• 17
    hakikaten anlayamadigim durum.

    iki ay once methiyeler dizilen sol bekimizin yerine bugun sol bek arandigini gormemle dumur oldum gercekten.

    bu nasil bir tuketimdir benim aklim almiyor. hayir herkes mi scout herkes mi menajer oldu bu ulkede arkadas?

    bi alti ay bari sabredin ya. bir sene sabredin ne olacak yani? galatasaray mi kapanacak? yerine baska biri geldi diyelim ve o da sizi memnun edemedi. ne yapacaksiniz? su bilgisayarin basindan biraz kalkmanizi tavsiye ederim. bu kulubu yoneten profesyonellere, teknik ekibe, okan buruk'a hakaret ediyorsunuz resmen. her seyin hukmu ne kolay, ne cabuk veriliyor boyle.

    eminim bugun ayilip bayildiginiz icardi 1 ay gol atamasin yerine giroud falan yazacaksiniz. o kadar eminim ki buna.

    su toksikligin icine galatasaray'i cekmeyin. biktik yorulduk vallahi ya. birakmiyorsunuz bi sevgimizi yasayalim.

    bayern macinda oyunculara sovenlerle tartismaktan bu cehalete bir seyler anlatmaktan macin keyfini yasayamadik ya.

    rahatsiz ediyorsunuz bizi artik. rahatsiz oluyoruz sizden.
  • 10
    bazı kişilerde bir değil iki merkez orta saha ve bir de 10 numara isteği ile devam ediyor.

    oliveira kalsınmış ama iki tane de 8 numara gelsinmiş. bu durumda mitjsö gitse bile 6 tane futbolcu oluyor o bölgede (torreira, transfer-1, transfer-2, oliveira, demirbay, berkan) mantıklı olan tek transfer yapıp yoğun maç trafiğinde oliveira ve torreira ile dönüşümlü kullanmak.

    halen talisca ya da felix üzerinden 10 numara isteyenler var. mertens varken, ziyech varken isteniyor bu. çok aşırı bir israf olacaktır 10 numara almak. elinde mertens varken üstelik.
  • 6
    türkiye'de çok ciddi seviyelere çıkmış, eksisi artısı düşünülmeden her şeyin çözümü oyuncu getirmeye bağlanmış kapital düzenin sevdiği yaklaşım.

    12 ağustos 2023 kayserispor galatasaray maçı berabere bitti. galatasaray taraftarının bir kısmı kaybedilen puanı transfer eksikliğine bağlıyor. neymiş, hâlâ orta sahaya oyuncu gelmemişmiş.

    şimdi objektif olarak düşünelim:
    galatasaray'ın rakibi kayserispor iki senedir bir tek transfer yapamıyor. çünkü zamanında yaptığı harcamalar ki, bunlar transfere bağlı -transfer obezliğine- sebeplerden. adamlar normalde sağ kanat olan adamı merkeze çekmiş, 17 yaşındaki oyuncuyu bir şekilde kullanmış.
    galatasaray ise diyelim ki hiç transfer yapmamış olsa bile, mevcut kadrosuna bile almadığı midtsjo diye bir oyuncu var. peki bu adamı kayserispor'a verse ne olur? muhtemelen takımın en iyi oyuncusu olur.
    burada bir yanlışlık yok mu? yani galatasaray'ın kayserispor ile berabere kalmasını nasıl transfer eksikliğine bağlayabiliriz?
    işte tam burada transfer obezliği devreye giriyor. şeker bağımlısı olanın kan şekeri düştüğünde tatlıya hücum etmesi gibi, transfer bağımlısı olan da yeni futbolcuya hücum ediyor.
    kronik şeker hastası değilseniz, insülin intoleransı ilerlemediyse şekeri kesersiniz vücut hemen fabrika ayarlarına dönmeye başlar. transfer obezliğinin getirdiği açlık hissini de içeriden çözmeyi öğrenerek aşabilirsiniz yalnızca.

    galatasaray özelinde konuşursak. evet galatasaray'ın şampiyonlar ligi seviyesinde iyi bir orta saha oyuncusuna ihtiyacı vardır. ancak kayserispor'u yenememesinin sebebini buna bağlamak transfer obezliği göstergesidir.

    sonuç olarak bireysel obezlik gibi transfer obezliği de sağlıklı değildir, toksititeyi arttırır, verimi düşürür.
  • 28
    obezite sözlük anlamıyla "aşırı şişmanlık"tır. farklı alanlarda da aşırılığı betimlemek adına kullanılabilinir. transfer obezliğini de transfer aşırılığı olarak tanımlayabiliriz. bildiğiniz üzere şişmanlık, aşırı ve ihtiyaçtan fazla yemekle oluşur, transfer obezliği de aşırı ve ihtiyacın fazlası transfer ile oluşur.

