• 326
    maç başı 20.000 tl civarında alan hakemlerdir*. ayda kaba hesapla 3 maça çıksalar 60.000 tl ham maç parası eder. üstüne de profesyonel hakemlik maaşıdır, antrenman maaşıdır, gezdiğin yerlerde yediğin içtiğin eklenince günümüz şartlarında çoğu kimseye nasip olmayacak düzeyde artıları olan meslektir. hal böyle olunca kimse elindeki bu avantajı kaybetmek istemiyor. içinde bulunduğum süreç boyunca görüp tanıdığım bu kurumdaki kişilerin ortak özelliği, kimliklerindeki din kısmında para yazmasıdır. parayı çok sevdikleri için adaleti değil, ceplerini düşünürler. bu formülde de eşitliğin sağ tarafında kalan sonuç, eyyamcılardır.

    alper ulusoy gider, halis özkahya gelir. bülent yıldırım gider, mete kalkavan gelir. yani x hakem düdüğünü astıktan sonra yenisi mükemmel olacak diye beklemeyin. sistem bu, formül belli. dedim ya, eşittirin sağında eyyamcı olacak şekilde yürüyor sistem.
  • 327
    galatasaray'ın hakkını yemeyen, adil ve tarafsız bir yönetim uygularlarsa görevden ihraç edilen hakemlerdir. fatih terim'in de dediği gibi iki tane şerefli insana düdük astırdılar, sırf verilen "galatasaray'ı doğrayın" talimatlarına boyun eğmedikleri için. türkiye'de hakemlik "galatasaray'ın hakkını gasp etme" görevi olarak işliyor. aksini kimse iddia edemez.
  • 338
    yıllardır hep şunu öğrendik, uzun lig - avrupa - kupa maratonunda takımlar başarılı olmak için geniş kadro kurmak zorunda.
    bunun dillendirilen bir diğer artısı ise rekabetçi kadro yapılanması ile iyi olanı daha iyi olmaya, vasatı ise iyi olmaya iten bir ortam sağlamasıdır.
    sonrasında ligler, turnuvalar başlar, idmanlarda iyi olan, öne çıkan, sivrilen oyuncular formayı kapar, iyi oynadığı sürece bırakmaz, bu sırada onun alternatifi de daha çok çalışarak formayı kazanmaya çalışır.
    sadede gelirsem performansa göre ödül (forma) veya ceza (yedekte kalma) vardır.

    şimdi gelelim işin hakem boyutuna; arkadaş bu adamlar g.tünden element uydurup sahada takımının ağzına etse, hop haftaya tekrar başka bir maçta, adeta ödüllendirilircesine görev almaya devam ediyor.
    amacın işi doğru yağmak yerine manipülasyonlarla lige ayar vermek olduğunu biliyorum ama bir an için ön yargılardan arınarak, amacın işin doğru yapılması olduğu zannıyla bu kaşarlanmış, tetikçilik uzmanı hakemler yerine verin abi aşağıdan ali'yi, veli'yi, en azından adamlar hakkında ön yargımız olmaz. hataysa hata deriz, görmemiş deriz.
    ama sen gözünün önünde olan faulü görüp de vermezsen, rakibinin böğrüne tekme sallayan ve atman gereken oyuncuyu görmezden gelip sahada tutarsan, varlığı bile unutulan 6. saniye kuralını ansızın hatırlayıverip (üstelik aynı maçta rakip kaleci daha uzun bir süre ile bu kuralı ihlal etmesine rağmen) uygularsan ve hiçbir şey olmamış gibi hakkını yediğin takımın kritik maçlarından birine verilirsen, değil o hakem, galatasaraylı halimle ben olsam çizgimi bozmam.
    neden bozayım ki, bozsun ki?
    düşün hakemsin, son yıllarda hatırı sayılır bir gelir sahibi olmaya başladın bu işten.
    ona göre hayat standardın değişti.
    bindiğin araban, oturduğun evin, semtin, tatillerde harcadığın bütçen, çocuklarının gittiği okulların yıllık eğitim ücretleri....vs. hep bu gelir düzeyine göre şekillendi.
    ve görevini yaparken şunu gördün; bir tarafta galatasaray lehine "tacı" (özellikle belirtmek istedim; taç, şu bildiğimiz taç) yanlış verdiği ve kötü yönetim gösterdiği iddaalarıyla (iddaa diyorum zira bana göre hakem kararları doğruydu) görevlerine son verilen hakemler, bir yanda galatasaray'ı doğramasına rağmen ısrarla her hafta görev alan hakemler.
    bunları görüp yaşarken, eğer gerizekalı değilsen, sana ilave olarak sözlü bir mesaj vermeye gerek olur mu?
    işini düzgün yapan bir mhk, liyakata önem verir, hata yapanı alt liglere kor, işini düzgün yapanla yola devam eder, bunun için de ciddi, geniş bir hakem kadrosu istihdam eder.
    ancak kimi kime şikayet ediyorum, bunun da farkındayım...
    sonuçta bu adamların işlerini doğru yapmak gibi bir dertleri yok ki...
  • 340
    türk hakemlerinde şunu görüyorum. anadolu takımları en ufak müdahale de kendini yere bırakıyor özelikle korner ve yan toplarda bu durumlarda hemen düdük çalıyorlar. oyunu çok yumuşak bir hale getiriyorlar. bu yüzden artık türkiye ligini izlemekten bıktım. ingiltere italya liglerindeki sertlik bu yüzden ligimizde oluşmuyor ve oyun çok duruyor. buda seyir zevkini düşürüyor.
  • 343
    galatasaray taraftarına yaptıkları azdır bile.

    galatasaray futbol takımının performansını, hakemlerin performansının önüne koyan bu taraftar grubu türkiye'de tektir. o yüzden en kolay hakkı yenilen, maçlarında istediğini veya yukarıdan gelen emirleri yapsan da başının belaya girmeyeceği takım galatasaray'dır.

    galatasaray taraftarı yetinmesini bilir. aynı 23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçında olduğu gibi maçta orta sahadaki gereksiz pozisyonlarda doğru karar verip en kritik anda video yardımcı hakem sistemine rağmen yanlış karar versen de ama olsun maçın genelini iyi yönetti denir.

    galatasaray taraftarı acaba kayseri maçında hasan hüseyin acar'ın martin linnes'e ceza sahası içinde yaptığı net faulle bir lig maçında 2 puan kaybedilmeseydi ki bu iki puan da şampiyonluğa mal olabilir şampiyonluk, kupa, kupada bir tur kaybedilseydi aynı tepkiyi mi verecekti? türk hakemleri galatasaray taraftarını iyi çözmüş. sezonun başındaki bir lig maçında bu kadar da gol kaçmışken 2 puan çalayım kimsenin ruhu duymaz mantığını oturtmuşlar. bizim taraftar da buna çanak tutuyor.

    galatasaray taraftarı acaba kayseri maçında hasan hüseyin acar'ın martin linnes'e yaptığı penaltı da takımın başında fatih terim değil de roberto mancini, cesare prandelli, jan olde riekerink veya igor tudor gibi bir hoca olsa aynı tepkiyi verir miydi? türk hakemleri çözmüş bizi. bunlar zaten hocalarına takık, arada 2 puana çökmemizi kimse sallamaz mantığındalar.

    galatasaray taraftarına yaptıkları azdır bile. çünkü video yardımcı hakem sistemi olmasına rağmen, bu sistem olmasına rağmen çalınan puanlardan sonra kendilerini konuşan yok. bir hakemin görevi doğru karar vermektir ya. hadi video yardımcı hakem sistemi olmasa anlayacağım ama bu sisteme rağmen penaltı verilmiyor ve bizim taraftar hakemi beğeniyor. yemin ediyorum kafayı yiyeceğim.
  • 344
    kendi aralarında şöyle bir anlaşma yaptıklarına yemin edebilirim ama ispat edemem. kesinlikle "arkadaşlar fenerbahçe lehine olması dışında hiçbir takıma, bir maçta birden fazla penaltı çalmıyoruz." diye mutabakata vardılar. yıllardır izliyorum bu ligi galatasaray aşkından dolayı. bir takımın lehine iki veya daha fazla penaltı çalındığı maçlar çok nadirdir. fenerbahçe söz konusu olduğunda ise ufak bir araştırma yapsak diğer tüm takımların toplamından daha fazla olduğunu rahatlıkla görürüz. anlaşılan galatasaray taraftarı da bunu kabullenmiş. yoksa 23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçında hekemlerin 2 puanımızı çalmalarına bir ses çıkarırlardı. ancak bahsi geçen maçta hali hazırda lehimize bir penaltı çalındığı için ikincisi üzerinde durulmadı ve 2 puan uçtu gitti. yazık.
  • 345
    kendilerini ve kararlarını savunabilmeleri için bir kanal oluşturulması gereken kişiler. doğru olsa da yanlış olsa da.

    her hafta ligde 10 maç oynanıyor ve bu 10 maçın bir parçası olan 20 takım, diğer takımlar, bütün yorumcular, genel olarak herkes hakem kararlarıyla ilgili konuşuyor. bu konuda bir tek konuşamayan kişiler kararları veren hakemler.

    bu kadar önem verilen, insanların uğruna saatlerini harcadıkları bir konuda hakemlerin kendi yaptıkları işi savunamamaları, kendi işlerinin halkla ilişkiler kısmı açısından büyük bir yanlış. insanları hapse gönderme kudretine sahip hakimlerin bile kararlarının gerekçelerine ulaşabiliyorken hakemlerin hangi kararı neden verdiklerini anlatamamaları çok saçma geliyor bana.

    örneğin ali palabıyık. 6 aralık 2020 denizlispor fenerbahçe maçında serdar aziz üzerine yürüdüğü için sarı kart verdi, doğru karar. sonra var'a gitti, doğru penaltıdan dolayı ikinci sarıyı verdi, bu da doğru karar. ve fenerbahçe camiası çıldırdı. oysa bir şekilde bu adamın kararını açıklama şansı olsa, serdar üzerime yürüdü, penaltı da doğruydu diyebilse, bunu görüntülerle kanıtlayabilse bu kadar sinirlenmeyecek herkes.

    artık bu kadar ciddiye binen, insanların can güvenliklerine kadar tehlikede oldukları hakemlik işinde bu halkla ilişkiler boyutunun mutlaka düşünülmesi lazım sonuç olarak.
  • 346
    genel olarak türk hakemlerini beğenmem, beğendiğim nadir bir kaç kişi var. ancak bizim ülkede gerçekten hakemlik yapmak çok zor. tamam kötü bir hakem performansından sonra hakemi eleştirmek en doğal hakkın ama memlekette durum öyle bir hal aldı ki artık kazanan da hakemi eleştiriyor kaybeden de kendi maçı olsa da eleştiriyor kendi maçı olmasa da. daha maç başlamadan hakemin iş bağlantıları araştırılıyor, saha içinde mimikleri tartışılıyor. yıllarca kaşarlaşmış hakemler gitsin yeni yüzler görelim diyorsunuz ee gelen yeni yüzlere de rahat işini yapma fırsatı vermiyorsunuz. bence kötü oyanayan takımlarda bu hakemliğin çok arkasına saklanmaya başladı kolay yol çünkü kimse senin rezalet futbolundan bahsetmiyor sen odak noktasından çıkıyorsun.

    2018-2019 sezonunun ilk yarısında galatasaray'a yapılmayan kalmadı, evet haklıydık rezalet bir hakem yönetimi vardı ama sürekli söylemlerden bahsederek ne oynadık o maçlarda allah aşkına ne zaman ki kafamızı futbola verdik o zaman şampiyon olduk iyi oynamaya başladık. senin hocan her maçtan sonra hakem diye konuşursa oyuncunun da beynine ya biz ne yapsakta bunlar oynatmayacak düşüncesi geliyor ve onla da işin kolay yolunu seçiyorlar.

    bence avrupa'da da düzenli olarak başarısızlığımızın genel nedeni sadece kendi çöplüğümüzde horozumuzun ötmesi, çünkü maalesef bizim ligde hakemi en çok baskısı altına alan takım belirli avantajlar elde ediyor bir kaç hafta lehine kararlar fazlalaşıyor, sonra diğeri ağlayınca diğerine diye diye bu silsile devam ediyor.

    biz galatasaray olarak neyse ki bu kafadan yaklaşık bir buçuk seneden beri çıkmış gibi görünüyoruz ve bu sevindirici çünkü önce oyun oynayacaksın sonra olursa hakemi konuşacaksın. ben fatih hocanın bu meselelerin takıma yarardan çok zarar verdiğini anladığını düşünüyorum ki fatih hoca hangi lafın ne zaman nasıl şekilde söyleneceğini de çok iyi bildiğini biliyorum o yüzden içim rahat ve huzurlu.
  • 347
    türk futbolunun kalitesini düşüren en büyük nedenlerden birisidir türk hakemleri.
    -temponun yükselmesine kesinlikle izin vermezler.
    -yere düşen her futbolcuya faul çalarlar.
    -avantaj kuralını yüzde 90'ı kattiyen kullanmaz.
    -maçın genelinde vakit geçiren kaleciye sarı kart göstermek için 90 artıları beklerler.
    -büyük bir çoğunluğu futbolun içinden gelmediği için pozisyonları süzmekte zorluk çeker.
    -verdiği bir kararın ya da kartın etkisinde kalıp bunu dengelemek için karşı tarafın lehine bir karar alma zorunluluğunu hisseder.

    merak ettiğim konu bu hakemler premier ligde maç izleyip acaba kendilerinden utanmıyorlar mı?
  • 349
    özellikle genç olanlarının işi oldukça zor. rakiplerimizin twitter trolleri, teknik direktörleri, yönetimleri ve medyadaki trolleri ile kazandıkları maçlardan hatta kendi leyhlerine hata yapılan maçlardan sonra bile mağdur edebiyatı yapıp hakemlerle uğraşmaktan geri kalmadığı noktada işlerini ciddi anlamda yapamaz hale geldiler.

    çok basit bir örnek vereyim; 12 aralık 2020 fenerbahçe yeni malatyaspor maçı gökhan gönül hakeme bağıra bağıra allah belanızı versin sizin yaa demiş, bu bağırışı bütün protokol, 4. hakem, gözlemci vs tarafından da duyulmuş ancak kart görmemiştir. çünkü hakemin kafasındaki soru şu; ben burada gökhan'ı atarsam bu maç biter mi? biterse nasıl biter? bir daha fenerbahçe maçına atanır mıyım ya da fenerbahçe camiası hakemliğimi bitirtmeye çalışır mı? artık öyle bir noktaya geldi ki yüzlerine tüküren oyuncuya yarabbi şükür diyorlar. çünkü gençler, gelecek kaygıları var. fenerbahçe'nin genç hakem diye tutturması da bu yüzden. hadi sıkıyorsa cüneyt çakır'a allah belanızı versin hepinizin ya diye bağır. ya da fırat aydımus'a herkesi duyuracak şekilde öyle bağır da kırmızı kartı götüne soksun direkt. ama gence rahat rahat bağırıyorsun. altay'ı ayrı, ozan'ı ayrı gökhan gönül'ü ayrı sövüyor. kart yok. çünkü korkuyor. atarsam 2-3 kişi daha gelip söverse ne yapacağım diye.
  • 350
    türkiye'de futbol beklenen gelişimi gösterecek ve kritik eşiği atlayacaksa bu hakemler sayesinde olacak. tabi bu ortamın oluşabilmesi için evvela televizyonların ve sosyal medyanın buram buram fanatizm kokan yorumculardan kurtulması lazım. maalesef adamakıllı bir futbol içeriği bulmak çok zor. varsa da futbolun teknik tarafına pek ilgi duymayan ve sonuca odaklı düşük bilgili taraftarlar yüzünden rağbet görmüyor ne yazıkki. ayrıca bu tip programlarda objektif olabilmek de sosyal medyadaki mobbingden ötürü imkansıza yakın. dikkat ediyorum mesela; yorumcu daha konuşmaya başlamadan cep telefonuna yüzlerce acayip acayip mesajlar geliyor. bu adam ne diyecek nasıl konuşacak ? tv programlarına bir standart gelmesi şart. program başlarken futbol menşeyli ama birdenbire sadece hakem üzerinden kurgulanan bir hale dönüşüveriyor. açıkçası ben son birkaç haftadır genç hakemlerin ufak tefek hatalarına rağmen iyi ve cesur yönetimler gösterdiğini düşünüyorum. bu sayede kalite hala istenilen seviyede olmasa da daha akıcı maçlar izleyebiliyoruz. her ne kadar başta ezeli rakibimiz en küçük başarısızlığa her zaman olduğu gibi hakemleri bahane etse de mhk dik durarak bunları bertaraf edecektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın