• 18
    yıl millattan sonra 2018 ve hala bu kafada olanlar var. ne içiyorsunuz siz yahu. bence suç bizim kulüp başkanında. adam çok iyi olduğu için kimseyi kıramıyor. gitmeyin sakarya’ya kardeşim. otursunlar yeşil-siyah delirmeceler yaşasınlar. ille de 3. lig takımı ile oynayacaksak benim memleketimin takımı artvin ile oynayın. insan gibi karşılarlar, efendi gibi maç olur.
  • 19
    iş gereği üç dört ay kadar sakarya'da yaşamıştım ve her haftasonu galatasaray formamla gayet rahat hem çark caddesinde hem de serdivanda dolaşabiliyordum. özellikle 2017-2018 sezonunun ilk bir kaç haftası boyunca oradaydım ve sezon başlangıcındaki galibiyetlerimizle gayet de herkes galatasaray formasıyla bütünleşmiş halde geziyordu. tatangalardan tanıştığım bir kaç kişi de oldu ve bunlardan birinin fenerbahçe, ikisinin ise galatasaray kombinesi vardı.

    yaptıkları açıklamaya dönecek olursak boş ve korku kokan seviyesiz, hadsiz bir açıklama olmuş.
    özetle;

    http://4.bp.blogspot.com/...a-trap-winner-vl.jpg
  • 8
    bende değişik bir anısı olan taraftar grubu.

    sene 2007, üniversiteyi yeni kazanmış, sakarya'daki hayatıma başlayalı yaklaşık bir ay olmuş. bir gün, arkadaşlardan gelen ''sakarya-eskişehir maçına gidelim mi'' teklifini, içimden gelmediği için geri çevirdim. ama daha sonraki ''ya! 5 lira verip maça gideceğiz. hem adapazarı'nı gezmiş oluruz.'' gibi cümleler ve ''bundan sonra sakarya benim ikinci memleketim, okul süresince buradayım nasılsa.'' tarzında bir düşünceyle ''tamam'' dedim. akabinde stada gittik. içeri girdik ve maçı izlemeye başladık. üzerime giyindiğim yeşil-siyah bir t-shirt ile isteksiz gelmiş bir insan değil, adeta bir sakaryaspor taraftarı gibi duruyordum. 90 dakikanın büyük bir çoğunluğunda elimizden geldiğince destek verdik sakaryaspor'a. maç sakarya'nın tek gollük galibiyetiyle sonuçlandı. maç bitmiş, biz *arkadaşlarla stadı terketmek üzereyken içimdeki sıkıntının sebebi ortaya çıkmaya başladı. göz ucuyla, arkamda bize bakarak konuşan 4-5 kişiyi gördüm. istanbul'da içinde fırlama ve fırıldak gençleri barındıran bir semtte oturduğumuz için durumu çakozladık az çok. * arkadaşları etrafıma toplayıp ''az sonra ters durumlar olabilir. herhangi bir durumda erkekliğin lüzumu yok. hemen kaçıyoruz.'' dedim. arkama her baktığımda o kalabalığın biraz daha arttığını gördüm. biraz daha... ve biraz daha... olayların patlak vereceği an bütün açık tribün arkamda olacaktı. öyle de oldu zaten. arkamdan gelen ''birader baksana'' cümlesinin bana sarfedildiğiden emin bir şekilde arkamı döndüm. karşımdaki etine dolgun, sarışın biraderim! ile karşı karşıya geldik. ben yürürken, kaşla göz arasında arkadaşıma uyguladıkları tarifeyi bana da uygulamak istediler ve aramızda güzel bir diyalog şekilllendi!

    birader: nerelisin?
    ben: ne yapıcan? *
    birader: kimliğini göster! *
    ben: sen kimsin, ben sana neden kimliğimi göstericem ki? *
    birader: kimliğini göster lan!
    ben: ............( adamlar zaten şartlandığından elimi kaldırmaya karar vermem zor olmadı)
    üç beş kişi:sen kime vuruyorsun lan? *
    he bir de gittikçe artan bir topluluğun haykırdığı ''eskişehirli tutuuuuuuuun, vuruuuuun!'' bağırışları. arkadaş ne oluyor ya? eskişehirli olunca ne oluyor? bacaklarıma gelen tekmeler ve infaz nidaları arasında usain bolt u kıskandırırcasına koşmayı sürdürdüm. koştum..koştum... çünkü biliyordumki sendeleyip düştüğüm an en iyi ihtimalle komada bulacaktım kendimi. 2 metrelik polis barikatlarını aşıp kaçmak için daha rahat bir alan elde ettim ve kurtuldum. o gün ve ondan sonraki 20-30 gün beddua ettim. etkim var mı bilmiyorum ama sakaryaspor önce bankasya'ya daha sonra bir alt lige düştü. birkaç * kendini bilmez yüzünden sakaryaspor'u hep kötü hatırlayacağım. hala merak ettiğim bir şey var. ya sakarya o maçı kaybetseydi?
App Store'dan indirin Google Play'den alın