• 453
    geçen sene dikkatli incelememiz gereken tek maç var. 3-1 kaybettiğimiz beşiktaş maçı. şampiyonlar ligi hayaliniz varsa diğer maçları baz almayın. fener maçlarını da dikkate almayın. jesus'un mallığı ve okan hoca'nın kurnazlığı vardı.

    beşiktaş maçını isterseniz ben özetleyim:

    icardi geleni kalitesiyle attı ama onun dışında takım oyununu iyileştiren bir katkısı yoktu. burak yılmaz'ın şampiyonlar ligi performansını vereceğini hiç beklemeyin. burak'ın dana gibi pres yaptığı maçları hatırlayın. rakip defansı hızıyla geçerek attığı golleri hatırlayın. icardi yapmayacak bunları.

    mertens ve sergio fiziksel olarak ezildi. şampiyonlar ligi'nde böyle bir orta saha intihar.

    boey iyiydi ama diğer maçlardaki gibi fiziksel olarak fark yaratamadı. şl'de iyi performans verir ama çok fark yaratmaz. bir eboue değil.

    kerem'in teknik eksikliği ve top kaptırmaları göze çarptı. ama fizik olarak her zaman iyi. oynar bir şekilde.

    torreira ve rashica hem fiziksel hem de teknik kalite olarak maçı kaldırdılar. şl'de de sorun olmaz.

    orta saha ezildiği için nelsson ve abdülkerim'e bu maç için bir şey diyemeyiz. ama takım savunmamız kötü olursa defoları hemen ortaya çıkacak.

    bizim takımımız bu. şampiyonlar ligi için düşüncelerimize yardımı olsun diye hatırlatma amacıyla yazdım.
  • 454
    sadece adının süper olduğu lig.
    yeni isim sponsoruyla trendyol süper lig katılım bedeli; 38.030.000 tl / galibiyet 2.488.000 tl
    *şampiyonlar ligi: katılım 14.800.000 euro (444 milyon tl) / galibiyet: 2.800.000 euro (84 milyon tl)
    *avrupa ligi: katılım 3.400.000 euro (102 milyon tl) / galibiyet: 630.000 euro (18,9 milyon tl)
    *avrupa konferans ligi: katılım 2.800.000 euro (84 milyon tl) / galibiyet: 500.000 euro (15 milyon tl)
    yapılan hesaplama avro kuru 30 iken yapılmış.

    marka değeri diye diye yabancı sınırından başka bir düzenleme yapmayınca, ülke genel yönetiminin izdüşümünü futbola da yansıtınca ligimiz; kendi kendimizi eğlediğimiz, uluslararası bir karşılığı olmayan, içinde türlü pislikler dönen, yeni jenerasyonun pek de ilgisini çekmeyen bir masturbasyon aracına dönüştü.

    5 yıldızlar falan havada uçuyor, ne uğruna. dandikten konferans ligi gruplarında alınan 1 galibiyet, istiklal marşı soslu ligimizde alınan 6 galibiyete denk geliyor şimdilik. kışın kur yükseldikçe bu rezalet arttıkça artacak. konferans ligi dediğin şey, ya avrupa avrupa diyoruz, şu futbolun pek iplenmediği ülkelere de futbolu pazarlayalım diye çıkarılan bir turnuva.
  • 455
    2023-24 sezonunda bir takım bu ligde tüm maçları kazansa bile alacağı maksimum galibiyet primi 3.2 milyon euro. biz şampiyon takım olarak yayın gelirinden 6.5 milyon euro civarı bir para almıştık ancak bunu tl olarak alıyoruz sanırım. muazzam bir sezon geçirsen bile bu ligden sezonluk kazancın taş çatlasın 10 milyon euro. biz o parayı sırf bonservis niyetine icardi’ye verdik mesela. şampiyonlar ligi’nde süreklilik yakalayamadığımız sürece bu ligden maddi olarak belimizi doğrultmamız imkansız ne yazık ki.
  • 462
    acayip sıkıcı bir lig.
    sürekli yerde yatmalar, ilk müdahalede kendini atmalar (bunu biz de yapıyoruz ama avrupa'da bunu cezalandırırlar, sonra gol olunca "hocam faul" deriz). futbol zaten yok gibi bir şey.
    kim niye şu ligi avrupa'da yayınlar, sıkıntıdan ölür insanlar. ben 2 sene bein fransa aldım vallaha spiker o dönem galatasaray maçlarında uyuyordu sıkıcı futbol nedeniyle.
  • 463
    dünya üzerinde en çok duran ve topun en az oyunda kaldığı lig olabilir.
    ayrıca yere düşüp sakatlanmış numarası yapan oyuncu sayısı da muhtemelen dünya üzerindeki en yüksek ligdir.

    12 ağustos 2023 kayserispor galatasaray maçında oyunu yavaşlatmaya ve galatasaray'ın temposunu kesmeye çalışan kayserispor oyuncuları saydığım kadarıyla 8-9 kez kendini yere bırakıp topun taca atılmasını bekledi.

    tff'nin birinci görevi berbat zemini olan kulüplere ve kendini sürekli yere atıp oyunun akıcılığını sabote eden futbolculara cezai yaptırım uygulamak olmalı.
  • 464
    bu ligin kendisine has bazı özellikleri ve yazılı olmayan kuralları var. bu durum özellikle siyasetin şehir takımlarına doğrudan müdahalesiyle son yıllarda epeyce bir evrimleşti.

    istisnaları dışında 3 büyük takımla maça çıkan rakip takımların planı hemen hemen benzer. bu maçlarda rakip takımların hedfleri büyük takıma puan kaybettirmek. bakın 1 puan almak demiyorum. özellikle puan kaybettirmek tabirini kullanıyorum.

    ana amaçları rakibi zor duruma düşürmek bu takımların. zaten büyük takımdan puan koparan takımlar genelde sonraki haftalarda biraz salarlar. tabi bu mentalite sahada oynanan oyuna da doğrudan yansıyor.

    bizim deplasmanda 3 attığımız olympia takımı dün puan bıraktığımız kayserispor’u 10 maçın 7 tanesinde yener mesela. oysa biz 3 sezondur galibiyet alamıyoruz.

    çünkü aynı kayserispor olympia takımına karşı puan kazanmak için sahaya çıkarken bize karşı yukarda bahsettiğim şekilde puan kaybettirmek üzerine çıkıyor.

    dönelim tekrar sahaya. dün gökhan adlı kasabın zaha’ya yaptığı faul süper ligin yazılı olmayan kurallarından birisi. yeni gelen popüler futbolcuyla dalaş.

    bunun çeşitli versiyonları var. mesela falcao’yu koşarak dirseğine çarpmak suretiyle attırdı bir kasabımız. mustafa muhammed uçarken bir anda kırmızıyı aldırdılar. icardi’nin ilk maçlarından birinde konya kalecisinin yaptıkları? dün de zaha’ya aynı muamele yapıldı. kısacası burası süper lig kardeş diyorlar kendilerince.

    avrupa’da savunma yapılırken topu tekrar kazanmak üzerine kurgu oluşur. genellikle bilinçsiz pres yapılmaz ve alan savunulur. herkes kademlerine dikkat ederek öncelikli olarak pas arasını düşünür. çünkü deli dana gibi basarsanız hücum edecek gücünüz kalmaz. tabi hücum etmek gibi bir derdiniz yoksa o başka. bilin bakalım nerede hücum etmek gibi bir dert yok.*

    zalgris takımının kazması oyewusu’yu izler izlemez herkesin tepskisi aynı oldu. hangi anadolu takımı alacak acaba? nitekim rizespor anlaşmış bile sanırım.

    dünkü maçta da olduğu üzere türkiye’de büyük takımlara karşı futbol değil başka bir şey oynanıyor. büyük takım orta saha çizgisini geçtiği anda düşman mevzilerine saldırır gibi saldırıyorlar. amaç topu kazanmak olmadığı için de faul yapmak en güzel seçeneklerden birisi haline geliyor. ee tabi türk hakemleri gibi anasının karnından düdükle doğan bir hakem grubu da olunca oldu mu sana ballı ekmek kadayıfı.

    mesela şu analizci tayfaya çok gülüyorum. adamlar kafa yoruyor bir ton 4-4-2, 4-3-3, yok işte geçiş oyunu bilmem ne ondan sonra sivas deplasmanında uğur çiftçi gerçeğiyle şok oluyorlar.*

    ülke gibi ligi de irrasyonel yani. o yüzden bir diğer yazılı olmayan kural var zaten. teknik direktörün türk olacak.

    ligde en son şampiyon yabancı hocanın ismini hatırlayan var mı? bu anlayışla olması da imkansız zaten. yukarıda anlattığım sebepler dışında bir etken daha devreye giriyor. basın. tudor da çok matah değildi ama tudor’u neredeyse anasından doğduğuna pişman etmişti bizim basın. herhangi bir türk hocaya tek kelime edemeyen o basın.

    bu ligde büyük takıma karşı bahsettiğimin dışında top oynamaya kalkan takım varsa iki ihtimal görüyorum. ya hocası yabancı ve sistemi çözememiş ya da maçta bir şeyler var.

    ez cümle burada kan var, vahşet var. kan tutan adamların değil savaşan, parçalayan adamların ligi burası.*
  • 465
    biz türkler hariç kimsenin çok da ilgilenmediği, takip etmediği ve fazla ciddiye almadığı ligdir. statları boş, ekonomisi düşük, pazarlaması zayıf, alınan kararları esnek ve istikrarsızdır.

    *bu sezon da şampiyon olan takıma verilecek prim 1.5 milyon euro bile etmiyor.

    *bu sezon da stat git geli yaşanacak. lige yeni yükselen pendikspor'un stadının yenilenmesi henüz tamamlanmadı. tamamlandığında kapasitesi 4.500 kişilik olacak. bu genişlemiş hali olacak, oradan hesaplayın. şimdilik ümraniye'de oynuyorlar.

    *pendikspor dışında bu sezon da istanbulspor, kasımpaşa, karagümrük, başakşehir gibi hepsini topladığınızda bir stadı ancak dolduracak kadar seyircisi olan istanbul takımları ligde olacaktır.

    *bu sezon da kale vuruşlarında, taç atışlarında, serbest vuruşlarda işine gelen takım işine geldiği gibi zaman geçirmeye devam edecektir.

    *bu sezon da ligin kalitesine yakışır(!) hakem kararlarıyla oluşan video kesitlerle, yabancı futbol sayfalarında "shitty league" etiketini yiyecektir.

    *bu sezon da havaların kötü gittiği mevsimlerde futbol zevki eziyete dönüşecek, "zeminler de zeminler" isimli tiyatro oyunu 789.kez seyircisine kavuşacaktır.

    *bu sezon da bol bol yabancı kuralı tartışması dönecek ve belki de sezon içinde kuralda bir kez daha değişikliğe gidilecektir.

    *bu sezon da birçok teknik direktör kıyımı olacaktır. bazı takımlar üçüncü, hatta dördüncü teknik direktörünü takımın başına getirecektir.

    bunlar ve bunların altına yazılabilecek onlarca diğer benzer madde beraber düşünüldüğünde süper lig, diğer avrupa ligleriyle yarışmaz hale geliyor.
  • 466
    yillardir orangutan zekasına sahip, vizyonsuz ve liyakatsiz isimlerce yönetilen lig. kronik bazı sorunları:

    leş gibi zeminler
    düdük ağzında gezen, avantaj oynatmaktan bihaber hakemler
    en ufak temasta yere bırakıp oyunu soğutan oyuncular
    sahte sakatlıklar ve buna müsaade eden hakemler
    pazarlamadan bi haber yöneticiler (2023 yılında ne modern bir sitesi, ne tanıtımları, ne sosyal medya kullanımları var resmen ahrazlik)

    sadece yukarıdaki basit sorunlar çözülüp, lig adam gibi pazarlansa yayın gelirleri artacak ve kulüpler rahatlayacak. ama o kadar vizyonsuz ve ahraz adamların elinde ki lig, halen yazı fontunu bile asamadik.

    türk değilsen ve fanatik derecede taraftar değilsen izlenecek lig değil. zaten izlenmiyor.
  • 472
    https://www.youtube.com/@beinsportsturkiye/videos

    şurada yüklenen maç özetlerini izledim de, süper lig'in istisnasız her maçta kendini en ufak müdahalede yerden yere atan ahlaksız futbolcularla kurulu olduğunu gördüm. maalesef beceriksiz hakemler de buna prim veriyor. acilen hakemi aldatmaya yönelik hareketlere premier lig'deki gibi sarı kart verilmesi lazım. ikili mücadele izleyememek futbol seyir zevkini en çok düşüren şeylerden biri.
  • 473
    rezalet hakemlere sahip olan lig. ne futbolu biliyorlar ne kondisyonları iyi, istisnasız her maçın içine etmeyi becerebiliyorlar. 90 dakika maç izliyorsak yarısında oyun duruyor, her şeye faul çalınıyor. ya bi almayın şu düdüğü ağzınıza, ne meraklısınız ağzınıza almaya bir bırakın da futbol oynasın adamlar ya.

    hakemler dışında, yönetici profilleri de rezalet. bazen futbolculardan, teknik adamlardan çok yöneticiler konuşuluyor. bir susun, gerektiğinde konuşun. her gün ötmeyin ya, içine ettiniz futbolun.

    ha bir de rezalet zeminler, her sene aynı şey. daha sezonun başında zeminler patates tarlası gibi.

    neresinden bakarsan bak rezalet bir lig, tuttuğum takım bu ligde olmasa açıp tek maçını izlemem.
App Store'dan indirin Google Play'den alın