resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 6476
    kendi fikrime göre bu saatten sonra başkanlık için geri dönmeyecek iş adamı. çocuk oyuncağı değil galatasaray başkanlığı. "kaçıp gitti" diye eleştirildiği için geri dönecekse, kurumsallık laflarını etmeden önce 50m euroyu çıkarıp kulübün hesabına yatırsın. zaten kulübü uğrattığı zararlar 50m eurodan fazla. lafla peynir gemisi yürümez. çıkarsın parayı sonra konuşsun. önce kulübün nakit akışını düzenlesin. bütün sporcuların alacaklarını ödesin. adam akıllı isimlerden yönetim kursun. tek meziyeti futbolculara pasta, muz yedirmek olan albayrak gibi kişileri kulüpten uzak tutsun yeter bana. tabii bunların hepsi farazi şeyler. kimse bana bu kulübün cebinden para verecek başkana ihtiyacı yok demesin. en doğru transferleri yapsak bile tl olarak aldığımız gelirlerle, mevcut giderlerimizi euro olarak ödüyoruz. stadlar dolmuyor. sponsor gelirleri ve havuz payı son derece yetersiz. türkiye'de bu şartlar altında kulüplerin zarar etmemesi imkansız. o yüzden mecburen "pamuk eller cebe" felsefesi benimsenmeli. ben ünal aysal ismini ilk duyduğumda paralı başkan geliyor diye sevinmiştim. ama geldiğinden beri kişisel hiçbir maddi desteğini göremedik. zaten hükümet ile kavgalı. yolumuz, geçitimiz yapılmıyor. borsada her hamlemiz engelleniyor. kurullar ile kavgalı. hakemler her hafta fantastik düdüklerle önümüzü kesmeye çalışıyorlar. bu ortamda maça 2-0 geride başlıyoruz zaten. hadi bu açığı maddi destek ile kompanse etse yine kabul edilebilir. ama o da yok. oldu mu maç bize 3-0. niye cebinden para versin? diye sorulabilir ama ülke şartları ne yazık ki bunları gerektiriyor. dışarıdan ek destek almamız lazım. veya kulüpteki ederinden 2-3 kat fazla para kazanan oyuncuları yollamamız lazım. ancak bu şekilde mali olarak rahatlayabiliriz.
  • 6477
    şimdi bazı arkadaşlar kızacak ama kendisi alp yalman sonrası başkanlar içinde, döneminde klüp borcunu "yükseltmeyen" tek başkandır. hatta devraldığı borç miktarını bir miktar düşürmüştür de. üstelik gelir olmaksızın devraldığı borç, çoğunlukta vadesi gelmiş borçlardı ve bunları uzun vadeye yayabilmek için ekstradan katlanılacak yüksek faiz giderlerini de eklemek lazım üzerine.

    basında koparılan fırtınanın aksine bilanço ve gelir-gider dengelerini incelerseniz, diğer büyük klüpler içinde durumu en iyi olan klübün galatasaray olduğunu görürsünüz. ben demiyorum rakamlar söylüyor. şu anki mali problem, mevcut yönetimin nakit akışını sağlayamamasıdır yani ünal aysal gibi elini cebine atamaması ya da yeterli kredibilitesi olmamasıdır.
  • 6478
    ne demişler ''yiğidi öldür hakkını yeme'' son dönemlerinde özellikle oyuncu maaşlarında ne kadar hatalı olsada maddi açıdan çok doğru ve önemli işlere imza atmıştır.
    kulübün ulaştığı gelir seviyesi, borçların dövizden tl'ye çevrilmesi gibi..

    ama ne yaptıysa kendi kendine yapmıştır. çok başarılı bir dönemde arkasında ki sağlam yönetim ekibini dağıtmış sonrasında yaşanan fatih terim olayı (ki bu olayda 2 tarafında suçlu olduğunu düşünüyorum) ve bu zor geçiş döneminde bırakıp gitmesi..

    daha önce de söyledim; eğer ilk ekip gibi sağlam bir yönetimle gelecekse buyursun. ama peşine kendisine biat etmekten başka bir işe yaramayacak vasıfsızları toplayacaksa uzak olsun.
  • 6480
    gitmeden evvel tek çare riva'yı satmak diyordu bir daha gelirse bu sefer de gittiğinde tek çare galatasaray adasını satmak deme ihtimali çok yüksek. ilk geldiğinde 3 sene sonra borç 100 milyon dolar seviyesine iner diyordu şimdiki borç tl olarak 1 milyar. tarihin en büyük gelirlerine rağmen tarihin en büyük borcunu yaratan ex başkan. bizden uzak olsun mümkünse.
  • 6482
    ne aktır ne de kara. ciddi başarıları ve ciddi hataları olmuştur. beni en çok üzen amatör branşları böylesine yüzüstü bırakmasıdır. furkan aldemir ve arroyo'nun geçmiş sezon alacakları dahi ödenmemiş, engelsiz aslanlar yıllardır prim alamamış, basketbol takımlarımıza adam gibi sponsor bulunamamış, ergin ataman'a parası ödenmemiş. ünal aysal ne yapmış peki? çekmiş gitmiş.

    şikecilere ve emek hırsızlarına karşı duruşu sağlamdı, sportif başarılarımız da elbette muazzamdı ama bunun sürdürülebilir hale getirilmesi için gerekli önlemleri almalıydı. özellikle futbol takımı için ödediği oyuncu maaşları akıl alır gibi değildi.
  • 6484
    bu kadar dedikodunun olduğu bir yerde barınamamıştır. bunun sebebi de ister kabullenin ister kabul etmeyin fatih terim denilen, ego harmanıdır. adam eleman lafına bile takıldı da trip attı ya amk. ben daha ne diyeyim.
    yıllar sonra basketbolda şube şampiyon oldu. futbolda, voleybolda, bayan baskette başarılar yakaladı. iyi hatırlayacağım seni başkan, yolun açık olsun.
  • 6485
    sekiz nokta altı milyonluk keltoş, bazukacı hajrovic, bu kim ya burdisso, tıfıl ontivero, 48 yaşındaki pandev ve xhamst- pardon xhemaili gibi efsanevi yabancı transferlerinde yabancı sınırının etkisi olduğunu pek düşünmediğim eski başkan.

    drogba transferi ve çakma hikmet karaman'ın paketlenmesi yaptığı son iyi 2 icraat olabilir hatta. ondan sonra açıklaması gereken çok şey var.
  • 6486
    biraz empati kurmanızı istiyorum. kendinizi şu adamın yerine koyun.

    düşünün siz koskoca galatasaray başkanlığı yanı sıra avrupai denilen türde bir insansınız ve sadece bizim ülkemizde değil avrupalı şirketler tarafından da tanınan saygın bir kişiliksiniz.

    işinizi, şirketinizi yeri geldi ailesinizi bırakıp sevdiğiniz gönül verdiğiniz zamanında branşlarında bile oynadığınız takıma başkan olup sadece o klüp ile ilgileniyorsunuz. bir sezonda alınabilecek en önemli başarılara imza atıyorsunuz. sonra fatih terim bu takımın elemanıdır dediğiniz için suçlu oluyorsunuz üstüne üstlük de bende bu takımın bir elemanıyım diyerek açıklama yaptığınız halde....

    bu kadar başarı yapan galatasaray'ı rahat bırakırlar mı ? asla. medya yüklendikçe yükleniyor.
    kendinizi istemsiz bir şekilde bir kaosun içerisinde buluyorsunuz..

    gidip tüm dünyaca tanınan manciniyi getiriyorsun. çıkıp açıklama yapıp ben t.direktöre karışamam kimi isterlerse onu almaya çalışırım deyip tüm yerli gözde insanları alıyorsunuz yabancı sınırlaması var diye...

    birileri dikiş tutturur tutturamaz bilinmez. kimler geldi geçti bu ülkeden de olmadı...bana görede mancini'nin deplasman karnesi hariç iç saha maçları iyi olarak görüyorum. en azından bir sene sonra takımı tam olarak tanıyacağını farketmişken..

    prandelli'yi getirdikleri zaman buradaki çoğu kişi ben gibi güvenip tüm galibiyetler gökyüzüne dedi ama olmadı..

    sonra medya herşeyi bırakıp sizin ailenize iftira attı karınıza laf söyledi...ne olursa olsun galatasaray ne kadar bizde namus olsada eşimiz de o kadar namus.. adam kaldıramadı bıraktı ve trt 1 de herşeyi açıkladı..

