(bkz:
28 şubat 2024 beşiktaş konyaspor maçı)
sadece dünkü maçlarında değil, hemen her maçlarında başta ali sami yen olmak üzere galatasaray camiasına ve değerlerine küfürü, fetö ile ilişkilendirme işlerini alışkanlık haline getiren beşiktaş taraftarını görünce, eskiden övündüğüm ve galatasaray farkı olarak gördüğüm, rahmetli seba'ya gerek ölüm yıl dönümlerinda resmi sitemizden anma mesajları yayınlanması, gerekse de rahmetli ali sami yen'in ölüm yıl dönümlerinde feriköy'deki mezarlığının kulübümüzce her ziyaretinde o mezarlıkta bulunan seba'nın mezarının da ziyareti konularında artık kendisine gereksiz bir paye verildiğini düşünmeye başladım.
elbette biz de kendisine küfür edelim, sayalım, sövelim demiyorum, bize yakışmaz da zaten, lakin yaşı genç olanlar belki hatırlamaz ama unutmayalım ki "şerefli ikincilik" gibi kendi beceriksizliklerini ve başarısızlıklarını rakibine (tabi ki burada kast edilen galatasaray kulübü) bok atarak örtmenin başlangıcını veren, literatüre sokan kişi kendisiydi zamanında, ki bunu söylediği rakibi 85-86 sezonunda averajla ikinci olduğunda dahi bu şekilde bir dillendirmede bulunmamıştı, edebiyle 14 yıl mücadele ederek bileğinin hakkıyla s.ke. s.ke aldığı 86-87 sezonu şampiyonluğuna dahi laf attı bunlar.
bu zihniyete göre kendilerinin her şampiyonluğu tertemiz, pür-ü pak ve helal bir başarı öyküsü iken, söz konusu galatasaray'ın şampiyonlukları ve başarıları olduğunda mutlaka işin içinde bir alavere dalavere vardı, ki o günlerde filizleri atılan bu zihniyetin neticelerini bugünkü jenerasyonlarında farklı bir seviyede rahatlıkla görebilmekteyiz.
inanabiliyor musunuz, taraftarını geçtim spor medyasının içinde dahi galatasaray'ın 92-93'de şampiyon olmak için ankaragücü'ne son maçta en az 8 tane atması gerektiğini zanneden, ya da işine gelmediği için ve toplumu rahat manipüle edebileceği inancıyla öyle kabul eden insanlar var.
işte tüm bunların filizleri kendisi zamanında atılmıştı.
bu arada en büyük fetöcülerden olan ve bugün nerede olduğu bilinmeyen ihsan kalkavan da kendisi zamanında beşiktaş kulübünün en "aktif" yöneticilerinin başında geliyordu. hani dua ile, himmet ile diye dillerinden düşürmüyorlar ya adımızı anarken, anti parantez bunu da eklemek istedim.
kısaca, elbette küfür etmeyelim ama çok da hayırla yad etmeye gerek yok kendisini bence...