• 176
    galatasaray'ın en büyük ihtiyacıdır. bunu inkar etmek riyakarlık. sistem olması için sisteme göre oyuncu lazımdır. oyuncu sistemine uymuyorsa tabi ki takım sistemsiz görünür. kurzawa, larsen, gedson, berkan, ghezzal, stanciu boşuna istenmiyor. aytaç, alpaslan, luyindama, ömer, babel, arda ile bir sistem oturulamaz. bu oyuncular oturmuş bir kadroda teker teker kötü görünmez ama beraber oynayamaz.

    bu takımın sistemi var. görmek istemeyen yok der. guardiola'ya bile sadece sağa sola pas yaptırıyor diyorlardı. bir kez olsun transferleri kışın arası değil de yazın yaparsak bunu daha rahat göreceğiz.
  • 177
    kulübümüz bugün 24 yaşında genç, potansiyeli olan alexandru cicaldauyu kadrosuna kattı. sözlüktekiler de benim gibi oyuncuyu daha önceden duymamışlar, izlememişler. sadece eldeki verilerle konuşabiliyoruz, yorum yapıyoruz ve temkinliyiz.

    ancak bazı taraftarlar var ki özellikle sinirli bir tavır takınıyorlar. muhtemelen son kulübü galatasaray olmayacak, 6 versek dahi en kötü 3'e satabileceğimiz bir topçuyu takımımıza kattık. ancak sanıyorum sözlükteki taraftarlar kevin de bruyne galatasaray'dan cevap bekliyormuş da biz gidip romanya'dan transfer yapmışız gibi davranıyorlar.

    2020 senesinden bu yana covid belası ile boğuşuyor tüm dünya. bu dönemde takım seyircisiz oynadı ve kombine gelirlerinden mahrum kaldı. rakamlara bakmadım, ama büyük ihtimalle forma ve store'daki diğer ürünlerde de yarı yarıya düşüş olmuştur. ayrıyetten türk lirası olarak da dolar 9, euro 10 seviyelerinde. bu kulübün çoğu geliri tl üzerine ve gideri de dolar ya da euro üzerinden.

    tam olarak ne istediğimizi gerçekten anlamıyorum. şu an en kötü futbolcunun kapısına gitsen 5-6'dan başlar zaten fiyatlar. e geçen senelerde yapılan isim transferi falcao'yu da gördük. sadece isim transferi yapıp sükse yapamayız. genç futbolcuları denemeliyiz. tabi bunun yanında alt yapıdan gençleri de çıkartmak gerektiğini unutmamalıyız.

    diagne, babel, falcao, feghouli gibi yüksek maaşlı adamlardan da en azından 2'sinden bu dönemde kurtulmalıyız.

    sözlükte 1 yıldır falan takılmaktayım. maç günleri gayet seviyeli olan sözlük ahalisi, transfer döneminde fazlasıyla gergin ve bana kalırsa bilgi içermeyen dünya kadar entry giriyorlar. nolur biraz sakin.
  • 179
    sözlük yazarlarının büyük kısmı tarafından kim olursa olsun maksimum 3-4 milyon euro ya yapılmasını istediği eylem. yok kardeşim piyasa bu işte. adamlar para harcamanın müptelası olmadığına göre işin oluru bu. artık bir kez allah rızası için gelen adama destek olunsun ya. son yıllarda görmediğim kadar bir tepki var yönetime, hocaya, gelen topçuya, giden topçuya. napıyoruz biz yahu.
  • 180
    maalesef artık transfere heves bırakmadı son senelerde izlediğimiz mızmız oyun. ben nzonzi, lemina, seri'li dönemde çok heyecanlanmıştım örneğin. o zaman da bu kadar futbol oynuyorduk, o ortasaha ile çıksak yine 2 gün önce skor 5-1* gibi bir şey olurdu sanırım. o yüzdendir ki gelene ve gidene yönelik bir heyecan taşımıyorum. zaten iyi futbol oynamamız için 3 yıla ihtiyacımız varmış. 3 yıl daha her sene yediğimiz golü birer birer azaltırsak olur gibi. muslera yerine de ayaklarını iyi kullanan, futbola ortasaha başlamış ama sonra kaleye yönlendirilmiş birini alırsak bu iş tamam. kaleci pas oyunumuzun içinde olmalı.
  • 182
    sosyal medya taraftarını memnun etme formülü;
    . genç olsun; ( kişiden kişiye 17 ile 24 arası değişiyor )
    . sudan ucuz olsun; ( max 2 milyon euro)
    . maaşı da az olsun; ( asgari ücret + prim , yılda 2 takım elbise, afrika’ya gidiş dönüş uçak bileti)
    . gelir gelmez katkı versin ama geliştirilip daha da büyük katkılar versin. ( ilk kötü maçında ıslık ve sosyal medyada küfür hakkı saklı tutulsun)
    . maksimum 2 yıl sonra bonservisi x5 olsun (peynir ekmek gibi anında satılabilir olması tercih sebebidir.)
    transfer, kadro ihtiyacına yönelik planlama işidir. tarih boyunca tecrübe ile dinamizmin aynı potada eridiği takımlar en başarılı takımlar olmuştur.
    dinamizm, tecrübeyi ön plana çıkarır. psv maçının yıldızı ile skorerlerin ismi aslında bize ipucunu vermektedir.
    dinamizm oyunu alır, tecrübe skoru. tamamen genç oyunculardan kurulu leipzig’in beşiktaş’ı sahasına hapsedip 2-0 gibi net bir skorla mağlup dönmesi gibi.
    bu nedenle ayak bağlarımızdan kurtulduğumuz sürece, genç transferlerin yanına tecrübeli isimlerin uygun maliyetlerle takımımıza katılmasını olumlu karşılayacağım.
  • 183
    bizim bunu bu kadar sevmemizin sebebi manyak olmamız değil de artık güzel futbola hayran kalmamız ve bunun sadece transfer ile olacağını düşünmemiz.
    harbiden şu 3-4 yılda toplasak 20 maç anca ortalama üstü futbol oynadık. ben en son "mis gibi maç ya" dediğimiz maçı hatırlamıyorum. bayadır izleyene baygınlık geçirten, "maç yerine dizi mi izlesem" dedirten yavaşlıkta ve sikicilikta oynayınca gelecek her transfere aslında "ulan acaba şimdi güzel oynar miyiz" umudu ile bakıyoruz.

    yoksa eminim ki hocanın 3. gelişindeki futbol oynansa kimsenin zerre umrunda olmaz transfer vs. zaten ortada olandan memnunuz.

    neyse umarım bütün bu paralar, bütün bu transferler bizi sıkıntıdan kitap okumaya yönlendiren futbolun önüne geçer.
  • 184
    teknik ekibe yapılanı harici, futbolcu olanının galatasaray futbol takımı 'nın hiçbir derdine deva olamayacak nane. bunu inkar edenler oldukça ısrarla yazacağım. bu takıma 50 tane adam da alınsa, oynanan bu iptidai, kabız futbol değişmeyecek. çünkü bu takımın ayan beyan kondisyon problemi var, teknik taktik problemden de önce. adamlar sadece bizden daha diri bir takım olduğu için aldı gitti beraberliği. yetenek anlamında yaratıcılık anlamında 0 bir takım bu saint johnstone denen takım. ama sen futbolun en temel yeterliliği olan fiziksel üstünlüğü sağlayamayınca o diri olmaları bile yetiyor sana çelme takmalarına işte. iddia ediyorum, saint johnstone'un teknik ekibini koyalım galatasaray'a, 1 ay antrenman yaptırsınlar bu takım bundan daha diri olmazsa, daha çok basıp koşmazsa futbola dair hiçbir şey bilmiyorum ben de. takımın potansiyeli 100'se biz şu an en fazla 20'sini kullanabiliyoruz bu fiziksel yetersizlik yüzünden. ve bu durum yıllardır böyle, yeni bir durum da değil maalesef. transferle falan sorunun çözüleceğini, şu bu oynayınca takımın toparlanacağını sananlar fevkalade bir yanılgı içerisinde bu yüzden.

    ha bu ligde bu takım bu haliyle şampiyon olur mu? bala göte falan olabilir, daha önce olmadık şey değil. ama avrupa'da konferans ligi'nde bile tur geçmesi çok zor. benim fatih terim ve yanındaki teknik ekibinin galatasaray'a iyi futbol oynatacağına dair olan inancım çoktan bitmişti artık eksiye doğru gidiyor maalesef. çok üzülüyorum bu takımın şu haline. bomboşa giden milyonlarca avro ve zaman kaybı sadece.
  • 188
    fatih terim'in tum sorunlarin cozumu olarak gordugu eylem. nedense her kotu gidiste transferlerle hersey duzelecek der ama hicbir sey duzelmez. 2-3 ay once kendi aldirdigi oyuncuyu kendi istememis gibi yapar ve yenisini ister. hocamiz maalesef surekli disardan yemek soyleyen ama kendi yemek yapamayan veya ugrasmak istemeyen kisiler gibi.

    tabi taraftar icin transfer heyecan verici. fm veya fifa kariyer mod oynayanlar da bilir oyunun en keyifli donemi transfer sezonlaridir ama adi ustunde oyun. takimi yonetenler menajerlik oyunu oynadiklarini saniyorlar maalesef.
  • 190
    fatih terim'in sürekli yaptırdığı ama oyunda zerre bir değişim gerçekleşmediği içi eskisi kadar heyecanlanamadığım sporcu alışverişi. eskiden transfer yapıldığında bunun takıma nasıl yansıyacağını düşünür, heyecanlanırdım. kimi zaman tutar, kimi zaman tutmazdı ama her transfer bünyemde bir heyecan dalgası yaratırdı. artık bu heyecan, bu bünyeden çok uzakta. transferlerin takım üzerinde hiçbir etkisi olmuyor ne yazık ki.
  • 193
    dördüncü fatih terim döneminin başlangıcından şimdiye kadar(aynı futbolcunun iki kere kiralanması vs. dahil edildiğinde) 48 futbolcu transferi gerçekleşmiş. sezon ortalaması 10+ demek bu.

    bu kadar futbolcuyu transfer edip hala istediğin kadroyu kuramıyorsan ve yardımcına "transfer yapmalıyız" mesajı verdiriyorsan seninle yapılanma falan yapılmaz.

    kaynak: https://www.transfermarkt.com.tr/...transfers/verein/141
  • 197
    1. ligin son sirasindaki takima elenmemizin en buyuk sebebi bunun eksikligi. sezon basinda yeteri kadar transfer yapilmamis olmasi. bu yuzden ocak ayinda hocanin istedigi mevkilere transferler yapilmali ve hocanin 4 ay once aldirdigi tum oyuncularla yollar ayrilmali. hoca o donem bu oyunculari istemis olabilir ama simdi istemiyor. ocak ayinda aldiracagi oyunculari da mayis ayinda istemeyecek ama olsun bir bildigi vardir.
  • 199
    kalite eksikliğinde ilk başvurulan yoldur. birkaç örnekle galatasaray gibi takımların nasıl bu kadar kolaya kaçamayacağını, böyle bir lüksünün olmadığını göstermeye çalışacağım.

    geçtiğimiz yaz aylarında elimizde sol kanatta kerem ve babel vardı. kerem bir önceki sezon gelişim göstermiş, gelişimini sürdürmesi halinde takımın parçası olabilir gözüyle bakılan bir oyuncuydu. babel ise son saniyeye kadar gönderilmeye çalışıldı. kalite eksikti. kerem’in gelişimiyle kalite eksikliğimiz kalmadı.

    geçtiğimiz sezon beşiktaş. sol kanatlarında sadece nkoudou vardı. belçika’da meh bir performans göstermiş larin’i oraya devşirdiler ve muazzam performans aldılar. sezonun sonuna da nkoudou’nun gelişimiyle hiçbir sıkıntı yaşamadılar ve hatta nkoudou son düzlükte birkaç maçı tek başına çözüp belki de şampiyonluğu getirdi.

    jürgen klopp liverpool’a geldiğinde inanılmaz yetersiz bir kadrosu vardı. çok yere de transfer yaptı. ancak elindeki milner, henderson ve firmino’yu getirdiği nokta ortada.

    simeone 5. aldığı takımı iki sene sonra real madrid ve barcelona’ya rağmen birinci bitirirken filipe luis’i godin’i mevkilerinde en iyilerden yapmış; arda’ya gabi’ye seviye atlatmıştı. sezonu da 90 puanla bitirdi.

    klopp dortmund’a gitmeden önce de o kadroda schmelzer, hummels, götze, nuri vardı; iki sene üst üste şampiyon olup şampiyonlar ligi finali oynarken de. o oyuncular bir gecede sihirli bir değnekle en üst performanslarına ulaşmadılar.

    şimdi birkaç ay önce potansiyelli oyunculara tam 25 milyon € harcayıp da takım kalitesiz biz bu takımı geliştiremiyoruz, oyuncuları değiştirelim demek de biraz insanların aklıyla alay etmek oluyor. yola çıkarkenki hedefleri yolun ortasında değiştirerek gideceğiniz yere varamazsınız. ya farklı bir rota çizeceksiniz ya da çizdiğiniz rotaya inanıyorsanız o rotayı takip edecek pilotla çalışacaksınız.
  • 200
    yurtdışındaki takımlarda ülkemizinkinin aksine bir futbol aklı ile yapılan olaydır. bizim ülkemizde ise ömrü bir sezondan kısa teknik direktörlerin isteği ile gerçekleşiyor, sonra yeni gelen adam bu takımı ben kurmadım diyor ve yeni transferler istiyor.

    bunun ülkemizde de kırılması gerekli artık çünkü takımlar futbol aklı (buna ister sportif direktör diyin ister danışman diyin adlandırma size kalmış) ile yürütülürse teknik direktör değişiminde bile mevcut kadroya uygun oyun oynatan teknik direktör bulmak ile görevlendirilir.

    sizin de malumunuz ülkemizde "sportif direktör kavramı türkiye'de işlemiyor" şeklinde saçma, kim tarafından ortaya atıldığı belirsiz bir söz var. benim de kafama bugün şöyle bir düşünce geldi sizler de düşüncenizi geri bildirirseniz mutlu olurum.

    madem yurt dışından getirilen sportif direktörler iş yapamıyor veya komisyon için galatasaray geleceğini riske atabilir, o zaman neden kendi öz kaynağımızı kullanmıyoruz? bugün 20'li yaşlarında futbol izlemeyi, yorumlamayı seven bir sürü genç var. kendimden de bildiğim üzere bir çoğumuz da kafamızda galatasaray'ın geleceğinin nasıl düzelebileceğini düşünüyoruz. galatasaray'ın elinde böyle bir öz kaynak varken bunu bir şekilde değerlendiremez mi? mesela önce o düşünenlerden hangilerinin gerçek bir futbol aklı var diye teste sokulabilir. o teste girenlerden belirli bir puanı geçenler kabul edilebilir. çok iyi olanlara burs bağlanabilir, sonrasında da uefa ile anlaşma sonucu o kişilere lisans eğitimi verilebilir. galatasaray akademisi sadece futbolcu geliştirmemeli bence bu alanlara da açılmalı. belki de dünyada böyle bir şey yapan ilk kulüp oluruz kim bilir?
App Store'dan indirin Google Play'den alın