tek başına maça gitmek

• 1

  28 mart 2010 galatasaray fenerbahce macinda eski açık bileti alamazsam yapabileceğim hareket. ya eski açık bileti alınacak yada yeni açıkta tek başına maç izlenecek. ilk defa yapacağım için biraz tedirginlik var açıkcası. daha önce deneyimi olan arkadaslardan tavsiye alınır.
  
  (bkz: yalnızlık)
• 2

  bir de sözlüğe uyarlanmış hali vardır;
  
  (bkz: tek başına zirveye gitmek)
  (bkz: tcoskun)
  (bkz: 13 aralik 2009 darussafaka galatasaray basketbol mac zirvesi)
• 3

  omuz omuza da tek basina ziplarsin falan. allah dusmanimin basina vermesin. ne zaman tek basina ziplayan bir adam gorsem direk koluna girerim.
  
  (bkz: omuz omuzada tek basina ziplayan adam yanlizligi)
• 4

  geçen sene samiyen'deki 3-1 biten fenerbahçe maçında yaptığım eylem. 3. golden sonra yanımdaki adama sarıldığımı hatırlıyorum. bir şekilde kaynaşıyor insanlar orada aslında, ama tanıdık biri olması daha iyi tabi. tanımadığın adamın omuzuna yumruk, suratına tokat atmak sıkıntı oluyor golden sonra *
• 5

  geçen sezon* ali sami yen arena'daki bütün maçlarda gerçekleştirdiğim eylem. stada girdiğim gibi hemen etrafı kolaçan eder potansiyeli olan gençlerin yanına otururdum muhabbet dönsün, tezahürata falan katılalım diye. sıkılmazdım da, herkes bir oluyor maç sırasında iyi oluyor tabi. zor olan yolculuk kısmı. hiç çekilmiyor.
  
  (bkz: çok yalnızım sözlük)
• 6

  galatasaray'ın ilk golü ile son bulan yalnızlık biçimi. o golden sonra etraf mutluluk sarhoşu olur, yalnızlık rafa kalkar. yan koltukta artık yıllardır tanıdığınız arkadaşınız vardır çünkü.
• 7

  sadece gidiş tek kişiliktir, sorun teşkil etmez.
  26 şubat 2012 galatasaray beşiktaş maçına tek gitmiştim. son dakikada gelen golden sonra etrafımda 10-15 kişi vardı, ne ara sarıldık hatırlamıyorum. ateş yakıp dans eden kızılderililer gibiydik.*
• 8

  18 yani son şampiyonluğumuz da bi işler çevirmekle meşgul olduğum için ankara'daydım o zamana denk gelmişti. maçı izleyecek ya da kutlamalara gidebileceğim bir arkadaşım yoktu. zaten maçı izlemedim, izlememeye çok önceden karar vermiştim hoş son yarım saati filan 2. ya da 3. kattan aşağıdaki kahvedeki insanların yüzüne bakarak ve azcık gelen sesten anlamaya çalışarak geçirdim ya neyse. başlığa pek uymadı sanırsam bu durumda maça gitmedim ama kutlamalara tek gittim ben de ve sanırsam tanımadığım en azından 90822375328905764562435 kişiye sarıldım. son durumda eve mutluluk sarhoşu "şampiyon cimbombomum ne istersen iste benden"i söyleyerek gitmekteydim. ama o arada da tek kalmadım 2-3 araba sarı-kırmızı çektirdi bana sağ olsun tabi baktılar bi başıma marş söyleyerek gidiyorum acıdılar sanırım.
• 9

  benim için hiç gerçekleşmemiş olaydır. tek başıma gittiğim çoğu maçta arkadaş edinip döndüm. ya yolda ya statta.
• 10

  stadyumda arkadaşlarla buluşarak son bulur. *
• 11

  gerçekten çok fazla sıkıntı olmayan durumdur. süper finaldeki 1-2'lik maç için antalya'dan koptum geldim. nevizadede yalnızım, sokak'ta yalnızım, metroda bile yalnızdım. hani çok problem değil aslında. çünkü herkes aileden. ama pek muhabbet olmuyor malesef. neyse uzatmayayım aynen anlatıyorum. topun başında xelçuk. her zamanki gibi vurdu gol oldu. sarılma sevinme faslından sonra yere yattım ağlıyorum. hani dedim yazıyoruz ya tek başına maça gitmek diye. alakası yok sözlük. çevremdekler geldi kaldırdı beni. bir güzel sarıldık. i will survive çalıyor. ben ağlayarak 'dostlarımla' atkı sallıyorum.
• 12

  uzun zamandır birçok maçta yaptığım iş.
  
  çevrem fazlasıyla galatasaraylı dolu olmasına rağmen bilet pahalı, hava soğuk, kim gitcek o kadar yolu, dönüş zor olur gibi mazeretlerle adam bulmakta sıkıntı çektiğimden çok defa kendim giderim maçlara.
  
  yalnız korkulacak bir hadse değildir. muhakkak sağında solunda muhabbet edecek, gol olduğunda sevinecek, üçlüde elini omzuna koyacak birini bulursun yeterki hödük gibi durma. tek sıkıntısı maç önceleri yalnız başına takılmaktır. o bayar işte adamı.
  
  neyse özetle tribünler güzeldir. yalnız veya arkadaşlarınla...
• 13

  şu ana kadar beni maça gitmek için engelleyen eylem. arkadaşların bahanesi yüzünden. fakat okuduğum entrylere göre karar verdim en yakın zamanda gerçekleştireceğim.
• 14

  avantajlıdır; kimseye bağlı değilsindir ve stada istediğin saatte girip, istediğin saatte de çıkabilirsin.
  
  dezavantajlıdır; gol sevincini yaşayabileceğin, maçla ilgili yorum yapabileceğin kimsen yoktur. ancak, aynı tribünde yanında yörende bulunan kafa dengi biriyle tanışabilirsen muhabbet kurabilirsin.
• 15

  ben bunu yapmamak için o hafta maça gelmeyecek arkadaşımın kombinesini sözlükten bir renktaşa vermiştim yıllar önce öğrenciyim dediği için, dedim hem taraftar sayısı fazla olur hem de en azından iki muhabbet çevirecek biri olur.
  
  neyse efendim maç saati geldi doğu tribündeki yerimi aldım arkadaş da geldi.. geldi gelmesine ama renktaş kendi yerine başka bir öğrenci arkadaşını yollamış..
  
  çocuk ile de değil futbol muhabbeti istanbul trafiği klişesi muhabbeti bile yapamadık o kadar sıkıcı bir kardeşti sağ olsun ulan biraz konuş ya "selçuk türkiyenin en iyisi 8 numarası len mq" dese bile kabulümdü..
  
  hatta bir ara o kadar sıkılmıştım ki o bardağı 5 lira olan sikko karton bardak çaylardan bile satın almayı bile düşündüm. sonra yeni hagi kendine gel oğlum dedim.
  
  velhasıl kelam sıkıcı bir aktivitedir tek başına maç izlemek ama sıkıcı bir başka arkadaşla izlemek kadar da sıkıcı değildir..
• 16

  tek başıma maça gitme imkanım olmadığı için nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum. ama biraz sıkıcı olabileceğini düşünüyorum.
  keşke çoğu maçı evde izlemek yerine sami yen'de izleyebilsem.
  keşke tezahüratlarımıza evde eşlik etmek yerine tribünde eşlik edebilsem.
  keşke maç izlerken, "şuan burada olmak vardı be!" diyerek iç geçirmesem çoğu iç saha maçımızda.
  şunu da ekleyeyim ki "maça gideyim de nasıl gidersem gideyim.", "sami yen'de olayım da nasıl olursam olayım." düşüncesinde bir taraftar olduğumdan; tek başıma maça gitsem ve biraz sıkılsam da benim için hiç önemi yok bunun.
  yeter ki sami yen'de takımımın yanında olayım.
  galatasaray maç kaybettikten sonra tribünde oturduğum yerde kala kalmak bile güzel benim için.
  elbette galatasaray kazanınca çok seviniyorum ve kaybedince de üzülüyorum.
  ama ben tüm bunlardan bağımsız olarak galatasaray'ımı çok seviyorum.
  her zaman takımımın yanında olamamam beni üzse de kalbim sami yen'de atıyor.
• 17

  beni düşünmeye sevk eden başlık. 2016'dan beri stadyum'da maç da seyretmedim fakat sanırım yok ya. bu eylemi hiç gerçekleştirmedim. mutlaka yanımda, babam veya arkadaşlarım oluyordu tribünde. fakat ne bileyim bence zevksiz olurdu. gerçi son tribün maçımda* bir yanımızda tek tabanca geldiği çok belli bir eleman vardı. maç boyu solo sövüyordu yani. gayet eğleniyor gibi görünüyordu ki sigarası bitti. ulan, tüh, vah sinkaf derken performansı düştü. enerji yüklemesi yapılması gereğini düşünüp uzattığım sigara dalıyla onu da gruba dahil etmiştim. grup derken, biz 4 kişiydik. sonra 5 kişi sövmeye başlamıştık.* minnettarlığını her sövüşte belli edip benden onay bekliyordu küfür savurduktan sonra... ilginçti yani.*
  
  tek başına maça gitmenin tadı başkadır belki. bilemedim.*
• 18

  her gittiğim maça tek gittim. güzel yanları olduğu kadar kötü yanları da var. sinemaya bile genelde tek giden birisiyim. kafanıza göre takılmayı ve rahat olmayı sevenlere tavsiye edilir.
• 19

  kalabalık tribünler içinde yalnız kalan insandır. ne maça gidecek, ne de gitmeden buluşacak bir arkadaşı vardır. ikiden fazla kişiden oluşan arkadaş grupları ile gidenleri görünce kıskanır, içi gider. ancak her ne kadar aynı takımı tutsalar da netice olarak birbirlerini tanımadıkları için yabancıdır. gol olduğunda kollarını havaya kaldırır, sarılacak birisini bulamaz.
  
  insanlarla temas etmekten korona virüs günleri öncesinde de mümkün mertebe kaçınan erkişisi, bu gol olduktan sonra birilerine sarılma problemini asla aşamamış, içinde buruk bir sevinç yaşamaya devam etmiştir. *
  
  bazıları için garip gelse de, kimilerine göre iki ve daha fazla kişi ile maça gitmek garip durumdur. o yüzden başlıkta bahsedilen durum hiç de yadırganmasın.
• 20

  bir çok defa yaşadığım durumdur. gerçekten biraz kötü bir durum. ama illa ki her maç bir renktaş ile tanışıp, kaynaşıp güzel geçirebiliyorsunuz. gol sevinçlerinde asla yalnız olmuyorsunuz. ilk zamanlar zevksiz olsa da sonra alışıyor ve bu durumu yaşamamak için sohbet kurup tanışıyorsunuz birileriyle.
• 21

  genelde maçlara gitme şeklim. futbol maçına gidiyorsam; en üstte, kimsenin olmadığı yerde tek başıma oturup, sinirlendiğimde sağa sola vurabiliyorum, rahatça sövebiliyorum.
  
  basketbol maçına gidiyorsam; en boş olan tarafa gidip, rahat rahat maçımı izliyorum.
  
  derbi maçlarında ya da final maçlarında ise tek başıma olmamayı tercih ediyorum. o maçlarda genelde sevincini yaşayacağın birilerini arıyorsun.
• 22

  4.yildiza ulaştığımız sezon tek başıma kombine almıştım ve yine doğu üst tabiki. her hafta kuzenime ve arkadaşlarıma maca gel propagandası ile dolaşıyordum. prandelli zamanlari cok yalniz basima mac izlemek zorunda kalsam da ligin 2.yarisi kuzenim takımın da atağa kalkmasıyla beraber yarim sezonluk kombine aldi. ancak ben her hafta yine arkadaslara munferit biletler alma konusunda ısrarciydim. neyse ki ligin 2.yarisi hic yalnız kalmadim. sezon sonunda da hep beraber yıldızlarımızın yanina yenisini ektik.
• 23

  2016 yılında istanbul' a taşınmış ve süper lig 2017-2018 sezonunun devre arasında ilk kez kombine almış biri olarak o günden beri gerçekleştirdiğim eylem. yalnız hiç tavsiye etmem, maç önü muhabbet edip iki bira içecek insan fena halde aranıyor.
  
  edit: kombinem iki yıldır aynı yerde olduğu için oradaki elemanlar ile epey kaynaştık da maç önü eksikliği hissediliyor.
• 24

  sıkça yaptığım eylem. oldukça zevkli olduğunu ve müthiş kafa dinlendirdiğini de söyleyebilirim. pandemi bitse de aksam yine stada.
• 25

  2018'den beri kombinemle yaptığım eylem. derbi ve cl maçlarında şehir dışından gelen arkadaşlarla beraber içip gidiyoruz. ama genel sezonda tek başıma gidiyorum. keyifli mi çok değil, ama maça odaklanmışken yalnızlığın pek de önemi olmuyor.
  
  edit: (bkz: gs sözlük maçlara yalnız gidenler kulübü) :(