(alinti: forma giymesi halinde ümit karan ın "ince bir çizgi" üstünde oynayacağı maçtır. hayır hayır, geçen haftaki o taç çizgisinde olan bitenden bahsetmiyorum.
ifade edilmeye çalışılan şey
kahraman yada
hain olmanın arasındaki o ince
çizgi. -maalesef bu ülke böyle be sözlük, ya kahramansındır ya da hain.! - milan baros un yokluğunda ümit karan ın misyonu tam da bu olacaktır. her zamanki gibi ya göklere çıkarılacak ya da yerin dibine sokulacak biri için en kuvvetli aday ümit karan . oysa ki bunca sene sonunda o roma olimpiyat'ta attığı gol ya da nou camp'ta attığı mesela... yaşattığı o sevinçler bile ümit için çekilen o ince çizginin ne kadar haksız ve yanlış olduğunu ifade etmeye yeter de artar bile. tıpkı aynı durumda olan tüm futbolcularımızda olduğu gibi... )
#57421 no'lu entrymden alıntıdır.
3 subat 2009 sivasspor galatasaray macinda yakın mesafeden kaçırdığı gol pozisyonu sonrası kimsenin "yargı"lamaya hakkının olmadığı futbolcudur. meraklıları youtube vb sitelerden kaçan gol pozisyonları ile ilgili yüzlerce belki de binlerce görüntüyü izleyebilir. yukarıdaki alıntıda ifade edilmeye çalışılan şey tam da bu idi işte. o pozisyonu golle sonuçlandırsaydın
kahraman olacaktın
ümit karan. hani geçen senelerdeki (tarihini şu an hatırlamadığım) olimpiyat stadındaki kasımpaşa maçında attığın rövaşata golündeki gibi!
sen futbolunu oyna ümit karan; yeter ki saha dışında biz formanın hakkını veren futbolcu görelim yeter.