• 27
    statta izlediğim ilk maç, atatürk olimpiyat stadyumu'nda oynanmış olan 28 kasım 2003 galatasaray malatyaspor maçı'ydı. henüz 7 yaşımda olduğumdan o günü hayal meyal hatırlıyorum. küçükçekmece'de oturmamıza ve maçtan 1 saat önce evden çıkmamıza rağmen o meşhur trafiğe takılıp maçın ilk 15 dakikasını kaçırmıştık. galatasaray 2-0 öne geçmiş fakat skoru koruyamamış, malatya 2-2'yi bulmuştu. maç da böyle bitti zaten.
  • 29
    (bkz: 4 kasım 1998 galatasaray rosenborg maçı)

    3-0'ın rövanşında, evimizde 3-0 galip gelmek o zamanlar daha 10 yaşında olan minik ben için müthiş bir şeydi. annemle gitmiştik yanımızda biri daha vardı ama kimdi hatırlamıyorum. *

    aslında bu maçtan 3 - 4 sene önce babamla başka bir avrupa kupası maçına daha gitmiştik ama çok küçük olduğumdan dolayı ne rakibi ne tarihini hatırlamıyorum. avrupa kupası maçı olduğunu hatırlıyorum, yeni açık ya da eski açıkta olduğumuzu hatırlıyorum ama gerisi yok yendik mi yenildik mi yoksa berabere mi bitti onu bile hatırlamıyorum o yüzden o sayılmaz herhalde. *
  • 30
    hayatınız boyunca unutmayacağınız maç olur sizin için. ilkler genelde ayrı bir şekilde yer edinir hafızada.

    bir beşiktaş maçıydı. beşiktaş 2-1 yenilmişti. babam küplere bindi. önümüzdeki bir tinerci bjkli futbolcuların anasına karısına ağır bir şekilde sövüyordu. tinerciler arasında maç izlemek çok eğlenceli. sözlükte maçın başlığını bulamadım. pek önemli de değil zaten.
  • 31
    2 ekim 2011 ankaragücü galatasaray maçı

    lise 2’deydim o zaman. galatasaray, ankara’ya gelmişti. ankara’da lise okuyanlar varsa bilir; böyle bir anda abilerinin gazıyla, ergenlikle falan derken ankaragüçlüler türer ansızın.* önceden sorsan x takımlı ama bir anda ankaragüçlü oluverirler. sorsan da kendini bildi bileli hep ankaragüçlüdür. heh bizim lisede de bunlardan baya bir türedi. zaten 5 şubeydik, 5 şubede de hatrı sayılır sayıda ankaragüçlü olunca dedik gidelim artık maça. plan, program yaptık; gideceğiz artık maça ama okulda ortamı görmeniz lazım. şimdi ankaragüçlüler pek müsamaha göstermezler deplasman tribününe(hoş bu sezon* maça gittiğimde çok hoş görüntüler vardı, yanılmıyorsam ali imdat* bizim tribüne gelmişti, ankara cimbom’a deplasman değil diye bağırmıştık ve bu tablo çok da hoşuma gitmişti). tribünde de böyle sürekli bağırmak zorundaymışsın. bağırmazsan dayak falan yiyormuşsun. bize beste falan öğretiyorlar. şimdi; bunlar bizi böyle korkutuyor, bir yandan da gönül verdiğim takımı ilk defa izlemenin heyecanı var, bir yandan da babadan gizli gidiyoruz(o pek haz etmez böyle şeylerden). heyecan, adrenalin had safhada yani anlayacağınız.

    maç günü geldi, ankaragüçlü arkadaşların yanında bir galatasaraylı bir de fenerbahçeli arkadaşla saatli kule arkasına girdik(ankaragüçlülerin kalanı da gecekondu’ya girdiler). zaten maça gelen iki galatasaraylıyız, ankaragücü taraftarının tavrı ortada; cesaret edemedik deplasmana girmeye. çıkışta da sakata gelmeyelim diye üstümüze başımıza da ona göre çeki düzen verdik. biraz da erken girdik. takımlar ısınmaya çıktı, bizim takım da hemen önümüzde ısınıyor. ilk muslera geldi. bunlar hemen bir kabardı zaten bizim takımı görünce her ev sahibi takımın taraftarının kabardığı gibi. sonra tüm takım katıldı ısınmaya. şut çekiyorlar sırayla bizimkiler. sonra sıra sabri’ye geldi, sabri de sağ olsun bir şut yolladı, top bize kadar ulaştı, formundaydı yine yani*. emmanuel eboue ısınırken bir olay oldu yanlış hatırlamıyorsam, maratondan kendisine tepki yükseldi. daha maça da var ama bunlar zaten dolu gelmişlerdi, eboue olayı da tuzu biberi oldu desek yeridir hemen moda girdiler. saatlinin yanında da deplasman tribünü vardır, hemen başladılar bizim taraftara sallamaya. arada kaldım ben de. yalandan ankaragüçlü gibi davranıyorum. benim diğer galatasaraylı da yalandan hemen bir iki bağırdı arazi oldu. biz onun kadar cesur olamadık başlarda, okulda gözümüz nasıl korktuysa artık.

    neyse maç başladı nihayet, gözler de bozuk biraz. sahayı net göremiyorum ama dedim artık ben bu işten sıkıldım köşeye geçeceğim, maç izleyeceğim; yeter bu kadar. fenerli arkadaşı da aldım yanıma dedim maçı izleyelim artık yeter. sağ olsun geldi, bağırmayan kısma kaynadık. ankaragüçlüler de bizim kısma bağırıyor bağırmayan taraftar ... , hep beraber vs falan diye ama kim dinler ben kurtulmuşum artık*. sonra kulüp tarihimizin 3000. golü jan rajnoch‘dan geldi. gözler zaten bozuk, duran toptan atmıştık ama tam ayırt edememiştik golü kimin attığını, fenerli arkadaşın gözler de bozuk*. neyse maç ilerledi 0-2 oldu, bunların mod iyice düştü, zaten baya sıkıntılı bir senenin ardından alt lige düşmüşlerdi o sezon.

    küfürler kesildi, maç izliyoruz; bizim taraftarın keyfine diyecek yok tabi. en son penaltı oldu maçın bitimine yakın. 3. gol gelecek, topun başında kral milan baros(her gün özlerim kendisini. bir çok kaliteli, klas, faydalı forvetimiz oldu ama kendisinin yeri bende ayrıdır), vurdu gol oldu tabi. sonra bu üçüncü gol tetikleme etkisi yaptı resmen. oynanan oyun, skor, takımın hali derken 0-3’e kadar maç izleyen ankaragüçlüler öfkeden ayağa fırladı. küfürler, tehditler havada uçuyor. biz de baktık maç zaten bitmiş, ufaktan tüyelim. tribün kapısı açılınca ufaktan tüydük ama çıkışta öfkeden gözü dönmüş galatasaray şapkası yakan ankaragüçlü taraftarın sıfatını hiç unutmuyorum.

    baros demişken de şu golünü sizlere bırakıp nostalji yaparak entry’yi tamamlıyorum : https://youtu.be/iz6yOKDRhrE
  • 33
    18 mart 2001 siirt jetpaspor galatasaray maçı
    5.5 yaşındaydım ve hatırladığım iki şey var. birincisi hagi cezalıydı ve oynayamadı. ikincisi 1-0 kazandık.
    gerçi bir de babamın bana maçı izletmek için herkese oturun diye çığırmasını hatırlıyorum omuzlarındayken.
    edit: maçın izmir’de oynanma sebebi siirt’in cezasıymış. bunu da şimdi merak edip öğrendim.
  • 34
    statta ilk izlediğim maç, atatürk olimpiyat stadına geçtiğimiz sene, hakan şükür'ün attığı gollerle 2-1 kazandığımız diyarbakırspor maçıydı. dayımın çalıştığı firma 4 adet kombine vermişti, o sezon tüm maçları takip etmiştik.

    olimpiyat stadındaki ilk ligi maçı olmasının yanında, lig tarihindeki en çok seyircili maç da olmuştu. sonradan bu seyirci rekoru başka maçlar tarafından kırıldı.
  • 37
    (bkz: 28 nisan 2002 kocaelispor galatasaray maçı)

    kocaeli'nin ilçesi olan karamürsel'de yaşıyorduk. 9 yaşındaydım ve galatasaray şampiyonluk maçı için, 3.yıldızı takan ilk takım olmak için izmit'e geliyordu. maçta görevli olan polis memuru babamı haftalarca beni de maça götür ısrarları ile bunaltıyor ve istediğimi alıyordum. karamürsel'den maç için takviye birlik olarak giden polislerin arasındaki tek çocuk olarak yol boyunca galatasaray taraftar otobüslerine el salladım. babam da öyle bir yerde görevliymiş ki tam olarak galatasaray taraftarı ve kocaelispor taraftarının ortasındaki bölümdeydi. her ne kadar duymadığım küfürleri, pislikleri 9 yaşında duyup görsem de benim için rüya gibi bir andı. hem şampiyon olduk, hem 3.yıldızı taktık. daha sonra babamın tayinini istediği denizli'de de birçok galatasaray maçına gittim ancak bu maç bir başkaydı. keşke ali sami yen'de de maç izleyebilseydik ama nasip olmadı... *
  • 39
    18 mart 2001 siirt jetpaspor- galatasary maci siirt' in aldigi saha kapatma cezasi nedeniyle mac izmir ataturk stadina alinmisti. o zamanlar saha kapatma cezasi alan buyuk kulupler maclarini izmir'e alirlardi. 9 yasindaydim hagi dahil tum oyunculari takim otobusunde gormek inanilmazdi benim icin.
    uefa ve super kupa sahibi takimin izmir' e gelmesi sebebiyle sehirden ve cevre illerden gelen tum renkdaslar stad cevresinde daha once omrumde gormedigim bir kalabalik gormemi saglamistir. bu kalabaligin olusturdugu kuyruk sebebiyle saatlerce bekleyip macin 2. yarisinda anca girebilmistik stadyuma. serkan aykut macin sonlarina dogru bir penalti kacirdi ancak ardindan 2-3 dk sonra golu atip maci kazandirmisti. bu benim hatirladigim ilk mac ancak fanatik babam beni stumpf takimimizda oynarken izmir' de yabanci bir takim ile yapilan maca goturmus bana hep hatirlatir ama ben 4 yasinda izledigim bu maci hic ama hic hatirlamiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın