• 109
    başındaki baş belası rafa benitez'den kurtulursa, italya'da ligi domine edebilecek kalitedeki takım. oyuncu ve taraftar potansiyeli buna müsait fakat benitez izin vermiyor. higuain, hamsik ve insigne gibi güzel futbol izleten oyunculara dries mertens ile jose callejon da eklenince gözlerimizin pası siliniyor. ama gelin görün ki benitez...
  • 113
    başkan aurelio de laurentiis'in akılcı hamleleri ile serie c'den italya liginde şampiyonluk yarışına ve şampiyonlar ligine uzanan topu topu 7-8 yıllık büyük bir serüvenin tam ortasında olan takım. önceki sezonlarda şampiyonlar liginde boy gösterdiler, avrupa liginin önemli favorileri arasında gösterildiler, ligi 2. tamamladılar, italya kupası aldılar. bunu yaparken muhteşem bir kadro ve kaliteli bir teknik adam olan walter mazzari takımın başındaydı. kadroda kimler yoktu ki:

    edinson cavani
    ezequiel lavezzi
    valon behrami
    gökhan inler
    chrsitian maggio
    fabio quagliarella
    camilio zuniga
    morgan de sanctis
    walter gargano

    bu isimlerin yanına en az 10 isim daha yazılabilir şu anda hiçbirisi bu takımda değil. yalnızca marek hamsik ve lorenzo insigne'den başka kimse yok neredeyse. iyi paralara oyuncular satıp real madrid'den bir sürü adam aldılar. açıkça eleştirmiştim o dönem bu transferleri ama boğulacaksan büyük denizde boğul demiş atalar aynen büyük takım oyuncusu başka oluyormuş. 2015-2016 sezonunda özellikle iç sahada avrupa'nın en ofansif, en hızlı, en göze hoş gelen futbollarından birini oynuyorlar 21 maçta attıkları 45 gol de bunun ispatı.

    diego armando maradona 1984 yılında napoli'ye o zaman tarihin en pahalı bonservisi* ile transfer olduğunda napoli'nin ligde henüz şampiyonluğu yoktu. messi'nin ankaragücü'ne transfer olması gibi bir garip durum aslında. daha sora 1987 ve 1990'da 2 kez lig şampiyonu oldular, o yüzden maradona bir ikon haline dönüştü bu takımda. en azından bir kısım napolililer milli takımları ile maradona arasında seçim yapmakta zorlanacak kadar çok sevmişler bu adamı.*

    şimdilerde ise bir adam başka bir arjantinli takımın lideri. ne yazık ki bu adamdan 2014 dünya kupası finali sebebiyle nefret ederim. üzücü ama gerçek, şampiyon olmayı başarırlarsa gonzalo higuain belki bir maradona olamayacak ama en değerli 2. futbolcu tahtına çıkacak muhtemelen.
  • 115
    çatlak bir başkanları var: aurelio de laurentiis. herif aslında film yapımcısı ama öyle erşan kuneri gibi filan değil, bayağı bayağı büyük bir yapımcı. amcası müteveffa dino de laurentiis kendisinden daha da namlıydı hatta bu işte; güzeller güzeli la strada'dan tut da hollywood'daki yüzün üzerinde filmin yapımcılığını üstlenmişti. aurelio'ya tekrar dönecek olursak dilinin kemiği olmayan hafif(?) çatlak bir tip. "isteyen oyuncum ingiltere'ye elbette gidebilir ama kötü yaşayan, kötü yiyip içen insanlara ve götünü yıkamayan kadınlara sahip bir ülkeye niye gitmek istesinler ki?" diyecek kadar patavatsız, serseri bir yaşam tarzını benimsemiş lavezzi'ye ithafen: "bir sporcu fahişelerle düşüp kalkmaz ve sabah 4'e kadar içip sıçmaz!" diyecek kadar asabi, teknik direktörünün gıyabında: "donadoni benden bir tane orta saha istedi, çok istiyorsa gitsin kendisi alsın..." diyecek kadar vurdumduymaz, lavezzi'yi ayartmaya çalışan menajerine yönelik: "eğer mazzoni salaklıklarına devam ederse onun taşaklarını keserim!" diyecek kadar gözü kara biri. birkaç maç gol atamayan higuain'i "dombili" diye eleştirmesinin üstünden de çok geçmedi: (bkz: #1979048) lakin tüm bunlardan çok daha sansasyonel ve komik bir hareketi var. 2011-2012 sezonu arefesinde serie a fikstür çekimine katılan aurelio'nun aklında görece kolay ve ayarlanmış bir fikstürle karşılaşmak var çünkü napoli o sezon şampiyonlar ligine katılmış ama bir de bakıyor ki üçüncü haftadaki milan maçı tam da şl grup maçlarının arasına denk gelmiş... e bizimki de delleniyor: "film yapmaya geri döneceğim, italyan olmaktan utanıyorum, hepiniz birer bok parçasısınız!". hatta videosu da mevcut bunun ki sağa sola bağırıp çağırdıktan sonra yoldan geçen motorlunun arkasına binip gitmesine her izleyişimde yarılırım: https://www.youtube.com/watch?v=ZzSPLsQPh_0

    neyse, biz sportif icraatlerine bakalım. napoli'yi 2004'te aldığında kulüp serie c'deydi. iki sene içinde nasıl başardıysa başardı kulübü serie a'ya kadar yükseltti. öyle atla deve de harcamadı hani, bol bol oyuncu da sattı yeri geldiğinde. öyle asansör kulüp de yapmadı, neredeyse hep kafaya oynadı kulüp. bu süreçte iki defa 2. iki defa 3. bitirdiler ligi.

    napoli, italya'nın fakir güney kesiminde yer alan bir kulüp. juventus, inter, milan gibi büyükbaşlara nazaran oldukça underdog bir takım. eti budu belli, tam bir şehir takımı. tarihlerinde sadece iki scudetto yatıyor, onlar da maradona döneminden kalma. aurelio da kuzeylilerle transfer konusunda aşık atamayacağını bildiğinden başkanlığının ilk yıllarında genellikle henüz parlamamış gençleri getirdi napoli'ye. bu hamle hem sportif açıdan tuttu hem de kulübün maddi açıdan katbekat büyümesine yaradı. 2012'de lavezzi'yi 30'a, 2013'te cavani'yi 65'e psg'ye okuttuktan sonra bence çok doğru bir hamle yaptı: rafael benitez'i takımın başına getirdi. o da cavani'den gelen parayla real'den üç tane adam aldırdı: callejon, albiol, higuain. aslında şurada bu hamleleri ve meyvelerini uzun uzadıya yazmıştım: (bkz: rafael benitez/#1956265)
    benitez'in iki sezonunun bilançosu bir 3.'lük, bir 5'lik, bir italya kupası, bir italya süper kupası oldu. sonra benitez real'e gitti, aurelio gene çok doğru bir ata oynayarak maurizio sarri'yi takımın başına getirdi. vakti zamanında hem bankacılık hem teknik direktörlük yapmış, işler dallanıp budaklanınca bankacılığı bırakıp teknik direktörlüğe odaklanmış sarri; geçen sezon (15-16) mükemmel bir sistem kurdu napoli'de. tandemde biri atletik, biri lider; koulibaly, albiol ikilisi vardı. şu an o koulibaly için 30+ milyon avro vermeye hazır ve nazır bir sürü pl takımı mevcut. beklerde iki tane ciğersiz vardı: ghoulam ve hysaj. defansif orta saha mevkisinde regista ve anchor man rolünü aynı kotada eritmeyi başaran ve sene boyu muhteşem oynayan bir jorginho vardı. önünde energizer tavşanı gibi koşan allan ve incecilerin kralı, modern trequartista'ların şahı hamsik vardı. ileri üçlünün solunda rakibin belinden su almayı hobi haline getirmiş insigne, sağında madrid'den arkasına teneke bağlanarak gönderilen ama çizmeye geldiğinden beri çok iyi oynayan callejon ve en ileri uçta hayatının futbolunu oynayıp 66 yıllık serie a gol rekorunu yerle yeksan eden higuain vardı. takım o kadar iyi bir hücum futbolu oynuyordu ki şampiyonluk konusunda herkes bir "acaba?" çekmiştir herhalde. lakin gerek juve'nin hayvani form tutması gerek higuain'in üç maçlık kırmızı kart cezası belli bir saatten sonra yarıştan kopup 2. olmalarına neden oldu ki bence ekonomik güçlerine nazaran çok iyi bir derece bu.

    pik noktasına çıkan higuain'i ellerinde tutamayacakları aşikardı. taraftarlar her ne kadar pipita'ya tapsa da o da emekli olmadan daha fazla kupa görebileceği bir kulübe gitmek istiyordu. bayern, psg, atletico derken arsenal ciddi ciddi ilgilenmişti yaz başında ama gocuk reyiz wenger cebindeki akrebi havalandırmamaya ant içmiş bir kere... orta sıra pl takımları bile gözünün yaşına bakmadan 40 milyon avroya transfer yapabilirken arsenal'in bu cimriliği de başka bir tez konusu ya neyse. sonuç olarak arsenal'den de ses gelmeyince direkt bir golcü arayan juventus 90 milyon avroyu bastırıp aldı kopardı herifi napoli'den.

    bu hamle napoli adına son derece menfi gibi görünse de aurelio'nun daha evvelki icraatlerine bakarak çok da üzülmeye gerek yok gibi geliyor bana. zaten sarri de çok ehil ve aklı başında bir hoca. higuain'in yerini dolduracaklar hatta bununla da kalmayıp başka takviyeler bile yapacaklardır. bir haftadır filan icardi'ye salça oluyorlar ama inter'in 50 milyon avroya bile bu transfere karşı çıktığı söyleniyor ki aman diyeyim, henüz o paraların adamı değil icardi. milik söylentileri de var etrafta dolaşan ama o da 35 milyon avro eder mi emin değilim. neyse, biz değil de aurelio düşünsün bunları artık.

    (bkz: make napoli great again)
  • 116
    juventus gerçeği olduğu sürece 3. şampiyonluğunu kazanması zor olan kulüp. zira zaten hocasız dahi her takıma karşı defans yapabilecek bir jenerasyon yakalamış, 90 m euro'ya forvet alıp utanmasalar o sezon bile kar edebilecek (pogba'nın satılması faraziyesinde) bir takım ve agnelli ailesi ile rekabet halindeler.

    yaklaşık 10 senedir sürdürülebilir bir başarıları ve belirli bir çizgileri var. önemle belirtmek gerekir ki italyan halkı ve italyan futbolu içinde bu kadar sürede bu kadar az dalgalanma yaşamaları iyi yönetildiklerini gösteriyor.

    haginin topugu zaten kendileri hakkında söylenecek bir çok şeyi söylemiş. ben kendisiyle ayrıştığım tek noktadan yola çıkarak açıklama yapayım:

    italyanlar tıpkı dortmund, valencia, leeds, mallorca ve hatta bizim gibi futbolun endüstriyelleşme hızını yakalayamadılar. nasıl ki biz ve valencia dönemsel başarıyı yakalarken bugün dahi uğraşılan mali sıkıntıları yaşadık, aynı sıkıntıyı italyan devleri de yaşadı. aradaki fark, bizim ve valencia'nın aksine o takımlar zaten dev takımlar olduğundan harcamaları da buna paraleldi.

    2000'li yıllarla başlayan gerileme dönemi çöküşe yol açarken, küme düşüp altyapıdan world class gençler (chiellini, marchisio) ile geri dönen, italyan zenginlerinin, her daim akıl ile yönetilen takımı juventus ile, endüstriyelleime döneminde küçük bütçeli olduğundan bu geçiş, daha doğrusu italya genelinde geçemeyişten etkilenmeden lige çıkan napoli halen dahi bocalayan rakiplerine karşı prime dönemlerini geçiriyorlar.

    juventus'un oturtmuş bir iskeleti var ve a gidip b geldiğinde (geçen sezon örneğinde olduğu gibi) max 3-5 hafta sallanıp sonra "babalar selam" diye ayağa kalkıyorlar. sistem dışında ezelden beri rekor satışlar da yapan (zidane, cannavaro, ibra, thuram vb.) bir takım olduklarından paraları da var ve bu da onların elde patlama ihtimali gözetilerek genç oyuncu almalarını mümkün kılıyor. morata'dan bile kar etti herifler, dybala ve rugani geliyor, coman satılmadı ise dönecek. böyle değişik bir takım, porto'nun avrupa scouting şubesi gibiler.

    napoli'nin juve ile baş edememesi özünde küçük bir takım olmasından ileri geliyor. altyapısı ile destekleyemiyor üst tarafı. iyi oyuncular var ama iyi bir rotasyonları olduğunu söylemek zor. bazı bölgeleri italya gibi en kötüsü bile defansif olarak iyi oynayan sert takımlara karşı mücadelede zayıf kalıyor. 3-5 sene daha bu çizgide devam edip cl gelirleri ile takılabilirlerse, juventusun buffon, chiellini, barzagli, evra, lichsteiner, gibi 3-5 sene içerisinde futbolu bırakacak veya seviyeden düşecek topçuların yerine yenisini koyamaması faraziyesinde belki hamsik'in kariyerinin son döneminde bir şampiyonluk görmesi heyecanı yaşayabiliriz
  • 118
    bu yaz çılgınlar gibi transfer yapan takım.

    kendileriyle alakadar yazdığım son entry'de, başkan de lauretiis ve hoca sarri ikilisinin higuain'den gelecek parayla iyi işler yapabileceğini belirtmiştim ama bu kadarını beklemiyordum. vallahi aşk olsun.

    bakalım:

    euro 2016'da yarım yarım yardıran emanuele giaccherini'yi 1,5 milyon avro gibi sembolik bir paraya sunderland'den satın aldılar. her ne kadar 31 yaşına girmiş olsa da euro 2016'daki italya-ispanya maçında 13 km koşalı daha 2 ay filan oluyor. ilk 11'de oynaması zor ama sarri için iyi bir yedek olur.

    stoper mevkisine empoli'den tonelli'yi getirdiler. hediyesi 10 milyon avro ama daha 26 yaşında ve geçen sezonu iyi geçirdi. albiol ve koulibally'yi kesmesi imkansız olsa da sakatlık veya ceza durumunda savunmacı yönünden zayıf olan napoli kulübesini şenlendirecektir.

    higuain'in gidişinden sonra ellerinde forvet mevkisi için bir tek gabbiadini kalmıştı, galatasaray olmadıkları için koca sezonun tek forvetle geçmeyeceğini hesaplamış olacaklar ki, ajax'tan 32 milyon avroya arkadiusz milik'i transfer ettiler. meblağ uçuk ama piyasa artık böyle. yaşı da daha 22.

    geçelim orta saha transferlerine. işte burada destan yazdılar, yazıyorlar.

    önce, udinese'den 22 yaşındaki polonyalı piotr zielinski'yi aldılar. bu transfer için 14 milyon avro ödediler. geçen sezon empoli'de coşmuştu.

    son birkaç haftadır alabilmek için yırtındıkları bologna'nın asi ginelisi amadou diawara'yı bugün sağlık kontrolüne sokmuşlar. roma ve milan almak için çok uğraştılar ama napoli'nin bileğini bükemediler. bu çocuğa dikkat. daha 19 yaşında ve geçen sezon hayvanlar gibi oynuyordu. bu wonderkid'in maliyeti de yaklaşık 15 milyon avro olacak napoli'ye.

    ve son bomba. dinamo zagreb'in 21'lik orta saha oyuncusu marko rog'u almak üzereler. hırvat milli takımında da oynayan bu genconun büyük bir takıma kapağı atması epeydir bekleniyordu zaten. tahmini transfer bedelinin 15 milyon avro olması bekleniyor.

    evet, durumlar bu. cavani'den gelen parayla yapılan 3 transfer* ve onlar etrafına tesis edilen kadro, kulübe level atlattırmıştı. o üçlüden birinin satılmasıyla yapılan bu transferlerle de geleceğin napoli'si kuruluyor. eğer hepsi tutarsa birkaç sezon sonra bambaşka bir napoli ortaya çıkabilir. zaten ellerindeki kadro kaliteliydi şimdi hem çok kaliteli hem de çok genç bir kadroya sahip oldular. bilhassa orta sahaya getirilen zielinski ve getirilmeye çalışan diawara, rog gibi adamlar; kulübün gerçekten belirli bir vizyonla yönetildiğini kanıtlıyor. böyle hamlelere fm'den alışkınız da demek ki istenince gerçek hayatta da yapılabiliyormuş.
App Store'dan indirin Google Play'den alın