• 1776
    son iki maçındaki futbolcuların çoğu medyatik değil veya magazinlere düzenli malzeme vermiyorlar, adam tayfanın aksine. hal böyle olunca bu insanların kişiliklerden sıyrılmış bir şekilde futbollarını izleyebiliyoruz, en azından ben 10 eylül 2018 isveç türkiye maçını izlerken böyle hissettim. yabancı futbolcu sayısı kuralının olmaması buna katkı sağlıyor doğrudan bence, şöyle ki. milli futbolcular yabancı kulüplerde oynadıkları zaman, gerçekten leş gibi insanlar değillerse, buranın korkunç futbol zihniyeti ve medyası ile zehirlenip, asimile olmuyorlar. bu da milli takım maçlarını izlerken yine yukarıda yazdığım gibi sadece futbola odaklanmamıza olanak sağlıyor. adam tayfası gibi zümrelerin ortaya çıkması ihtimali azalıyor en başta mesela.
  • 1777
    yıllardır anlaşılamayan şey buydu işte. biz aşırı başarılı, kupadan kupaya koşan bir takım istemiyoruz. zaten ne zaman öyle olmuşuz? milli heyecanı bize yaşatacak, karakterinden nefret etmediğimiz, sahaya futbol oynamaya çıkıp elinden geleni yapan ve kendini mafya olarak görmeyen futbolcular istiyoruz sahada. yani her anlamda yürekten destekleyeceğimiz bir takım görmek istiyoruz. bir de bu futbolcular genç olunca tadından yenmiyor.

    arda, caner, gg, selçuk, burak, gökhan, volkan şen görmekten midemiz bulanmaya başlamıştı.
  • 1778
    7 eylül 2018 türkiye rusya maçı ile umut vermiş, 10 eylül 2018 isveç türkiye maçı ile taraftarı ile barışmış milli takımımız. adam tayfası temizlendi. sırada tüpçü var. daha sonra doğru yapılanma ile başarılı bir dönem yakalayabiliriz.

    takıma kaleci olarak harun, stopere ömer toprak, forvete umut bozok eklenebilir. umarım lucescu dersini almıştır ve şener, hasan, topal üçlüsünü takımdan uzak tutar.
  • 1779
    "adam" tayfasından kurtulan, yenilenmiş ve gençleşmiş takımdır. politik olaylardan uzak, halkın tamamını kucaklamaya çalışan, insanlara uzun zamanlardan sonra 'benim takımım' dedirten bir oluşumdur. umarım böyle devam ederler, başarılı olur olamaz önemli olan o değil, halkımıza tekrar milli takım sevgisini aşılayan ekiptir.

    pozisyon olarak baktığımız da ise iyi bir kaleci rotasyonuna sahip, ortalama düzeyde bir bek ve son derece sorunlu bir stoper rotasyonu mevcuttur. orta saha rotasyonu için çok bir şey söylemeye gerek duymuyorum. forvet için ise iyi bir cenk' e ihtiyacımız olan takımdır.

    herkesin milli takımı olma yönünde ilk adım ve devamı da gelecek, sizlere inanıyoruz.
  • 1782
    fatih hocanın içi gidiyordur şimdi şu jenerasyonu kullanamadığı için. en son "adam tayfası" burak yılmaz, arda turan, emre belözoğlu, selçuk inan, caner erkin ve gökhan gönül'le mücadele ediyordu. burak yılmaz hariç bu adamların hiçbirinin bir daha milli takıma alınacağını düşünmüyorum.

    tff ilk defa doğru bir şey yaptı ve herkesi temizledi. fatih hoca da dahil. hoca bize gelip şampiyon yaptı. bu adam tayfasını da bir çırpıda sildiler.

    umarım bu güzel jenerasyonu ilerde aykut kocaman gibi bir adama emanet etmezler. bu çocukları oynatacak bana göre birkaç hoca var şenol güneş ve kemal özdeş, onlar olsa daha iyi olur. ama eminim ki fatih terim şu kadroyu kullanamadığı için içi gidiyordur. çünkü hala ben olsaydım dünya kupasındaydık filan diyor. aklı milli takımda. milli takımdayken de aklı galatasaray'daydı.

    umarım bu jenerasyon bize avrupa şampiyonası ve dünya kupası izlettirir.
  • 1784
    son 5 senede atılan gollerin sahipleri çok dağınık olan milli takımımız. ki son 5 senede forma şansı bulan isimleri saysak da takriben 60-70 futbolcuya ulaşırız derim ben.
    son 5 senede tüm resmi maçlarda atılan gollerin sahipleri:

    cenk tosun 11
    burak yılmaz 10
    hakan çalhanoğlu 9
    cengiz ünder 4
    arda turan 4
    selçuk inan 4
    ozan tufan 3
    emre akbaba 3
    mevlüt erdinç 3
    serdar aziz 2
    volkan şen 2
    yunus mallı 1
    çağlar söyüncü 1
    okay yokuşlu 1
    mehmet topal 1
    emre mor 1
    ahmet çalık 1
    mehmet topal 1
    oğuzhan özyakup 1
    olcay şahan 1
    caner erkin 1
    tarık çamdal 1
    ahmet ilhan özek 1
    olcan adın 1
    bilal kısa 1
    umut bulut 1
  • 1785
    savunma yapamayan takım. ne olursa olsun, kim gelirse gelsin şu takıma savunma yaptıramadı. bu durumda yapılacak tek şey ofansif oynamak. kazanırız kaybederiz önemli değil, en azından top oynarız. kaan ayhan, çağlar söyüncü, okay yokuşlu ve mehmet topal ile 4 stoperli oyun oynadık 10 eylül 2018 isveç türkiye maçında yine iki gol yedik. salın bari şu takımı da en azından gol atsın.

    harun tekin
    mehmet zeki çelik - serdar aziz - çağlar söyüncü - ömer bayram
    okay yokuşlu
    cengiz ünder - hakan çalhanoğlu - emre akbaba - yunus mallı
    cenk tosun

    sal takımı sahaya şu şekilde oynasın keretalar.*
  • 1786
    hala tam olarak aynı duyguları hissetmesem ve “işte benim takımım” diyemesem de, siyasteçilerin, zübük, karaktersiz idarecilerin ve karakter yoksunu “adam”ların insanları soğuttuğu milli takımın neden “onların milli takımı”’ndan “bir maçlığına da olsa “bizim milli takım”’a geçtiğini özetlemiş güzel bir yazı;

    https://www.gazeteduvar.com.tr/...akimi-yeniden-sevmek
  • 1787
    bize yaşattıklarıyla her zaman gurur duyduğumuz, kadrosunda barındırdıkları ve içinde dönen pislikler yüzünden her ne kadar bir zamanlar soğusak da artık türkiye halkı tarafından daha çok sahiplenilmeye başlanmış ülkemizin futbol takımı.

    "e bayram değil seyran değil sen hayırdır?" diyecekseniz eğer demeyin.

    gözümdeki yaşlar kurumadan sizinle paylaşayım dedim;

    https://www.youtube.com/watch?v=2WYhku2RvQI
  • 1789
    yeni takımın oturması birkaç sene alacak ama bu süreçte garip oyuncularda, garip oyunda ısrar ederek süreci uzatıyoruz. yoksa 20-24 yaş arası oyuncu grubundan olgun bir oyun beklemiyoruz. ne derseniz deyin fiziksel olarak mbappe gibi pogba gibi altyapıda önde başlayan, daha erken rekabete girip daha erken olgunlaşabilen bir fizik genetiğimiz yok. oyunu çok iyi öğrenmek, takım arasında anlaşmak gerekiyor. jenerasyonda emre belözoğlu gibi futbol olarak zeka küpü*, takımı yönlendirebilecek bir yeteneğimiz de yok. sancılı süreç olarak. ben yine de jenerasyona güveniyorum.

    edit: mesela

    (bkz: #2525526)

    edit2: tabi şunu da eklemekte fayda var. arda, emre gibi oyuncular psikolojik olarak bu kadar bitirmiş olmasalardı hasan ali gibiler yerine oyun aklını öğretmek, geçişi hafifletmek için kullanılırlardı ama bu konuda luce’nin de eli kolu bağlanıyor. muhtemelen bu yüzden hollanda gibi 2 sene iyi tokat yeriz, sonra açılırız.
  • 1792
    ne kadar küssek de kötü durumda olmasına üzülmekten kendimizi alamadığımız takım.
    94 doğumluyum 2002 dünya kupası maçlarını pek hatırlamıyorum ancak o günlerde insanlarda olan heyecanı hatırlıyorum. iki tane teyzenın evlerinin penceresinden birbirine heyecanla gol attığımız haberini verdiğini çok net hatırlıyorum. 2002 sonrasında babam televizyon karşısında milli maçları çok heyecanlı izlerdi gol attığımızda adeta kükrerdi. 2004 avrupa şampiyonası ve 2006 dünya kupası elemelerinde başarısız olmuştuk ama insanlar milli takıma üzülüyorlardı sahada da mücadele eden oyuncular vardı. euro 2008 bize çok güzel hisler yaşattı unutulmaz bir dönem geçirdik. ne olduysa 2008 sonrasında olmaya başladı. arda, caner, gökhan, burak jenerasyonu çok umut veriyordu ama egoları futbollarının önüne geçti. hiddink, abdullah avcı derken üst üste turnuva kaçırdık. fatih terim'le tam güzel bir takım yakaladık derken adm çetesi fatih terim'i yedi euro 2016 doğal olarak hüsran oldu. lucescu'nun sürekli olarak bahaneler araması da insanları bıktırdı. alttan alta sürekli bir yabancı sınırı tehditi gösterdi, kendisinden soğuttu. tabi ki işin bir de siyasi tarafı var. milli takım siyasete alet edildi, hükümete destek ile orantılı olarak milli maç alma durumu oluştu. spor bakanları insanları kutuplaştırdı derken insanlar milli takımdan soğudu. aslında ortada bir tezat da var istenmeyen parazitlerden ayıklanmış, genç bir kadromuz var ama az önce saydığımız etmenler nedeniyle bu kadro da göze giremiyor. ne yazık ki gelecek de karanlık görünüyor. yazık ülkece futboldan soğuyoruz her geçen gün.
  • 1793
    başkanlığını yaptığı dönemde beşiktaş'ı dibe vurduran, kulübün adının şike operasyonuna karıştığı sezon federasyon başkanlığına "seçilen" yıldırım demirören tarafından yönetilen futbolumuzun vitrini olan takım.

    yıldırım demirören döneminde milli takımda üç teknik direktörle çalışılmış, ikisini kendisi takımın başına getirmiş. galatasaray'la çok başarılı bir dönem geçiren fatih terim* ve galatasaray'la anlaşması gündemde olan lucescu.*

    teknik direktör seçimi gibi futbolcu seçimleri de sistemli ve akılcı: "futbola ilgisi yüksek milyonlarca gencimizi göz ardı et, avrupa'da yetişen türk asıllı futbolcuları toplamaya çalış." üst düzey gurbetçiler yetiştikleri ülkeleri seçerken, bize ikinci ya da üçüncü sınıf olanlar kalıyor. gerçi sorun değil, başarılı futbol ekolümüz sayesinde kalite açığını kapatabiliriz!

    tüm bu akıl ve ahlak dışı yapıyı eleştirmesi beklenen spor medyasının görevi de teknik heyet operasyonlarında ve futbolcu seçimlerinde pr yapmaktan ibaret.

    bu tablo yaşanırken insanların aklıyla dalga geçercesine, "milli takıma ilgi neden azaldı?" sorusuna yanıt aranıyor. yanıt belli, futbol bahane... ver mehteri!
  • 1794
    80'lerin ortasından itibaren (neoliberalizme geçişle birlikte dizayn edilen toplumu göz önünde bulundurarak söylüyorum) ilgi kaybeden, 2016 avrupa şampiyonası'yla birlikte de türkiye'de yaşayan hemen herkes için "biten" milli takım.

    zannedildiği gibi 2002 ve öncesinde de kabul görmüyordu milli takım. unutuluyor tabii ister istemez. ya da "eski türkiye" öyle bir abartılıyor ki cennette yaşıyorduk izlenimi uyanıyor.

    milli takım 90'lardan sonra; cip tartışmaları, fethullahçı futbolcular, primler, "içimizdeki irlandalılar" gibi birçok kaotik durumlarla kamuoyunu meşgul etmiştir. en nihayetinde de yukarıda belirttiğim gibi artık yok hükmündedir.
  • 1795
    ukrayna, danimarka, yunanistan, kazakistan, gürcistan. ne mi bunlar ? 2006 dünya kupası için avrupa elemelerinde karşılaştığımız takımlar. aradan o kadar yıl geçmesine rağmen hala hatırlıyorum. google'a doğrulamak için bile bakmadım. o zamanlar da milli takıma tepki duymak için sebeplerim vardı. ersun bizden topçu almaz, ersen martin'i, hakan şükür'e tercih ederdi. ama gene de severdim. bu kadar yıl geçmesine rağmen hala grubunu hatırlarım.

    bugün ise 17 kasım 2018 türkiye isveç maçı skorunu arkadaş söyledi. bugün gelinen durumla ilgili laf kalabalığı yapmaya gerek yok. üzerine söylenecek her şey söylendi zaten. umarım bir gün o günlere dönmeyi dilediğim milli takımdır.
  • 1796
    şöyle bir milli takım görsek fena mı olur !

    mert günok / okan kocuk / harun tekin

    zeki çelik / burak kapacak - serdar aziz / ozan kabak / sadık çiftpınar - çağlar söyüncü / ertuğrul ersoy / merih demiral - hasan ali / umut meraş / ömer bayram

    okay yokuşlu / mahmut tekdemir / ozan tufan ( keşke kafanı düzeltsen . )

    abdülkadir ömür / irfan can / oğuzhan özyakup ( milli takımda kötü değil bence . )

    cengiz ünder / deniz türüç / serdar gürler - yunus mallı/ emre akbaba/ hakan/ yusuf - bilal başacıkoğlu / emre kılınç / emre mor ( kafanı düzeltsen keşke )

    enes ünal / umut bozok / cenk tosun

    burada bir 23 çıkarabilmek çok mu zor ey lucescu !
  • 1797
    nasıl başarılı olmasını beklediğimizi anlamadığım futbol takımı. bence başarılı olmamız zaten çok zor.

    şimdi, futbol bir takım oyunudur. mircea lucescu bir konuda haklı; kimse birlikte oynamıyor, birbirini tanımıyor. takım olarak oynamak çok zor bu yapıda. bunun daha da vahimi ne biliyor musunuz? takımın futbol eğitimini aldığı ülkeler de birbirinden farklı. belçika, hollanda, almanya ve türkiye'de altyapı eğitimini almış oyuncular vardı dün sahada. tamı tamına 4 ülke, belki de es geçtiğim bile olmuştur! türkiye altyapılı olanlar takımın yarısı diğerleri de yarısıydı. zaten türkiye altyapılarında ortak bir futbol eğitimi yok. türkiye futbolunun karakteristik özelliği nedir diye sorun, cevap alamazsınız. yok çünkü. bir şekilde futbolcu olan futbolcu oluyor. eleman azimliyse, şanslıysa bir yerlere geliyor. aksi takdirde sönüp gidiyor. şu genç nüfusla, bu futbol aşkıyla ve maddi gücün avrupa'ya göre kötü olmasıyla iddaa ediyorum adam gibi eğitim versek, liyakatla oyuncu yetiştirsek şu an avrupa'nın en iyi milli takımı olurduk. kulüpler de ciddi başarılar sağlardı ve oyuncu satışlarından iyi para kazanırdık. konuya dönersek, aynı takımda oynayıp birbirini tanımayı geçtim aynı futbol kültürünün eğitimini bile almamış 11 kişi sahadaydı dün. uzun dönemdir de böyle. biz bu takımdan da başarı bekliyoruz. diğer takımlar da dediğin gibi değil ki şeklinde diye bir argüman geliştirilebilir ancak kıyas yapılan takıma göre değişir. hatamız bu.

    başka ülkelerden aldığımız oyuncular da zaten oradaki milli takımlara girememiş oyuncular oluyor. yetenekleri sınırlı. bizimkiler de iyi eğitimli değil genelde. böyle olunca da yeterince iyi olmayan ve birbirini tanımayı geçtim birbirlerinin futbol kültürünü bile tanımayan adamlarla maç kazanmaya çalışıyoruz.
  • 1800
    maalesef demirören ve hocamızın el ele halkı soğuttuğu takım.
    demirören yaptıkları yapmadıkları, adam tayfayı affetmesi vb unsurlarla milleti bezdirirken, fatih hoca da kavga ortamını bitirememesi, gökhan töre ömer toprak hakan çalhanoğlu meselesini doğru yönetememesi. euro 2016 rezaletine çare olamaması, deplasmandaki izlanda maçıydı galiba tam hatırlamıyorum (bilenler hatırlatsın) üçlü oynayarak fantazi yapıp topalı defansa koyması sonucu hasan şaşın elleriyle taşısalar gol atamazlar dediği takımdan 3 tane yiyip dönmemiz. şapkadan öküz çıkartmaya çalışarak ozan tufanı sürekli oynatması, mehmet topalı (ömer toprak olayını çözemediği için) başarılı olmadığı defansta oynatması, basın toplantılarında ben bilirim, siz biliyosunuz, susuyorsam sebebi var tarzı açıklamalarıyla hiçbir şey söylememesi sanki takımın sahibiymiş gibi türk milletine hesap vermek ve hangi oyuncu ne yaptıysa anlatmak yerine her şeyi kendi halletme çabasına girip başarısız olmasıyla buna neden oldu maalesef.
    terimi hangimiz sevmiyoruz? bu durum milli takımın şu halinden sorumlu olduğu durumunu değiştirmiyor sayın galatasaraylılar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın