resim
Süleyman Seba
Mevki:Sağ Kanat
Doğum:05.04.1926
Ölüm:13.08.2014 (88)
Uyruk:Türkiye
  • 153
    “efsane başkan” statüsüne erişmesinde semra özal’ın çok büyük emekleri vardır. çok merak ediyorum, semra özal olmasa o koltukta o kadar uzun süre oturabilir miydi? bir de centilmen başkan olarak lanse ediliyor rahmetli. birilerinin kanatları altında kulüp tarihi boyunca elde edemediğin başarıları kazan, şampiyon olamayınca şampiyon olan takım için “şerefsiz” iması yap! duruşuyla tarih yazan camianın gelmiş geçmiş en centilmen adamı da böyle oluyor işte.

    kimse kusura bakmasın, vefat ettiği için vaktinde yaptığı bu ahlaksızlığı unutacak değilim. tıpkı rahmetli özhan canaydın’ın kulübü çok kötü yönettiğini unutmamam gibi. tıpkı selçuk yula’nın galatasaray’a attığı iftiraları unutmadığım gibi. tıpkı erol togay’ın 83 şampiyonluğumuzu sabote etmesinin unutulmadığı gibi. yine de her şeye rağmen galatasaray camiası, kabir ziyaretlerinde, büyüklüğüne yakışır şekilde, seba’nın kabrini de ziyaret etmeyi ihmal etmiyor.

    vefat yıldönümü vesilesiyle kendisine allah’tan rahmet diliyorum.
  • 160
    beşiktaş jk onursal başkanı.

    kendisi fair play kavramına en en en son yakışacak adamdır. kulübümüzün her sene anması falan olacak iş değil. kendisinin efendi olduğu falan tevatürdür. çakıcıları falan futbola alet eden, devletin türk sporuna ajan olarak gönderdiği bir vatandaştır kendisi. anılacak birisi falan değildir. şerefli ikincilik muhabbeti ile kendi çapsızlığıyla güya bize şerefsiz demiş bir şahıs. ayrıca devletin karanlık işlerinde kullandığı, çakıcılarla ilişkisi bulunan birisi. şerefli ikincilik söylemi ile bize yakıştırdığı sıfatı sonuna kadar hak eden birisi.

    bizdeki gereksiz kibarlığa anlam veremiyorum.
  • 161
    yıllarca fetöcü ihsan kalkavan ile birlikte çalışmış kişi. kendisi devrinde ve sonrasında bjk’nin mafya ile ilişkisi ayyuka çıkmıştır. yıllarca ihsan kalkavan ve semre özal’dan destek alıp şaibeli şampiyonluklar alıp bir de şereften bahsedip millete ahlak satmıştır. biliyorsunuz en çok ahlaktan, şereften bahsedenlerde bu değerler en az oluyor.

    galatasaray yönetimi artık bu şaibeli kişinin mezarını ziyaret etmemelidir. zira bu çamur camia ile mahkeme salonları dışında muhatap olmak saflıktan, aptallıktan başka bir şey değildir.
  • 162
    eski mit ajanı.

    kendisi için söylenen efendi, saygın, saygılı gibi kavramlar da mitçiliği sayesinde uydurulmuş mitlerden ibarettir. * *

    mit'teki görevi olduğu söylenen komünizmle mücadele kisvesi altında ne mafyalar kuruldu, ne gladyolar büyütüldü, ne kirli ticaretler yapıldı, ne kanlar döküldü, ne karanlık servetler kazanıldı, bilen bilir.

    şerefli ikinci, yersen.
  • 163
    valla galatasaray'ın kendisini anmasından yana hiç sıkıntım yok. küçükle küçük olmamak lazım. biz galatasaray isek onların yaptıkları ve yapmadıklarından bağımsız kendi üslubumuz ve tavrımız olduğu içindir.

    beşiktaş'a kızıp beşiktaşlaşmanın hiiiç gereği yok. şu zamana kadar andıysak yine analım. anmamış olsaydık anmayalım derdim. biz sahada yaşadığımız ezikliklerin hırsını saha dışında çıkarmaya çalışacak kadar ufak takım değiliz.
  • 165
    kendisi hakkında ecevit kılıç'ın kirli kramponlar kitabından şu bölümü atmak istiyorum. tanımayanlar nasıl efsane başkan olduğunu, nasıl şerefli şampiyonluklar aldığını bu bölümden anlayabilirler.

    "süleyman seba-mit-mafya

    bu kez biraz daha geriye girelim. mafyanın futbola bulaştığı, futbolu markajı altına almaya çalıştığı yıllara. 1982’de beşiktaş’ın başkanlık seçimleri vardı. mehmet üstünkaya ve süleyman seba adaydı. sık sık yeraltı dünyasıyla anılan üstünkaya’nın adı özellikle silah ticaretinde çok ön plandaydı. kongreden bir süre önce işadamı erdoğan demirören 40 milyon lira ile beşiktaş’ı destekleyeceğini açıkladı. ancak, bu desteği mehmet üstünkaya aracılığı ile vereceğini söyledi. bu yardım üzerine hiç şansı kalmayan seba, adaylıktan çekildi. iki yıl sonra yeniden kongre yapıldı. süleyman seba bu kez işi sağlama almak için bir önceki seçimlerde üstünkaya’ya destek veren demirören’e gidip destek istedi. demirören de seba’ya “evet” dedi. süleyman seba yalnızca demirören’in desteğiyle yetinmedi. dönemin ünlü hayali ihracatçılarının da desteğini aldı. seba’nın o dönemde beşiktaş yönetimini birlikte üstlendiği kişiler dönemin en karanlık isimlerinden oluşuyordu. kulüp’ün temel sorunu olan parasal yükünü hayali ihracatçılıkla suçlanan ertan sert ve turan çevik üstlendi. mıt’in istanbul bölgesinde personel işlerini yürüten seba mesai arkadaşlarını da kulübün yönetimine getirdi. esat inanç ve mesut pandır seba nın en yakın mesai arkadaşlarıydı. seba, polis desteğini de unutmadı. affan keçeçi de yönetimdeydi. (radikal, 9 mart 2000)
    gazeteci tuncay özkan o dönemi şöyle anlatıyor: “beşiktaş yönetimini bir araya getiren önemli isim mit in istanbul bölge başkanı nuri gündeştir. gündeş, haraç vermekten bıkan ertan sertin yanma bir emekli mitçi olan nihat yıldız ı yerleştirmekle kalmayıp sert i seba nın listesine alarak buradan sağlanan parasal destekle beşiktaş operasyonunu başarıyla sonuçlandırmıştı. ertan sert o dönemlerde istanbul emniyet müdürü şükrü balcı’nın parasal taleplerinden ve baskılarından o kadar bunalmıştı ki çareyi mit’e sığınmakla bulmuştu. bu isimlerin bir araya gelmesiyle gündeş'in, beşiktaş operasyonu seba aracılığıyla başlamış oldu.” (radikal, 9 mart 2000) şan sineması’nda yapılan kongrede süleyman seba ile mehmet üstünkaya yarıştı. seba, büyük farkla başkan seçildi. üstünkaya’mn listesinde yalnızca niyazi adıgüzel yönetime girmişti. buna rağmen üstünkaya yönetimi tamamen seba ya bıraktı. seba’nın kazanması salonda bulunan herkesi rahatlatmıştı. delegeler büyük bir gerilim içindeydi. nedeni ise alaattin çakıcıydı. süleyman seba işini şansa bırakmak istemiyordu. bunun için çakıcıyı devreye soktu. o dönemde işleri iyice büyüten çakıcı, salonun güvenliğini sağlıyordu. bunun için yaklaşık 50 adamını salonun her tarafına yerleştirmişti. seba aleyhine bir durum geliştiği takdirde olaya müdahale edeceklerdi. yani her halükarda seba’nın kazanması gerekiyordu. aksi takdirde kötü şeyler yaşanacaktı. seba’nın kazanmasıyla kazanan da kaybeden de sevindi. çünkü kaybedenler de çakıcı’dan kurtuldukları için mutluydular. "
  • 166
    ölünün arkasından küfür etmiyoruz, hakaret etmiyoruz. bu da küçük ama mide bulandıran camiaya yetmeli. onlar sami yen'e en çok küfür ve hakaret eden camia.

    burası ortadoğu. tamam lise kültürünün temelinde belli bir kalite, donanım, elitlik olsun isteniyor; ancak bu ülke kodlarında henüz yeri yok. bu ülkede kibarlık, efendilik; pısırıklık, korkaklık, acizlik olarak görülüyor. seçimde oy veren vatandaşından, partner arayan kadınına kadar bu ülkenin dna'sına işlenmiş gerçekler bunlardır.

    lütfen bu kodlara uygun hareket edelim artık.
  • 169
    (bkz: 28 şubat 2024 beşiktaş konyaspor maçı)

    sadece dünkü maçlarında değil, hemen her maçlarında başta ali sami yen olmak üzere galatasaray camiasına ve değerlerine küfürü, fetö ile ilişkilendirme işlerini alışkanlık haline getiren beşiktaş taraftarını görünce, eskiden övündüğüm ve galatasaray farkı olarak gördüğüm, rahmetli seba'ya gerek ölüm yıl dönümlerinda resmi sitemizden anma mesajları yayınlanması, gerekse de rahmetli ali sami yen'in ölüm yıl dönümlerinde feriköy'deki mezarlığının kulübümüzce her ziyaretinde o mezarlıkta bulunan seba'nın mezarının da ziyareti konularında artık kendisine gereksiz bir paye verildiğini düşünmeye başladım.
    elbette biz de kendisine küfür edelim, sayalım, sövelim demiyorum, bize yakışmaz da zaten, lakin yaşı genç olanlar belki hatırlamaz ama unutmayalım ki "şerefli ikincilik" gibi kendi beceriksizliklerini ve başarısızlıklarını rakibine (tabi ki burada kast edilen galatasaray kulübü) bok atarak örtmenin başlangıcını veren, literatüre sokan kişi kendisiydi zamanında, ki bunu söylediği rakibi 85-86 sezonunda averajla ikinci olduğunda dahi bu şekilde bir dillendirmede bulunmamıştı, edebiyle 14 yıl mücadele ederek bileğinin hakkıyla s.ke. s.ke aldığı 86-87 sezonu şampiyonluğuna dahi laf attı bunlar.
    bu zihniyete göre kendilerinin her şampiyonluğu tertemiz, pür-ü pak ve helal bir başarı öyküsü iken, söz konusu galatasaray'ın şampiyonlukları ve başarıları olduğunda mutlaka işin içinde bir alavere dalavere vardı, ki o günlerde filizleri atılan bu zihniyetin neticelerini bugünkü jenerasyonlarında farklı bir seviyede rahatlıkla görebilmekteyiz.
    inanabiliyor musunuz, taraftarını geçtim spor medyasının içinde dahi galatasaray'ın 92-93'de şampiyon olmak için ankaragücü'ne son maçta en az 8 tane atması gerektiğini zanneden, ya da işine gelmediği için ve toplumu rahat manipüle edebileceği inancıyla öyle kabul eden insanlar var.
    işte tüm bunların filizleri kendisi zamanında atılmıştı.
    bu arada en büyük fetöcülerden olan ve bugün nerede olduğu bilinmeyen ihsan kalkavan da kendisi zamanında beşiktaş kulübünün en "aktif" yöneticilerinin başında geliyordu. hani dua ile, himmet ile diye dillerinden düşürmüyorlar ya adımızı anarken, anti parantez bunu da eklemek istedim.
    kısaca, elbette küfür etmeyelim ama çok da hayırla yad etmeye gerek yok kendisini bence...
App Store'dan indirin Google Play'den alın