    şimdi taraftar stoperde; nelsson, sanchez, apo ve kaan varken transfer isterse bu aşırılıktır, obezliktir. sol kanatta zaha ve kerem varken buraya transfer isterse bu aşırılıktır, obezliktir.

    fakat bekte adam yokken, beke transfer istemek obezlik değildir.
    orta sahada torreira'nın yanında bir tane yeterli 8 numara yokken buraya transfer istemek obezlik değildir.
    10 numarada, bütün yük 37 yaşındaki mertens'e binmişken buraya transfer istemek obezlik değildir.

    özetle, taraftarın nereye transfer istediği çok açıkken ve bunu teknik direktörümüz de belirtmişken 2023-2024 sezonu itibari ile taraftarın yaptığı transfer obezliği değil, bilakis bariz eksiklerin giderilmesi talebidir.
  • 13
    8+3 kuralı varken yokmuş gibi burada yazılanlar,

    deli gibi angelino'ya dilenildi simdi muhtemel 11 yazarken zaha ile tete yi 11lerine yazmak icin kazimcan ile kadro yapiyorlar.
    baris alper yetersiz zaniolo da kalsin tete de kalsin derken 11lerine tete yazmak icin orta sahaya berkan yaziyorlar.
    hucum hattini full yabanci yapmak icin kaleye gunay yaziyorlar.

    muslera sakatken 3 sampiyonluk verdik. rizede sakatlandi 2 sampiyonluk gitti, sivasta sakatlandi sampiyonluk ve avrupa gitti.

    aynı naneyi gecen sene febe yedi, gorduk nasil sampiyonluk verdiklerini.

    sampiyonluk denge isi. bizim taraftarimiz net dengesiz.
  • 29
    bu kavramı taraftarı yıpratmak için ortaya atan renktaşlar, şampiyonlar ligi seviyesinde veya avrupa'da şampiyonluk yarışında orta saha rotasyonunda sadece tek bir net ismin olduğu tek bir takım gösterebilirse hesabımı uçuracağım.

    taraftar 4 ay zaha, ziyech, ndombele, tete diye ağlamadı. rashica'yı al, sol beke ve orta sahaya 2 tane net isim bağla bas geç dedi.

    transfer obezliği varsa bu yönetimde var, taraftarda değil. insanlar aç aç, orta sahada koca bir delik var. bu obezlik değildir. bu ihtiyaçtır. futbolun gerçeğidir.

    iyi niyetle 2 yıldır binbir zorlukla mücadele eden hocaya, hak ettiği imkanı sağlamaktır.

    aksi durumsa hocaya ve camiaya ihanettir.

    saha dışında takımın hakkını savunma. saha içinde takıma gerekli takviyeleri yapma. bu takım nasıl başarılı olacak? bu takıma kim sahip çıkacak?
  • 14
    olay sadece almak değil. bir de kadro dengesi diye bir şey var. şu an adını anmadığınız dubois bile oyundan çıkarken daha ilk haftadan tepki verdi. geçen yıl kenetlenmişken gomis saçmaladı. bu kadar yüksek profilli oyuncudan yedek kalanlar elbet kazan kaldırır. takımın bütün havasını söndürürler. transfer işini abartmaya gerek yok. önümüze gelen her fırsatı almaya kalkacak gücümüz de yok.
  • 30
    iyi kötü 5 orta saha oyuncusu olan takıma, kimse gönderilmeden yeni orta saha transferi yapılmasını istemek buna örnektir.

    ama kusura bakmayın da sağ bek ve sol beki olmayan takıma "olm bek oyuncusu alsanıza" demek de sosyal medyada transfer obezliği olarak görülüyor.

    "sol bek yok, oraya oyuncu alacağız" fikrini ortaya biz mi attık? dursun özbek demedi mi bunu? dursun özbek de mi transfer obezi o zaman? okan hoca "acil sağ ve sol bek istiyorum" dedi. okan hoca da mı transfer obezi? erden timur çıkıp "eksik yerlere takviye yapacağız" dedi. erden timur da mı transfer obezi?

    bu takım eksik oğlu eksik işte arkadaş. şu dakika düşen isimleri gördükçe ben de "kimse alınmasın" diyorum ama sağa sola "bu taraftar transfer obezi abi yeeeaaa" diye gevşek gevşek konuşmuyorum en azından.

    kafayı yemek üzereyim cidden ya. inanılmaz bir akıl tutulması yaşıyor insanlar.
  • 8
    devamli transfer yaparak avrupa'da kupa alinamayacagini bilmeyenlerin sahip oldugu ozellik. oyle olsaydi psg defalarca sampiyonlar ligi sampiyonu olmustu. bizim gibi 5 buyuk lig disindaki takimlar sadece iyi bir takim oyunuyla avrupa'nin devlerine kafa tutabilirler. ayni hatayi 2019 yazinda da yapmistik ve sampiyonlar liginde basari icin takima (kiralik) yildizlari doldurmustuk. isin sonunda sadece 2 puan toplayabilmistik ve real ve psg deplasmanlarinda da fark yemistik. fatih terim doneminde takim kotu oynadiginda kendisinden duydugumuz tek sey ocak ayini bekleyin yorumuydu.

    bu yaz doneminde belirli bolgelere tabiki takviyeye ihtiyac vardi, ama takimi komple degistirmeye de gerek yok. sonucta bu takim ligi domine etti. transfer bagimlilarina kalsa her yil ilk onbirin tamamini degistirelim.
  • 20
    tüketime dayalı toplumlarda olması gayet doğal bir şey. türkiye'nin ürettiği değer yok denecek kadar az. bu futbol içinde geçerli. bu yüzden insanlar zaten sürekli dış tüketime bağımlı yaşadıkları için, takımdaki sorunların daima transfer ile çözüleceğini düşünüyor. halbuki, üreten, yani altyapıdan futbolcu çıkartan bir takım olsan ve ülkemiz de tüketen değil, üreten bir toplum olsa, verdiğin bonservislerden kazan kaldıran, neden altyapıya önem vermiyoruz diyenler çok olurdu.

    yani uzun lafın kısası, coğrafya kaderdir.
  • 36
    galatasaray taraftarının içerisinde bulunan bir grup aklı evvelin artık sinir krizleri geçirmeme sebep olduğu olgu.

    anlatmak istediğim şeyi tam olarak tanımlayan kelime obezlik değil aslında, 'buldumcuk' kafa yapısındaki taraftardan bahsediyorum.

    bu gözler arda yerine riera alındığında 'abi liverpool topçusu' diyenleri gördü, bu kulaklar melo'dan bir sene sonra sırf sneijder istedi diye getirilen de jong'un daha iyi olduğunu da işitti, şimdi de kerem'in hiç parasına satıldığı yerde sallai ve vargas'a dileniliyor.

    ulan şu ikisini top diye oynar kerem, vargas'ı euro'daki italya maçı hariç kaç kere izlediniz de havalara girdiniz, neyin şımarıklığı bu? hepsini geçtim benfica'nın sol kanadıyla augsburg'un sol kanadını nasıl karşılaştırabiliyorsunuz, sorunlu musunuz arkadaş siz?

    bu kulüp beni sinir hastası etti, stres sahibi yaptı.
  • 24
    ibretle izlenilen büyük takımlarda olmayan obezlik. çoğu ilk 11 ine 1-2 takviye yapar. yedek kulübesini güçlendirip zamanla onlardan hakedeni de ilk 11 ine çeker. ama biz öyle miyiz? eminim transfer obezi taraftara kalsa ara transfer döneminde bile şuan takımımızdan 6 oyuncu gönderip 8 oyuncu almamızı isterler.
    bu yıl oynanan sevilla - city süper kupa maçında sevilla penaltılarda kaybetti ama kök söktürdü rakibe. baktığınız zaman adamların %80 kemik kadrosu 2-3 yıldır değişmemiş.
  • 26
    çok normal ve doğru olandır. artık maalesef taraftar yeni transfer berbat performans da sergilese sabır gösterirken, yeni transfer 100 kilo da olsa gülüp geçerken, bu takıma 10 sene, 5 sene emek vermiş futbolcuları üst üste 3 maç alsalar bile 20 dakika sonra ıslıklıyorlar. yüzü eskiyen tü kaka oluyor bu kulüpte efsane bile olsa maalesef. o yüzden her sene değiştirmek mecburiyet.
  • 23
    toplum yapısına da paralel olarak, taraftardaki "bana ne ya, bana giren çıkan mı var, ben en iyisini izlemek isterim" yaklaşımı değişmedikçe değişmeyecek olandır. bu tip insanlar da, bu tip kulüpler de büyüyemeyip küçük kalmaya mahkumdur.

    gerektiği kadar harcanması gerektiğine inanıyorum ben. öncelikle eldeki değerlere sahip çıkılıp takım adım adım güçlendirilmeli. yoksa "dur sürekli transfer yapayım da taraftar memet kızmasın" demek çok yanlış. baksana adamın umrunda bile değil, o batmak pahasına en iyisini (en iyisini bile değil, hep yenisini) izlemek istiyor. zira denklemi çok iyi biliyor. cebinden bir şey çıkmadığı gibi, cebine giren olmayacak. bunlardan arta kalan o haftada bir iki futbol maçı izleme hobisine de taraftarlık demiş, yersen.
  • 16
    takım ktek farklı kazanınca as oyuncuları, takım çok farklı kazanınca rotasyon oyuncularını çarmıha gerip yeni gelseler bile gönderilip yerine başka transfer istemektir.

    geçen hafta için kerem demirbayı sezon başlamadan bi yerlere gönderip bi tane daha orta saha çözmemiz lazım diyenler varken bu hafta da bakambu için dillendirilmeye başlanmış. cidden saçma olmaya başladı bu iş artık yahu, bakkalda ağlayan şimarık çocuklar gibi ağlıyor insanlar tribünlerde. tamam orta saha rotasyonu eksik ve transfer gelecek eyvallah da napmağlup sezon açılışı yapmış takımın da yeddi ceddini s*kmeden bırakın arkadaşlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın