*

  • 1
    ülke sınırlarımızda 1900'lü yılların başından beri futbol oynanmaktadır, bu yıllarda daha çok istanbul merkezliydi.. başlangıç tarihinin şöyle bir kritik yanı var. bu yıllarda istanbul sınırlarında çok sayıda gayrimüslim ve diğer azınlık halklar vardı. futbol daha çok okullarda, okul takımları ve okullarda kurulmuş olan takımlar arasında oynanıyordu. galatasaray lisesi bizim bildiğimiz en iyi örnek. bu dönemlerde istanbul'da çok sayıda ermeni, rum vb. gayrimüslim okulları vardı ve bu okullarda da futbol oynanıyordu. hatta 1909 yılına kadar hep bu azınlık takımları şampiyon oluyordu.

    bu okul takımlarından en çok kendini geliştiren ve tanınan galatasarayımız oldu. ama işin ilginci bu azınlık okullarında kurulan takımların hiçbiri varlığını sürdüremedi. daha sonraları semt takımları, il takımları, belediye takımları derken türkiye'de futbol şuan ki noktaya geldi.

    bugün dünyanın en popüler ve en çok takip edilen ligi la liga'da katalan ve bask halklarının takımları var. barcelona ve atletic bilbao takımları. ben de ülkemizde bir ermeni, bir rum veya bir kürt takımı olsun isterdim. sportif anlamda hiçbir değeri olmayan ligimize bir renk gelirdi, ligimize değer katardı.

    bugün ülkemizde birileri çıksa biz rum takımı kurmak istiyoruz ve bu takımda sadece rumlar oynayabilecek dese, o birilerini oraya gömerler.. ama ispanya'da bir bask takımı uefa finallerine kadar yükselirken de helal olsun derler.

    1900lü yıllarda birkaç ermeni okulu takımı;
    http://team-aow.discuforum.info/...ulu-futbol-tak-m.htm

    burda da yine bir galatasaray lisesi ve bir rum takımı arasındaki maçla ilgili anılar var;
    http://www.goal.com/...sfer-sabri-mahir-bey

    1920 yılında ligde bulunan takımlar, azınlık takımlarımıza dikkat;
    http://www.bjkonline.com/.../yeni-ligin-kurulusu
  • 2
    türkiye ezelinden beri jeopolitik konumundan ve kökeninden ötürü pek sevilmeyen daha doğrusu yüzüne gülünen ve ardından kuyusu kazılan bir ülke olmuştur. özgürlüğü bayrak dalgalanması kadar sığ gören bizler bir çok oyunun kurbanı olduk hep. dış güçlerin; bizim gelişmemizi engelleyecek, ekonomik resesyonlar yaratacak, yaşam şartlarımızı asgariye düşürecek baskılarına maruz kaldık. atatürk döneminde bunlar asgari düzeye çekildiyse de marshall yardımı(!) ile yeniden hız kazandı. bu emellerini her seferinde farklı mecralarda ve farklı şekillerde önümüze sürdüler. yeri geldi sağ/sol kavgası oldu, yeri geldi liberal/muhafazakar kavgası oldu, yeri geldi ülkemizde yaşayan kardeşlerimizle (kürt, ermeni, gürcü...) aramıza nifak tohumları serptiler. şu an en trend olanı da bu zaten. diyarbakırspor süper lige çıktığında olan olayları herkes biliyor. bu saçma olayları çıkaran adamların diyarbakırsporlu olduğuna beni kimse inandıramaz. hepsi planlı programlı birer komploydu!

    özünde demeye çalıştığım şu; bugün türkiye'de, ispanyada olduğu gibi, bir takım çıksa ve ben sadece ermenilerden oluşan bir takım kuracağım dese adamı linç ederler! evet ama katalanları alkışlayanlarca linç edilmezler. bu nifak tohumlarını aramıza serpenlerce, dünya barışından rant sağlayamayacaklarını bilen insanlarca linç edilirler.

    türkiye çok farklı bir ülke. davranışıyla, kültürüyle, kafa yapısıyla... hemen gaza gelen, kolay kandırılan ve dış güçlerin çıkarlarına ters düştüğü sürece dışlanılmak istenen bir ülke. bu farklılaştırılmayı dünya üzerindeki bloklardan da görebilirsiniz. başını ingilizlerin çektiği avrupa birliği, rusya bloğu ve amerika. bir neredeyiz ? hala denge politikası! kim nereye çekerse artık... yunanistandaki kriz bütün avrupanın derdi oldu mesela. yine ispanyada benzeri bir durum olsa hepsi seferber olacak ama biz ? o nedenle bizim bu tarz hassas konularda daha fazla dikkatli olmamız gerekli ta ki eğitim seviyemizi ve ekonomik gücümüzü belirili bir skalaya taşıyana kadar. o nedenle ne ispanyayla, ne ingiltereyle ne de herhangi bir blok ülkesiyle kıyaslanmamızı doğru bulmuyorum. biz onlardan hep çok farklıydık ve hep farklılaştırıldık...
  • 3
    ülkemizde ermeniler, rumlar ve musevi vatandaşlarımız azınlık statüsündedirler. öncelikle kürt kökenli vatandaşlarımızı azınlık olarak nitelendirmek büyük bir hatadır. türkiye'de bildiğim 2 bu türe sokabileceğimiz takım mevcuttur. biri ermeni kökenli vatandaşlarımızın taksimspor'u diğeri de rum vatandaşlarımızın beyoğluspor'u. bu takımlar geçmişte var olmuşlar şimdi ise tesislerine, binalarına kilit vurulmasını beklemektedirler. ama şunu söylemek gerekir ki bu kulüplerin bu durumlara düşmesinde kendilerinin payı vardır. doğal olarak devlet bu kulüplere ayrıca bir destek vermesi mümkün ve doğru değil çünkü asırlık türk takımlarına bile yardım da bulunulmuyorken sırf azınlık takımıdır, farklı bir renktir diye devletin yardımda bulunması doğru değildir. ayrıca ülkemizdeki ermeni ve rum vatandaşlarımızın anadolu'nun ucra köşelerinde bir süre kimlikleri saklayıp tehcirden yırtanlar hariç durumları iyidir ve bilindiği üzere de futbol ülkemizde daha orta halli sınıfın merak alanı içerisindedir ve futbolcular böyle ailelerden çıkar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın