1
özelde türk futbolcularının, genelde türk sporcularının beş büyük talihsizliği vardır ve bunun sonucu olarak %95'i harcanır gider. bunlar;
1-bilimsel beslenme bilgilerinden tamamen yoksundurlar ve bu nedenle kuvvet, çabukluk ve dayanıklılık konusunda dezavantajlıdırlar. bu durum doğuştan başlar, kazanılan yanlış alışkanlıklar dolayısıyla sporculuk hayatının sonuna kadar devam eder.
2-futbolcular 10-13 yaşına kadar sokakta ya da mahalle takımında oynarlar ve buralarda tamamen yanlış alışkanlıklar edinirler. bu yanlış alışkanlıkların başında topla gereğinden fazla haşir neşir olmak vardır. futbolun temelini teşkil eden hızlı tek pas sonradan öğretilse de kazanılan alışkanlıklar nedeniyle başarı oranı çok düşük kalır.
3-altyapılarda uygun ortamın bulunamaması. genellikle fakir aile çocukları futbola ilgi göstermektedir. bunlar da genellikle fakir mahallelerde yaşarlar. bunların yıllarca altyapıya gidiş gelişleri, özellikle istanbul'da trafik çilesi çekmeleri, minibüslerle antremana gidip gelmeleri, okul sorunu yaşamaları bütün enerjilerini çekip alır. çocuk 18 yaşına geldiğinde posası kalır ama ondan başarı beklenir. altınordu ve bursa'nın başarısında nispeten bu sorunların olmaması önemli yer tutar.
4-aylık 1.500-2.000 tl maaşla çalışan altyapı hocaları çok yetersiz olduğundan çocuklara öğretecek fazla bir şeyleri olmuyor. kendi bilmediklerini çocuklara nasıl öğretsinler.
5-en büyük kulüplerin bile altyapıya hiç yatırım yapmaması. bir futbolcu için gerektiğinde 10 m €'yu çöpe atan takımlar altyapıya yıllık 1 milyon € bile yatırım yapmazlar. antreman için yeterli sahaları yoktur. örneğin galatasaray'da 300 altyapı futbolcusu 2,5 sahada antreman yapmak zorundadır. diğer kulüplerde bunlar da yoktur. (bazı istisnalar hariç)
daha 20 neden sayabilirim ama uzatmak istemiyorum. temennim bütün problemlerin çözülerek türk çocuklarının altyapılarda bu talihsizliklerden bir an önce kurtarılması.
1-bilimsel beslenme bilgilerinden tamamen yoksundurlar ve bu nedenle kuvvet, çabukluk ve dayanıklılık konusunda dezavantajlıdırlar. bu durum doğuştan başlar, kazanılan yanlış alışkanlıklar dolayısıyla sporculuk hayatının sonuna kadar devam eder.
2-futbolcular 10-13 yaşına kadar sokakta ya da mahalle takımında oynarlar ve buralarda tamamen yanlış alışkanlıklar edinirler. bu yanlış alışkanlıkların başında topla gereğinden fazla haşir neşir olmak vardır. futbolun temelini teşkil eden hızlı tek pas sonradan öğretilse de kazanılan alışkanlıklar nedeniyle başarı oranı çok düşük kalır.
3-altyapılarda uygun ortamın bulunamaması. genellikle fakir aile çocukları futbola ilgi göstermektedir. bunlar da genellikle fakir mahallelerde yaşarlar. bunların yıllarca altyapıya gidiş gelişleri, özellikle istanbul'da trafik çilesi çekmeleri, minibüslerle antremana gidip gelmeleri, okul sorunu yaşamaları bütün enerjilerini çekip alır. çocuk 18 yaşına geldiğinde posası kalır ama ondan başarı beklenir. altınordu ve bursa'nın başarısında nispeten bu sorunların olmaması önemli yer tutar.
4-aylık 1.500-2.000 tl maaşla çalışan altyapı hocaları çok yetersiz olduğundan çocuklara öğretecek fazla bir şeyleri olmuyor. kendi bilmediklerini çocuklara nasıl öğretsinler.
5-en büyük kulüplerin bile altyapıya hiç yatırım yapmaması. bir futbolcu için gerektiğinde 10 m €'yu çöpe atan takımlar altyapıya yıllık 1 milyon € bile yatırım yapmazlar. antreman için yeterli sahaları yoktur. örneğin galatasaray'da 300 altyapı futbolcusu 2,5 sahada antreman yapmak zorundadır. diğer kulüplerde bunlar da yoktur. (bazı istisnalar hariç)
daha 20 neden sayabilirim ama uzatmak istemiyorum. temennim bütün problemlerin çözülerek türk çocuklarının altyapılarda bu talihsizliklerden bir an önce kurtarılması.