• 226
    27 ocak 2013 galatasaray beşiktaş maçı içinde geçerlidir. *

    maç başlamadan önce kadroyu görünce albert riera da bitti dersin. maç başlar.
    maçın ilk dakikası emre çolak ne iş yapar diye cümle kurarsın. dakika 4 emre gol atar.
    dakika 45+2 riera gol atar.

    totem dediğin böyle yapılır.

    daha önce de 16 aralık 2012 galatasaray fenerbahçe maçı için;

    bekir irtegün fenerbahçe'de na iş yapar ya dersin. 3 dakika sonra adam kendi kalesine gol atar.
    volkan demirel'de bugün hatasız oynar artık inadına dersin. adam 2 dakika sonra gol yer.
    fenerbahçe'de amma dandik oyuncuları almış, bu hasan ali ne ya dersin. adam aradan 5 dakika geçmeden golü çakar.

    neymiş futbolculara söylenmeye devammış.
  • 227
    günlerden pazar. akşam olmuş ve sen her zamanki gibi uğurlu koltuğuna oturmuş maç saatini bekliyorsun. evde yaşayanlar yine aynı uğraşları veriyor. uzattığın ayakların bile tıpkı geçen haftaki konumunda.

    maç başlıyor. uğurlu koltuğunda tıpkı geçen haftadaki konumun içinde maçı seyrediyorsun ve takımın maçı 3-0 kazanıyor.

    inancını pekiştiriyorsun. tamam diyorsun bundan sonra takımım zor kaybeder. peki ya aklının bir köşesinde bulunan, saçmalık diye adlandırdığın bu davranışlarının bir mantıklı açıklaması varsa?

    maçın 88. dakikası. durum 0-0 devam ediyor. tribünler takımı alevlendirmek için son bir coşkuyla tezahüratlarda bulunuyor ve topa sahip olan fenasi, tribünlerin verdiği gazla uzaktan bir şut çekiyor ve top ağlarda. 1-0 kazanıyorsun. peki o anın geçmişteki zincirleme gelişmelerini hiç düşündün mü?

    uğur... koltuk...

    -mağazaya gidiyorsun. salona yeni bir koltuk almak istiyorsun ve katalogtan evine uygun bir koltuk seçiyorsun. ücretini ödeyip satın alıyorsun ve salona koyuyorsun.

    koltuğu satan satıcı ise tuttuğu takımın maçını izlemek için eksik olan son parayı da tamamlamıştı. bir sonraki hafta içerde oynayacakları maçı izlemek için uçak biletini alıp artık maça gidebilirdi. arkadaşlarını da toplayıp tuttuğu takımını ilk kez statta izleyecekti. heyecanı doruktaydı. stada vardılar ve yerlerini aldılar.

    zaman akıp gidiyordu. durumlar pek iç açıcı gözükmüyordu. artık son bir kez arkadaşlarıyla harekete geçtiler ve tezahürat etmeye başladılar. onları gören tribündekiler de gaza gelip bağırmaya başlamıştı. stat bir an coşmuştu. tek coşan onlar değildi şüphesiz. topu alıp hareketlenmeye başlayan fenasi, tribünlerin verdiği son bir gazla topa sert bir şekilde vurdu. kaleci kerim'i avlamayı başarmıştı sonunda.

    sense, salona aldığın yeni koltuğunla maçını izlerken takımının galibiyetine bir kez daha şahit oluyordun ve önceki koltuğunda maçı izlerken takımının mağlubiyetlerini gördüğün için yeni koltuğunun uğuruna inanıyordun. hayat zincirleme olaylarla akışına devam ediyor...

    -----------------------------------------------------------------------------------

    dakika 80. takımın 1-0 önde götürüyor maçı. mutlak kazanılması gereken bir müsabaka. sense yeni yeni güvenilirliğine inandığın yeni totemini devreye sokuyorsun. kanal değiştirip maça dönme... rakip bastırınca kanal değiştiriyorsun ve rakip takım pozisyondan sonuçsuz ayrılıyordu...

    kanal değiştirme... pozisyon...

    -saat 16.00

    eşinle evde otururken akşam dizisi olduğunu ve maç yerine onu izlemelerinin nasıl olacağı sorusunu işitiyorsun. geçen hafta da maç sebebiyle dizisini izleyemeyen eş, bir de bunun üstüne yapılan totem nedeniyle diziyi ufak ufak parçalarla izlemesi sebebiyle oldukça merak içerisindeydi. özetiyle birlikte izlerim diye bu haftaya bırakıyor ve sana ricada bulunuyor. sense maçın çok kritik olduğunu söylüyorsun ve bunun mümkün olmadığını anlatıyorsun. eşin de en azından geçen haftanın özetini öğreneyim, bu haftayı sonraki hafta izlerim düşüncesi içine giriyor ve hem dizideki olayları öğrenmek hem de dedikodu yapmak için komşuya gidiyor. evin ergen ve kezban ruhlu kızı da kucağında laptop, dedikodulara kulak veriyor. komşusunun evinde maç yüzünden dizinin izlenmediğini öğrenen kezban, bunu hemen twitter'ına yazma ihtiyacı hissediyor.

    adı hasan cabbar... futbol dilencisi... imkansız aşkların evladı.
    pazar günü tuttuğu takımının oynayacağı maçı bekliyordu. sabah erkenden dışarıya çıktı. arkadaşlarıyla pes atacaklardı. neden atmak yerine oynamayı tercih etmedikleri sorusu takıldı kafasına bir an. fakat bunun için çok fazla vakitleri yoktu. çünkü saati 5 liraydı.

    eve döndüğünde yorgunluktan bitap düşmüştü. çünkü 10 dakikalık bir maç için 20 dakika taktik yapardı. kendisini koltuğa atıp twitter'a girdi ne var ne yok diye. aşık olduğu kız olan ümmü'nün twitini görmüştü. komşusuyla dalga geçiyordu dizisini izleyemediği için. ama bunun bir önemi yoktu. onu ilgilendiren kısmı maçın olmasıydı. yorgunluktan bir anlık unutkanlık içine düşmüştü. neyse ki hayatının ''küçük bir kısımlık'' aşkı ona istemeden(!) de olsa hatırlatmıştı maç saatini. hemen duygu yüklü bir twit yazıp gönder'e basmalıydı.

    bastı da...

    ismail hakkı... takımının as stoperi olan ismail, twitter denen zımbırtıya çok fazla bağlanmıştı. takım arkadaşı olan kenan abdullah, kendisine dönüp: '' dostum senin derdin ne? bırak şu telefonu elinden 2 saat kaldı maça.'' diye seslendi. ismail de şu son twitlere bakıp kapatacağını söyledi.

    '' lanet olsun ismail senden bir cacık olmaz adamım.''

    ismail hakkı telefonunu tam kapatmak üzereyken son bir mesaj daha görmüştü. ismi hasan cabbar olan takipçisinin duygu yüklü mesajını görmüştü ve maça ekstra hırslı bir şekilde çıkması gerektiğini hissetti. zaten ismail hakkı'yı duygulandıran bir mesajı ancak hasan cabbar(?) atabilirdi. çok duygulanmıştı. bu maçın hasan cabbar ve onun gibi taraftarlar için ne kadar önemli olduğunu ve bu maçı kazanmaları için gerekirse sahada varlarını yoklarını ortaya koymaları gerektiğini anladı.

    dakika 90+2. rakip sol kanattan topu içeriye ortaladı. maç 1-0 devam ediyordu ve rakip son 20 dakikadır çok fazla yüklenmeye başlamıştı. rakibin formda forveti topa gelişine çok sert vurdu...

    pozisyon öncesi orta yapıldığı an kanal değiştiren evin babası, maça geri döndüğünde skorun hala 1-0 olduğunu görünce derin bir oh çekti. 3 puan onlarındı. tam o an son pozisyonun tekrarını izlerken ismail'in topu çizgiden çıkarttığını gördü. totemi yine işe yaramıştı...

    -----------------------------------------------------------------------------------------

    her şey zincirleme bir şekilde gelişmeye devam ediyor.
    tıpkı afrika'daki bir kelebeğin kanadının fırtınaya yol açması gibi...

    ya da güney amerika'da samba yapan bir çiftin mustafa sarp'a gol attırması...

    (bkz: kaos teoremi deyince çok havalı, totem deyince auuuvv)
  • 229
    öncelikle daha önceden toteme nasıl baktığımı ve totemlerimi merak edenler totem yapmak/@mocuishle bakabilir.

    25 şubat 2013 galatasaray orduspor maçını normal şartlar altında ilk dk.dan başlayarak izleyemediğim için (3.dk'ya yetişebildim.) istiklal marşı,yüzük ve forma totemlerimi yapamadım neyse formayı ve yüzüğü hala yapabilecekken maçın başından ayrılmamak için o halimle normal kıyafet ve alyanssız başladım maçı izlemeye ama içimde bir huzursuzluk var.
    "kalkayım alayım yüzüğümü alyansımı odadan geleyim" diyorum sonra dur diyorum kaçırma maçı. neyse ben bunları düşünürken fernando muslera'nın asistiyle selçuk inan'in golü geldi, zaten al da at dedi :(

    içimden diyorum ki allah belanı vermesin mocuishle "git giy formanı al yüzüğünü". sonra da her halde bilinçaltım dur 2 dk., ilk yarı 1-1 olsun 2.yarıda alırsın diyor. ben böyle kendi kendime çekişirken penaltı oldu devre biterken, ben nasıl giydiriyorum kendime ama! şizoya bağladım resmen.

    bir tarafta da totemleri bozmama daha büyük maçlara saklama olayı var ama dayanamdım,rakipler kazanmışken bu kadar önemli bir maçı es geçemezdim. devre arasında hiç bir spor programı izlemeyip gittim geçen sezon parçalı formasını *** giydim,12.12.12 atkısını ve alyansımı taktım ve 2.devre başlarken raul gonzales misali yüzüğümü öperek başladım. eşim bana bakıyor tabi geç kaldın hesabı,alışkın zaten o benim manyaklıklarıma.*

    derken santra yapıldı eşime dedim ki bu maçı 4-2 alırız. ha diyeceksin ki neden 3-2 değil bilmiyorum işte samsun maçı da öyle olmuştu belki de ondan.
    eşim güldü "hadi inşallah" dedi. *
    santra ile birlikte oyuncularımızın aslanlar gibi saldırmasıyla inancım zaten tavan yaptı. bir de içimden totem sağlaması yapıyorum ilk gol 60'a kadar gelirse kesin tuttu diyorum.

    wesley sneijder 58'de atınca bende film koptu, her golden sonra da gittim eşimin alnından öptüm ve şu biiiir şu ikiiiii şu üçççççç şu döööörtttttt şeklinde saydım, maçı eşimin alışkın olduğu ama bir o kadar da şaşırdığı totemlerimle kazandık.

    ben tabi gururla oturdum güntekin onay ve rıdvan dilmen'in turuncudan iz taşıyan tok bir sarı vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı yüzlerine baka baka orgazmın dibine vurdum.

    yalnız bu arada şöyle komik bir olay da oldu. sanırım 2-2 olan golden sonraydı. eşimi alnından öpmeye gittim ve dönüşte "aşkım forman ter kokuyor" dedi ki daha sabah duş almıştım, formanın uğur'u kaçmasın diye ben bu formayı * kaç haftadır belki bir kaç aydır saklıyordum eşimden, yıkamasın diye :(
  • 230
    galatasaray sözlük yazarının bir daha hiçbir maçtan önce çok kritik maç dememesi gerekiyor bundan sonra.. ne zaman öyle desek puan kaybediyoruz. ama ne zaman kolay maç rahat alırız 3-4 fark bekliyoruz desek bi şekilde yeniyoruz. gözünüzü seveyim kümeye oynayan anadolu takımlarına karşı oynadığımız maçlardan önce çok kritik maç demeyin, sikerim yapacağınız negatif etkiyi. *
  • 232
    olduğuna inandığım hededir kendileri. aslında eskiden(üni için istanbul'a gelmeden 2006'dan önce) yaptığım ama adının bu olduğunu bilmezdim.

    yanılmıyorsam asy'deki bir bursaspor maçında-ki benim asy'de gittiğim 2.maçtı kendileri-devre arasına 1-1 gittikten sonra,yanımdaki abilerden biri yerleri değiştirmeyi teklif etti. hani biri size bir şey teklif eder ama o an için anlamsızdır sizi kandırmaya çalıştığını düşünür ama kıramaz evet dersiniz ya aynı duyguları taşıyarak yeri değiştirdik. ancak yere geçtiğimde olumsuz hiçbir durum yoktu hatta önü açıktı.

    o maçı ikinci yarıda attığımız gollerle 3-1 kazandıktan sonra, o abinin yanına gidip sorduğumda ilk totemin adını duymuştum. daha sonra, hayatımın her yerinde uyguladım bunu.

    en son bu sene şampiyonlar ligi'nde galip geldiğimiz cluj maçından sonra koltuğun hep aynı yerinde oturdum. .(3 galibiyet 1 beraberlik)swh
    son schalke maçından önce haftasonu edirne'yi gezmeye gelen arkadaş sayesinde gezerken bir tespih görüp aldım. schalke maçında da hep elimde tuttum ama umut'un golünden sonra, yaşadığım duygu boşluğuyla kapıya fırlattım ve tespih patladı.
    şimdi real maçı öncesi aynı yere gidip, aynı tespihi alacam, laf değil bu gerçekten yapıcam. çünkü eğer o tespihi almazsam, içimde bir şeyler eksik olur ve olumsuz durumda, kendimi öldüresiye suçlu hissderim.

    bu kadar laf bir yana,işte böyle bir manyaklık totem. gerekirse hissedersem derbi maçlarını bile seyretmem, yarıda çıkarım, tv'yi kapatırım. belki böyle manevi şeylerin maddi olarak bir açıklaması yok ama sonuçta bir şeylere inanmak, doğaüstü şeylerin yanımızda olduğunu bilmek rahatlatıyor insanı,kimbilir.
  • 233
    normalde evde maç izlerken, macın baslamasindan önce evdeysem belli totemlerim vardir. yillardir yaparim. parcalimi giyer,istiklal marsinda mutlaka ayağa kalkar elimi kalbime koyar marsi okur, alyansimi mutlaka takar, mac baslarken de öperim alyansimi. toteme de cok inanirim, basliktaki diğer entrylerimden eski anilarimi okuyabilirsiniz. bugün 6.4.13 galatasaray-miy macindan önce her türlü totemimi yapmak icin zamanim vardı fakat yemin ederim maci hafife alip icimden dedim ki "bu mac icin toteme gerek yok bugün de bensiz kazanın" :( mac malum ilk yari biterken kosarak odaya gidip önce alyansımı taktım,parcalımı giydim geldim ve mac başlarken koltuğumu değistirip alyansımı öptüm, dualarımı ettim veee...

    toteme inanmayan taş olur...
  • 236
    (bkz: 2 mayıs 2013 benfica fenerbahçe maçı) 'nda ben ve arkadaşımın götümüzden ter akmasına sebep olmuştur.

    ulan izmir sıcağında cam, kapı kapalı maçın heyecanıyla otururken, kalkıp "offff çok sıcak oldu" diye klimayı açmam ve hemen ardından benfica'nın gol yemesi üzerine. açılan klima kapanır, cam ve kapı açılmaz. terleye terleye maçı bitiririz.
  • 237
    stat veya çok önemli maçlar dışında forma giymem. bir de 5 senedir hıdırellez'de kupa çiziyorum yılın bu zamanlarında zaten az çok belli oluyor durumlar ve eğer biz yoksak şampiyonluk yarışında bana daha cazip gelen takımın adını yazıyorum kupanın üstüne. yani hidirellez sonrası şampiyonluklar şu şekilde 2008: galatasaray 2009: beşiktaş* 2010: bursaspor(u: 2-2 mi?) 2011: fenerbahçe* 2012: galatasaray 2013: galatasaray
  • 238
    28 haziran 2013'te oğlum ankara'da dünyaya gelmişti, sözlükte de paylaşmıştım, bilen bilir. iki adı var biri aslan. ailelerimiz orada olduğundan doğumdan sonra düne kadar ankara'da kaldılar eşimle birlikte ve ben bir süre yanlarında kaldım bir süre işe gittim,hafta sonları gittim geldim falan ve neyse bayram dönüşü artık ailecek geldik samsun'a. tabi 11 ağustos 2013 galatasaray fenerbahçe maçı olduğu için maçtan bir saat önce evde olacak şekilde planladım yolu ve çok şükür şağ salim geldik. üzerimde de metin oktay parçalı tişörtü vardı yol boyu. neyse eve girdik nasıl terlemişim yolda, bir de samsun nemlidir, valizleri falan arabadan binaya taşırken sırılsıklam oldum. çıkardım tişörtü koydum kenara 2 yıldır hemen hemen her derbide giydiğim uğurlu formamı giyeceğim*, sonra böyle birden bir şey düştü içime, "metin oktay parçalısını giy" diyor, drogba'nın fotoğrafı geliyor aklıma eli kalbinde" neyse kenara bıraktım tişörtü kurusun diye o ara bizim aslan parçası doymadı illa emdikten sonra az da olsa mama içecek resmen üstüne cila çekiyor serseri. * ben gittim hazırladım mamasını ben veriyorum biberonla, * anam bir baktım maçın başlamasına bir kaç dk. kalmış, çocuğu aldığım gibi koştum salona,geçerken de astığım yerden parçalıyı aldım ama tişört omzumda geçtik tv.nin başına saygı duruşuna yetiştik. benim maçlardaki milli marşlarda elimi kalbime ve armaya koyup marşı söyleme totemim vardır daha önce yazmıştım. saygı duruşu bitmek üzere forma omzumda çocuk kucağımda üstüm çıplak ayakta bekliyoruz. bizim paşa da usulu uslu duruyor yavrum benim, sonra milli marş başladı çocuk solumda olduğu için kendi kalbime değil onun kalbine götürdüm elimi ve marşı söyledik içimizden ama nasıl bakıyor ekrana daha 1.5 aylık bebek, sarı kırmızının armanın sevdasını alıyor kalbine, bir şeyler mırıldanıyor ama hiç ağlamıyor. ** milli marş bitti öptüm başından verdim annesine ve maçı izlemeye koyuldum. çoğu kişi didier drogba'nın gol atacağını söylemiştir zaten gole en yakın isim kendisiydi ama işte ben o golü oğlumla benim attırdığıma inanıyorum.* çok rahattım maç boyu drogba'nın yazacağını adım gibi biliyordum ama yazmadım,söylemedim.
    işte bunlar hep totem :(

    neyse artık her önemli maç öncesi yapabileceğim yeni bir totemim oldu nur topu gibi :)
  • 243
    maç günü banyo yapmak, uğurlu saydığım anahtarlığımı yanımda bulundurmak, maç başlarken dua etmek vs. vs.

    ama en büyük totemim abim ve yengem, onlarla izlediğim her maçı kazandık.

    20 kasım 2012 galatasaray manchester united maçı
    12 mart 2013 schalke 04 galatasaray maçı
    9 nisan 2013 galatasaray real madrid maçı

    edit: schalke'ye 04 eklendi.
  • 245
    24 şubat 2014 elazığspor fenerbahçe maçında fenerin gol atmasında ki tüm sorumluluğu üstüme alıyorum. normalde sözlüğün yaptığı toteme maçı internetten izleyerek katkı veririm. çünkü ne zaman bu şeref yoksunu takımın maçını izlesem yeniliyorlar. bunu lafın gelişi söylemiyorum şu ana kadar yüzde yüz istatistikle totem ve karabüyü yapıyorum maçlarını izleyerek. bugün yine formumdaydım. ilk önce elazığ golü buldu sonra kırmızı kart. ulan sonra bir anda yayın gitti, nette bir sorun çıktı ve iki dakika sonra fener golü buldu. neyse beraberlikte iyidir.

    özetle her hafta yapmamız gereken eylemdir.
  • 246
    pek fazla inanmıyordum da, 16 şubat 2014 fenerbahçe kasımpaşaspor maçı'nda totem içerikli yazılan entrylerin silinmesi sonucu şikeciler 83. dakikada attıkları golle 3 puanı almışlardır. 24 şubat 2014 elazığspor fenerbahçe maçı'nda ise yazılan totem içerikli entryler silinmemiş fenerbahçe 3 puanı bırakıp popoları tutuşarak geri dönmektedirler.* diyeceğim o ki; inandığım ve sürekli olarak destekleyeceğim olaydır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın