bundan 3-4 yıl önce birini tanımıştım. adı burak'tı. daha önce adını bile bilmezdim ya da yazılarını.. o kadar hevesliydi ki! sürekli bir şeyler öğrenmenin peşindeydi. azimli ve hırslıydı. karadenizli oluşunun getirdiği hırs, inatçılık ve öfke onun ayrılmaz parçasıydı. futbola derin bağlarla bağlıydı ve bunu yazılarıyla paylaşmak istiyordu. daha önce böyle isteklisini görmemiştim.
sanki o bir mürid, biz bir peygamberdik. sevgisi ve saygısı ile şaşırtırdı beni. sanarsın ki erişilmez bir adamsın ve bu erişilmez adamdan bir şeyler öğrenmek istiyor bu has delikanlı. aradan biraz zaman geçti. burak eren ismi bilinir oldu. çalışkanlığı ve verdiği emekleriyle. sinirli yapısını sakinliğe kadar götürdü. hala karadenizli, hala azimli, hala hırslı ama öfke kontrolünü mükemmele taşıdı. yazılarına biraz daha duygunu kat, ilhamını kat dediğimde ise aldığımız cevap belliydi: "o benim içimde abi, kaleme vuramıyorum. keşke vurabilsem."
onu yaptığın gün zaten bizi de öldürürsün sevgili kardeşim. daha hayatın çok başında, samimi ve istekli bir çocuk.. aslan parçası.. gurur kaynağım.. adam gibi adam.. öğrenmeye aç, deli gibi aç sensei'm.. onun gözbebeği platformu.. alın teri..
edit: kendisiyle bu platformda haftalık, soru cevap şeklinde ritüel yapmaktayız. bekleriz efendim..
6
cok fazla yazi yazmak adina yazilari artik iyice niteliksizlesen galatasarayli blog. okuyamiyorum valla artik.
pique ve cristiano ronaldo, barcelona - real madrid ve ispanya - portekiz karşılaşmalarıyla aynı pozisyonda, aynı mücadele içerisinde yakalanmışlar, müthiş bir kare bana göre... --- alıntı ---
8
twitter'da saçmalamaya başlamıştır bence ilk hallerinden çok uzak.
aşırı bilmiş,yabancı hayranı bir izlenim veriyor.
9
19 ağustos tarihli, "nzonzi bir oyuncudan topu almak için hamle yapmışsa o topu alacağını bilirsiniz" başlıklı yazısı
yıllardır severek takip ettiğim blog. zamanında kulüp dergimiz* sayesinde varlığından haberim olmuştu. yalnız blog sahibinin kullandığı başlıklar genelde fazlasıyla uzun oluyor.