transfer dönemlerinde hep aynı oyuncuların isminin geçmesi

• 1

  bende mi sıkıntı var bilmiyorum ama bana transfer dönemlerinde hep aynı oyuncuların ismi geçiyormuş gibi geliyor. bizim takım her sene aynı oyuncularla mı ilgileniyor yoksa medyayla mı alakalı bilemedim.
  
  örnekler üzerinden gideyim:
  
  (bkz: arjen robben): ismi 3-4 senedir her transfer döneminde galatasaray ile anılıyor. gerçekten bu transfer dönemlerinde hep kendisi ile mi ilgileniyoruz yoksa başka bir şey mi var medya yüzünden mi böyle bilmiyorum ama dikkat edenler olmuştur 2011'den itibaren ismi sürekli geçer.
  
  (bkz: alex song): 2010'dan beri neredeyse her transfer döneminde ismi bizle geçiyor. 2011'de melo alındı bi kesildi, 2012 yazında melo'nun bonservisini almaya çalışırken de geçmişti. şu aralar da ismi geçmekte.
  
  (bkz: jefferson farfan): son 2-3 yıldır her yaz transfer döneminde adı bizimle anılıyor.
  
  (bkz: gervinho): aynı farfan gibi ara ara ısıtıp önümüze konuluyor.
  
  (bkz: lukas podolski): kendisi ile 2011'de ilgilendiğimiz zaten resmi ağızdan da duyurulmuştu. kap'a falan bildirdiler hatta. arsenal'e transfer olduktan sonra da ismi hep bizle anılmıştı. bu yaz artık transfer gerçekleşti.
  
  (bkz: nani): 3-4 yıldır transfer dönemlerinde adı hem bizle hem fenerbahçe ile anılıyordu, sonunda fenerbahçe'ye transfer oldu.
  
  (bkz: john obi mikel): kendisinin ismi de 3-4 yıldır hem bizimle hem fenerbahçe'yle anılıyor.
  
  (bkz: adebayor): ara sıra ısıtılıp ısıtılıp önümüze konuyor bu da. ama bu sene daha hiç görmedim yazıldığını.
  
  (bkz: arshavin): 2 sene öncesine kadar falan ismi sürekli bizle geçerdi. çok da isterdik gelmesini ama kısmet olmadı.
  
  (bkz: zigic): 5 senedir falan ismi geçmiyor ama medaymız bu arkadaşı da sürekli yazardı bizle.
  
  (bkz: mutu): bir şey yazmaya gerek yok.
  
  (bkz: balotelli) bu adamın adı yazıldığında kavga çıkıyor hep.
  
  edit: ekleme yapıldı.
• 2

  bu konu hakkında benim 2 teorim var. biri bu sene bir diğeri daha önceki seneler için.
  
  önce daha önceki seneler hakkındaki teorimi yazmak isterim ki çok tahmin edilebilir.
  
  avrupanın son durağı neresi? bir düşünelim. belçika, hollanda, portekiz,kuzey avrupa falan değil, belli. bu ülkeler paralrı olmadığı için alt yapıdan genç oyuncularla takım kurmaya mahkumlar. 3 büyükler batmaz diyoruz ama oralarda öyle bir şey yok. aynı zamanda normal maaşları verirler. yani kimse selçuk ile melo'ya oralarda ortalama 3 milyon vermez. (maç başı vs hariç) benim aklıma 2, 3 yer geliyor. birazcık çökmüş italya (futbol olarak), belki yunanistan ama asıl türkiye ve rusya. burdan sonrası qatar,çin falan.aslında biz bu durumdayız. son avrupa durağı. menajerler de bunun farkında. biraz sıkıntı yaşamış oyuncularını yüksek mebladan pazarlamak için rusya ve biz tam aranan ülkeleriz. çünkü sistem yok. normalde uefa'dan önce tff'nin denetleme yapması gerekirken kara mizah dolu bir yapı var. daha kötüsü bireylere kızıyoruz. oysa her birey sistemin bir sonucu.
  
  gerek fiyat artırmak, gerek yüksek kontratlar yapmak için çok iyi bir ülkeyiz. düşünsenize bir menajer oyuncusunu ederinin 3 katı üstüne avrupada oynayan bir kulübe satmış oluyor. bir de ülkemizden bir takım biraz ismini avrupada duyursa menajerlerin nasıl mutlu olacağını düşünün. harika bir iş sahasıyız. (menajerleri suçlamıyorum, böyle bir şey anlaşılmasın.)
  
  bu seneki durum bence biraz daha farklı. daha önce çok yazdım.
  
  hamza hoca nereden geldi? milli takımdan. uzun bir süre tek gözlemlediği oyuncular türklerdi. bir de 1 sene boyunca galatasaray'ın başında ligde oynayan rakipleri. bu sene çok yoğun geçtiği için zaten oyuncu inceleyemez. yani hocanın eski portföyü şu an çöp. yeni portföy hazırlamaya zaman yok.
  
  scout ekibimiz çok dengesiz. aslında ne kadar iyi olup olmadıklarını anlayabileceğimiz kadar buldukları oyuncuları bile izlemedik. onlara çok ihtiyacımız var bu sene.
  
  kulübümüzün -ne yazıkki- transfer vs gibi konularda bir üst aklı yok. (galatasaray'ın orta vadede yapması gereken en önemli konu bence bu. divan kuruluna mı bağlı olur başka bir şeye mi bilmem ama kesinlikle profesyonel bir üst akıl olmalı.)
  
  yönetim acemi. (ki ben her zaman daha önce yönetimlerde görevler almamış insanların başkan olmasına karşı olmuşumdur. ünal aysal'dan beri böyle.) burada önemli bir nokta var. yönetimin acemi olması gidip oyuncu izleyecek başkan yok demek değil. (sen kimsin fiko, futboldan ne anlarsın benden, serpil hamdi tüzün'den ve ya şenol hocadan fazla. taraftarsın işte karışma, oyuncu izleme o senin işin değil.) deneyimli yönetimlerin güvendiği başarılı olduğu menajerler yok şuanda. yani güvenemezsiniz.
  
  bu şartlar altında elimizdeki havuz çok düşük. hamza hocanın elindeki türk havuzu, eski oyuncuları ve geçen sene mücadele ettiği oyuncular var. scout ekibi var. bir de eskiden ilgilenilmiş ve incelenmiş oyuncular. bence bu yüzden özellikle bu sene daha çok daha önce adı bizimle anılmış oyuncuları duyuyoruz.
• 3

  (bkz: ronaldinho)
  
  nasil yazilmamis hayret :(
• 4

  2013'te bize gelene kadar bu furyaya drogba da dahildi. *
• 5

  (bkz: robert pires)
  
  (bkz: frédéric kanouté)
  
  (bkz: lukas podolski)
• 6

  ne kadar bu sezon gerçekten bitse de bu kadar goygoyu, esprisi dönen bir ismi kimsenin yazmaması garibime gitti.
  
  (bkz: samuel eto'o)
• 7

  (bkz: julio baptista)
• 8

  bu oyuncularla ya gerçekten ilgileniyoruz da alamıyoruz, ya da geçmiş senelerden shortlist'te kayıtlı durdukları için otomatik haber yapıyorlar. (u: :( )
• 9

  (bkz: thomas gravesen)
  (bkz: okan koç)
• 10

  (bkz: marcelo gallardo)
• 11

  yıllarca bizle adı geçen ve sonunda alıp ebeminizin eşşeğine tersten bindiğimiz oyuncu.
  
  (bkz: leo franco)
• 12

  ne zamandır bu konuyla ilgili bir başlık açmayı düşünüyordum ama üşendiğimden dolayı kalmıştı. bence sürekli aynı isimlerle ilgilenmemizin teknik kadronun seçimiyle bir alakası yok. son 3 yılda, 4 farklı teknik adamla çalıştık hala aynı isimler geçiyor. bu olayı hamza hoca-fatih terim ilişkisine bağlayanlar mancini ve prandelli döneminde de aynı isimlerin geçmesini nasıl değerlendiriyor çok merak ediyorum.
  
  yine de keşke hamza hoca, fatih terim'in istediği oyuncuları alsa bence çok daha iyi olurdu. çünkü sürekli aynı isimlerle ilgilenmemizde bariz bir şekilde menajerlerin parmağı var. takımın başına getirilen hocalar nasıl bir transfer listesi yaparsa yapsın sürekli menajerlerin önerdiği oyuncu havuzundan isimler transfer ediyoruz. arada carole gibi istisnalar olsa da yapılan transferlerin çoğu menajerler tarafından kulübe önerilen oyuncular. tabi bu menajerlerin teknik direktörlerle de ilişkisi var, direk onlara da öneriliyor olabilir.
  
  türk futbolunun en büyük kamburlarından biri olan yabancı sınırından kurtulduk sayılır. umarım ilerleyen yıllarda da diğer büyük kambur olan menajerlere de bir çare bulunur. aksi durumda scout birimlerinin sağlıklı çalışması mümkün değil.
• 13

  (bkz: kim källström)
  her yıl ismi geçiyor ulan her yıl. ben yaşlandım bu allahsız yaşlanmadı.
• 14

  (bkz: gazetecilerin avrupa futbolunu o kadar da iyi takip etmemesi)
• 15

  artık gına getiren durum. istisnasız 3-4 transfer dönemidir hala seri,onyekuru,trezeguet falan konuşuluyor. bu nasıl bir işbilmezlik yahu ? ordaki sözde scout ekibinin ne etkinliği var o zaman ? dağıtsınlar ekibi zaten sadece menajerlerin önerdiği oyuncularla ilgileniyoruz.
• 16

  yıllardır yaşadığımız bir olay. aynı oyuncuların adı geçebilir de bütün transfer döneminde geçmesine anlam veremiyorum. alamazsak alamadık kardeşim başka bir sürü futbolcu var. :( bir tutturuyoruz birini aylarca vazgeçmiyoruz.
• 17

  (bkz: #2574731)
  
  galatasaray'ın bir oyuncu havuzu olmamasından mütevellit sonraki transfer dönemlerinde de karşımıza çıkacak olan hede.
• 18

  bünyede ekteki videodaki şafak sezer tepkisini verdiren hadise.
  
  https://www.youtube.com/watch?v=SR8Z8mXXgpw
  
  "bu nedir ya? ya dejavu oldum ya! hep aynı şeyleri duyuyorum ya!"
• 19

  saplantılı aşıklar gibiyiz.
• 20

  ffp kıskacı ve ekonomik durum yüzünden meydana gelen olay. marcao'nun başlığının ilk entrysine bakın, transferi gündeme gelene kadar şurada oynayan şu futbolcu bile yazılmamış. paramız olduğunda portekiz'den marcao'yu, belçika'dan luyindama'yı şak diye getirebiliyoruz. muhtemelen ozan kabak satışı apar topar değil planlı gerçekleşmiş olsa gelen parayla yapılacak transfer de diagne değil, ismi o kadar dolaşmamış ama önceden izlenmiş ve planlanmış biri olacaktı.