sanırım en uygun başlık bu bu yazı için;
ne zaman insanlar galatasaray'ı karıştırmak istese liseli-liseci gibi konuları gündeme getirip suyu bulanıklaştırmaya çalışıyorlar, ya kardeşim bu
galatasaray spor kulübü türkiye'nin en büyük değeri, tabii ki bu kulüpte olmak isteyen insanlar olacaktır, bu çok normal bu kişilerin entrika çevirmesi de çok normal çünkü burası en yüksek mertebe, yani daha yükseği yok, hiç olmadı. bu kulüpte olmak demek kulübün saygınlığından nemalanmak demektir, bir insan nasıl kadın ve erkek olarak doğuyorsa bu kulüpte de liseli olan da var liseli olmayıp hizmet eden de var, herkesten allah razı olsun kimin emeği geçtiyse, şunu konuşmamız lazım bu takım 3'er 3'er atarken de, kızları avrupa şampiyonu olurken de eleştirildi, kimler tarafından? o sırada yönetimde olmayanlar tarafından, bu yönetim gidince yerine gelecek yeni yönetimi eleştirmeyeceğini mi sanıyorsunuz tabii ki eleştirecek, eleştirmese "takdir etse bile" eleştirmiş gibi gösterilecek uyanın lütfen, 2 şark kurnazının yaptığı ayıp yüzünden iş başkan yardımcısına kadar gitti işte, başka kulüpte olsaydı asla kimse istifa etmezdi biliyorsunuz, şimdi bu olayı kullanıp bir de araya liseli muhabbeti yapalım, özhan canaydın'dan bahsedelim derseniz ben sizde artniyet ararım, stadın yapımı yaklaştıkça, kulüp düzlüğü görmeye başlayınca bu işler daha da kızışacak uyanın lütfen, en kötü zamanımızda şampiyon olduk avrupa'ya kafa tuttuk en kötü zamanımızda tekrar söylüyorum en kötü zamanımızda, şimdi bir de kulüp tarihinin en rahat dönemine gireceğiz olacakları bir düşünün, filmlerde kahramanın paçasından çekmeye çalışan kaybetmiş insanlar gibi basın şuanda, en iyisi o kahramanlar gibi elleri paçamızda olanlara kurşunu sıkıp
* yolumuza devam etmek.