• 902
    yönettiği ülkenin vatandaş davranışlarını bilmeyenlerin yönettiği güzel ülkemdir.

    covid-19 nedeniyle 11.04.2020 saat 00:00 ile 12.04.2020 saat 23:59'a kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildi. yaklaşık 2 saat kala.

    madem son dakika ile hafta sonu dışarı çıkma yasağı getireceksin o zaman bunu 23:59 gibi bir zamanda ilan et. 2 saat kala ilan edince hazırlıksız yakalanan ve/veya aç kalacaklar diye korkan vatandaşların bakkallara ve fırınlara koşacağını bile bilmiyor yönetenler ya da düşünemiyor. bu kadar harika yönetiliyor işte bu ülkede süreçler. yazık.

    ekmek yiyen biri değilim ama ekmek yemeden doyamam diyen birçok kişi tanıyorum. ben de öyle olsam ben de panikleyebilirdim. bir de bunun sigara içenler kısmı var. hafta sonu bazıları sinir krizleri geçirecek. neyse ki ben sigara içmiyorum.

    önce yasak var deyip insanları paniğe sürükleyenler önce bu detaylarla paylaşsaydı bu kadar panik olunmazdı. fırınlar açık kalacak yerlerden biri. tabi buralar açıkken sokağa çıkma yasağı olanlar nasıl gidebilecek orası da muamma.

    yasağın detayları açıklandı:

    --- alıntı ---
    koronavirüs salgınının görüldüğü andan itibaren, sağlık bakanlığı ve bilim kurulunun önerileri, sayın cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda; salgının/bulaşın toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, sosyal mesafeyi koruma ve yayılım hızını kontrol altında tutma adına birçok tedbir kararı alınarak hayata geçirildi.

    bu kapsamda ilgi genelge ile alınan son tedbirlerden olan, büyükşehir statüsündeki 30 ilimiz ile zonguldak ili için şehir giriş-çıkışlarının 15 gün süreyle geçici olarak yasaklanması kararlaştırılmıştı.
    alınan tedbirlerin bulaşın yayılım hızına olan etkisinin en üst noktaya taşınabilmesi amacıyla; büyükşehir statüsündeki 30 ilimiz ile zonguldak ili kapsayacak şekilde, il idaresi kanununun 11/c maddesi ile umumi hıfzısıhha kanununun 27 nci ve 72 nci maddesi uyarınca il valileri tarafından aşağıdaki ek tedbirlerin alınması gerekmektedir;

    bu kapsamda;

    1- 10.04.2020 tarihi saat 24:00'den 12.04.2020 tarihi saat 24:00 arasında aşağıda belirtilecek istisnalar hariç olmak üzere büyükşehir statüsündeki 30 ilimiz (adana, ankara, antalya, aydın, balıkesir, bursa, denizli, diyarbakır, erzurum, eskişehir, gaziantep, hatay, istanbul, izmir, kahramanmaraş, kayseri, kocaeli, konya, malatya, manisa, mardin, mersin, muğla, ordu, sakarya, samsun, şanlıurfa, tekirdağ, trabzon, van) ile zonguldak il sınırları içinde bulunan tüm vatandaşlarımızın sokağa çıkmaları yasaklanacaktır.

    2- açik olacak işyeri, işletme ve kurumlar

    a) ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamül ruhsatlı işyerleri,
    b) tüm sağlık ürünleri ve tıbbi malzemelerin (tıbbi maske dahil) üretiminin yapıldığı işyerleri,
    c) kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları, eczaneler,
    d) zorunlu kamu hizmetlerinin sürdürülmesi için gerekli kamu kurum ve kuruluşları (huzurevi, yaşlı bakım evi, rehabilitasyon merkezleri, acil çağrı merkezleri vb.)
    e) her bir 50.000 nüfusa bir adet olmak üzere göre valilikler/kaymakamlıklar tarafından belirlenecek akaryakıt istasyonu ve veteriner klinikleri,
    f) doğalgaz, elektrik, petrol sektöründe stratejik olarak faaliyet yürüten büyük tesis ve işletmeler (tüpraş, termik ve doğalgaz çevrim santralleri gibi)
    g) ptt, kargolar vb dağıtım şirketleri,
    h) hayvan barınak, çiftlik ve bakım merkezleri,

