son vuruşları kötü olsa da, hücum presi ve rakibi bozma adına iyi işler yapan futbolcu. tekniği çok iyi olmadığından hırsıyla bu açığını kapatmaya çalışıyor. beni sevindiren ve bu başlığa entry girmemdeki sebep ise yurtdışına transfer olması. artık günümüz futbolunda mekanikleşen oyuncu profilinde bizde sayıca az da olsa yurtdışına futbolcu ihraç etmeye başlıyoruz.* evet, biliyorum geçmişte de futbolcularımızın avrupaya transferleri oldu. ama sayıca hep azdı hala da az. bunu kırmanın yolu da orta sınıf avrupa kulüplerine transferlerle gerçekleşecek olması.
süper ligde oynayan bir futbolcunun çok yetenekli olması lazım ki elit düzeyde yer alan kulüplere transferleri gerçekleşebilsin. bakış açısını bu yönde geliştirirsek şayet, üst düzey liglerde oynayan futbolcu sayımız parmak sayımızı geçebilir.* bu kulüpleri basamak olarak görüp, tecrübe kazanıp, kendini geliştirip bir sonraki aşamaya ancak bu şekilde geçebiliriz. futbolcunun, kulüplerin, yöneticilerin hatta ülke futbolunu yönetenlerin ilk olarak değiştirmesi gereken algı bu olmalı.
bizde kulüp başkanları çıkıp gideceğin takım bizden iyi mi ki gidesin, gelsin real'den-barcelona'dan teklif tamam git ama seni isteyen kasaba takımı diyerek küçümserler. örnek; nihat-villareal, demirören çıkmazı..
sen futbolcularına transfer izni verip, avrupa takımlarında yavaş yavaş yer almasına müsade edersen, diğer takımların teknik ekiplerinin gözü bu piyasada olacaktır. takip edileceksin ki marka değerin artsın, al-sat ki ekonomi canlansın.
*diyeceğim odur ki umarım başarılı olur, ülkemizi iyi temsil eder ve genç sporculara iyi örnek olur. scout'ların dikkatini çeker de ülkemize bir göz atmaya karar verirler. kulüpler akıllanır da bu işte para var alt yapımıza yatırım yapalım, oyuncu yetiştirip satalım düşüncesine yönelir de gençler bir şans bulur. yani anlayacağınız hepsi birbirine bağlı zincir misali, bir halkanın vereceği reaksiyon komple bir sistemi tetikleyici bir etki yaratabilir diye bu çırpınışlarım.
hayırlı uğurlu olsun..