• 208
    https://twitter.com/...303580015525888?s=20

    --- alıntı ---
    sslazio, galatasaray'a torreira için resmi teklifini iletti!

    müzakerelere yakın kaynaklara göre teklif;

    10 m€ satın alma opsiyonlu kiralama!
    --- alıntı ---

    yok bunlar ciddi ciddi yemin etmiş, efendiliğiyle tanınan erden başkanı ana bacı sövdürecekler. ulan takımın en önemli parçasını kiralayacak takım var mı dünyada? bir de 10 milyon opsiyonla, paşalarım beğenmezse almayacak. allah'ım sabır.
  • 138
    yamulmuyorsam 2001 yılında dünyanın en zengin 10 kulübünden 5 tanesi italyandı. işte bunlardan bir tanesi de lazio'ydu. o zamanlar kulübün sahibi sergio cragnotti nâm bir kodamandı. zaten eskiden türkiye'de biti kanlananlar banka satın alırken italya'dakiler de futbol takımlarına yatırım yaparlardı. neyse, cragnotti cirio isimli dev bir gıda şirketinin de sahibiydi:

    https://i.hizliresim.com/pPrmmm.jpg

    kulübü 1992'de devralan cragnotti, daha ayağının tozuyla paul gascoigne'i satın aldı ki 5,5 milyon paund'luk bonservis bedeli, onu gelmiş geçmiş en pahalı ingiliz futbolcu yapmıştı. bir bok oynamadı, o ayrı mesele. cragnotti'ye dönecek olursak; mancini'li, boksiç'li halihazırdaki takıma aynı transfer sezonunda vieri ve salas'ı alacak kadar bonkördü. bizim dursun'a ne kadar da zıt bir başkan! sadece onlar da değil; sol ayağını bir maçta frikikten üç tane gol atabilecek kadar iyi kullanan mihajloviç, tanımlamaya sıfatların kifayetsiz kaldığı pavel nedved, kral orta saha dejan stankoviç, xavi'nin atalarından ivan de la pena, kır saçlarıyla tanıdığımız ravanelli, parma'da ortalığı dağıtan maestro juan sebastian veron, santrforların hası crespo, valencia'dayken döktüren pire lakaplı claudio lopez, büyük kaleci peruzzi... hıh hıh hıh hıh hıh... nefesim kesildi... fevkalbeşer stoper jaap stam, belki de tüm futbol tarihinin en büyük bidonlarından biri olacak mendieta, parasının hakkını hiçbir zaman veremeyen fiore, real sociedad'da coşacak olan kovaceviç... bunca yıldızı o üç dört sezonda takıma kazandırdı. bak daha dino baggio'yu, poborsky'yi, simeone'yi, fernando couto'yu, conciecao'yu, almeyda'yı, simone inzaghi'yi, sensini'yi filan saymıyorum. kendi ürünleri olarak belki bir tek nesta'dan bahsedebiliriz. takımın başında ise o zamanların elit hocası sven-göran eriksson vardı. velhasılıkelam, 99-00, 00-01, 01-02 kadroları efsanevidir lazio'nun:

    https://i.hizliresim.com/pPrmJ0.jpg

    https://i.hizliresim.com/nr154V.jpg

    https://i.hizliresim.com/AJB09q.jpg

    cragnotti takımı satın alana kadar esamesi okunmayan bir kulüp sayılırdı lazio. geçmişinde sadece 1 scudetto'su ve 1 italya kupası vardı kulübün. cragnotti'nin devasa yatırımları etkisini çabuk ve tazyikli şekilde gösterdi. 97-98'de takım hem italya kupasını kazandı hem de uefa finaline kadar yükseldi ama "deveden büyük fil var ." demişler; moratti'nin 10 senedir para akıttığı inter'e finalde 3-0 kaybettiler. ertesi sezon -yabancı sınırlamasının da kalkmasıyla- bir önceki sezonda yapılan harcamanın tam on katını yaptı lazio. serie a'da son haftaya kadar milan'la cebelleşip 1 paun farkla şampiyonluk kaçırdılar ama kupa galipleri kupası finalinde mallorca'yı, vieri ve nedved'in attığı gollerle 2-1 yenerek ilk avrupa kupalarını da almayı başardılar. 99-00 sezonunun arefesinde bu sefer de manu'yu tokatlayarak süper kupanın sahibi oldular. o sezon kulübün 100. kuruluş yıldönümüydü ve beklenti yüksekti. scudetto yarışında bu seferki rakipleri juventus'tu ama önceki sezon yaptıkları hatayı yapmadıkları gibi kendi yaşadıkları acıyı bu sefer juventus'a yaşattılar zira 1 puan farkla şampiyon olmuşlardı. çeyrek asır sonra şampiyon olan takım, o sezon italya kupasını ve italya süper kupasını da kazanmasın mı? lazio tarihinin en başarılı sezonu bu oldu ki kısa ve orta vadede de bu gerçek değişmeyecektir. ertesi sezon ise takımın tadı kaçmaya başladı. ezeli rakipleri ebedi düşmanları roma, o sezon şampiyon olurken lazio üçüncü oldu. eriksonn'un istifası da buna tüy dikti doğrusu. artık ingiliz milli takımını çalıştıracaktı isveçli. bu ayrılıktan sonra da ne lazio'nun ne de eriksonn'un yüzü bir daha gülebildi. 2001-2002'deyse kızılca kıyamet koptu. bizim koymamızdan bahsetmiyorum: https://www.youtube.com/watch?v=vkSnu77fASs

    sezon başı veron, nedved ve salas takımdan ayrıldı. tüm bu ayrılıkları gölgelesin diye valencia'yı üst üste iki kere şl finaline taşıyan kadronun beyni mendieta 50 milyon avroya italya'ya getirildi ama o tek başına yardıran mendieta gitmiş, yerine barış özbek'ten hallice birisi gelmişti. teknik patronluğun teslim edildiği alberto zaccheroni de bir eriksonn değildi hani. gelelim kıyamete. saha içinde bunlar olurken saha dışında çok daha büyük bir sıçış gerçekleşti: takımı aldığından beri transfere çeyrek milyar avro harcayan cragnotti'nin cirio'su battı ve 1 milyar dolares'i aşan borcu vardı. kaçınılmaz son gerçekleşti, kulübün başına kayyım atandı. tam 2 sene boyunca kayyım tarafından yönetilen kulüpte neredeyse bütün yıldızlar satıldı. takımın direği nesta'nın da milan'a gitmesiyle o birkaç sene önce altın çağını yaşayan lazio'nun hafızasına da reset atılmış oldu. kulüp ilerleyen birkaç sene boyunca da futbolcu satmaya devam etti. o zor zamanlarda mancini önderliğindeki takımın kazandığı italya kupası bir nebze su serpti taraftarın yüreğine ama işte o kadar. lazio'nun yaşadığı bu krizle parma'nın yaşadıkları çok benzeşiyor aslında. iki takım da kendilerini yöneten gıda şirketi sahiplerinin iflasıyla perişan oluyorlar. lazio'nun yaşadığı düşüş parma'nınki kadar keskin değil elbette.

    2004'te şu an halen başkanlık görevini yürüten claudio lotito kulübü satın aldı. aldığında kulübün tam 300 milyon avro borcu vardı. yıllarca onlarla boğuştu, gerçi halen boğuşuyor. iyi bir insan olduğu su götürmez ama takımın atılım gerçekleştirmesini sağlayabilecek bir karakter de değil. cragnotti'nin gerçekleştirdiği sanal atılımdan bahsetmiyorum. gerçi o konuda da lazio taraftarı arasında ihtilaf mevcut. kimisi cragnotti'ye efsane başkan gözüyle bakarken kimisi de birkaç senelik başarı için kulübün geleceğinin ırzına geçtiğini düşünüyor. lotito'ya gelince başkanlığı müddetince takım hiç şampiyonluğa oynayamadı. iki kez italya kupası kazandılar sadece. gerçi lazio'nun tarihine bakıldığında başarı ortalamasının altına düşen bir performans yok ortada ama 99-00 kadrosunun ve o kadronun başarılarının tadını almış olan lazio'lulara gel de anlat bunu.

    bu sezon başı büyük bir skandal yaşandı kulüpte. lotito, haftalar boyu peşinden koştuğu bielsa'yı en sonunda kafalayıp takımın başına getirmişti ki daha eşofmanını giyip sahaya bile çıkmadan bir anda istifa ediverdi deli arjantinli. bielsa'ya göre lotito verdiği sözleri tutmamış. "istediğin futbolcular alınacak..." deyip iş icraata gelince yan çizmiş. o futbolcuların ise mandanda, enner valencia, pato, rodrigo caio, jeremy morel, mauricio isla ve jean beausejour'dan oluştuğu söyleniyordu. lotito hiçbirini almayınca bielsa da zıvanadan çıkmış ve basıp gitmiş roma'dan. burada suçun çoğu lotito'da. bielsa'nın prensip sahibi bir hoca olduğunu cümle alem bilirken sanki yükümlülüklerini dört dörtlük yerine getirebilecekmiş gibi takımın başına getirmesi hatta. bielsa öyle "içimizden hallederiz..." diyecek bir hoca değil ki... yalnız bielsa da kaşınmış. elindeki candreva'yı, biglia'yı, felipe anderson'u satmaya çalışan lotito'nun tüm bunları tutup üstüne bir de yenilerini getireceğine inanmak, amiyane tabirle söyleyelim, ölüden göt istemek oluyor. skandal sadece bununla da bitmedi elbette. bielsa kaçıp gittikten sonra lotito bir açıklama yaptı ve bielsa'yı dava edip süründüreceğini söyledi. sonra ertesi gün tekrar çıktı medya önüne. bu sefer hızını alamayıp roma'ya salladı ve roma sportif direktörü sabatini'nin bielsa anlaşmasını sabote ettiğini öne sürdü. katıksız rezillik doğrusu. türkiye'de olsa kedileri de suçlardı kesin.

    şimdi takımın başında eski futbolcuları simone inzaghi var. ne yapacağı meçhul. taraftar da böyle düşünüyor olsa gerek ki kombinelerin satışa çıktığı gün sadece 11 bilet satılmış. bu durum galiba lotito'nun götünü tutuşturmuş, yaz başından beri yaprak kıpırdamayan kulüp iki gün önce 8 milyon avroya immobile'yi aldı ki yıllardır 543 yaşındaki klose'ye talim eden takımın -onun da gitmesiyle- böyle bir forvete ihtiyacı vardı.

    lazio'nun aslında kötü kadrosu yok ama ortada heyecan verici bir proje de yok. hadi onu da geçtim oyuncu maaşları yerlerde sürünüyor: https://i.hizliresim.com/lrQEdX.jpg
    takımın en önemli futbolcusu candreva sadece 1,8 milyon avro kazanıyor ki rakipleri roma'nın en çok kazanan 10. futbolcusuna denk bir rakam bu. hatta roma'nın inter'den yenileyin kiraladığı juan jesus bile candreva'dan çok kazanıyordu galiba. zaten en sonunda candeva'nın da canına tak etmiş bu durum, fellik fellik sağ kanat arayan inter'e kapağı atacak gibi büyük bir terslik olmazsa. takımın bir diğer ağır abisi biglia da aynı şekilde takımdan ayrılmak istiyor. o da giderse lazio için büyük kayıp olur; çok iyi bir futbolcu, geçen sezon bizim maçlarda da yardırmıştı. felipe anderson da çok kaliteli bir futbolcu ve geçen sezon 50 küsur milyon avroya manu'ya gideceği filan söyleniyordu, bu saatten sonra o iş olmaz da muhakkak başka büyüklerden salça olan çıkacaktır. gelelim keita balde'ye... geçen sezon oynadığı her maçta parlayan 21'lik bu kara çocuğun talibi çok. şu günlerde de o kriz var kulübün başında çünkü keita takımdan kesinlikle ayrılmak istiyor ve dün tüm takımın katıldığı kampa katılmamış.

    bir kulüple ilgili her şey mi kötü gider ya? gerçi bunu da bir galatasaraylı söylüyor ama lazio'nun durumu da vahim. işin kötü yanı kulübe para getirecek hiçbir kapı da yok. başarı kazansalar da gelse desem, juve'yi mi geçecekler? stat yapsalar desem, ortada böyle bir proje bile yok. çinliler alsa desem, bak o olabilir. sanki kışın öyle bir söylenti dolaşmıştı ama devamı gelmedi. gerçi faşizmin dibine dibine vuran:

    https://i.hizliresim.com/r93EZa.jpg

    bayrak adamları di canio olan:

    https://i.hizliresim.com/EJgJ4B.jpg

    takımı alıp da ne yapacak çinliler?
  • 177
    milli maç arası sonrasında oynayacağımız avrupa ligi maçıyla
    (bkz: 16 eylül 2021 galatasaray lazio maçı) defolarımızı daha da çok ortaya çıkaracak takım.
    kıçı kırık kasımpaşa karşısında ecel terleri döktük, sarri’nin lazio’su karşısında sözlük yine yangın yerine dönebilir.
    avrupa ile olan seviye farkımızı çok net yüzümüze vuracaklar maalesef.
  • 212
    https://twitter.com/...303580015525888?s=20

    --- alıntı ---

    sslazio, galatasaray'a torreira için resmi teklifini iletti!

    müzakerelere yakın kaynaklara göre teklif;

    10 m€ satın alma opsiyonlu kiralama!

    --- alıntı ---

    küçük torreira'yı almak için gayet ideal bir rakam. küçük torreira'yı bu sezon alın bir deneyin, beğenmezseniz tekrar iade edersiniz zaten.

    roma ile her ne kadar kanlı bıçaklı olsak da en azından mert bir düşman. zaniolo'yu bile çok cüzi bırakılar bize.
  • 171
    yıllaaar sonra gelen şampiyonlar ligi katılım hakkından sonra sanmıştım ki lotito nihayet cebindeki akrebi gezmeye çıkaracak ve piyasaya bam, bam, bam girişip takımı donatacak. hayır, ondan cragnotti performansı falan da beklemiyordum…

    https://gss.gs/3fc.jpg

    sanki çok mu zordu immobile’nin yanına mbappe’yi, arkasına de bruyne’yi getirmek; defansı upamecano ve skriniar’la güçlendirip sol beke alphonse davies’i almak? şaka bir yana ama gerçekten büyük hayal kırıklığı yaşadım.

    geçen birkaç sezona baktığımızda şunu görüyoruz: lazio’nun birkaç mevki hariç çok çok iyi bir xi’i ama yine birkaç mevki dışında çok çok kötü bir bench’i var. bu da doğal olarak her fikstür sıkıştığında takımın çuvallamasına yol açıyor. mesela geçen sezon. pandemi arası gelene kadar lazio’nun ciddi ciddi şampiyon olma ihtimali vardı. hatta en az juve kadar vardı. ne zaman ki pandemi arası bitti ve ligi tamamlayabilmek için haftada iki maç oynamaya başladılar, tanınmaz bir takıma dönüştüler.

    transferde görece suskun kalmalarında pandeminin etkisi var mı, bu da ikircikli bir mevzu. kulübün futbolcu maaşlarını ödemekte zorlandığı ve federasyon tarafından, bekleyen ödemelerin yapılması için belirlenen son güne, yani 1 aralık’a kadar tek kuruş ödeme yapmayacağı söyleniyor. öte yandan bir de bakıyorsun ki 120. kuruluş yıldönümü şerefine boeing 737 almışlar:

    https://gss.gs/6AM.jpg

    bu konudan luis alberto da şikayetçi olacak ki twitch yayınında “uçağı gördüm, çok paraya mal olmuş ama sıra bize geldiğinde hiçbir şey vermiyorlar. lanet olsun.” demiş. kısacası “ayranı yok içmeye, boeing’le gider…” durumu yaşanıyor sanki.

    şimdi o kadar eleştirdik ama takım hiç güçlendirilmedi de diyemeyiz. çift forvet oynayan bir takımın elinde sadece 3 adet forvet bulunması (immobile, correa, caicedo) ayıp bir şeydi ve geçen sezon bundan çok çektiler. bu yaraya merhem olması için alınan muriç, şu ana kadar sönük kalsa da bence doğru profil. skor yapamasa bile hem immobile’yle hem de correa’yla çok uyumlu oynayabileceğini düşünüyorum. zaten defansı yıpratıp şu ikiliden herhangi birini beslemeyi sağlarsa gol atıp atmaması kimsenin umrunda olmayacaktır.

    lazio’yla ilgili konuşurken benim yıllardır söylediğim bir şey var: stopere takviye şart! yani orta sahasında ve forvetinde dünya çapında adamların oynadığı bir takımın stoperi bastos, vavro, wallace, radu falan olmamalı(ydı). her ne kadar acerbi’ye ve luiz felipe’ye (müzmin sakat) saygımız sonsuz olsa da en az bir adet iyi bir stoper alınmalıydı. peki ne yaptılar? 3 sezon evvel southampton’a sattıkları hoedt’ü kiraladılar. elbette hiç yoktan iyidir ama bence hala takımın en zayıf halkası savunması.

    geçen sezon mükemmel bir transfer yapmıştı lazio. sağ kanada/beke spal’dan lazzari’yi getirmişler ve o efsane verim almışlardı. hatta di lorenzo’yla birlikte ligin en iyi iki sağ bekinden biri bana göre lazzari. aynı tarifi sol kanada/beke de uygulamak adına yine spal’dan fares’i aldılar bu yaz ama… “hay almaz olaydınız!” dedirtti şu ana kadarki oyunuyla. 24 yaşına gelmiş ve serie a yüzü görmüş bir adam bu kadar mı kötü orta açar, bu kadar mı pas hatası yapar? vallahi pes. arkadaşları da ümidi kesmiş olacak ki o sahadayken sadece sağ kanadı kullanmaya özen gösteriyorlar artık. geçenlerde instagram’da taraftarlar bunun ortalarını eleştirmiş, bu da onlara kendini düzelteceğine dair söz vermiş. bekleyip göreceğiz ama 35’lik luliç iyileştiği anda buna forma morma vermez gibi geliyor bana. igli tare’nin nadir karavanalarından biri olacak sanki.

    aslında yaz başında sansasyonel bir isim getireceklerdi orta sahaya. city’den ayrılan bonservissiz david silva’yla her konuda anlaştılar. maaşından giyeceği forma numarasına kadar her şey belliyken ve artık roma’ya inecek uçağı gözlenirken son anda madik attı silva ve sociedad’a gitti. 2016’da da bielsa tarafından aynı muameleye maruz kalmışlar ve inzaghi biraz da o sebepten takımın başında kalabilmişti. neyse, david silva’nın gelmemesiyle birlikte doğan boşluğu united’dan kiraladıkları andreas pereira’yı kiralayarak doldurdular. satın alma opsiyonu da mevcut ama 27 milyon avro verilip de alınacak biri gibi durmadı şu ana kadar. tabii o da inzaghi’yle aynı kaderi paylaşırsa ne ala… orta sahaya bir diğer takviye de “feeder” kulüpleri olan salernitana’dan (onun sahibi de lotito) katılan akpa akpro oldu. grup maçında dortmund’a golünü de atan akpa akpro’nun daha iki sene evvel kulüpsüz takıldığını hatırlıyorum.

    son olarak da yedek kaleci rolü için getirdikleri pepe reina’ya şimdiden çok iş düştüğünü ve onun da bu süreçten alnının akıyla çıktığını söyleyelim. yaptıkları en mantıklı hamlelerden biri buydu zaten. velhasılıkelam en başta da söylediğim üzere yine mütevazı bir transfer dönemi geçirdiler. atık klişeleşen bir söylem vardır bu tarz kulüplerde: en büyük transferimiz kadroyu korumamız oldu, şeklinde. o açıdan bakarsan haklılar. immobile, luis alberto, milinkoviç-saviç, acerbi vs. halen lazio’da. daha önemlisi inzaghi halen lazio’da… malum sarri sonrası juve’nin çökebileceği isimlerden biriydi ve bence gitse çok da başarılı olurdu. ha, iyi ki de gitmedi tabii.

    bazılarına abartılı gelebilir belki ama inzaghi’nin gasperini’yle birlikte ligin en iyi hocası olduğunu düşünüyorum ve sağ olsun o da beni hiç yanıltmıyor. mesela bu adam brugge deplasmanına 12 oyuncusundan yoksun (kimi covid kimi sakattı) gidip altyapı oyuncularını falan oynatarak 1 puan kapmayı başardı ki belçika’ya götüremediği o 12 oyuncunun arasında immobile, luis alberto, lucas leiva, lazzari ve strakosha da vardı. grubun ilk maçında dortmund karşısında oynattığı ve favre’ı afallattığı futbola hiç girmiyorum bile. şu adamın yaptıklarını herhangi bir alman ya da ispanyol hoca yapsa -hele de premier league takımı da çalıştırıyorsa- hakkında podcast’ler, videolar çekilir; futbol dergilerinde makaleler makaleleri kovalardı.

    kapatırken caicedo’yla ilgili de birkaç kelam etmek gerek. takımın yıldızı immobile, beyni luis alberto, savunma bakanı acerbi olabilir belki ama kalbi kesinlikle bu adam. yedek bırakırsın gık demez, üstüne adam alırsın (muriç) küsmez, satmaya kalkarsın istifini bozmaz ve son 5 dakikada bile oyuna girse terinin son damlasına kadar savaşır. diyeceğim o ki attığı o son dakika golleri anasının ak sütü gibi helal ona…

    https://gss.gs/oet.jpg
  • 237
    taraftarıyla, yönetimiyle, ismiyle, tribün gruplarıyla, oyuncularıyla; özetle her yanıyla ırkçı bir kulüptür. bugün kapısına kilit vurulsa futbol daha güzel bir hal alır. husumetimiz nedeniyle roma nefretim bir tık daha ağır bassa da italya'nın fenerbahçesidir gözümde. umarım yönetim bunlara bırak futbolcuyu selam bile vermez. avrupa'da denk gelsek de vuruşsak.
  • 170
    18 milyon euro'yu ''çerez parası'' olarak gördükleri söylenen klüptür. oysa bu para milinkovic-savic'e ödedikleri para ile aynıdır. ya hu joaquín correa'yı bile 15,30'a aldılar milletin aklıyla bu kadar dalga geçmeyin...

    muriç'ten pahalı tarihleri boyunca 8 oyuncular olmuştur. oyuncularda şöyle yalnız;
    1-crespo
    2- mendieta
    3- veron
    4- vieri
    5- staam
    6- fiore
    7- claudio lopez
    8- zarate
  • 164
    covid arasına juventus'un 1 puan arkasında 21 maçlık namağlup bir seri ile girmişlerdi. müthiş formları ile şampiyonluğa çok yakın gibi duruyorlardı ama ara sonrası oynanan 4 maçta 7 puan geriye düştüler. önce açılış maçında atalantaya 3-2 yenilmişlerdi. 2 galibiyetten sonra bu defa da milan'a 3-0 yenildiler. bu arada juventus 4 maçını da kazandı. daha sekiz hafta var ama juventus bu farktan şampiyonluk vermez. lazio'nun bu durumunu da bizim durumumuza benzettim. biz de çok formda namağlup devam ederken araya girdik, dönüşümüz çok kötü oldu ve şampiyonluktan uzaklaştık. kader arkadaşı olduk bu faşistlerle.
App Store'dan indirin Google Play'den alın