• 10
    modern futbol dünyası içerisinde çok da anlamı olmayan orandır.

    günümüz futbolunda topla ne kadar çok oynadığından ziyade topu çevirme hızınız daha da önem kazanmıştır. saha içinde hareketli olun, topu bir kanattan diğerine ya da rakip kaleye hızlı bir şekilde aktarırsanız gol bulma ihtimaliniz çok yüksek olacaktır.

    bu sebepledir ki izlemeyi de en sevdiğim futbol türü dikine oynanan futbol stilidir.
  • 2
    bence gereğinden fazla abartılan istatistiki bilgi. daha doğrusu, topa nasıl ve nerede sahip olduğumuzu, sahip olduğumuz topla yaptıklarımızı hesaba katmazsak hiç bir anlamı yok.

    5 ekim 2019 gençlerbirliği galatasaray maçı‘nda yüzde 70 topa sahip olmayla oynamışız. cruyff’un top bizdeyken rakip gol atamaz sözünü de çürütecek tarzda top oymamışız. keza gençlerbirliği’nin 20 şutu var, öyle uzaklardan rastgele çekilen şutlar da değil, gayet de tehlikeli şutlar. biz ise yüzde 70 sahip olduğumuz topu 10 kez şut olarak kullanmış ve bunların yalnızca 1’inde kaleyi tutturabilmişiz.

    topa sahip olmaya 3 puan verilmiyor. 3 puan için şut çekmek ve gol atmak gerekiyor.
  • 3
    geçiş oyunu, ısı haritası, topu kazanma süresi vs terimler gibi hayatımıza son yıllarda girmiş futbol verisi. ülkemizde de bizim takımımızı da kapsayarak saçma salak bir değer kazanmış durumda. arkadaş, çok basit bir yorum olacak ama, bu oyunun amacı gol atmak. gol atan maç kazanıyor, maç kazanan puan toplayıp şampiyon oluyor, başarı alıyor. öncelikle bu gerçeği 1. sıraya yazmak lazım. sen takımındaki oyuncuların yeteceğine, donanımına göre bir oyun planı hazırlarsın, ama bunu nasıl gole giderim, rakibi de nasıl engellerim çerçevesinde yapmalısın. bu çerçevede ortaya istatistikler çıkar, bunlar sana yardımcı olur, ama resmen bizim ülkede entel geçinmek için mi bilemiyorum, oyun istatistik kasmak amacıyla oynanmaya başladı. top class takımlar bunu uyguluyor olabilir, sen özenip örnek alıyor olabilirsin ama o adamlarda çok ciddi oyuncu kalitesi var. yani takımın stoperi dahil 35 metreden dikine nokta pas atabiliyor, bekler cayır cayır sprint atıp o nabızla doğru karar alıp uygulayabiliyor. yani o takım ataklarında uzaktan şut, ceza sahasına rastgele orta açmamayı deneyebilir, çünkü oyuncuları dikine oynayıp, çalım atıp çok daha pozisyon hazırlama yetisine sahip. o adam topa değer verir. sen neyinle deniyorsun bunu, ağzım açık izliyorum, koskoca hocalar, yılların kurtları bile bu yanılgıya düşüyor gözümüzün önünde. sağdan sola tembel paslaşıp, pas oyunu oynuyoruz diyorsun. bir bok oynadığın yok, hiç bir şey ifade etmiyor bu istatistikler. hatta tam tersine kendini tehlikeye atıyorsun. top tekniği bombok seviyede kaleciler, stoperler, defansif ortasahalar sırf kaleci aut atışını dikmesin, pasla çıkalım diye helak oluyorlar, bolca da hata yapıp kalende yalandan yere pozisyon yiyorsun. yani bu sevdan seni hücum ettiremediği gibi, tam tersi vermeyeceğin pozisyonları vermene sebep oluyor kalende. bunu biz tv başından görüyorken, hocalar hala ne sebeple ısrar ediyor anlamış değilim. vurun şu topa arkadaş, dikin dağa taşa gerekirse, bırakın ortaya düşsün, oyun hızlansın da rakibi boşlukta yakala anasını satiyim. set hücumu bilmem ne diye kafa ütüleniyor, rakip 11 kişi yarısahasına yerleşmişken pasla oyun açıp pozisyona girebildiğimiz kaç tane hücum var allah aşkına biri söylesin. bu oyun böyle bir şey değil...
  • 4
    çok da önemli olmayan istatistik. yüzde 90 bizde olsun, gol atamadıktan sonra, dikine gidip pozisyon bulamadıktan sonra, rakip takım iki pasla gelip gol atıp gittikten sonra ne önemi var? hiçbir anlamı yok.

    bu konuda aklıma hep jose mourinho'nun açıklaması gelir. emin değilim, ya şampiyonlar ligi finali ya da süper kupa finali. bayern münih ile chelsea karşılaştı. kupayı chelsea kazandı. muhabir maç sonu soruyor. bayern yüzde bilmem kaç topa sahipti, ne düşünüyorsunuz diyor. "biz kupayı eve götürüyoruz onlar da topu götürebilir" diyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın