• 1526
    arda güler, real madrid'e 20+10 milyon euro bonservis bedeli karşılığında gittiğinde, sorgusuz sualsiz herkes direkt 30 milyon euro'ya gitti diyor. bonusların içeriğini bilmeden hemen 30'u yapıştırdılar.

    sebastian szymanski'yi 11+3 milyon euro bonservis bedeliyle kadrosuna katacak olan fenerbahçe'nin bu transferini ise 10 milyon civarı olarak söylüyorlar!

    aynısını bizim marcao için de yapmışlardı. kap açıklamasında 15'e gitti denilmesine rağmen, ısrarla "hayır 12+3 milyona gitti" şeklinde haber yaptılar.

    hatta irfancan kahveci transferinde daha da abartmışlardı. fenerbahçe kap'a 7 milyon euro ödeyerek aldık demişti ama aziz yıldırım ısrarla 11 milyona alındığını, hatta evrakları da gösterebileceğini söylemişti. türk spor basını ise buna rağmen 7 milyon euro diyor. hatta malum sitede de 7'ye gitti yazıyor. eğer aynı şey galatasaray'ın başına gelmiş olsaydı, yüzde yüz eminim ki 11'i yapıştırırlardı. yapıştırmışlığı da vardır. mesela diagne'yi kap açıklamasına göre 10'a transfer ettik ama her yerde 13 dendi. türk spor basını, malum site falan kap açıklamasını görmezden gelip, direkt 13'ü yapıştırdılar.

    şimdi diyeceksiniz ki, belirtmemeleri onların zararına, batarlar vs.

    ama durum öyle değil çünkü bu işin psikolojik yönü de var.

    taraftarın 7'ye alınan oyuncuya bakış açısıyla, 11'e alınan oyuncuya bakış açısı aynı değildir. 6-7'lik rakamlar kabul edilebilir gözükür ve destek verilir. en kötü 5-6'ya yine satılır kafasına girilir ama 11'e alınan oyuncunun ekstra işler yapması beklenir. atılan pasın, çekilen şutun bile özel olması istenir. e oyuncu da her maç bunu yapamayacağı için, birkaç maçtan sonra destek kesilir ve yönetim suçlanır. o, bu, şu derken o topçudan hayır gelmez.

    yani aldığımız oyunculara ısrarla büyük paralar yazılıp zan altında bırakırlarken, fener topçularına bedavadan biraz daha fazla haberi giriliyor.

    işin maaş kısmında da böyleler. perotti'nin maaşının roma kulübünün ödediğine inanılırken, icardi'nin 750 bin euro'luk maaşı ironi malzemesi haline gelir!

    neyse, sözün özü bu algıları da yıkmalıyız. bizim sözde muhabirlerimiz sözde objektifliğini bir kenara bırakıp gerçekleri yazsalar, en azından bizde kamuoyu oluşturabiliriz.
  • 1527
    konu fener olunca bunlara bir başka “halley” oluyor.

    misal fener 35‘lik carlos kameini‘yi transfer edip yıllık net 2.2 milyon euro’dan üç senelik anlaşma yapıp ardından kadro dışı bırakmıştı.
    kameni fifaya gidip hem ücretlerini, hem tazminatını, hem de faizini fenerden sıka sıka aldı.
    (bkz: #3414064)

    hem de “fenerol” kampanyasının yapıldığı bir dönemde oldu bu olay.
    yani fener oynatmadığı topçuya 6-7 milyon euro verirken çocukların kumbarasındaki paraya göz dikmişti.
    şerefli spor basını koç holdingi üzmemek için bu konunun üstüne hiç gitmedi.
    aynısı bizde olsa her gün manşet olurdu.
  • 1532
    uzun yıllardır nitelik olarak yok olma sınırında olan topluluk.
    bir gazeteci çocuğu olarak spor yazarlarının, muhabirlerinin ellerinde büyüdüm.o zaman fonlanan ve bayrak sallayanlar yok denecek kadar azdı.
    şimdilerde ise bu sıfat altında kendini konumlandırdığını sanan büyük bir kitle hem sosyal medya düzeni, hem her konuda ikiye ayrılma güdüsü ve bunların getirileri sebebiyle taraftar sayfası şeklini almış, 'türk spor basını' yok olmaya yüz tutmuştur.
    burada saha emekçilerini, taraftar olsa da objektif olabilen azınlığı bir kenara ayırıyorum.
    hangi takımın yandaşı olursa olsun kendisine 'basın' ya da 'gazeteci' diyen ve kulüpler ile, yöneticiler ile çıkar ilişkisi bulunan etkileşim ve algı manipülatorlerine karşı dikkatli olmak gerekiyor.
  • 1533
    40-50 bin civarı organik takipçiden fazlası olmayan sportcell ve sports digitale arasında sözlü yazılı tartışma başlamış. öncelikle bu iki oluşum da birilerinin paralı haber yaptırdığı, gazetecilik namına hiç bir olumlu yanları olmayan oluşumlar.

    bu adamlar ne yapmışlar mesela? bu haberi sports digitale ortaya çıkarmış diyebileceğiniz bir icraatleri var mı? herhangi bir gazetecilik başarıları var mı? yok. 10 duyum veriyorlar 1-2 tanesi doğru çıkıyorsa çıkıyor. transfer döneminde etkileşim kasıyorlar.

    sezon içinde transfer penceresi kapalıyken hiç bir ekstraları yok. seversiniz sevmezsiniz spor gecesi digital örneği vereceğim. haluk yürekli ve gökhan dinç çıkartmadı mı zorlu görüşmelerini? bu adamlar çıkartmadı mı ortaya koç'un sürekli tff'nin riva yerleşkesinde olduğunu?

    bu sports digitale ve sportcell ne yapmışlar da türk spor basını adına kendilerine yer talep ediyorlar.
    bir de sidik yarışı gibi kendi kendilerine dövüşüp gündemi meşgul ediyorlar.

    özellikle sports digitale'deki sabuncu, sen bir zıpladın iki zıpladın bence yaptığın rezillikler artık yeter.
    galatasaray'ın adını bile ağzına alma. sports digitale kanalında olup da galatasaray'lıyım diyen galatasaray savunan kişiler de bir gözden geçirsin. eğer başka bir yerde de aynı işi yapabiliyorsanız gururunuzla ayrılın.
  • 1534
    eskiden yalan haber yapan gazetecilerin tesislere girişi yasaklanırdı; akreditasyonu iptal edilirdi. şimdilerde sosyal medya haberciliğinin yaygınlaşmasıyla kulüpler kendine yakın sosyal medya hesapları oluşturmaya başladı. böylelikle tarafsız gazetecilik de tarihe karıştı. kulüpler artık yaptırmak istediği haberi kendi bağlantılı olduğu hesaba verip arkasına yaslanıyor; gerisini biz takipçiler hallediyoruz. halbuki büyük medya gruplarından ayrılan ve kendi platformlarını kuran gazetecilerin özgürleşmesi gerekirdi. ama ne yazık ki sosyal medya geliri taraftarı manipüle etmek üzerine kurgulu ve etkileşime bağlı. böylece anonim hesaplardan kaynak göstermeden duyumculuk ve hatta hissiyatçılık denen yeni bir iş modeli gelişti. fanatik ve fotomaç dönemi yalan transfer haberlerinin bile bir namusu vardı; en azından elinize bir gazete veriyorlardı. camiada kimseye eyvallahı olmayan birkaç güzel abimiz kaldı geriye; diğerleri savrulup gittiler.
  • 1535
    gelişmeleri ve yazılanları hayretle okuyorum. belli ki bazı kişiler konunun nasıl geliştiğinden, kimlerin kimler için ne ithamlarda bulunduğundan bihaber. çok eskiye gitmeye de gerek yok, sadece bu yaz döneminde çok fazla olay oldu ve aslında gündemi yakından takip edenler her şeyi ve herkesi biliyor. sistemli iftiraya uğrayan bir kişinin büründüğü psikolojiyi ve kendini ifade etme çabasını dışardan bakışla sert, gereksiz veya ortalık karıştırıcı olarak görmek en basit olanı. bu konularda eğer her şeye hakim değilseniz yorum yapmamak en doğrusu.
  • 1536
    türk futbolunun gelişmeme sebeplerinden birisi de kendileridir. şu an kulüp fark etmeksizin çoğu muhabir ve gazeteci amigo gibi ortalıkta takılıyor. kitleleri birbirine düşürmekle kalmayıp etkileşim ve açtıkları davalarla geçimlerini sağlıyorlar. bu yüzden de hiçbir kanal ve mecrada yapıcı ve geliştirici yorumlar izleyemiyoruz. haliyle herkesin odağı sahaya değil, saha dışına yöneliyor. bu kaos ortamı içinde olan harcanan milyon dolarlara ve taraftarlara oluyor. bu kadar büyük yatırım içinde sürdürülebilir bir başarı elde edememek yanlış yönetildiğimizin en büyük kanıtı. buna çanak tutan da türk spor basını.
  • 1537
    uyelerinden islerini yapmak yerine tuttuklari takimlarin hakkini savunmalarini bekledigimiz surece bundan 5 yil sonra da ayni seyleri yazacagimiz topluluk. fb'li bir kac gazeteci amigoluk yapiyor diye bunu gs'li yorumculardan da beklememek lazim. beklersek, ortalik haber yapmak yerine birbirine laf sokmak, etkilesim almak icin sacma sapan seyler soyleyen gazeteciden gecilmez. o zaman bu kisilere zaten gazeteci degil, kulup sozcusu falan denir.
  • 1539
    bizim transferlerimizde baska, fb veya bjk'nin transferlerinde baska yorumlar yapan topluluk. biz yildiz ve yuksek maliyeti olan bir oyuncu aldigimizda bunun takim ici dengeleri bozabilecegini, dusuk maasli veya yerli oyunculari kusturebilecegini konusurlerken, fb veya bjk bu profilde oyuncu alinca, bu oyuncunun takima yapacagi katkiyi konusuyorlar. son ndombele hamlemizde buyuk risk alindi gibi seyler soyleniyor. icardi ve zaha transferlerinde de oyuncularin yillik maasina taktilar. ama fb 34 yasindaki tadic'e ve 37 yasindaki dzeko'ya adeta kulubun tapusunu, fred gibi iyi ama top class olmayan 30 yasindaki bir oyuncuya 10 milyon bonservis verdikleri halde, oyuncularin ne kadar klas oldugunu ve takima seviye atlatacaklarini konustular. yani hic cikip da mert hakan kusebilir, ferdi rahatsiz olabilir gibi seyler soylediklerini duymadim.

    diger dikkatimi ceken sey ise, hali sahada bile olsa bir kez sahaya cikip futbol oynamamis kisilerin, mac sirasinda oyuncularin arasindaki ufak bir tartismasini buyutmeleri. sanki takim icinde kriz varmis gibi gosteriyorlar. halbuki futbol oynayan veya gecmiste oynamis olanlar da bilir ki saha icinde bu tarz tartismalar gayet normaldir. insan yeri gelir kirk yillik arkadasina bile kizabilir.
  • 1540
    omurga eksikliği olan medya . galatasaray'a karşı verdiği savaşın sosyolojik bir açıklaması yok. tamamen türk zihniyeti. başarılı olan paçasından çekilir.

    --- alıntı ---

    fıkra bu ya; cehennemde yeni bir zebani işe başlamış. ilk gün kıdemli zebani tarafından gezdiriliyormuş. her yerde dev, yüksek kaynar kazanlar içinde yanan insanlar ve her bir kazanın başında zebaniler varmış. bizimki bakmış derin bir kazanın başında 5 zebani bekliyor.
    – bu ne demiş ?
    – bu almanların kazanı, sürekli birlik olup yardımlaşıp üst üste çıkarak yukarıya tırmanıyorlar ve oradaki zebaniler de tırmananı tekrar aşağıya atıyor…
    biraz daha ilerlemişler dev bir kazan daha. başında 3 zebani bekliyormuş. bizimki yine dayanamamış;
    – peki burada niye 3 zebani bekliyor?
    – bu da amerikalıların kazanı, bunlar da arada yardımlaşıp çıkmaya çalışıyorlar ve görevli 3 zebani yukarıya çıkanı tekrar aşağıya atıyor.
    bizimki bakmış bir sürü dev kazan ve her kazanın başında çeşitli sayıda görevli zebani varken ileride bir kazan var ki başında hiç zebani falan yok. hemen atılmış;
    – yahu bu kazanda niye görevli zebani yok, boş mu?
    kıdemli artık bıkkın bir şekilde cevaplamış;
    – o türklerin kazanı. görevli zebaniye gerek duymuyoruz. zaten içlerinden birisi çıkmak için çaba sarf ettiğinde diğerleri birlik olarak hemen onu aşağıya çekiyor.

    --- alıntı ---
  • 1544
    bakın bugünü kimse unutmasın. türk spor basını pardon sponsor basını, reklamlar kesilecek diye korkudan 8 ekim 2023 kasımpaşa fenerbahçe maçında olanları ne konuşabiliyor ne tweet atabiliyor. bizim maçlarda ufacık hata da tweet atan "sözde tarafsız" emek ege gibi tiplerden ses tok. dün bizim maçtan sonra programı açtığında serhat akın 10 dk hakem konuştu ve bugün ses soluk yoktu. bizim maçta faullü gol ve hayali penaltı olsa ahmet çakar türk futbolunda kara gece tweetleri atardı ama basit, yumuşacık tweet attı. üzmedi kendisini sevenleri. o yüzden ne kadar sallasak da az sayıda olan galatasaray muhabirlerini korumalıyız. yoksa biz bunlarla saha dışı baş edemeyiz. vole yayınını izliyorum. aynı olaylar fenere karşı yapılsaydı, serdar ali çelikler şu anda masalara vurarak, cumhurbaşkanına kadar olayları götürürdü. şimdi mutlu mesut. ne kadar kerem aktürkoğlu olayından dolayı kızsam da spor gecesi digital , ajans 1905'e muhtacız.
  • 1545
    birisi de çıkıp erden timur'un açıkladığı şeylerin vahametini konuşsun. adam delille yeri yerinden oynatacak şeyler söyledi konuşulanlara bak. yayıncı öyle yapmazmış, neden şimdi konuşmuş, savcılığa gitsinmiş...

    lale ortanın aylarca yaptığı hukuksuz şeyleri, ali koç'un yaptıklarını, erden timur'a atılan iftiraları, hakemlerin gs aleyhine davranması gerektiğinin nasıl empoze edildiğini, koray gencerler'in doğru iptaline rağmen neden 1,5 ay görev alamadığını, saha kapatmaları adaletsizliklerini, gs aleyhinde olan pozisyon sayısının diğerlerinden neden o kadar çok, lehine olan pozisyon sayısının neden o kadar az olduğunu vs... konuşun.

    bu kadar korkak olmayın.
  • 1549
    utansanız yüzünüze tükürmek isterdim ama ondan da anlamazsınız ki siz.

    galatasaray sezon başından beri ciddi rakiplerle karşılaşırken fenerbahçe henüz derli toplu bir takımla daha oynamadı diye söylüyoruz. bunu medyada dile getiren bir tek ümit özat oldu. fenerbahçe futbol takımı 23-24 sezonunda ilk ciddi maçına ligin 11. haftasında çıktı ve patates oldu. türk spor basınının şişirdiği zorla galatasaray'a rakip yapmaya çalıştıkları fenerbahçe futbol takımı 4 kasım 2023 fenerbahçe trabzonspor maçında patladı. merakla bekliyorum şimdi yorumlarını. konuşun bakalım.
  • 1550
    (bkz: 4 kasım 2023 fenerbahçe trabzonspor maçı)

    bugün bu maç sonucunda yapılan yorumlar neticesinde ak koyun kara koyun belli olacaktır. şahsım adına bugün hakeme girmeyen yalnızca sahada kalmak isteyen kim varsa her türlü platformdan engeli basacağım. gerekirse kimseyi takip etmem, dinlemem; burası yeter bana. zaten twitter denen toksik mecradan tiksiniyorum yanına youtube'u da eklerim. kimin ne yaptığı umrumda değil, tek başıma da olsa bu düzene karşı protestomu sonuna kadar göstereceğim. galatasaray; canımız, ciğerimiz kimseye hakkını yedirmeyiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın