cüneyt çakır gibi büyük bir ustadan ders ala ala, tetikçiliğin nasıl yapılacağı konusunda dünya çapında bir seviyeye ulaşan ve yeni cüneyt çakır'lar çıkarma yolunda büyük yol kat etmiş olan topluluk.
artık eskisi gibi düz doğrama yapmıyorlar, sektör olarak bu konuda çok ilerlediler. mesela 25 ocak 2004 beşiktaş samsunspor maçı'ndaki gibi bir maç yönetirsen futbol taraftarlarının senelerce bu maçı konuşacağını biliyorlar, veya 26 ağustos 2012 beşiktaş galatasaray maçı'nın son dakikalarındaki gibi bir penaltı çalarsan ömrün boyunca o penaltıyla anılacaklarını görüyorlar. bu yüzden daha ustaca, çok katmanlı bir yöntem uyguluyorlar. diyelim ki a ve b takımları maç yapıyor ve tetikçilik konusunda uzmanlaşmış bir hakemimiz bu maçı a takımına kazandırmak istiyor.
hakemimiz öncelikle maçın başında ve sonunda bambaşka iki yönetim göstereceğinin bilinciyle sahaya çıkıyor. son dakikalarda vereceği kritik bir penaltının, bir gol iptali kararının veya sonuca tesir edecek başka bir hükmün çok konuşulacağını biliyor. bu yüzden maçı mümkünse ilk yarıda, en kötü 65.-70. dakika civarına kadar a takımı lehine koparmak üzere ilk düdüğü çalıyor. çünkü maç koptuktan sonra b takımı lehine absürt kararlar vererek "hakem sadece size değil bize de bir sürü hata yaptı abi, taraf tuttuğunu söyleyemeyiz direk kötü maç yönetti bence" dedirtebileceği bir periyoda ihtiyacı var.
eğer a takımı güçlü bir ekipse zaten rakibini sürklase ediyor, kendi yarısahasından çıkarmıyor. bu durum hakemin işine geleceğinden, a takımı geride eksik yakalanıp kontratak yiyeceği zaman faul yaparsa hakem büyük oranda faul çalmıyor, eğer faul çalmak zorunda kalırsa asla kartına başvurmuyor. böylece a takımı baskıyı kuruyor, tekme tokat faullerle kontratakları kesip gol aramaya devam ediyor. hakemimiz, 65. dakikaya kadar vakti olduğu için sabırla bekliyor.
eğer a takımı bu süre zarfında maçı koparamazsa hakem mecburen devreye giriyor. insiyatif kullanarak duruma en uygun tetikçilik yöntemini seçiyor: ya a takımı lehine uydurma penaltı çalıyor, ya b takımına yapılan penaltıyı vermiyor, ya b takımından bir oyuncuyu kolay bir ikinci sarı kartla oyundan atıyor, ya da a takımının faul yaparak attığı golü geçerli sayıyor. hakemimiz bu joker haklarından birini elbette maçın başında da kullanabilir ama o zaman rakip takımın maç boyunca kendisine isyan edip maçı terörize etmelerinden korkuyor. bu yüzden bu jokerler genellikle maçın ortasına saklanıyor.
bu jokerlerden biriyle maçı kopardıktan sonra hakem 180 derece değişiyor, çünkü artık kendini temize çıkarma vakti. b takımı lehine saçma sapan fauller veriyor, b takımından bir oyuncu saha içinde adam vursa bile kırmızı kartına başvurmuyor, belki 90+ dakikalarında b takımı lehine uyduruk bir penaltı veriyor. çünkü maç kopmuş ve görev tamamlanmış zaten, b takımına hangi kıyağı çekersen çek kazanan değişmeyecek. dolayısıyla maçın sonunda bu şekilde bir temizlik işlemi uygulanıyor.
bu yöntemle a takımına kazandırılan "a takımı-b takımı" maçından sonra gelen tepkiler şu şekilde oluyor: bir grup taraftar maçın
0.-65. dakikaları arasında a takımı lehine verilmiş olan saçma penaltıyı, a takımının faul yapmasına rağmen geçerli sayılan golünü veya b takımının verilmeyen %100 penaltısını konuşurken; a takımı taraftarı da
maç koptuktan sonra b takımı oyuncusuna çıkarılmayan %100 kırmızı kartı, b takımı lehine verilen saçma sapan penaltıyı veya a takımının attığı nizami golün iptalini konuşuyor. hakemin tetikçiliği kamufle oluyor, bulandırdığı suyun altında görünmez hale geliyor.
bu yüzden bir hakem 65. dakikaya kadar bir taraf lehine, sahada en az iki farklı skor varken diğer taraf lehine absürt hatalar yapmışsa bilin ki o hakem tetikçidir ve yediği haltı örtbas etmeye çalışıyordur. örneğin
24 nisan 2021 beşiktaş kayserispor maçının görüntülerini izlerseniz, bu anlattıklarımın seçkin bir örneğini aynelyakin görürsünüz. cüneyt hoca yine klasını konuşturmuş.
ama tetikçilik yolunda onu da geride bırakacak birçok genç hakemimiz yetişiyor hamdolsun. yeni jenerasyon türk hakemleri doludizgin geliyorlar elhamdülillah.