• 28
    galatasaray tribününün yapısını bilmeyen bir takım yeni yetmelerden oluştukları çok açık olup , biraz araştırıp kapalının sol tarafına bir göz atmayı deneseler , bir isme sahip olmadan üstelik ağırlıklı olarak sola yakın görüşe sahip insanların neler yaptığını görüp örnek alabilecek grubumsudur.

    yok öyle beş kişi yanyana gelip biz grup olduk demek.burası galatasaray tribünü , çocuk oyuncağı değil diyorum kendilerine.
  • 32
    galatasaray için tek hece bağıran, tek bir pankarta boya sürüp maça gelen adam; benim başımın tacıdır. isterse kuru soğan ideolojisi gütsün. her maç o stada 20.000 küsür insan geliyorsa, ortak noktaları siyaset, din, mezhep ya da benzeri bir şey değil, sarı-kırmızı parçalıdır.

    anlamsız bu tarz tartışmalar, ''bunlar şu görüşlü, bunlar bu görüşlü'' diye tribünü hayali hatlara bölmek. hiç bir bireyin ya da grubun siyasi görüşü tartışılmaz, ne tribünde ne de burada. sadece galatasaray sevgileri değerlendirilir, yaptıkları güzel işlere alkış tutulur. bu oluşum da ufaktan ufaktan güzel şeyler yapmaya çabalıyor en azından, bir mesai harcıyorlar. o yüzden saygıyla selamlıyorum.
  • 33
    grupumsu mudur? grup mudur? tartışmanın çok gereği olmadığını düşünüyorum. sol ideolojiye sahip, belirli bir entellektüel altyapısı olan, iyi niyetli, fedakar gençlerden oluşmuş bir gruptur.

    kendileri ile tanışmam 2010 1 mayıs eylemi ile olmuştur. sırtımda parçalı, meydana doğru yürürken bir baktım benim gibi giyinmiş, hatta bir de pankart yaptırmış insanlar yürüyüşün tam içinde. ben de halimce tuttum pankartın bir ucundan. siyaset her yerdedir. evde, işte, hatta ve hatta tuvalette bile vardır. alaturka tuvalete sıçmak ile alafranga tuvalete sıçmak bile belirli bir siyasi davranışın yansımasıdır. daha proleter yapıda olanlar alaturkaya, daha burjuva olanlar alafrangaya. ağaya beleş yani, maraba'ya değil. siyaset lokantadan, otobüse, giyimden cep telefonuna aklınıza gelen her şeyde vardır. ama bu memlekette faşistler konuşunca vatanseverlik, solcular konuşunca siyaset olarak görüldüğünden, ya allah bismillah alahuekbere ses çıkarmayanlar, ya sev ya terket'e ses çıkarmayanlar, che guevara resmi tutanlara gomonost yaftası yapıştırmaktan da geri durmazlar. herhangi bir alternatif oluşuma müsaade etmemek te siyasettir. yani her türlü alternatif oluşuma müdahale eden, dayak atan ultraslan'da, onları kendi güdümünde tutmak için bilet dağıtan yönetim de tribünde siyaset yapmaktadır. fakat benim siyasetim iyi, senin siyasetin kötü zihniyeti sebebiyle kimi normal olarak algılanırken, kimi de anormal algılanıp ötekileştirilmektedir.

    tribünde sözlük grubu ile birlikte maç izliyorum. hemen 50 metre solumuzda tekyumruk aynı renkler için boğaz patlatmaktalar. tribüne hakim olan "gayri politik" ultraslan'dan tek farkları yönetim istifa diye bağırıldığında tribün liderleri gibi "şşşşşşt" işareti yapmamalarıdır. belki onlar da bir ideolojinin, bir siyasi yapının güdümündedirler, o da onların sorunudur. tribünü kendi malımız gibi gören mallardan olmayalım anacığım. çaaaaw!.

    edit: imla.
  • 36
    hayatı boyunca kendinden başka kimseye bir faydası dokunmamış, dikili bir ağacı olmamış denyolar tarafından eleştirilemeyecek oluşumdur. ortak paydaları galatasaray olan, insanlık tarihinin utanç kaynağı "izm"lere karşı olanların oluşturduğu gruptur. 3/5 değildir sayıları hakkâri çimenli köyünde kitap okumak isteyen çocuklar da vardır, aslantepe'de eve ekmek götürmek için bayramda çalışan babasını kaybedenlerde, sendikalı oldukları için işten atılanlarda vardır içinde, galatasaray sevdası dışında bir amacı olmadan maça gelen ve abuk sabuk sebeplerle sopa yiyenlerde.
    stat da siyaset yapmak gibi bir derdi yoktur tekyumruk'un, siyaseti zaten dışarı da yapmaktadır. birilerinin paralı askeri olmadan onurlu galatasaraylı olmaktır tek derdi. içinde camiayı da tribünleri de çok iyi bilen insanlar vardır. kapalının solunu da ortasını da iyi bilirler iyi muhabbet içindedirler. galatasaray için emek harcayan herkes değerlidir onlar için, sesizce bir kenarda oturmamaktadırlar. bu camia için emek harcamaktadırlar. belki her deplasmana her branşın maçlarına gidememektedirler ama sadece hafta sonları değil 7 gün çapa sarfetmektediler. biletlerini kendi ceplerinde alırlar, deplasmana kendi imkanları ile giderler kendilerinden olmayanı denyoca suçlamaz b.k atmazlar. muhaliflerdir, muhalifliklerini stat dışında bırakarak değil hep yanlarında taşıyarak hareket ederler.
    ağızları burunları yer değiştirmiş, bıçak çekilmişlerdir. yaptıklarının doğru olduklarını bildikleri için yapmaya devam etmişlerdir. dün kendilerine kızan eleştirenler bugün dertlerini amaçlarını anlamışlardır. bugün kendilerine kızan eleştirenler ise yarın anlayacaktır onları.
    bir ergen projesi değildir tekyumruk, hadi heyyo grup olalım diye ortaya çıkmış insanlar değillerdir. içinde doktorundan avukatına mühendisinden öğretmenine öğrencisinden emeklisine bir mozaiktir. düşünen sorgulayan tartışan itiraz eden fikir sunan insanlardan oluşur. ömrü boyunca bir açılım sunamayanların anlamayacağı bir projedir. hakkari diye bir ilin çimenli diye bir köyüne metin oktay kütüphanesi kurmayı düşünenlerin grubudur. orda ki çocuklara kendi ceplerinden para vererek metin oktay forması götürecek olanların grubudur tekyumruk
    bu coğrafyada hayatın her alanında muhalif olmak suç olmuştur. bunun takımla sporla ilgisi yoktur. tekyumruk bu suçu işlemiştir ve işlemeye devam edecektir.
    klavye başında saçma sapan eleştiriler yapan arkadaşlara naçizane bir tavsiyem olacak, bir maç günü onlarla zaman geçirmeyi denese dertlerinin amaçlarının ne olduğunu anlamaya çalışsa sessizce bir kenarda oturmadıklarını emek harcadıklarını görür ve bu tür saçma eleştiriler yapmaz.
  • 40
    bir kaç maçtır eski açık tribününde bazı üyeleri ile yanyana maç izlediğim oluşum. açıkcası siyasi görüşleri, düsturları, duruşları falan beni zerre kadar ilgilenmemektedir. her insanın ideolojik görüşü kendini bağlar.

    fakat tiyatro seyreder gibi maç seyreden taraftardan da hazzetmem. bu arkadaşların bir tanesi bile ne tezahürata katılıyor, ne de adam gibi tribünde destek veriyor. hatta gole bile tepki vermiyorlar. tiyatro izlermişcesine, sanki başka bir takım taraftarıymış gibi maç izliyorlar.

    amaçları ultraslan ile aralarında farklılık oluşturmak için, onların tezahüratlarına katılmama çabası ise hiç zahmet edip tribüne gelmesinler. çünkü galatasaray tribünlerinin özelliği siyasetin bulaşmadığı, herhangi bir ideolojiye saplanmamış olmalarıdır. bir iki defa tekbir getirildi veya ramazan ayında minareli bir arma koydular diye tribünler ne ülkücü olur ne milliyetçi. kendine solcu diyen beşiktaş tribünlerinin bile tekbir getirmişliği veya kutlu doğum haftasında pankart açmışlığı var.

    kısacası, böyle bir grubun olmasına şahsen karşı değilim fakat maç başında bir pankart açıp, o pankart ile internete koymak için 20 tane fotoğraf çekilip, daha sonra tribünün en köşesine geçip sessiz sakin tepki vermeden maç seyretmek ile taraftarlık olmaz. galatasaray tribünlerine işçi eylemlerine katılıp livornoculuk oynayan tarftar değil, tribünleri ateşleyecek, siyaset bulaştırmadan takımlarını destekleyecek taraftarlara ihtiyaç var.
  • 41
    15 ocak olayları ile ilgili olarak.

    özür dilemiyoruz! özür dilemeye ve istifaya çağırıyoruz!
    cumartesi akşamı galatasaray'ımız yeni evine kavuştu, yeni evine onurlu bir merhaba dedi. galatasaray adı ile rant sağlamaya çalışanlar, kulüp yönetiminden devlet yönetimine, büyük galatasaray taraftarının tepkisi ile hakettikleri cevabı aldılar.

    ali sami yen spor kompleksi, şehrin ortasındaki evimiz ali sami yen'imizin yerine bize tahsis edildi. değeri yüksek olan mecidiyeköy'deki araziyi alıp, kuşa döndürülmüş bir proje ile yeni stad yapılmış olmasına rağmen başbakan ve devlet erkanı galatasaray spor kulübüne büyük bir lütufta bulunmuş gibi davranarak kendi siyasi hesaplarını hayata geçirmek istediler. yapılan propaganda, adnan polat'ında katkısına rağmen cumartesi günü kulübün gerçek sahibi galatasaray taraftarının bilinçli tepkisi ile bir balon gibi patladı.

    bizlerin bu stad için, ne devlet erkanına, ne de adnan polat'a bir borcumuz var. bu stad kimsenin cebinden çıkan para ile yapılmadı. kendi yandaşlarına peşkeş çektiği ali sami yen arazisi karşılığı yapılan stad için bizim tek borcumuz, bu stadı yapan, üçünü çalışmalar sırasında yitirdiğimiz emekçileredir. bizler bu stad için sadece evine ekmek götürmek derdinde olan, günlerini gecelerini şantiye alanında geçiren, kimi zaman maaşını bile alamayan, iş güvenliği olmadan çalıştırılan emekçilere teşekkür ederiz.

    cumartesi akşamı yapılan protesto için galatasaraylılığımızı sorgulayan, ancak kendi çıkarlarının söz konusu olduğunu bildiğimiz adnan polat'ı, galatasaray taraftarından özür dilemeye ve istifa etmeye davet ediyoruz. aynı şekilde recep tayyip erdoğan ve tokinin başkanı olan şahsı da büyük galatasaray taraftarından özür dilemeye davet ediyoruz.

    galatasaray spor kulübünün gerçek sahibi büyük galatasaray taraftarına; ali sami yen spor kompleksi'nin açılışında onurlu duruşunuzla kulübümüzü kimsenin kendi çıkarları, rantı için kullanamayacağını gösterdiniz. iyi günlerinde olduğu gibi kötü günlerinde de bu kulüp bizim. yapılan ve yapılacak tüm saldırılara karşı, kulübümüzü kendi menfaatleri için kullananlara karşı, tek çıkarı arma aşkı olan bizler tek yumruk, tek yürek olarak duralım. biliyoruzki büyük kulüp, büyük taraftar olmak, alınan kupalarla, tribünü kaplayan pankartlarla değil, zalimin önünde başını eğmeyen onurlu duruş ile mümkündür.

    korkunç ellerinle bastırıp yaranı
    dudaklarını kanatarak
    dayanılmakta ağrıya.
    şimdi çıplak ve merhametsiz
    bir çığlık oldu ümid...
    ve zafer
    artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
    tırnakla sökülüp koparılacaktır...

    yaşasın galatasaray! yaşasın büyük galatasaray taraftarı!
  • 44
    ultraslan'a muhalefet yaparak tribünde bir yerlere gelmeye çalışan siyasi tandanslı grup. yerleri ali sami yen'de eski açıktaydı kendileri ile defalarca maç seyrettim. bırakın tezahüratı, ultraslan ile aynı kefeye girmemek için gole bile tepki vermeyen elemanlara sahipler. birde ultraslan'ın yerini alsın diyenler olmuş alsın da galatasaray tribünlerini iyice siyasetin içine batsın.

    bir siz kalmıştınız livornoculuk oynamayan.
  • 45
    siyaset yapmakla suçlanan grup. tabi ultraslana muhalefet yapmak büyük suç olduğu için tribünde yerleri yok. reisler varken bu adamların ne işi ola ki tribünlerde? bu adamlar karaborsacılık yapmadıkları için yerleri yok, bu adamlar korku imparatorluğu oluşturmadıkları için yerleri yok. vay arkadaş hala gelip ultraslan denen çakallar ordusunu savunan var ya ona yanıyorum.
  • 47
    siyasetten korkan değil, tribünlerin siyasete bulaşmasını istemeyen kişilerin suçladığı gruptur. çünkü tribünler türk, kürt, alevi, sünni, sağcı, solcu vs. bütün farklılıkların ortak paide ile buluştukları tek alandır. bu ortak paideyi bozup, galatasaray tribünlerini belli bir ideolojik görüşe çekmek isteyen gruplara ise tepki göstermek hakkımızdır.

    mütevazı bir şekilde görüşlerini dile getiren bu arkadaşların, neden ultaslan'ın basın açıklamasından sonra açıklama yapmayı tercih ettikleri ayrı bir merak konusudur? ultraslan'ı her ne kadar eleştirenler arasında olsam da, mecburen böyle bir açıklama yaptıklarımı göremeyecek kör olanlardan değilim.

    ayrıca bu tribünlerin farklı olucam diye, tiyatro izler gibi maç izleyen, tribünleri belli bir ideolojik görüşe sürüklemek isteyen, taraftar gruplarına değil sadece galatasaray ortak paidesi ile taraftarları kenetleyecek ve tribünleri ateşleyecek gruplara ihtiyacı vardır.
  • 50
    ultraslana karşı olduklarından gole sevinmiyorlar efsanesi başlamış sözlükte. komplo teorileri üretmekte üzerimize yok arkadaş. bu sene kaç gol attık ki kaçına sevinelim?eğer mutlu olacaksanız 5 sene de bir çok arkadaşımız 4er 5er sıra aşağılara düştü gol sevinçlerinden sonra, eğer mutlu olacaksanız bu adamlar basketbol maçlarına gitti yetişebildiği kadar. suçladığınız grubun tamamı kadıköy deplasmanına gitti ve sesleri kısılana kadar oradaki galatasaraylılarla beraber bağırdı. ille bunları söylemek mi gerekiyor?

    evet son maçlarda bağırmıyoruz, çünkü bağırılcak ya da tezahurat edilecek bir şey mi var? ama futbolcumuzu da ıslıklamıyoruz. takımımızı sevmesek soğukta eski açıkta sizlerle beraber işimiz ne? biraz empati yapın, ali sami yen stadındaki kapalı bağırmazken biz bağırmayan taraftar mı oluyoruz?

    farklı bir tribün yaratma peşindeyiz, destekleyebildiğimiz kadar takımımızı desteklemek, ateşlemek istiyoruz. kimi bunu ıslıkla yapar, kimi herkes sustuğunda bağırır, kimi başka şekilde.bunu yargılamak da hiç kimseye düşmez.
App Store'dan indirin Google Play'den alın