ümit karan deyince aklıma liverpool'a anfield'da attığı 2 gol, roma'ya attığı gol gelir. enteresan adamdı ümit. en kolay golleri kaçırabilirdi, en zor deplasmanlarda en zor golleri atabilirdi. fener'i neredeyse hiç boş geçmezdi her sezon mutlaka bir gol atardı.
*anfield'da attığı 2 golü bugün o ortalar baros'a gelse atamaz bence veya roma'ya attığı golü de atmak kolay değildir. metin oktay'ı tanju çolak'ı izleyemedik. hakan şükür ve ümit karan bu gözlerin gördüğü en iyi iki yerli forvettir. belki ümit yüzdesiyle ve hakan'dan daha da iyidir bilemem. ama benim için hep ayrıdır.
milli takıma çağrılmazdı çoğu defa, şu an çağrılan semih ve sercan'dan çok daha iyi olduğu dönemlerde bile çok az sayıda çağrıldı milli takıma. izmir'de oynanan çek cumhuriyrti maçında sonradan girip attığı iki golle maçı kazandıran adam da olmuştu. l
belki de gerçekten bir profesyonel olabilseydi, almanya'da kalsaydı, alman futbolcuları gibi disiplinli olabilseydi, antrenman aksatmasaydı, maç öncesi gece kulüplerinde gezmeyip sadece futboluna odaklanabilseydi onu hiç galatasaray'da göremezdik. bayern'de olurdu.
ama iyi ki de öyle değilmiş ki onu galatasaray formasıyla tanıdık, fener'e attığı gollerle, jeneriklik golleriyle sevdik. yaşı ilerledikçe emre aşık gibi profesyonelleşeceğinden şüphem yok bu yüzden inşallah bir gün futbol anlayışı da istediğimiz gibi olursa galatasaray'ımızda görürüz kendisini.
****ekleme: kadıköy'de gol attıktan sonra elini kulağına götürüp tribünlere götürüp "duyamıyorum sizi" yapması da ayrı bir güzeldi be!
edit: çek cumhuriyeti maçı 2-2 bitmiş, mikrop uyardı.
*