• 5
    malesef ki doğru düzgün çalışan * tek bir kurumu bulunmayan ülkem. denk geldiği zaman bayrağımıza bakıyorum. bayrağın kırmızısından, ayından, yıldızından öyle güzel bi masumiyet, öyle geleceği parlak bir ışık, öyle bir aydınlık yayılıyor ki içim ısınıyor. adeta gazi mustafa kemal atatürk'ün masmavi gözlerini görüyorum her baktığımda ve yemin ediyorum hiç abartı değil, o bayrağa bakınca bir anlık ne terör aklıma geliyor ne de halkı allah ile aldatanlar. hangi bayrakta var lan böyle masumiyet?

    https://upload.wikimedia.org/...ag_of_Turkey.svg.png

    bu ülkenin kaderi bu olmamalıydı. bu kadar güzel bir bayrağa ve milli marşa sahip, nice medeniyetlere beşik olmuş türkiye'mize bu yapılanlar reva değil.

    teker teker yargılanacaksınız. isim vermek istemiyorum ama aşağı yukarı hangi kitleden bahsettiğimi anladınız. 'yargılanacaksınız' cümlesi bu ülkede en çok kime ya da kimlere deniyorsa onlara diyorum.
  • 7
    bu zor gecede böyle bir konudan bahsetmek gerçekten çok zor, fakat herkesin doğru bilgi almaya hakkı olduğunu düşünüyorum.

    askerlerimizin yakılmasına dair videoda gerçek olamayacak bir görüntü var. merak etmeyin paylaşacağım enstantane bir ceset içermiyor, yalnızca kötü bir yanma efekti uygulanmış bir el var. yine de aşırı hassas bir bünyeye sahipseniz bakmayın: https://img3.picload.org/.../c0uubn6wgaaqp0y.jpg *

    böyle bir yanma anatomik olarak mümkün değil, açıkça görüleceği üzere askerlerin cildi üzerinde bir kaplama var. şahsi kanaatim videonun bir düzmece olduğu yönünde. film çekme tekniklerinin ne kadar geliştiğini düşününce bu ihtimal daha da güçleniyor. https://www.youtube.com/watch?v=BIOO-hNb7j4

    ancak bu korkunç video sahte olsa da her hafta şehit vermeye devam ediyoruz. bu sebeple videonun sahte olduğunu bilmek de beni mutlu etmeye yetmiyor. memleketimizin durumu her gün biraz daha kötüye giderken, devlet büyükleri sadece başkanlık sistemine geçmek için dertleniyor. ölen öldüğüyle, sakatlanan sakatlandığıyla kalıyor maalesef.

    umarım mevcut iktidar, türkiye'ye daha fazla zarar vermeden en kısa sürede tarih sahnesinden çekilir.
  • 11
    ''yarın cumhuriyeti ilan ediyoruz ismet.''

    bir devrin başlamasına saatler kala köşkte, gazi mustafa kemal yeni devletin ileri gelenlerini davet etmiş ve ağırlamıştı. rakı masasında bazen gülücükler saçıp bazen kedere dalan gazi, kafasında yapmak istedikleri ve önünde de anadolu gerçekleriyle düşünceliydi. en büyük sıkıntısı koca devleti tek akılla yürütmek zorunda kalmasıydı. fikren ondan daha makul, modern, cesur bir siyasi mevcut değildi ülkede. tüm devrimler, yapılacak olan onca iş sadece bu adamcağızın düşünebildikleri, üretebildikleriyle yürüyebilecekti. bunu o da biliyordu.

    silah arkadaşları onun bedenen yanında ancak fikren çok uzağındalar, hatta kemal paşa'dan bedenen de koptu kopacaklardı. ''saltanat isteriz, osmanlı'yı yaşatalım'' diyen rauf paşalar, refet paşalar, ali fuat paşalar, kazım paşalardan yeni düzene hayır gelmeyeceği aşikar olup gazi'nin yanında destek olarak sadece büyük komutan ismet paşa vardı. 28 ekim günü davetliler dağıldıktan sonra ismet'e ''sen kal'' dedi paşa.

