trabzon

• 1

  trabzon’un spor tarihinde önemli bir yere sahip olan futbol, trabzon’da ilk defa balkan savaşı yıllarında oynanmaya başlamış. yasak olmasına rağmen lise ve muallim mektebi hoca ve talebelerinin kendi aralarında kurallardan uzak oynamaya çalıştıkları bu ilkel futbola 1. dünya savaşı ve muhacirlik döneminde ara verilmiş.
  trabzon'da bugünkü anlamda futbolun oynanmaya başlaması ise istanbulda futbolun örgütlenmesi ile hemen hemen aynı tarihlere denk gelen 1921 yılına rastlamaktadır. trabzon'da 20 ocak 1921 yılında sarı-kırmızı renkler altında ilk resmi spor kulübü trabzon idmanocağı kurulur. 10 şubat 1921’de ise trabzon idmangrubu kurulur ve trabzon'daki ilk resmi futbol müsabakası bu iki kulüp arasında yapılır.
  1921-1922 yıllarında ilk resmi lig maçları oynanmış ve bu müsabakalara idman ocağı ve idman grubu’nun yanında bu müsabakalara muallim mektebi ve sanayi mektebi de katılmıştır.
  1921 yılında trabzon'da futbol ve diğer spor faaliyetlerinin yanı sıra kültürel çalışmalar da başlamıştır. bu çalışmaların ilki rıza kuğu'nun fransızcadan tercüme ettiği futbol adlı kitaptır. o günlerin sporcu gençliğinin yetişmesinde rehberlik etmiştir.
  
  trabzon'da ilk atletizm müsabakaları 17 mart 1922 cuma günü sanayi mektebi bahçesinde yapılmış ve müsabakalarda ilk üç dereceye giren atletlere çeşitli ödüller verilmiştir.
  
  1922 yılına kadar türk sporu ve spor kulüpleri belli bir statüye ve organizasyona bağlanmamıştı. türkiye idman cemiyetleri ittifakı işte böyle bir gereksinmeden doğmuş, istanbul ve izmir grupları oluşturulduktan sonra bir üçüncü grubun kurulması yoluna gidilmiştir. bu üçüncü grup trabzon dur. üç kulübün bir araya gelmesiyle türkiye idman cemiyetleri ittifakı kurulmuştur ve başkanlığına da ali sami yen getirilmiştir.
• 2

  trabzon'da ilk spor kulübünün kurulması 1913 yılına denk gelir. 1329 (1913) trabzon'da "(bkz: trabzon idman yurdu)" adıyla bir kulüp kuruldu.
  
  bu kulübün 30 kadar üyesi olup forması kırmızı-beyazdı. bu tarihlerde trabzon ve civar illerde henüz spor kulübü kurulmadığı için bu kulüp ilk müsabakasını rumlarla yapmış ve 2-0 kazanmıştır. ancak 1330 (1914) sonlarında seferberlik ilanı üzerine kulüp üyelerinin çoğu silah altına alındığından kulüp faaliyetlerini sona erdirmek zorunda kalmıştır.
  
  1336 (1920)’da trabzon’daki askeri tümende bulunan bazı subaylar ve mektepliler arasında futbol müsabakaları yeniden başladı. 20 ekim 1920’de trabzon idmanocağı, 17 şubat 1921’de muallim ve muallimler idman grubu kuruldu. trabzon’da idman ocağı - idman grubu mücadelesi bu yıllarda başlayıp trabzon’da futbolun gelişmesine ön ayak olmuştur. daha sonra trabzon idman ocağı, idman grubu ve yeni kurulan darülmuallimin ile sanayi mektebi takımlarının iştiraki ile “trabzon türk idman birliği” kuruldu. bu birlik ilk kez trabzon’da kulüpler arası futbol müsabakaları düzenlendi.
  
  1921-1922 yılları arasında trabzon futbol şampiyonasına katılan futbol kulüpleri şunlardır:
  
  (bkz: muallim ve muallimler idman grubu)
  (bkz: darülmuallimin)
  (bkz: trabzon idmanocağı)
  (bkz: sultani idmanbirliği)
  (bkz: vahdettin numune mektebi)
  
  not: 1922 yılı basım, türkiye'nin ilk futbol kitaplarından olan "asosyeşin futbol" adlı kitaptan alıntıdır.
• 3

  beni bir kez daha gururlandıran anavatanım. şu an sandık sandık mermi yakılmaktadır.
  
  ayrıca; zizonkovac ne dediyse o. asla yanılmaz.
  
  (bkz: zizonkovac/#384385)
  (bkz: zizonkovac/#385132)
  (bkz: zizonkovac/#387308)
• 4

  yakında "büyükşehir" mertebesine yükseltilecek. trabzonspor da "büyükşehir" takımı olacak.
• 5

  akp'ye müthiş bir tokat atmış(!) ve erdoğan bayraktar'ı güller eşliğinde meclise yollamıştır. yarın öbür gün gelir size de söver. alkışlarsınız artık.
• 6

  barış özbek'i alarak no look transfer yaptıktan sonra bugün de no look seçim yapmışlardır. o kadar fırtına kopardılar, ortalığı galeyana getirdiler. trabzonu karıştırdılar ama dağ fare doğurdu.
• 7

  özellikle futbol açısından çok fazla merak ettiğim bir şehir trabzon. bir sürü şehirde top oynadım. puan maçı için gittiğim yerlerden bahsetmiyorum, tatil için falan gidip topoynayalım mı dediklerinde hurraaa bir okulun bahçesinde maç yapmaktan bahsediyorum.
  bunların içinde futbol şehri denen, çok sayıda profesyonel futbolcu yetiştirmiş bir sürü yerde oynadım. hani o şehrin çocuklarıyla. çoğuna daha ufacıkken galatasarayın altyapısında oynuyorum diye yedirdim, biraz daha büyüdükten sonra liverpool genç takımında oynadım diye yedirdim.
  
  ama sanki trabzonda yediremeyecekmişim geliyor. sanki oradaki sıradan adamlarla halı saha maçına çıksak, beni sulu götürür susuz getirirler gibi hissediyorum.
  biri bana trabzonluyum dediğinde önyargısal iyi futbol oynuyordur diyorum, yapacak bir şey yok. bunun en yakın tanığı sözlük vezirspor halı saha tayfasıdır ve bir de tabii ki kavazli. adamı azıcık tanıyorum, sokakta falan takılıyoruz, bir şekilde trabzonlu olduğu aklımda kalmış. vezirspor'a bir maça geldi, kendi takımıma aldım. döktürdü. abi sen tanıyordun mutlaka dediler, yok lan adam trabzonluymuş, henüz trabzondan çıkmış kötü topçu görmedim dedim.
  
  bir gün denk getirip trabzon'a gidersem bu konuyu test edeceğim. şaka gibi gelmesin, ben bugüne kadar nerede top oynamak istediysem oynadım. saymakla bitmez. ali sami yen, inönü, fener stadı, şeref stadı, itü stadı.
• 8

  havasını suyunu iyi bilirim. hakkında birkaç kelam etmemde sakınca olmaz sanırım.
  
  bursa'da bir mahalle maçı düşünün. top koşturan çocuk hakan şükür olur, eskişehir'de sergen olur, ankara'da alex olur ama trabzon'da sadece trabzonsporlu futbolcuların adını söyler o çocuklar. ali kemal'in, dobi hasan'ın, hami'nin, ünal'ın hikayeleriyle büyürler. şehrin her yerinde futbol konuşulur, stad şehrin içindedir, trabzon küçük bir yer olduğundan futbolcuların çoğunu kent merkezinde görebilirsiniz. okullarına mutlaka bir teknik direktör ya da futbolcu ziyarete gelmiştir, trabzonspor'da oynayan bir futbolcu bilmem kimin oğludur, tanıştır, akrabadır. bu da trabzonlu çocuklar için trabzonspor'u hayal olmaktan çıkarıp, ulaşılabilir bir hedef haline getiriyor. daha çok küçük yaşlarda tanıştıkları trabzonspor'da oynayabilmek artık onlar için çok da uzak değil. bu yüzden futboldan başka spor bilmeyen birçok çocuk ya sokağa çıkıp bir abisinin kendisini keşfetmesini bekliyor ya da semtinin takımına giriyor. kentte onlarca amatör takım var. sahalar hiçbir zaman boş kalmıyor. hatta aynı sahada aynı anda 2-3 takım antreman yapıyor. nihayetinde her gencin ya sokakta ya herhangi bir takımda futbol geçmişi var. aynı senaryo tüm ilçeleri için de geçerli. zaten başka eğlencelerinin olması mümkün değil. birkaç yıl öncesine kadar alışveriş merkezi dahi yoktu şehirde. köklü bir üniversite bulunmasına rağmen yeni yeni sosyalleşiyor, kabuk değiştiriyor şehir. bu trabzon'daki çocukların futbola bakış açısını değiştirir mi, hiç sanmıyorum.
• 9

  şehirde yapacak hiçbir şey olmadığı için, bu kentin futbolcularının eşleri sırasıyla resim sergisi açıyor. en son ünal karaman'ın eşi açtı. sorsak, ben kendi ayaklarımın üzerinde duran bir bireyim natürmort filan der ama kimseye hikaye anlatmasın. o, ünal kaman'ın eşi. ve ünal karaman'ın eşi olarak gitti trabzon gibi bir yerde resim sergisi açtı :(
  
  hep söylüyorum, allah kimseyi resim sergisi açacak kadar yalnız ve çaresiz bırakmasın.
• 10

  http://www.youtube.com/...amp;feature=youtu.be
  
  kanım dondu resmen şunu izlerken. (2.35'ten sonra başlıyor)
• 11

  http://i.imgur.com/SVu5F.jpg?1
• 12

  trabzonspor'dan nefret ettiren şehir. doğu karadenizli olmam ve kazım koyuncu'yu abim gibi sevmem dolayısıyla içimde hep bir trabzonspor sempatisi vardı. bu şehirde dört sene yaşadım ve o garip taraftarları içimdeki sevgiyi nefrete dönüştürmeyi başardılar. onun dışında güzel bir karadeniz şehridir.
• 13

  demokrasi götürmek için girdiğimiz şehir. sömürüp çıktık.
• 14

  ortaokul hayatım boyunca her pazartesi ilk iş pencereden dışarı bakıp yağmur yağıyor mu, yağmışsa ne kadar yağmış diye bakmama neden olmuş şehir.
  
  bir okulda hiç mi beden dersinin zamanı, saati 3 yıl boyunca değişmez. işte bizim okulda değişmedi. her pazartesi ilk 2 dersti. zaten okul da bir garipti. hocalarımız adeta mevkisi belli olmayan birer ekrem dağ'dı. ingilizce dersine matematikçi, müzik dersine kimyacı giriyordu. hatta lisede felsefeye din hocası girip her şeyi allah'ın varlığına bağlıyordu. sen de yazılıda soruların cevaplarını allah'ın varlığına getirince geçiyordun. felsefenin bug'unu bulmuştuk adeta.
  
  ama beden dersleri öyle miydi. 2 dersin ilkinde salak salak takla attıktan sonra(amuda kalkabilenleri alkışlamak önemli) 2.ders bize bırakılır dilediğimiz gibi maç yapardık. ama o yağmur yok mu o yağmur, benim hagi taklidi yapmamı engelliyordu. hagi taklidi yapmak böyle alelade, kolay bir şey değildir. arkadaşlarının da senin bu rolünü kabullenmeleri lazımdır. okuldaki maçlar bu yüzden önemliydi çünkü mahalle bir milli takımdı. her okuldan, her yaştan birileri çıkıp o rolü elinizden alabilirdi. ancak sınıfın hagi'si bendim. kabul ettirmiştim herkese. işte o yağmur yerde birikiyordu, benim hagi'liğim de içimde. o sular bir şekilde yolunu bulup ertesi güne kalmıyordu ama ben bir hafta daha beklemek zorundaydım, o da yağmazsa. ha ıslanmakan korkan çocuklar da değildik ama hoca ders salonda dediğinde artık o adam benim için beden hocası değil, bir aziz yıldırım, olmadı vefa küçük, hiç olmadı arapası atkinson'dı.
  
  allahsız şehir, allahsız yağmur, ver ulan hagi'liğimi geri.
• 15

  şampiyonluğunu çalan hırsızı koruyan partiye %60 oy vererek şampiyonluk kupasını değil, üçün birini hak ettiğini resmiyete dökmüş şehrimizdir.
• 16

  şampiyonluklarını çalan hırsızları koruyan hırsızlara çılgınca oy vermeyi bir adım ileri taşıyarak recep tayyip erdoğan gençlik ve spor kompleksi'nin açıldığı şehir olarak stockholm sendromu'ndan sonra bence psikolojiye trabzon sendromu kavramını sokmuşlardır.
  başkanı da vatandaşı da topçusu da hiç ağlamasın, hiç dayı dayı kounşmasınlar çünkü komik bile değiller artık.
• 17

  ne derler bilirsiniz;
  "seven s.kilir, s.ken sevilir" trabzonlular virgülden sonrada kalmışlar.
• 18

  fiba'nın nisan ayında yapılacak olan eurochallenge final four organizasyonu ev sahipliği trabzon'a verilmiş.
• 19

  (bkz: #1690044)
• 20

  19 nisan 2015 trabzonspor galatasaray maçındaki başarısız koreografi ile gündeme gelmiş olan şehir. bundan sonraki ilk iç saha maçımızda ya da trabzon derbisinde;
  
  "kanuni'nin doğduğu, burak yılmaz'ın doyduğu, cimbom'un koyduğu kestane şehir trabzon"
  
  pankartı açalım lan n'olur :(
  
  hatta kanuni ifadesinin altına da sokullu mehmet paşa'nın fotoğrafını koyalım. hamsi kafalılar anlamazlar gerçi ama espri olur.
• 21

  https://twitter.com/...s/701528606086828032
  
  --- alıntı ---
  
  trabzon yomra belediyesi bir sokağa "salih dursun " adını vereceklerini açıkladı.
  
  --- alıntı ---
• 22

  gün itibarı ile il güvenlik kurulunun aldığı karara göre şehirde oynanacak futbol ve basketbol maçlarına ikinci bir karara kadar deplasman takımı taraftarı alınmayacak olan şehir.
• 23

  bu şehrin büyük çoğunluğunun ya kromozom sayısı diğer insanlardan farklı ya da ciddi ciddi orta çağda yaşıyorlar. bu twite tepki göstermek bunu gerektiriyor çünkü.
  
  http://gss.gs/1k7.jpg
• 24

  https://eksisozluk.com/trabzon-vs-katar--5254231
  
  milliyetçi şehirdir!
• 25

  bir trabzonlu olarak her ne kadar şehrin takımı desteklemesemde şehre aşığım. insanı da iyidir aslında. yaşananlar onları çileden çıkarmıştır. sapına kadar milliyetçilik akar damarlarından. asla yarı yolda bırakmazlar.