büyük düşünür aykut kocaman'ın literatüre kattığı yeni bir deyiş. öyle ki; gerektiğinde bir sezon içinden bile cımbızla çekmek suretiyle bulunup başarısızlığa bahane olarak sunulabilir fakat bu sezon
* türlü başarısızlık ve türlü bahane örnekleri gördüğümüz için sadece bir maça mahsus bahane olarak kullanılmıştır.
bu arada bahane kelimesini bu kadar tekrarlamışken gündemi çok meşgul edip kafamızı şişirdiği için iki kelam etmek isterim.
eğer bir insan, sürekli hata yapıyor ve hatalarını da düzeltmede en küçük bir çaba göstermiyor ise; bu silsile haline gelmiş hatalardan bahsedilirken de bunların her birine otomatikleşmişçesine -daha önceden düşünülmüş- bahaneler gösteriyor ise; hatalarının sayısı arttıkça bahanelerini de eksiksizce sıralayabiliyor ise bu insan tipi ülkemizde de çokça bulunan ve üretkenlikten uzak, yıkıcı, sevimsiz, kendini geliştirmeye ve iyiye yönelime tamamıyla kapalı, üzerine inşa ettiği yüksek egosunun altı bomboş olan, asla değişmeye ve direttiği şeylerden herhangi birisini kabul etmeye niyeti olmayan insan tipidir. nitelikleri sayfalarca yazılabilir, toplumbilimciler ya da kişilik envanteri uzmanlarınca tanımı çok güzel bir şekilde yapılabilir ama ben beynimden bu tipler için daha önce beynime tanımlattığım
bundan bir cacık olmaz kodunun sinyallerini alınca hemencecik bu tiplerden uzaklaşıyorum.