mali kongrede ibra edilmeyeceğini düşünenler dışarı çıkıp biraz hava alsın. çünkü bu tür kafaların temiz havaya, oksijene ihtiyacı var. ibra edilmemek ne demek? sen hırsızsın, dolandırıcısın, bu kulübün paralarını zimmetine geçirdin, yakınlarına kulüp üzerinden maddi menfaat sağladın demek. ünal aysal yanlış transferlere onay vermiş olabilir, yanlış insanlardan akıl almış olabilir, aceleyle bazı futbolcuların sözleşmelerini yenilemiş olabilir ama asla ve asla ibra edilmeyecek bir başkan değildir. görevdeyken günahı ve sevabıyla bize çok güzel anlar yaşattı. kovduğu
fatih terim gibi galatasaray düşmanları ile işbirliği yapmadı. kovduğu
abdürrahim albayrak ve eski başkanlar gibi ayrıldıktan sonra medya aracılığıyla kulübe sallamadı.
adnan polat gibi kendi taraftarını, kendi camiasını satmadı. o yüzden eleştirirken sinsice bel altından çalışmamak lazım. kimse ünal aysal'ın hakkını yiyemez, iftira atamaz.
çamur at izi kalsın zihniyetindeki kişiler, güneşin balçıkla sıvanamacağını öğrensin. ünal aysal'a yönelik eleştirilerim kendisinin daha hırslı, daha agresif, daha otoriter bir başkan olması gerektiği yönündeydi. olaylara biraz tribündeki taraftar gözüyle baksaydı çok daha başarılı olabilirdi. ayrıca türk futbolundaki lobisinin, gücünün yetersiz olduğunu kabul etmek gerek, ama "ibra edilmeyeceğini anladı bu yüzden tekrardan başkan olmaya çalışıyor" demek düpedüz iftira atmaktır, işkembe-i kübradan sallamaktır. yeni seçimde turgay kıran gibi "başkan adayı olmayı hobi haline getirmiş sosyeteci enteller" geleceğine, aysal'ın yeniden başkan olmasında hiçbir sakınca görmüyorum. tabii daha genç, daha hırslı, daha taraftar gibi hisseden kişilerin galatasaray başkanı olmalarını daha çok isterim.