objektif şekilde fikir beyan etme çabası, taraf olmasına engel değil.
kulüplerin doğru yapılanmasını ve
türk sporu/futbolunu geliştirecek her türlü atılımı doğru bulması hâlinde fikren beyan edip destekte bulunmasında herhangi bir sakınca yok. bilâkis; tüm basının yapması gereken de bu zaten.
''
beşiktaş'ı yalıyor'', ''
beşiktaş romantiği'' laflarını geçiniz. siz kabul etseniz de etmeseniz de
beşiktaş ffp kıskacı altında, sürekli oyuncu alıp satmak zorunda kaldığı yıllarda kazandığı 2 şampiyonluk ve
avrupa başarısı ile ciddî bir başarıya imza atmıştır. bu başarının altında yatan doğru kadro yapılanması, becerikli bir yönetim ve gözetilen malî dengelerdi; malî olarak darboğazda oldukları bir dönemde ülkedeki pek çok takıma örnek olabilecek bir yapılanmayla başarı kazandılar. bunu takdir edebilmeniz için
beşiktaş taraftarı olmanıza gerek yok, futboldan az biraz anlasanız yeterli.
kezâ
fenerbahçe bahsi: ülkenin büyük kulüplerinden birisi başındaki diktatör bir başkandan kurtulmuş, açık açık yeni ve özenli bir yapılanmaya gideceğinin sinyallerini vermiş; genç ve başarılı sayılabilecek bir teknik direktörle anlaşmış. bunları doğru bulduğunuz takdirde takdir etmekte, hatta desteklemekte hiçbir mahzur yok.
hele ki geçiminizi spor yazarlığıyla sağlıyorsanız mümkün mertebe olayları objektif şekilde ele alıp fikir beyan etmek zorundasınız. sizi okuyan, takip eden farklı görüşteki insanlara olan borcunuzdur.
uğur karakullukçu'nun da yaptığı tam olarak budur.
ek:
türkiye'de kulüp taraftarlığı giderek malum bir kitlenin fanatizmine benzemeye başladı, tüm bunların nedeni bu.
ör:
altınordu herkese sempatik geliyor, şimdilik. yarın bir gün
bursaspor ayarında bir kulübe evrildikleri takdirde
altınordu'yu öven herkese küfür edeceksiniz, bunu da söyleyeyim.