976
ortanca ismi hakan degil "håkan" olan fransa dogumlu isvecli ve galatasarayli eski futbolcu. håkan isminin hakan ismiyle bir ilgisi yoktur ve isveccede "hookan" diye telafuz edilir.
tobias linderoth
-
-
977"üç maç oynar, beş ay sakat" şeklinde bestelere konu olan, oyuna girdiği her maç "yeni transfer linderoth" esprileriyle karşılanan viking. maç başına 14 kilometre koşabilecek kadar sapıtan, dosta güven düşmana korku salan, kendi halinde ortalama üstü bir dmc idi.
taa ki bir gün sağ bekte denenip sabri sarıoğlu'nun formasını elinden alıncaya kadar.
(bkz: sabri sarıoğlu'nun maviş gözleri) -
978adam bizde oyna(yama)dığı süre zarfında sakatlıklar dolayısıyla 75 maç kaçırmış ve bunu hepi topu iki sezonda gerçekleştirmiş.
ya satan bize; "abi full+full ama çıtır hasarlı..." diye itekledi perte çıkmış adamı ya da üzerinde emeği geçen evliyadan bir zat "hayrını göremeyesiniz..." diye beddua etti.
her halükarda tüm galatasaray taraftarının içinde bir ukte olarak kalacaktır linderoth. -
979bildiğim kadarıyla galatasaray'a gelene kadar sakatlık yaşamışlığı yoktur...
-
980talihsiz sakatlığa yakalanmasa takıma çok büyük yarar sağlayıp unutulmayacak adam olacaktı.
-
981galatasaray formasıyla sadece sion'a karşı gol atmıştır. marsilya doğumludur, isveç vatandaşıdır ve zlatan'ın yakın arkadaşıdır.
-
982o fizikle nasıl ön libero olmuş da bize gelmeden önce hiç sakatlanmamis zaten o şaşılacak durumdu.
evet evet duydum birileri suat kaya diyor oralardan.. -
983ben doktor değilim ama bu adamın yaşadığı sıradan bi sakatlık değildi. kalça büyümesi pek sık rastlanan bir futbolcu rahatsızlığı değil. geçmişinde sakatlık bulunmayan bir oyuncuyu 2.5 - 3 yıl sahalardan uzak tutan bu vaka bizim taraftarda nedense linderoth'u suçlarcasına bazen de dalga geçercesine bir tavır oluşturdu. bugün hafızası tazelenmesi gereken kişiler de linderoth'u suçluyor, çok komik.
başına gelen bu talihsiz sakatlık linderoth'u psikolojik olarak epey etkilemişti. kariyerinin son dönemlerinde böyle bir dibe vuruş başarılı günlerini gölgede bıraktı. ne o galatasaray'ı yaşayabildi ne de biz onu yaşayabildik.
oynadığı sayılı maçlarda oldukça verimli bir oyun ortaya koymuş, bana gravesen'i anımsatmıştı. o kadar sert değildi elbet ama soğukkanlı ve çalışkandı. görevini yapma niyeti gözünden belli, disiplinli "isveçli" futbolcuydu.
ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamalarda da türkiye ve galatasaray özleminden bahsetmiş, performans ortaya koyamadığı için üzgün olduğunu belirtmişti.
ben bu adamı iyi niyetli ve şanssız olarak hatırlıyorum öyle de kalacak. suçlu, komik ya da beceriksiz değil. -
984galatasaray'a geldi birkaç maç oynadı sonra sakatlandı. yattı parasını tıtkır tıkır aldı. transfer dönemlerinde iyileştim dedi, sözleşmesi feshedilmedi. transfer dönemi bitince tekrar sakatlandı. bu arada parasını hep aldı. kuruş bırakmadı.
bugün basketbolcular kaçıp gidiyorsa devre arasında futbol takımına takviye yapılamıyorsa o zamanlardan kalan parasal sorunlar nedeniyle kendisinin de payı vardır.
kim olursa olsun sakat, kadro dışı vs. takımdan para alıp da karşılığını vermeyen futbolcu ya da diğer sporculara hakkımı kesinlikle helal etmiyorum.
sözleşme yapılırken bu sakatlık konusu için madde konmalı ve para ödenmemeli ama nerde bunu yapacak yönetici.
diyelim oyuncu bu maddeyi kabul etmiyor o zaman adı messi bile olsa sözleşme yapılmamalı. başka oyuncu mu yok. -
985oynadığı yıllarda kendisinden daha çok ali sami yene gittiğim futbolcudur.
bence kanayan yaramızı kapatacak kalitede bi adamdı. iyi niyetli, çalışkan, güçlü ve zeki bi adamdı. madem bu kadar iyi bizde ne işi var dediğinizi duyar gibiyim. sadece bu özelliklere sahipti bu özelliklerin en iyisi değil.
kısmet olmadı. bence adını yazdırırdı. gönlümüzde hep "iyi olurdu be" diyeceğimiz tatlılıkta bi futbolcu. -
986uzun yıllar sonra takımımıza orjinal bir defansif orta saha oyuncusu gelmişti.maç başı 12 km koşuyor haberleri bizleri büyük beklenti içine soktu.ilk zamanlarda iyi oynasa da sonraki sakatlığı bizi uzun süre bekletmiştir.sonraki her dönüşünde tekrar sakatlanarak ocak 2010'da takımdan ayrılmıştır.biyonik adam diye gelen oyuncu bizden sonra kendine gelememiş ve futbolu erken bir yaşta bırakmıştır.
-
987kendisiyle güzel bir röportaj yapılmış.
http://sportifcumleler.blogspot.com.tr/...-oynamak-en.html?m=1 -
988bir dönem kendisinden çok sami yen e gitmişliğim olan oyuncumuz.
-
989sakat hali bile bilal-jem ikilisinden iyi olan eski müzmin sakat oyuncumuz.
-
990"futbolcunun düz koşusu kazmanın presinden evladır."
lafını akıllara getiren eski futbolcumuz. -
991sebepsizce akla gelen eski futbolcumuz. oynadığı bölge şu an bombom takımınızda.
(bkz: çıkıp gelsen terapilerden) -
992ulan ne umutluydum bu elemandan; her maç patlama yapacak, bu sefer kendini gösterecek diye beklerken eleman içimizde patladı ya la :((
o güne kadar hiç uzun süreli sakatlık yaşamayan adam bize geldi ve hiç düzgün top oynayamadan, sürekli sakatlanarak ayrılmak zorunda kaldı. fıkra gibi ama gerçek işte. koskoca 3 yıl içerisinde sadece 13 maç oynamış. zaten bizden sonra da futbolu bırakmıştı garibim. -
993(bkz: (bkz: hamit altıntop stayla))
geldiği dönem oynayabilseydi, muhtemelen daha kompakt bir takıma sahip olabilirdik. o sezonları daha az hüzünle hatırlayabilirdik.
buradan dibe vurduğumuz her sezon ciddi sakatlık problemleri yaşıyor olmamız konusu aklımı fazlaca kurcalıyor. bu sezona bakarsak:
(bkz: 2015-2016 sezonu sakatlıkları)
hamit altıntop (hamit heeeep sakat , hep sakat hamiiit)
lionel carole
burak yılmaz
umut bulut
jason denayer
bilal kısa
sinan gümüş
sabri sarıoğlu
aurélien chedjou
semih kaya
lukas podolski
bu kadar dar kadro ile bu kadar çok sakatlık yaşamanın da başarısızlıkta ciddi etkisi olduğunu düşünüyorum. -
994hamit altıntop kendisini, kendisi hamit altıntop'u hatırlatıyor.
hamit'in sakatlık durumu kariyeri boyunca vardı. galatasaray'da oynadığı dönemdeki kadar olmasa da vardı. ancak linderoth... hani bildiğiniz taş gibi adamdı kendisi. sakatlanmazdı, çok koşardı, çok mücadele ederdi, oyunun nasıl oynandığını bilirdi.
bize bir geldi, geliş o geliş. sürekli sakatlık.
üzücüydü tabi böyle bir futbolcudan yararlanamamak. -
995güya bize gelmeden önce biyonik adamdı. nasıl bir cenabetlik olduysa artık, bizde adamın futbol hayatı bitti.
-
996kendisiyle alakalı aklımda kalan tek şey, 2006 dünya kupası finallerinde isveç milli takımında kazanılan her sol kornerinde topun başına geçerek altı pas içine kavisli ve sert kestiği muhteşem toplardı. çok sık sakatlandı ve bu muazzam köşe atışlarını göremedik ne yazık ki. hoş, gerçi olsaydı da sabri reyiz vururdu topa. bizde maydanoz çok.
-
997sakatlık nedeniyle formamızı neredeyse hiç giymemiş olması akıllara rızık-matik'i getiriyor ama bir konuda hamit ile benzeştirmiyorum. adam hakikaten galatasaray'a gelmeden önce uzun süreli sakatlık yaşamamıştı. ayrıca yaşadığı sakatlık ise kalça kemiği büyümesiydi. ameliyatsız bir şekilde çözülmeye çalışılmıştı, bir süre sonra ameliyat gerektiği ortaya çıkmıştı. eh ameliyattan sonra da 7-8 ay oynayamayacağı düşünülürse oynamak için şansı kalmıyor. kim bir futbolcunun kalça kemiği büyümesi gibi tuhaf bir sakatlık geçireceğini bilebilir? ben daha önce hiç duymamıştım bunu, linderoth'tan sonra da bir daha duymadım.
-
998süren sakatlıkları sebebiyle yıllık ücretinde indirim yapmak istediğini yönetime iletmişti diye hatırlıyorum.
-
999geldiğinde çalışkanlığıyla göz dolduran ama daha sonra götü* biçimde sakatlanan isveçlidir. aklımda hep sion maçında attığı golle kalacak :(
-
1000galatasaray'a gelene kadar mr. makinesine bile girmediği konusunda rivayetler dönen efsanevi futbolcu. iyiydi, hoştu, istikrarlıydı.
taa ki bir maçta sabri'nin yerine sağ bekte oynatılana kadar.
