bizim tribünün yıllaar yıllaar sonra maç içinde verdiği bir reaksiyon olması bir kenara, derbi tarihindeki en efsanevi tezahüratlardan
* biri olarak tarihteki yerini almış olan olay. mustafa cengiz'in
fetih suresi ile başlayan, bir gece önce aklı evvel iki taraftarımızın stadın etrafında arabayla dolaşıp sirkeli su dökmesiyle devam eden sürecin zirve noktasıdır.
yıllardır kadıköy'deki derbilere eğlenmek için giden, stada girdikleri vakitten çıkana kadar stad hoparlörlerindne türlü şarkıların nakarat kısımlarında küfrederek bizim taraftara zulm eden numaralı başta olmak üzere tüm tribünleri sıçırtmıştır. binbir türlü
yusuf fahir baba fonlu 20 senede kaçan goller kolaj videosunu uhrevi müzikler eşliğinde izlemekten bitap düşmüş, ekran başında "dur bakalım bu sefer nasıl berabere bitecek" diye düşünmekten üçüncü golü bile doğru dürüst izleyememiş taraftarı şöyle bir titretip kendine getirmiştir...
o değil de ekran başında tansiyondan ölürken, gördüğümüzü bile net algılayamazken, "lan bu sefer de penaltı mı kaçacak" diye dört dönerken böyle bir şeyi kim nasıl akıl etti gerçekten takdir konusu. her ne kadar bize bilet düşmedi diye inceden giydirsek de, 21 senedir kazanılmayan bir deplasmana gidip galibiyetten zerre kuşku duymayan bir tribün vardı demek ki yine orda.
ki o stres anında böyle bir cinlik aklınıza gelebilmesi için gerçekten kafanızın rahat olması, onun için de maçı takıma koşulsuz güvenerek izlemeniz gerekiyor... kaldı ki cinlik olduğu kadar bir parça da içten gelen bir haykırıştır. o stres ortamında başka herhangi bir slogan ya da tezahürat bu şekilde bu gürültüyle söylenemezdi muhtemelen...
işbu entry bir tribün çekimi videoda gördüğüm sahaya sırtını dönüp diğer arkadaşına sarıldığı halde tekbir çekmeye devam eden abi başta olmak üzere o akşam deplasman tribününde yer alan herkese ithaf edilmiştir...