    kimsecikler kalmayıp ismet paşa yanına geldiğinde de en üstteki sözü söyleyiverdi.

    anayasa taslağını beraber hazırladılar, yıllarca tüm devlet meselelerini beraberce tartıştılar.
    gazi ilerici ve yenilikçiydi ne var ki sabırsız bir adamdı. ismet paşa ise
    yenilik konusunda ata'nın izinde olmakla beraber belki de dönemin en sabırlı siyasetçisiydi dünyada.
    lozan görüşmeleri'nde onun sabrını ve inatçılığını tüm dünya da tatmıştı.

    yıllarını birbirlerine omuz omuza dayalı geçiren dava adamları, cumhuriyeti tek başlarına sırtladılar. ne ismet'siz bir gazi ne gazi'siz bir ismet düşünülebilirdi. birbirlerini tamamlayıcı yapıları dünya basınında dahi zaman zaman yer bulmuş, memlekette ise en güvenilen iki isim olmuşlardı. refetler, rauflar, kazımlar gitmiş onlar kalmıştı.

    latin alfabesi devriminden önce ismet ile anlaşamaz gazi. gazi latin alfabesinden yanadır, ismet paşa ise eskiden yana. neyse devrim gerçekleşir ve devlet yazışmaları dahil her şey latin alfabesi ile yazılmaya başlanır. devletin ileri gelenleri kısa sürede latin alfabesini öğrenirler. ismet paşa ve gazi de öyle. bir gün mustafa kemal yanında siyasiler ve dostları varken kağıda bir şeyler karalamak ister, yılların alışkanlığı olarak yazıyı arap alfabesiyle yazmıştır gazi mustafa kemal. tam o esnada mekana ismet paşa girer. mustafa kemal paşa ve etrafındakiler büyük bir aceleye telaşa tutuşurlar ve gazi elindeki kağıdı buruşturup hemen ortadan kaybeder. sonra da yanındakilere dönüp şöyle der:

    -''ismet benim arap alfabesiyle yazdığımı görseydi mahvederdi bizi.''

    işte başta karşı çıkan ismet paşa şimdi latin'in en büyük korumacısı olabiliyordu çünkü
    tam bir kanun adamıydı. eğer bir şey yürürlükteyse mutlak suretle o uygulanacaktı
    ona göre.

    birbirlerine ağlayarak mektuplar yazarlar. ata, ismet'in gönderdiği mektupları baş ucundaki çekmecede saklar. soyadı kanunu çıkacağı vakit ismet paşa atatürk'ü ''atatürk'' yapar. memleketin kötü gidişi üzerine çokça içer ve kederlenirler beraber.

    ismet paşa ve ağabeyim dediği gazi mustafa kemal atatürk... dünyanın en büyük dostluğuna sahiplerdi.

    tüm bunları neden anlattım biliyor musunuz?

    cumhuriyetin tasası, memleketin bekası bu dostluğa dargınlık getirdi. ikili, cumhuriyeti daha iyi konuma getirebilmek için çokça tartışma yaşar oldu, ekonomi politikalarında zamana zaman çok sert kavgalara tutuştular son 3-4 yıllarında. fiziken kavga ettikleri bile iddia edildi. yıllarca görüşmediler. sırf cumhuriyet daha iyi olsun diye. sırf halk refaha kavuşsun diye tartışmalara girdiler. sırf milletin karnı doysun daha iyi olsun diye oldu bunlar. dünyanın en büyük dostluğu mahşere kaldı.,

    atatürk hastalığının ağırlaştığı senelerde ismet'ini hiç göremedi. gezecek seyahat edecek dermanı yoktu. aslında belki gerçeklerden haberi olsa öleceğini bilse ismet'ini bulurdu. bulamadı... ata'ya ismet paşa'nın öldüğünü söyledi yakınındakiler. arada ismet'in daha önce gönderdiği mektupları açıp okurdu kimseler yokken. ağlıyordu sürekli. ismet yoktu, can kardeşi ismet ölmüştü onun için. halbuki bir sesini duysa can kardeşinin,

    yine o şiddetli kavgalarını etseler... kavgalarını dahi özlemişti. gözlerim yaşlı yazıyorum öyle büyüktü bu dostluk. ismet de çok seviyordu ağabeyini, gururundan inadından yanına gitmemişti. 10 kasım günü en çok o üzülmüştür.

    biz sizi unutmayacağız koca yürekli önderler. ebedi şef ve milli şef!
    cumhuriyet için telef olan dostluğunuzu unutmayacağız. cumhuriyet için döktüğünüz yaşları unutmayacağız. cumhuriyet için verdiğiniz emekleri asla unutmayacağız.

    işte o cumhuriyeti birkaç menfaatçi yıktılar. ellerinde milyon dolarlarla, altlarında yatlar, yattıkları saraylarla.
    bir hiç uğruna gitti her şey, bitti paşam bitti!

    kurduğunuz cumhuriyeti devletin yanından kaldırdılar ama biz o cumhuriyeti askıda bırakmadık. aldık ve kalbimize taşıdık cumhuriyeti... tüm devrileriyle ve fikirleriyle, emekleriyle ve dostluklarıyla, her şeyiyle!

    cumhuriyet'te emeği geçen başta ata'm ve ismet paşa, sonra da tüm isimsiz kahramanlara selam olsun, ruhunuz şad olsun ışıklar içinde uyuyun güzel insanlar...

    ek fotoğraf: http://gss.gs/KJN
  • 12
    eski türkiye diye özlemle yad edilen ne varsa aslında kastedilen türkiye'nin cumhuriyet değerleridir. daraldıkça gerçek ve eski yani nazik ve kibar türkiye'ye duyulan özlemi gideren bir çeşit pachelbel eseri gibi bir videoyu dikkatinize sunuyorum. demek ki mesele sağcılık solculuk değil insanlık hayvanlıktır tüm memleketi geren ve kutuplaştıran. alın size birbirinden taban tabana farklı 2 merkez sol-2 merkez sağ-1 aşırı sol ve 1 aşırı sağ politik partinin herbiri birbirinden donanımlı önderi.

    her türlü demogoji ve retorik var ama ahlaksızlık ve çirkeflik yok. doktrin var ideoloji var ama terbiyesizlik ve nezaketsizlik yok. ben bu açık oturumu canlı izleme şansına sahiptim. yeni nesil galatasaraylılar da eskiyi biraz izlesin ki birbirlerine kimlikleri üzerinden nezaketsizlik yapmasın eskiden milletimizin her cenahının nasıl nazik olduğunu görsün. mesele dönem de değil aynı tarihlerde almanlar berlin duvarının üstünden atlıyor, romenler çavuşesku'yu kurşuna diziyor, bulgarlar türkleri eziyor iken biz farklılıklarımıza saygı duyuyor aile olabiliyor, ortak olabiliyor, komşu olabiliyor ama asla ayrışmıyorduk.

    velhasılı kelam şu anki tüm sıkıntıların müsebbibi mayamızın bozuk olması değil köşe başındakilerin mayasız hamurları olmasındandır. bizim gerçek önderlerimizi nazik nazik, kibar kibar (hem de ekonomi hususunda) dinlemek için buyurun efendim;

    https://www.youtube.com/watch?v=iR3jyX1baxo
  • 14
    https://twitter.com/...s/981104295830581248

    yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya olan cumhuriyet. afganistan, pakistan ve iran'dan gelen afganlar erzurum'da toplatılıp birçoğuna istanbul gidiş bileti ücretsiz olarak veriliyormuş. gelen afganların neredeyse hepsi erkek ve yaş aralığı 12-25. bu kadar erkek elbet burada yalnız durmayıp kendi ailelerini yanlarına katmak isteyecek ve şu anlık ufak bir göç gibi görünen bu olay, ileride kitleler halinde bir göçe dönüşebilir.

    ayrıca göçler geldikçe afganlar tarafından çıkan bir sürü olaya şahit olacağız.

    https://www.dha.com.tr/...musler/haber-1572357
  • 15
    https://youtu.be/ZLle_F5ESTk

    boğaziçili öğrencilerin tutuklandığı, şu videodaki sahtekar tipitiplerin sayısının arttığı memleketim.

    askere evladını göndermeye götü yemeyenlerin, militarizm şakşakçılığı yaptığı memleketim.

    cehenneme çevirdikleri vatanın vatandaşlığı yerine daha demokratik ülkelerin vatandaşlığını araştıranlara bilet kesilen memleketim.

    akm’yi yıkmayı “çatla da patla” gibi iğrenç bir söylemle kutlayanların yönettiği memleketim.

    devlet imkanları ile manipüle ve finanse edilmek suretiyle futbola siyasetin tecavüz ettiği memleketim.
  • 18
    yine yeniden işbilmez yöneticileri yüzünden maalesef güvenemediğimiz resmi rakamlara göre 33 evladını kaybetmiş acı içindeki ülkem. ekonomisi kötü insanlar artık zıvanadan çıkmış durumda patlamaya hazır bir bomba gibi geziyoruz allah sonumuzu hayır eder inşallah ama bu gidiş hiç iyi değil.

    https://halkweb.com.tr/...raydi-simdi-20-lira/

    çok fazla uzatmaya gerek yok beka beka diyenlere şunu izletmek lazım. bu insan müsveddeleri burada nefes alabilsinler diye aslan gibi vatan evlatları şehit oldu pisi pisine...
  • 20
    o kadar büyük saçmalıklar, tutarsızlıklar içinde yönetiliyor ki... canım ülkem, ah canım ülkem...

    coronavirus nedeniyle süper lig'in ertelenmesi konusunda bu saçmalıkların en net halini gördük. konu galatasaray falan değil. konu hala, ısrarla izlenmeye çalışılan ben yaptım oldu zihniyeti, profesyonellerden destek alınmaması, hak yemekten korkulmaması, güvenliğin hiçe sayılması, tutarsızlıklar; ama en kötüsü, herkesin bir kişiden korktuğu için bunları dile getirememesi ve ülkede temiz kalan tek oluşumun buna karşı çıkınca cezalar alması.

    gerçekten geçen hafta yaşananlara bakınca, güntekin onay, serdar sarıdağ, ahmet ağaoğlu gibi tiplerin yüzleri bile kızarmadan ama zorlanarak yaptıkları açıklamalar, erman toroğlu gibi doğruyu söylemeye çalışan tiplerin yüzleri kızararak ve zorlanarak yaptıkları açıklamalar sonrası mustafa cengiz ve fatih terim'in duruşlarını da ekleyince, cumhuriyet dönemi öncesi padişahçı tiplere karşı jön türklerin, atatürk'le bile fikir telakkisinde bulunabilen insanların, tevfik fikret gibi bildiğini söylemekten çekinmeyen, kimseden bir fayda ummayan, kol kanat dilenmeyen güzelliklerin bu kulübe bu kültürü nasıl yerleştirdiğini anlıyorum. şu an o genel kurulda önüne geleni eleştiren insanların haksız dahi olsalar bildiklerini söylemek, özgürlük düşüncesine verdikleri değere bir kez daha hayran oluyorum.

    bu kadar saçma sapan bir konu üzerinden bu kadar genel değerlendirme yapılır mı? yapılır. neden yapılır, çünkü o kadar net gösterdi ki işlerin nasıl ilerlediğini...

    federasyonun konumu şu;

    çarşamba sabah: ligler ertelenmeyecek, seyircisiz oynama yok.
    çarşamba akşam: ligler seyircisiz oynanacak.
    perşembe akşam: başakşehir'in avrupa maçı seyircili oynanacak.
    cuma sabah: evet evet, ligler seyircisiz oynanacak.
    salı sabah: ligler ertelenecek.

    tutarsızlığın nedeni: bir kişinin çıkıp karar vermesi, o kişiye fikir beyan edebilecek cesarette bir yetkilinin bile olmaması.

    yorumcular çıkıp şunu soruyorlar bir de; efendim mustafa cengiz salı günü çıkmış demiş ki biz dezenfekte ettik, 50000 kişiye hazırız, sonra işte çarşamba günü neden seyircisiz oynuyoruz demiş. tutarsızmış.

    ulan yüzsüz şeref yoksunu, virüsün tehlike seviyesini de mustafa cengiz mi ölçsün? galatasaray virüs tehlikesi sebebiyle salı günü üstüne düşeni yapmış, stadını dezenfekte etmiş. devletin görevi bilgi vermek, devlet gelmiş demiş ki ertesi gün, virüs bundan biraz daha tehlikeli durumda, bu hal varken 50000 kişiyi oraya getirmek sağlıklı olmayabilir. o zaman mustafa cengiz ne diyecek? elbette diyecek ki ben görevimi yaptım, fakat madem bu tehlike o ölçüde, bu maçların oynanması benim futbolcularım, çalışanlarım için de risk.

    neden risk? çünkü benim tek çalışanım futbolcular değil. o çalışanlar içinde arabası olmayan temizlik görevlileri var mesela. o temizlik görevlileri işe nasıl gelecek? toplu taşımayla, en iyi ihtimalle taksiyle. ya o kişiden gelirse virüs? ne bok yiyeceksin o zaman?

    neyse... konuyu uzatmaya gerek yok.

    gerçekten utanç verici bir dönemde yaşıyoruz. bu utanç verici dönemde, içimizdeki güzellikler daha değerli. onların değerini daha çok bilelim.

    https://gss.gs/pC8.jpeg
  • 21
    aşağıda yazanları diyerek spor müsabakalarında yer alan her görevliyi insan olarak görmediğini ima eden (isteyerek ya da istemeyerek) kişi tarafından yönetilen güzel ülkemdir.

    "bizim bütün hedefimiz insan hayatıdır." deyip spor müsabakalarındaki görevli herkesi insandan saymamıştır.

    --- alıntı ---
    cumhurbaşkanı erdoğan: "önlemler arasında spor müsabakalarının seyircisiz oynanması gibi hususlar vardı. birileri farklı şeyler söyleyebilir... değerli kardeşlerim, bizim bütün hedefimiz insan hayatıdır."

    --- alıntı ---

    https://twitter.com/...300491181080576?s=20
  • 22
    bir an önce sokağa çıkma yasağı ilan etmesi gereken ülke. bu senaryoyu gerçekleştirirken şunları yapsa mesela:
    1- sokağa çıkma yasağı bitene kadar tüm kredi ve kredi kartı ödemeleri ertelenmiştir.
    2- sokağa çıkma yasağı bitene kadar tüm elektrik, doğalgaz ve su faturaları ertelenmiştir.
    3- sokağa çıkma yasağı bitene kadar tüm telekomünikasyon, paralı tv kanal faturaları ertelenmiştir.
    4- sokağa çıkma yasağı bitene kadar sadece yaşam döngüsünü sağlayacak yiyecek ve içecek alımına, zaruri ihtiyaç olan temizlik malzemesi satışına izin verilecektir. malzeme fiyatları devlet tarafından sabit olarak belirlenecektir. bu rakamlar dışında satışa izin verilmeyecektir.
    5- sokağa çıkma yasağı süresince sadece yaşam döngüsünü sağlayan malzemelerin (ekmek, yemek, temizlik malzemesi vs gibi) üretimini veya satışını yapan iş yerleri açık olacaktır.
    6- sokağa çıkma yasağı bitene kadar şirketler ve kamu kurumları her çalışanına 1000 tl maaş verecektir. zaruri görev sebebiyle iş yerlerine gitmek zorunda olan kişilere normal maaşları ödenecektir.
    7- market alışverişleri her mahalle için belirlenecek saatlerde gerçekleştirilecektir. bunun dışında dışarı çıkmak kesinlikle yasaktır ve dışarı çıkanlar insan sağlığını tehdit etmekten tutuklanacaktır. en az 1 hafta nezarethanede tutulacaklardır.

    bu koşullarda kabul eder misiniz?

    https://anketinho.com/1538
  • 23
    tüm dünyanın içinden geçmiş ve ülkeye 3 ay geç gelmiş virüsle ilgili memleketin sağlık bakanının yaptığı açıklama:

    "biz 2.6-2.7 kişiye bulaştırır diye düşünüyorduk çok daha fazla kişiye bulaştırıyor, biz bunu böyle bilmiyorduk"

    https://twitter.com/...400641641623552?s=20

    çok değerli bilim kurulunuz kore'de 1600 kişiye bulaştıran 1 vakayı duymamış mı acaba?

    kendi canımızı, sevdiklerimizin canını kimlere emanet ediyoruz heyhat.
  • 24
    https://tr.sputniknews.com/...urasinda-yeni-donem/

    çok şükür halkı bugün de öpülen güzel ülkemiz.

    “diyelim ki bir abonenin nisan ayı gaz ve elektrik tüketimi nasıl hesaplanacak? geçmiş, 2 yıllık dönemdeki nisan tüketimlerine bakılacak. bu veriler çerçevesinde fatura çıkartılacak. abone de yeni sistemle ilgili olarak bilgilendirilecek. bu kapsamda düzenlenecek faturalar, elektronik sistem üzerinden aboneye ulaştırılacak.”
  • 25
    yönettiği ülkenin vatandaş davranışlarını bilmeyenlerin yönettiği güzel ülkemdir.

    covid-19 nedeniyle 11.04.2020 saat 00:00 ile 12.04.2020 saat 23:59'a kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildi. yaklaşık 2 saat kala.

    madem son dakika ile hafta sonu dışarı çıkma yasağı getireceksin o zaman bunu 23:59 gibi bir zamanda ilan et. 2 saat kala ilan edince hazırlıksız yakalanan ve/veya aç kalacaklar diye korkan vatandaşların bakkallara ve fırınlara koşacağını bile bilmiyor yönetenler ya da düşünemiyor. bu kadar harika yönetiliyor işte bu ülkede süreçler. yazık.

    ekmek yiyen biri değilim ama ekmek yemeden doyamam diyen birçok kişi tanıyorum. ben de öyle olsam ben de panikleyebilirdim. bir de bunun sigara içenler kısmı var. hafta sonu bazıları sinir krizleri geçirecek. neyse ki ben sigara içmiyorum.

    önce yasak var deyip insanları paniğe sürükleyenler önce bu detaylarla paylaşsaydı bu kadar panik olunmazdı. fırınlar açık kalacak yerlerden biri. tabi buralar açıkken sokağa çıkma yasağı olanlar nasıl gidebilecek orası da muamma.

    yasağın detayları açıklandı:

    --- alıntı ---
    koronavirüs salgınının görüldüğü andan itibaren, sağlık bakanlığı ve bilim kurulunun önerileri, sayın cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda; salgının/bulaşın toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, sosyal mesafeyi koruma ve yayılım hızını kontrol altında tutma adına birçok tedbir kararı alınarak hayata geçirildi.

    bu kapsamda ilgi genelge ile alınan son tedbirlerden olan, büyükşehir statüsündeki 30 ilimiz ile zonguldak ili için şehir giriş-çıkışlarının 15 gün süreyle geçici olarak yasaklanması kararlaştırılmıştı.
    alınan tedbirlerin bulaşın yayılım hızına olan etkisinin en üst noktaya taşınabilmesi amacıyla; büyükşehir statüsündeki 30 ilimiz ile zonguldak ili kapsayacak şekilde, il idaresi kanununun 11/c maddesi ile umumi hıfzısıhha kanununun 27 nci ve 72 nci maddesi uyarınca il valileri tarafından aşağıdaki ek tedbirlerin alınması gerekmektedir;

    bu kapsamda;

    1- 10.04.2020 tarihi saat 24:00'den 12.04.2020 tarihi saat 24:00 arasında aşağıda belirtilecek istisnalar hariç olmak üzere büyükşehir statüsündeki 30 ilimiz (adana, ankara, antalya, aydın, balıkesir, bursa, denizli, diyarbakır, erzurum, eskişehir, gaziantep, hatay, istanbul, izmir, kahramanmaraş, kayseri, kocaeli, konya, malatya, manisa, mardin, mersin, muğla, ordu, sakarya, samsun, şanlıurfa, tekirdağ, trabzon, van) ile zonguldak il sınırları içinde bulunan tüm vatandaşlarımızın sokağa çıkmaları yasaklanacaktır.

    2- açik olacak işyeri, işletme ve kurumlar

    a) ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamül ruhsatlı işyerleri,
    b) tüm sağlık ürünleri ve tıbbi malzemelerin (tıbbi maske dahil) üretiminin yapıldığı işyerleri,
    c) kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları, eczaneler,
    d) zorunlu kamu hizmetlerinin sürdürülmesi için gerekli kamu kurum ve kuruluşları (huzurevi, yaşlı bakım evi, rehabilitasyon merkezleri, acil çağrı merkezleri vb.)
    e) her bir 50.000 nüfusa bir adet olmak üzere göre valilikler/kaymakamlıklar tarafından belirlenecek akaryakıt istasyonu ve veteriner klinikleri,
    f) doğalgaz, elektrik, petrol sektöründe stratejik olarak faaliyet yürüten büyük tesis ve işletmeler (tüpraş, termik ve doğalgaz çevrim santralleri gibi)
    g) ptt, kargolar vb dağıtım şirketleri,
    h) hayvan barınak, çiftlik ve bakım merkezleri,

    3- istisna kapsaminda olan vatandaşlar

    a- bu genelgenin (2) numaralı başlığında yer alan “açık olacak işyeri, işletme ve kurumlarda” yönetici, görevli veya çalışanları,
    b- tbmm çalışanları,
    c- kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanmasında görevli olanlar,
    d- acil çağrı merkezler çalışanları,
    e- birinci derece yakınlarının cenaze defin işlemlerini gerçekleştirecek ve katılacak olanlar,
    f- elektrik, su, doğalgaz, telekomünikasyon vb. kesintiye uğramaması gereken tedarik sistemlerinin sürdürülmesi ve arızalarının giderilmesinde görevli olanlar,
    g- ürün ve/veya malzemelerin naklinde lojistiğinde yurt içi ve dışı taşımacılık kapsamında görevli olanlar,
    h- gazete, radyo ve televizyon kuruluşlarında görevli olanlar,
    i- yaşlı bakımevi, huzurevi, rehabilitasyon merkezleri, çocuk evleri vb. sosyal koruma/bakım merkezleri çalışanları,
    j- ptt, kargo ve su dağıtım şirketi çalışanları,
    k- demirçelik ve cam sektörü vb. sektörlerde faaliyet yürüten işyerlerinin, fırın, soğuk hava depoları gibi çalışması zorunlu bulunan
    l- bozulma riski bulunan tarım ve hayvancılık ürünlerinin hasatında çalışacaklar,
    m- fırınlarda üretilen ekmeğin dağıtımında görevli olan araçlar ve çalışanlar,
    n- kızılay koordinesinde kan ve plazma bağışı için randevusu olanlar,

    belirtilen istisnalar dışındaki tüm vatandaşların evlerinde kalması esastır.

    daha önceki genelgeler kapsamında düzenlenmiş olan (sağlık ve cenaze için verilen hariç) seyahat izin belgeleri (yola çıkmış olanlar hariç) pazartesi günü geçerli olacaktır.

    yukarıda belirtilen tedbirlere ilişkin valiler/kaymakamlar tarafından ilgili mevzuatı uyarınca gerekli kararların ivedilikle alınması, uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi ve mağduriyetlere neden olunmaması, alınan kararlara uymayan vatandaşlara umumi hıfzıssıhha kanununun 282 nci maddesi gereğince idari para cezası verilmesi başta olmak üzere aykırılığın durumuna göre kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılması, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin türk ceza kanununun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılması hususunda;

    gereğini önemle arz ve rica ederim.

    --- alıntı ---
    https://www.icisleri.gov.tr/...-sokaga-cikma-yasagi
App Store'dan indirin Google Play'den alın