    3- istisna kapsaminda olan vatandaşlar

    a- bu genelgenin (2) numaralı başlığında yer alan “açık olacak işyeri, işletme ve kurumlarda” yönetici, görevli veya çalışanları,
    b- tbmm çalışanları,
    c- kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanmasında görevli olanlar,
    d- acil çağrı merkezler çalışanları,
    e- birinci derece yakınlarının cenaze defin işlemlerini gerçekleştirecek ve katılacak olanlar,
    f- elektrik, su, doğalgaz, telekomünikasyon vb. kesintiye uğramaması gereken tedarik sistemlerinin sürdürülmesi ve arızalarının giderilmesinde görevli olanlar,
    g- ürün ve/veya malzemelerin naklinde lojistiğinde yurt içi ve dışı taşımacılık kapsamında görevli olanlar,
    h- gazete, radyo ve televizyon kuruluşlarında görevli olanlar,
    i- yaşlı bakımevi, huzurevi, rehabilitasyon merkezleri, çocuk evleri vb. sosyal koruma/bakım merkezleri çalışanları,
    j- ptt, kargo ve su dağıtım şirketi çalışanları,
    k- demirçelik ve cam sektörü vb. sektörlerde faaliyet yürüten işyerlerinin, fırın, soğuk hava depoları gibi çalışması zorunlu bulunan
    l- bozulma riski bulunan tarım ve hayvancılık ürünlerinin hasatında çalışacaklar,
    m- fırınlarda üretilen ekmeğin dağıtımında görevli olan araçlar ve çalışanlar,
    n- kızılay koordinesinde kan ve plazma bağışı için randevusu olanlar,

    belirtilen istisnalar dışındaki tüm vatandaşların evlerinde kalması esastır.

    daha önceki genelgeler kapsamında düzenlenmiş olan (sağlık ve cenaze için verilen hariç) seyahat izin belgeleri (yola çıkmış olanlar hariç) pazartesi günü geçerli olacaktır.

    yukarıda belirtilen tedbirlere ilişkin valiler/kaymakamlar tarafından ilgili mevzuatı uyarınca gerekli kararların ivedilikle alınması, uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi ve mağduriyetlere neden olunmaması, alınan kararlara uymayan vatandaşlara umumi hıfzıssıhha kanununun 282 nci maddesi gereğince idari para cezası verilmesi başta olmak üzere aykırılığın durumuna göre kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılması, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin türk ceza kanununun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılması hususunda;

    gereğini önemle arz ve rica ederim.

    --- alıntı ---
    https://www.icisleri.gov.tr/...-sokaga-cikma-yasagi
  • 904
    sokaga cikma yasagini gec değil erken ilan etmistir. ulke halkinin zihin yapisi belli. bu karari çıkacaktı cumhurbaskani diyecekti ki:"su andan itibaren sokaga cikmak yasaktir. herkes evlerine girsin. dukkanlar 10 dakika icinde kapanacaktir. kapanmayan dukkanlara da ciddi ceza verilecek. ihtiyaclari mulki ve idari amirler ve onlara bagli çalışanlar organize edecektir" diyecekti. ekmek, su vs zaten iki günde de dağıtımı bir şekilde olacak. cocuk ihtiyaclari desen cocugu olan insan zaten herseye bir sekilde hazir davraniyor.
    valla hata yapildi evet. ama hata erken aciklanmasidir.
  • 909
    günlerdir hatta haftalardır bir şeyleri düzeltmek için çaba sarf eden bilim insanlarının, sağlıkçıların, sorumluluk sahibi yurttaşların emeklerinin sadece ama sadece 2 saat içinde sikip atıldığı ülke.

    cehalet, deformasyon, dejenerasyon vb. ne ise adı, sardı ülkenin dört bir yanını. ey süleyman'ın bıyıkları, halimiz içler acısı...
  • 915
    doktorum. 1 aydır kendi annemi babamı görmeye gitmiyorum, muhtemel virüs taşıyıcısı olacağımı göz önünde bulundurarak eşimi de kimseyle görüştürmüyorum. hastanede tüm gün el yıkamaktan, dezenfektan kullanmaktan ellerim dermatit oldu.

    hükümet süreci o kadar da kötü yönetmiyor aslında derken bu akşam hükümet zeka geriliği yaşayan milyonlarca vatandaşımızla el ele ülkenin içinden geçti.

    1 aydır verdiğimiz tüm emekler boşa gitti. bugün hastalık yüzbinlere yayıldı, 2 günlük yasaktan elde edilecek fayda 10 kat zarara dönüştü. ben boşu boşuna 1 aydır kendimi paraladım, ben boşu boşuna 1 aydır annemi bile görmüyorum.

    teşekkürler türkiye.

    siz gerçekten eğitilemezsiniz.
  • 916
    saat gece 10:00’da sokağa çıkma yasağı ilan edilen ülke. kapsam? belli değil. süre? belli değil. bir baktım hanım markete koşuyor. gitti, geldi market kapalı. evde herhalde 10 gün yetecek un var, maya var, ekmek yapan benim gibi bir sonradan gurme var. dondurucuyu yazdan envai çeşit sebze ile doldurmuş, köy tavuğu, annemin açtığı bilmem kaç günlük mantı, kıyma, köfte, zamanında alınıp dondurucuya atılmış et falan herşey mevcut, çocuklar için abur cuburdan bulgar rakısına yok yok. dedim sen niye markete koştun? cevap; ne bileyim aniden sokağa çıkma yasağı olacak dediler ya, o yüzden telaşlandım.

    sözün özü; yangından mal kaçırır gibi bir saatte sokağa çıkma yasağı ilan edersen bizim hanım gibi bir sürü indan amaçsız bir telaşla koşuyor işte. emin olun markete koşanların çoğu bu sürü psikolojisine uyarak koştular. kusura kalınmasın ama halkı yöneten akıl, vatandaşının neler yapabileceğini bilip daha fazlasını düşünmeli. yoksa bu şekil benim 7 yaşındaki oğlum da yönetir bu memleketi.
  • 918
    2 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edilince keşke kimse dışarılara çıkmasaydı doğru katılıyorum ama insanların hiçbir suçu yok. bu olay, yılların gösterdiği yönetimsel saçmalıkların basit ve doğal bir yansıması sadece. kimisi dalga geçilen adam gibi luppo aldı belki 3 yaşında çocuğu var ve onu düşünerek iyi niyetiyle aldı. bir başkası bira rakısı yok evde kaç gün duracaz diyip alkol almaya çıktı. kimisi ulan sadece 1 paket sigaram var diyip birkaç paket sigara almaya çıktı. kimisi, sonradan fırınların açık olacağı açıklamasını tahmin edemediğinden ekmek almaya koştu.

    hiçkimsenin suçu yok. insanlarla da virüs yayılacak korkusuyla dalga geçip söven insanlar da haklı, bir anlık panikle markete koşanlar da haklı.

    bu durumdaki tek sorun, sokağa çıkma yasağının ani olarak gelmemesidir. yapılan açıklama şuandan itibaren denmeliydi ya da 12 de açıklanmalıydı. 2 saat süre vermek, kasti olarak yapılmış gibi sanki ben anlam veremedim. 2 saat sonra 48 saat dışarı çıkamayacaksın diye kime dersen de aaa öyle mi diyip o 2 saati değerlendirmeye çalışabilir.

    bu virüs zaten hemen hemen hepimize bulaştı ya da bulaşacak. panik olmadan atlatmaya bakalım yeter. yönetimlerin kararları yüzünden halkın birbirine kızmasından çok sıkıldım. artık yapacak bir şey de yok, herkese hepimize geçmiş olsun.
  • 919
    halkının bu müthiş cehaletiyle yıkılmazsa iyidir dediğim ülke. iskandinavya'da olsak neyse de ortadoğu'nun dengeleri bu kadar cehaleti ve bunun getirdiği rezil yönetimi kaldırmaz. sırtlanların cirit attıı bu coğrafyada adamı lime lime ederler.

    bakalım nereye kadar gidecek böyle? halk illa başına bir musibetin mi gelmesini bekleyecek yoksa yine uyandıracak birileri çıkıp akıllarını başlarına mı devşirtecek?
  • 920
    olayla ilgili o kadar keşmekeş bir durum var ki, herkes haklı; yalnızca kararı biçim olarak yanlış şekilde alanlar ve haberi duyar duymaz sokaklara adeta market, fırın, eczane yağmasından hallice hareketleri yapanlar yanlış.

    başta sokağa çıkma yasağının en az 5-6 saat öncesinden, mümkünse bir gün öncesinden yapılması gerektiğini düşünüyordum. sonra gerek burada yazan arkadaşlarımın, gerekse diğer sosyal mecralarda okuduklaım neticesinde anladım ki, galiba bu yasağın ilan edildiği andan itibaren gerçekleşmesinin doğru olduğu konusuna kanaat getirdim. zira bu yasağı değil 5 saat, 5 gün öncesinden de versek, son günü o market yağmaları illa ki olacaktı. bu da koronaya davetiye demek olur.

    valla hangisi doğru bilmiyorum, ancak şu videodaki ve onunla benzer zihniyetteki insanların yanlış oldukları bir gerçek.

    bu kadar mal insanla hala daha bugünlere gelebilmemiz takdire şayan doğrusu.

    https://twitter.com/.../1248704335288074240
  • 921
    birkaç gündür gündemden uzaktım. bir meşguliyetim olduğundan falan da değil, daha bir ay öncesine kadar olabildiğine aktif şekilde yaşarken şimdi bir hidra gibi daracık alana tıkılıp kalmış olmak beni her şeyden soğuttu ve kendimi kitaplara, filmlere verdim.

    dün akşamüstü saatlerinde evin 22 yaşındaki çocuğu olarak, olağan mutfak gereçlerini almak üzere dışarı çıktım. market eve yürüyerek on dakikalık mesafede. maskemi takarak, yolda yürürken dahi kimsenin yanına yaklaşmadan yürüdüm. yolda tanıdığım insanları görmeme rağmen yakından muhatap olmamak için görmemiş gibi yaptım. sonra markete vardım, alışverişi yaptım. oradan da ekmek almak için fırına gittim. ekmek için bile kuyruk olmuştu, ki bunu bir on yirmi yıl sonra "ekmek kuyrukları" söz öbeğini karamizah barındıran bir cümlede kullanacağım zaman tutarlı olmak için yazıyorum. neyse girdim sıraya efendi gibi. önümdeki adama arama göz kararı 1.5 - 2 metre mesafe koydum, sıranın ilerlemesini bekliyorum. arkama bir adam geldi, ensemden öpecekmiş gibi, 10 santimetre kadar arkama... sonra onun arkasına da bir adam aynı şekilde. önümdekiler de aynı şekildeydi. dönüp adamın bomboş bakan gözünün içine, belki anlar diye, dik dik baktım. en ufak bir zeka kırıntısı, en ufak bir nezaket belirtisi yok. adamın öylece duruşu bile ortamdaki hemen herkes gibi "ben toplum içinde yaşamayı bilmiyorum" diye bağırıyor. işte o an o çok sevgili, o çok bilinçli, o çok müthiş halkımıza yıllardan beridir beslediğim ateşli hisleri andım içimden.

    olayları dramatize etmek gibi bir amacım yok ama abilerim ben neredeyse klostrofobik bir insanken, normal hayatımda günde ortalama 20 km yürüyen ben, yıllardır arka arkaya üç günü evde geçirmemiş olan ben, dört duvar arasında kafayı yemek üzere olsam da tam 27 gündür zorunlu ihtiyaçlar hariç dışarı çıkmadım ve sosyal hayatımı daha salgının ilk günlerinde kestim. ben bunu kendim için yaptım, ailem için yaptım, toplum için yaptım. her normal vatandaş gibi yapmam gerektiği için yaptım. ama şimdi böyle cahiller yüzünden, fırından ekmek almak gibi basit bir eylemi yaparken dahi tehlike altında kalıyoruz. hadi kendimi geçtim. benim yaşadığım evde 70 yaş üstü 3 kişi yaşıyor. biri 88 yaşında tansiyon hastası, ikisi 70-71 yaşında biri koah biri diyabet hastası. yani bu illet bizim eve girse, allah muhafaza, en az iki kaybımız var. eminim benimkine benzer durumda çok fazla kişi vardır. ve bizim sergilediğimiz "mecburi" bilincin karşısında duran bu cehalet, düpedüz kötülük etmek demek. ama anlatamıyorsun adama ve en kötüsü benim geleceğimi bu adamların verdiği oyun belirlediğini biliyor olmak...

    fırında sinirlerim bozulsa da, sakin kaldım, çıktım eve gittim. aldığım şeylerden dezenfekte edebileceklerimi dezenfekte ettim, paketinden dolayı buna elverişli olmayanları balkonda 36 saatlik beklemeye aldım.

    akşamımı yine aynı şekilde geçirdim; film, dizi, kitap... saat 11 civarı telefonum çaldı. yan sitede oturan arkadaşım arıyordu. o evde sigara içemediği için geceleri etraf sakinken çıkıp biraz yürüyor, yürürken de bazen benim pencerenin önüne geliyor konuşuyoruz. o aşağıda, ben yukarıda... pencereden ona bakarken sokaktaki olağandışı kalabalık dikkatimi çekti. dedim ki kesin sokağa çıkma yasağı ilan edildi. maalesef yine şaşırmadım.

    bir aydır sağlık çalışanları canlarını hiçe sayıp bu illetle mücadele ediyor. abim de onlardan. adam beyin cerrahı, iki haftadır covid-19 vakası bakıyor, üç haftadır bizim eve giremedi taşıyıcı olabilirim diye. böyle binlerce hekim, hemşire vs. sağlık emekçisi var, varolsunlar. toplumun geri kalanında da bilinçli olanlar evde kalıyor. bu da bir emek, mücadeledir. aynı şekilde ekonominin içler acısı durumundan dolayı çarkı işler kılmak için işlerine gitmek zorunda olan milyonlar da mücadelenin bir parçası. ama ne oluyor benim canı cehennem edilen güzel ülkemde? akşamın 10unda basiretsizce bir sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor. hem de iki günlük yasak, onu da haftasonuna uydurmuşlar. ve bu iki günlük yasak için insanlar sokağa dökülüyor. iki dakika durup "biz n'apıyoruz ya" diye düşünmeden markete koşan cahiller yüzünden, bir aylık mücadele muhtemelen çöpe gitti. yazıklar olsun ama acımak bir yana...

    başımızdaki hükümet, bizim halkın hak ettiğinden daha kötü değil. bunu anlıyorum.
  • 923
    işçiler bu sıcakta var gücüyle çalışıyor ama düşünen yok

    bu ortamda 1-2 kuruş fazla kazanmak için hayatını tehlikeye atanlar hep görmezden geliniyor.

    4 saatlik sokağa çıkma izninde bile sırf ailesine biraz olsun para götürebilmek için çöp toplamaya çıkan çocukları kimse görmüyor

    eli ayağı tutmayanlar şu an aç kalıyor ama kimsenin taktığı yok.

    parasızlıktan, açlıktan intihar edenlere aldırış edilmiyor.

    milyonlarca gencimizin bir arada sınava girmesine ses yok

    ama her yıl milyonlarca euro cebe atan, rüyamızda göremeyeceğimiz evlerde oturan, milyon liralık arabaya oyuncak diyen, her türlü imkana sahip olan futbolcuların canı değerli öyle mi?

    ülke futbolu ve ülke zihniyeti bu kadar işte arkadaşlar. konuşulacak o kadar çok şey var ama bazı gereksiz insanlar yüzünden gündemimizi bu şımarık futbolcular ve yönetimle meşgul ediyoruz. sonra da bu ülke neden böyle...
  • 924
    covid-19 nedeniyle hala her gün 30-40 bin kişi arasında virüs kapma şüphesiyle testler uygulanan ve bu şüphelilerin 1000 civarının ise virüs testi pozitif çıkan ülkedir. vakalar hafiflemiş gibi görülse de her şey her an tersine dönebilir. dikkatli olmakta fayda var; ancak ülkede ekonomik olarak dayanılamayacağı düşünülerek, 1 haziran'dan itibaren birçok kısıtlama kaldırılacak.

    birçok kısıtlama yarından itibaren kaldırılmış olacak.

    bunlardan biri ise bence futbolla yakından çok ilgili: kafelerin ve kıraathanelerin açılması.

    12 haziran'da maçlar seyircisiz başlayacak. ligler ertelenmeden önceki 1 seyircisiz oynanan hafta için de benzer endişelerimiz vardı. bu endişeler yeniden yeşerecek maalesef. maçlar için tribünlere gidilemeyecek. evde yayıncı kuruluşla üyeliği olmayan milyonlar ne yapacak? hepsi kafelere yüklenecek yine. kimse bana gelip de demesin kurallar olur ona göre oturulur diye. dolmuşlar/minibüsler için de böyle bir kısıtlama var ama yoğun trafiğin olduğu yollar haricindeki dolmuşlara hala tıkabasa yolcular alınmakta. ana cadde üzerinde, yani göz önünde olan yerlerde düzenli oturulur kurallara uyulur ama ara sokaklarda gözden kaçan yerler tıkabasa dolar taşar kafe/kıraathanelerde de.

    böyle kararlar alan ülke yönetimi bu maç izlemeler için olacak toplanmaları da düşünmeli. bir kısmını yakalarlar evet ama çoğu yerde maçlar toplu şekilde izlenecek. o kapalı alanlarda bağırış çığırışlarla ortam ağızdan çıkan sıvılarla kaplanacak.

    yayıncı kuruluş haftada en az 3 maçı(cuma-cumartesi ve pazar günlerindeki 1'er maç) şifresiz(ve türksat üzerinden herkese açık) yayınlamadığı sürece bu durum büyük bir tehlike doğuracak ülkemiz için.

    ligin başlamasına 2 hafta kaldı. bunun çaresine şimdiden bakılmalı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın