topla oynama yüzdesi

• 1

  kim tarafından tutulduğunu çok merak ettiğim bir istatistik. topun oyunda olduğu süre içerisinde, takımların topa sahip olma dakikaları ölçülerek meydana getirilir.
• 2

  hiç bir anlam ifade etmeyen saçmalık. kimi takımlar vardır tüm maç boyunca topu ayağında tutar bir şey yapamaz kimi takımlar vardır topun kendilerinde olduğu sayılı zamanlarda maçı koparır.
  
  bize gelince biz birinci kısımdayız. ikinci kısım bize milyonlarca ışık yılı uzaklığında.
• 3

  (bkz: al gülüm ver gülüm)
• 4

  bazi seyleri kavramak matematiksel olarak ilkokul seviyesinde olunca tabi herkes den bir ozguvenle yorumlar geliyor. toplama oynama yuzdesi de boyle bir kavram. cok basit. futboldan hic anlamayan bir adam bile hemen anlayabilir, mesela ayni kisi ofsaytta zorlanabilir :) aman ki bir takimin toplama oynama yuzdesi cok olsun ve gol atamasin,yenilsin. hemen yorumlar gelir toplama oynama yuzdesinin onemsizligi ile ilgili. arkadasim istisnalar kaideyi bozmaz. toplama oynamasi yuksek olan takim demek, ortada bir tane top olduguna gore, oyunda insiyatifi elinde tutmak demektir.
  
  bu demek degil ki "tek basina" yeterli..
  
  2 tane amac var: gol atmak ve gol yememek..
  
  bunlar icin oyunun defansif ve ofansif yonunde bazi aksiyonlar alman lazim..
  
  ilkokul cocugu bile anliyor tabi %65 topa sahip olmanin ne demek oldugunu, anlamasi basit ama bernabeu da madrid e karsi sahip olmak o kadar basit degil. uzun yillarin teknik ve fiziksel calismasi.
• 5

  günümüz futbolunda hiçbir anlam ifade etmeyen istatistiklerin başlıcası.
  
  çok üzülüyorum "yenildik ama topa daha çok sahip olduk" diyen taraftara. organize olamadıktan sonra topa %55 sahip olmuşsun %65 sahip olmuşsun ne fark eder? rakip yarı sahasına çekilmiş, topu senin oynamana izin veriyor sen de yavaş yavaş pas yapıyorsun. 300 değil 600 pas yapsan yavaş olduğun takdirde onun da bir anlamı yok. ama en azından pasla rakibi yorabileceğini varsayıyorum. topa sahip olmada ise hiçbir şey yok. rakibin o çok sahip olduğun topu çalmaya çalışmıyorsa ve skordan memnunsa, topa daha çok sahip olunduğu için övünmek kadar mantıksız bir şey olamaz.
  
  erken çözülen maçları konunun dışında tutarak söylüyorum son ana kadar heyecanı devam eden maçların tamamına yakınında yenilen taraf topa daha çok sahip olur.
  
  kısacası "yok hükmünde" bir istatistiktir.
• 6

  (takımın topla oynanma süresi / topun oyunda toplam aktif kullanıldığı süre ) ile bulunur.
• 7

  xavi'nin topa sahip olduğu süreyle barış özbek'in topa sahip olduğu süreye aynı muameleyle yaklaşır. bu yüzde karşısında her allah'ın kulu eşittir.
• 8

  21. yüzyılda istatistiğinin tutulması abesle iştigaldir. efektivitedir önemli olan. topu tehlike bölgesine taşıyamazsan bi halt ifade etmez. hele maç sonunda bu istatistiğe bakıp yorum yapanlar oluyor ki o daha da fena. 1 farkla biten maçların hepsini aç istatistiğine bak %80'inde yenilen takım topla daha fazla oynamış çıkmazsa ben de hiçbir şey bilmiyorum.
  
  son örnek: (bkz: 23 nisan 2013 bayern münih barcelona maçı)
  
  bırak maç sonunu maç boyunca barça'nın topla oynama yüzdesi %65 civarıydı. pas sayısı rakipten en az 200 pas fazlaydı. gol pozisyonu? yok. maçı domine eden, pozisyon üstüne pozisyon bulan, her anda topun arkasına geçen bayern, 4-0 kazanan bayern.
• 9

  kazanılan maçta yüksek olduğu zaman başarı, yüksek olduğu halde maçın kaybedilmesi sonucunda ise ''bir boka yaramıyor bakın'' denilen yüzdedir. önemini hagi'nin bir sözü ile açıklayalım; ''"asla siz koşmayın, topu koşturun. çünkü top yorulmaz."
• 10

  topla oynamak bir beceridir ama topla nerede oynuyorsun esas soru. kaleci, savunma, orta saha grubu kendi sahasında paslaşıp, rakip kaleye gidemiyorsa % 70 olsa ne olur % 90 olsa ne olur. (bkz: 23 nisan 2013 bayern münih barcelona maçı)
• 11

  (bkz: bekir-yobo paslaşması)
• 12

  (bkz: 7 kasım 2012 celtic barcelona maçı)
• 13

  (bkz: dışı dolu içi boş istatistik.)
• 14

  topun ne kadar çok sende kaldığını gösteren istatistik. yani oynamak istiyorsan evvelce top sende, senin kontrolünde olacak. topu kaybetmeden kalenden uzak tutabiliyorsan oyunu tutan bir orta sahan var demektir. (bkz: xavi),(bkz: iniesta). ama topla oynama yüzden tavanda iken gol pozisyonun minimumda ise forvet hattını değiştirmen gerekiyor demektir.2009'un barçasında da aynı topla oynama yüzdesi vardı ama yanında forvette henry vardı, etoo vardı. sen alexis sanchis ve pedro ile %99 topla oynasan ne olur, oynamasan ne olur.
• 15

  cruyff'un "top bende olursa rakip gol atamaz" olarak özetlenebilecek futbol mantığının istatistik bilimine yansıması. usta bunu söylerken daha çok altını çizdiği nokta topun etkili kullanılması , ikinci anlamda düz mantıkla topun hakimiyetini sağlayarak rakibe -haliyle- gol şansı vermemektir. tabi bunu %99 topla oynamayla bile yapsanız gol yemeyeceğinizin garantisi yok ki bu istatistiği de mourinho gibi set oyunu oynatanlar yapıyor. yani sen topu 80 dakika oynuyorsun ama adam kalan 10 dakikada 2 gol atıyor.
  
  dolayısıyla topla oynama verisi hem her şey hem hiçbir şey demek değildir.
• 16

  mourinho'nun zamanında inter ile barcelona'yı sampiyonlar liginde elediginde kendisine sorulan su soru ve su cevap topla oynama yüzdesinin ne kadar önemli oldugunu gösteriyor.
  
  muhabir: barcelona bugun topla oynama yüzdesi olarak sizi ezdi ama turu siz atladınız, ne demek istersiniz ?
  
  mouinho: onlar topu evlerine götürebilirler biz kupayı alacagız.
• 17

  günümüz futbolundaki en boş istatistik. 27 nisan 2014 liverpool chelsea maçında bir kez daha bunu gördük. mesele topla fazla oynamak değil. rakip kaleye adamakıllı gidebilmek.
• 18

  yüzde 60-65 topa sahip olup maç boyu anca 2-3 pozisyona girebildikten sonra hiç bir anlamı ve değeri olmayan istatistiktir.
  (bkz: topla oyalanma)
  (bkz: galatasaray futbol takımı)
• 19

  pozisyon zenginliği yoksa, top kale çizgisini geçmiyorsa hiçbir hükmü olmayan istatistiktir.
  yan pas, geri pasla 80% topla oynama yüzdesine sahip bir takım izlemektense, 50% topla oynayan, ama, sürekli rakibi tehdit eden ve hücumda agresif davranan bir takım izlemeyi tercih ederim.
• 20

  riekerink bey'in takımı da her maçı %70-75 topla oynama ile oynardı. sonuç koca bir hüsran oldu. olumlu netice getirmediği sürece istatistiklerin hiçbir önemi yok.
• 21

  yana ve geriye pas yaparak yükseltiğinde hiçbir halta yaramayan balon istatistik. yalancı bahar gibi faydasız bir göz boyamadır.
• 22

  ilk 3 maçta karşımızdaki rakiplerin bize karşı aynı oyun taktiği ile çıkmaları nedeniyle ortaya çıkan istatistiktir.
  her 3 rakibimiz de topu bize bırakıp kendi kaleleri önünde katı bir defans anlayışına büründüler. bizim kenar oyuncularımız orta yapmak yerine içeri girmeye, santrforumuz hayalet casper'liğe özenince, ne bir boş koşu yapar, ne bir hareket, ne bir pozisyon açma yok. haliyle orta sahada top dolaştırıp durduk. bunun istatistiği.
• 23

  mourinho, inter ile şampiyonlar ligi'nin kazandığı maçın ardından rakibin topla daha çok oynadığını söyleyen muhabire şöyle demişti; biz kupayı aldık, onlar da istiyorlarsa topu alıp götürebilirler.
• 24

  üretken olup netice getirmediği sürece önemli olmayan istatistik. bir de bu yüzde daha çok yan pas ve geri pas ile yapılıyorsa tam işkenceye dönüyor. günümüz futbolunda 3-4 pas ile kaleye gitmek esastır.
• 25

  gayet önemli istatistiktir, bu birinci nokta.
  
  ikinci nokta biz bu istatistiğin getirdiklerini verimsiz kullanmıyoruz. farkında mısınız bilmiyorum, 2019-2020 sezonunda yapılan eleştiriler kaleye gidemiyoruz, oyunu yıkamıyoruz değil şut atmıyoruz.
  
  üçüncü nokta bu istatistiği taçlandıramıyoruz. bunun için şut atmamız lazım. top sürekli bizde ve ileride ancak şut ile atak sonlandırmadığımız için rakip %30 topla oynayıp hızla kalemize gelebiliyor.
  
  takımın üretkenlik sorunu yok. hücum üretebiliyor. takımın sonuç alma sorunu var, o da sonuç alma beceriksizliğinden değil, denememekten kaynaklı.