• 1
    spor kulüplerimizin devamlı yerinde saymasına neden olan, hatta artan döviz kurları ve düşen saygınlık derecesinden dolayı gerileten zihniyete sahiptirler. kulüplerimizin başında illa çoban olarak uefa, fifa ya da cas olmalı ki maaş skalamızı dengeleyelim, oyuncularımızın borçlarını ödeyelim ya da kadromuza altyapımızdan oyuncular koyalım. hepsi ama hepsi birtakım kuruluşlar tarafından zorla yaptırılıyor. ne yazık ki yüzyıldan fazladır var olan kulüplerimiz, bir şekilde en basit şirketin bile yönetilebileceği şekilde yönetilmiyor.

    bu zihniyetin örneği olarak yakın zamandan beşiktaş'ı örnek verebiliriz. demirören yönetimi sonrası girdikleri feda döneminde genç gurbetçilere ve bonservissiz oyunculara yönelmişler ve kendilerince başarılı olaylara imza atmışlardır. tam artık rahatlıyoruz, borç anlamında sıkıntılar kalmayacak derken bu sefer yaşlı ve maliyetli oyunculara yönelmişler ve eskiden yaşadıkları sıkıntılara doğru yol almaya başlamışlardır. negredo'nun senelik maliyetinin yaklaşık 5 milyon euro olması, anadolu kulübünden alınan vagner love'ın senelik maliyetinin 5 milyon euro'yu* geçmesi kendileri geldikleri bataklığa götürmektedir.

    galatasaray spor kulübü, ünal aysal döneminde başlayan uzun kontratlı ve kadro şişkinliği sorunlarından sonrasında gelen iki yönetimde de kurtulamamış, yeni yeni bu durumu aşıyoruz derken ryan donk'un yenilenen sözleşmesiyle akıllar karışmıştır. uefa ile başarılı geçen görüşmelerin hemen ardından böyle hamleler yapmak sadece uefa kıskacından kurtulmamıza sebep olur. yüzyıllık çınar galatasaray'ın tek derdi de uefa'dan ceza almayalım olmamalı. koyulan sınırları aşmıyoruz diyerek böyle saçma sapan anlaşmalar yaparsak başarılı olamayız ve kulüp kasasına yeterince para giremez. bu olaylardan sonra da beşiktaş'ın yakında başına gelecek feda olayı gibi biz de tekrardan aynı döngüye döneriz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın