bozduğu için açıklama yapmasını istedim. kaos yaratmaya çalışıyorlar, ellerine malzeme vermemek lazım.
  • 1791
    galatasaray taraftarının turnusol kağıdı olmuştur.

    futbola siyaset karışmasın diyenler, siyasi görüşleri üzerinden galatasaray'ı, galatasaray başkanını suçlamışlardır ironik olarak.

    daha 2 lafı yan yana getirmekten aciz insanlar ünal aysal'a giydirmeye çalışıyor, net alemi ya; herkes erkek kesilir.

    adam güçlü olduğumu belli edersem gücüm elimden gider diyor, bundan daha zekice bir olay var mı.. ve sen hala 20 milyon lafının cidden söylendiğini düşünüyorsun. adam taraftarına sesleniyor, diyor ki "ey galatasaray taraftarı, stadımıza çivi çaktırmıyorlar çivi; gelin siz mail atın biz yüz yüze görüşelim de karayolları ile olan sorunu halledelim." adam taraftarını arkasına almak istiyor, gövde gösterisi yapmak, makam sahiplerini galatasaray taraftarının yaptırım gücüile bunaltmak adına. bunu dedikten sonra da ekliyor; "25 milyon galatasaray taraftarının 20 milyonu akp'ye oy vermiştir." diye.

    bu sözleri galatasaray için diyor, gözdağı veriyor arkadaşım. "galatasaray taraftarının sayısını, gücünü küçümsemeyin, işkence etmeye çalışmayın, gönlünü hoş tutun." diyor. yani başbakan'a yaranınca bu adamın hisse senetleri falan yükselmez emin ol.

    ama senin bu eleştirilerinden, basit oy hesaplarına girmenden dolayı ben bir şey söyleyeyim mi, k.bakma ama sen 32.gün'ü götünle izlemişsin güzel kardeşim.

    haydi hayırlı tıraşlar.

    edit: ne dediysek o!
  • 1795
    bir çok entryde malum "20 milyon oy" göndermesi hakkında yorum yapmış yazar arkadaşlar, çok da doğru söylüyorlar. aba altından sopa gösteriyor başkanımız, gerçekten bunu bu memlekette yapabilecek bir tane babayiğit mevki sahibi yok şu anda dokunulmazlık zırhı olanların haricinde. ama benim fark ettiğim bir şey var.

    bu adam ne dese birilerinin götünde hemoroid oluyor resmen. söylediği her şey bir şekilde gündeme oturuyor. telaşla bok atma çabalarına girildikçe olay komediye dönüyor. başkan iyi bir stratejiyle yaklaşıyor olaylara. ortaya lafı bomba gibi koyuyor, sonra millet havlıyor ediyor tansiyon biraz düşüyor, en son da nüans ayarını verip herkesi oturduğu yere oturtuyor. bu yüzden mutluyum.
  • 1797
    söylemek istediği önemli şeyleri, vermek istediği mesajları üstü kapalı bir şekilde manşet tadında söyleyen başkanımız.
    "bu ateş üfleyerek sönmez" dedi ve gündeme bomba gibi bir laf attı.. bu şike olayları bitip 5 sene geçince bu laf yine hatırlanır.
    "25 milyon taraftarın 20 milyonunun akp'ye oy verdiğini tahmin ediyorum" dedi ve tek cümleyle çok şey anlattı anlayana. gün gelir bu lafında ne anlama geldiği anlaşılır.
  • 1800
    söylediği cümleler arasından söylenmek zorunda olanlarla, kendi fikri olarak söylediklerini ayırt etmemiz lazım. herşeye atar gider yapılması taş gibi durulması isteniyor ama bu duruşun kötü sonuç getireceği kesin olan durumlarda * ortacı olmak zorunda. üzerinde çok fazla sorumluluk var ve bunun gereği bazen hoşlanmadığımız davranışlar görücez.
App Store'dan indirin Google Play'den alın