    ben düşündükçe adamı bir milyon kez haklı buluyorum...
  • 6487
    ünal aysal'ı seviyordum artık sevmiyorum. kendisine olan inancımı kaybettim. 80-90 yaşındaki ihtiyarlar istedi diye istifa eden biri zaten şikecilerle, hükümetle, federasyonla, hakemlerle başa çıkamaz. başa çıkamadı da zaten. göstermelik 2-3 duruş o kadar. icraat? yok. borsada her hamlemiz engellendi. yabancı sınırına çözüm üretemedi. yolumuz, geçitimiz hala yapılmıyor. hakemler ve kurulların çifte standartları, vergi cezaları ortada. bu duruşun ne faydasını gördük? biraz gerçekçi ve akılcı olmak lazım. türkiye'de lobisi, gücü olmadığı için istifa eden başkandır. "kaçıp gitmek" tabiri çok uygun olmasa da güçsüzlüğünün farkına varıp görevden ayrılmıştır.

    ayrıca şu devirde sanki roket bilimiymiş gibi "futboldan anlamıyorum" diyen adamın vitrini futbol takımı olan bir kulübün başkanlığında işi yoktur. şöyle düşünün; bir bankada ceo'sunuz, ama bankacılıktan anlamıyorsunuz. olacak şey mi? peki futboldan anlamayan bir insan, kimin futbolu iyi bildiğini nasıl bilebilir? hani kendisi diyor ya "futbolu anlayan adamdan iyi anlarım" diye. sözün özü aysal, futbolun, sporun, rekabetin doğasıyla alakası olmayan biriydi. ilk başta iyi niyetliydi ama olaylara, kulübe, futbola hakim olamadığı için kontrolü kaybetti. daha fazla dibe batacağını anlayınca da görevi bırakıp gitti. galatasaray onun için yeni bir macera, yeni bir hevesten fazlası değildi. bir işi, yürek ve bilgi olmadan yaparsanız o işten hayır gelmez. 2 sene üst üste şampiyon olmuş bir takımı bu hallere getirmesi bile büyük bir skandaldır. şampiyonluğu teknik heyet, oyuncular ve taraftar kazandırır, istikrarı ise başkan ve yönetimi sağlar. şampiyon olmak büyük bir olay değil, zamanında sivas bile şampiyon oluyordu az kalsın. olay kalıcı, sürdürülebilir bir başarı sağlamak. malesef ünal aysal kalıcı bir düzen oluşturamadı. ve şu an görüyoruz ki kurumsallık lafları da futbol bilgisi gibi içi boş ve anlamsızmış.
  • 6488
    kendisi için bırakmadı bırakmak zorunda kaldı diyen arkadaşlarımızı görünce üzüldüğüm eski başkanımız.

    bir devasa enerji şirketi var küresel işler yapıyor kendisi aynı zamanda birde finans şirketi var oda küresel bir şirket.

    avrupa'da inanılmaz bir çevresi ve lobisi var belçika kraliyet ailesi nişanı var adamda fransızlar bile devlet olarak kendisine imkanlarını sonuna kadar açıyor düşünün.

    ha bir şey daha hatırlatayım kendisinin iran'da bile büyük ölçekli enerji tesisleri var iran yahu hemde şimdi reformist iran değil bayağı baskıcı bir dönemde kendisi orada büyük ihaleler aldı.

    şikeciler rahat bırakmadı liseliler ferahlık vermedi gibi saçma sapan argümanlarla galatasaray'ı yarı yolda bırakmasını kimse açıklayamaz.

    istifa etti çünkü ünal aysal konformist bir insandır kendisine yararı olmayan hiç bir işin başında durmaz yapamaz.

    galatasaray başkanı olarak mutsuzsa ve helede bu mutsuzluğu neticesinde büyük gelirler yada büyük bir imaj faydası elde edemiyorsa hayatı muhasebe defteri gibi yaşayan ünal aysal istifa eder.
  • 6489
    2012/2013 sezonu sonunda enteresan bir kararla seçime gidip şampiyonluk sevincini kursağımızda bırakmıştır. sonra bir şekilde fatih terim'le kanlı bıçaklı olup onu da postalamıştır yada ne derseniz işte. bunların üstüne 2013/2014 sezonunda 4 yıldızın ismini bile telaffuz etmemiştir. bunları düşününce insanın midesi bulanıyor. gümbür gümbür giden yönetim ve takımı bir şekilde darmadağın etmiştir ve 1 sene sonra da kendisi gitmiştir. ben iddia ediyorum ilk seçimdeki yönetim ve teknik kadroyla devam edilseydi 4. yıldız takılmış olup bu sezonda* bile en kötü ilk 3 içerisinde olurdu takım. ama her ne hikmetse galatasaray ne zaman böyle seri yakalasa anında önü kesiliyor. ünal aysal'da inan kıraç'a yakın olduğu için tüm oklar sayın kıraç'ın üstünde.
  • 6495
    ilk donem unal aysal ne kadar dogru bir baskanlik modeli sergiledi. asil, dobra, vizyonu genis ve basari dolu.
    ikinci donemi ise tam bir rezaletti, kimse kusura bakmasin.

    sebebi de su: ilk seferinde muthis bir ekiple calisti.
    ali durust, adnan ozturk, albayrak, terim... ne zaman ekip dagildi galatasaray dibe vurdu.
    isin garibi nesteri iki tarafa da vurdu!
    galatasaray adnan ozturk gibi liselilerle terim, ali durust'u biraraya getirmis gumbur gumbur gidiyordu.

    benzer kalitede bir ekibi toplayacaksa yarin gelsin. yoksa hic gerek yok.
  • 6496
    ilk dönemimde başarılı olmuş mudur? türkiye kıstaslarında evet.

    işi avrupa düzeyinde incelersek mali açıdan zorda bir kulüp teslim almasına rağmen bu tabloyu daha da kötüye sürükleyecek transferlere imza atmıştır. felipe melo, fernando muslera, albert riera, sercan yıldırım, yiğit gökoğlan, burak yılmaz, umut bulut, hamit altıntop, wesley sneijder, didier drogba bu transferlerden bazıları.

    selçuk ve elmander bonservissiz alındığı için bu tablonun dışında tutuyorum. drogba da bonservissiz alınmış gibi gözükse de maliyeti epey yüksek oldu.

    şimdi diyeceksiniz ki ''ulan allahsız saydığın adamlar bize neler yaşattı? yazarken elin titremedi mi?''

    kastım elbette ki ''bu adamlar hiç alınmamalıydı'' değil. ben daha farklı bir senaryodan söz ediyorum. ünal aysal galatasaray'ı; ''başarısı büyük transferlere endeksli bir takım'' olarak aldı ve hiçbir şeyi değiştirmedi. sadece mevcut anlayışı diğer başkanlara göre çok daha başarılı bir şekilde uyguladı. ilk döneminde.

    ikinci döneminde yaptığı transfer yanlışlarını ise saymaya bile gerek duymuyorum. bu yanlışlarda taraftar olarak bizim de hatamız vardır elbette. ontiverolar, burdissolar havada uçuşurken ''takım gençleşiyo yia'' diye sessizce izleyip transfer yapmış olmanın doyumsuz hazzına eriştik.

    ben artık galatasaray'ın başında mali açıdan riskli işlere girişmeyecek, gerekirse drogba gibi fırsatları bile elinin tersiyle itecek bir başkan görmek istiyorum. ünal aysal başarılı ve başarısız dönemlerinde bahsettiğim formata hiç uymadı.

    özellikle önümüzdeki 2-3 sene scout işine ağırlık verip üst düzey liglerde kontratı biten yabancı futbolcuları avlayan bir takım haline gelebilirsek çok çok iyi olur. johan elmander, tomas ujfalusi, dirk kuyt, harry kewell, milan baros tipi adamlardan söz ediyorum. bu mali tabloyu rahatlatacak ve altyapıda çarçur olan yeteneklerin önünü açacaktır. bırakalım bu yabancı kuralından sonra fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor gibi takımlar kulüplerini batırsınlar. yok mu bunu yapabilecek bir başkan adayı?
  • 6499
    daha mart 2014 olağan mali kongrede 2016'ya kadar seçime gitmeyeceğim, 2016 yılından sonra da nüfus kağıdım nedeniyle devam etmeyeceğim demişti. yani yaşını gösterek bir daha başkan olmayacağım demişti. ne oldu da yeniden başkanlık mesajları vermeye başladı? aslında nedeni çok basit, kulübü mirasyedi gibi yönetip, tıkandığını anlayınca bırakıp kaçtı, aralık 2014 deki olağanüstü mali kongrede mart 2015 kongresinde mali yönden ibranın ayrı ayrı yapılacağını anlayınca etekleri tutuştu, önce basketbol takımına sponsor olacağım dedi, sonra bahane buldu sponsor olmadı şimdi de aklınca kongre üyelerini kandırıp mali kongreden ibra edilmeyi bekliyecek. boşa ümitlenmesin ibra edilmeyecek. başkanlığa adaylığını koyarsa da hüsrana uğrayacak, geçtiğimiz yıllarda nazım durak'ın aldığı oydan daha az alacak. galatasaray genel kurulu boş vaatlere, yalanlara inanacak kadar saf değildir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın