• 226
    fenerin 2012-13'de uel'de yarı final yapmasını ve beşiktaş'ın 2014-15'de uel'de son 16'ya kalmasını zerre hatırlamamam. çok sonradan detaylıca incelemiştim.

    kendimi bildim bileli delicesine futbol takip ederim, bir maç sallayın tarihini, skorunu falan az buçuk bilirim ama bu iki olay neden sadece ufak tefek detaylarla kalmış hafızamda hiç bilmiyorum. o detaylardan biri caner'in lazio'ya attığı gol, diğeri ercan taner'in good bye liverpool demesi, ama maçlarda ne oldu ne bitti, gündem nasıldı hiç hatırlamıyorum, ki fenerin yarı final yapması büyük başarı aslında.

    herhalde galatasaray 2012-2015 arası bayağı iyi olduğu için tamamen ona odaklandığımdan kaynaklanıyor ama bilemedim.
  • 227
    haydiii! totemlerimden bir tanesini ben çok yanlış yapıyormuşum senelerdir... (bkz: totem yapmak)

    (bkz: galatasaray taraftarı/#2283040) şu entry'yi maç başlığına girdim zannediyorum meğer öyle değilmiş. az önce aydınlandım. bu maçı ayı gibi kaybettik diye, sırf bu entry yüzünden 4 senedir maç başlıklarına yazmıyorum ben maç öncesinde ya ):

    meğer duygularımla oynuyormuşum, maç başlıklarına yazmamak için ıkınıp kendime yazık ediyormuşum, saçma sapan yanlış hatırladığım bir sebepten ötürü maç başlıklarını es geçmişim onca sene.
    maç başlıkları demiş miydim ):

    gerçi o sezonu * ve ardından 2018-2019 sezonunu da zirvede tamamladık.

    (n'apsam aynen devam mı etsem yoksa ara ara yoklasam mı maç başlıklarını ulan çok pis ikilem içerisine girdim şu an haydi buyur!)
    (neyse sezonu bu şekilde kapatalım önümüzdeki sezon normale dönerim. belki... huf!)
  • 234
    carrusca'nın transferi ile galatasaray'da yeni bir dönem başlayacağına, artık dünya'nın en büyük yıldız adaylarını galatasaray forması ile izleyeceğimize inanmıştım. öyle ya... 1-2 yıl öncesinde ribery'i izlemişim, carrusca türkiye kupası maçında adını dahi hatırlamadığım bir takıma karşı çok güzel oynamış... dedim herhalde artık cayır cayır genç yıldızlar daha 20'li yaşlarına gelmeden galatasaray'a akar..

    yanılmışım. çoook yanılmışım. resmen koca camiaya travma yaşattı.
  • 237
    tam oyununu hatırlayamamakla beraber sanırım nba live 98 idi, oyun esnasında takım isimlerini kısaltma olarak yazıyorlardı. golden state warriors'ı ise gsw değil gs şeklinde kısaltmışlardı. bir süre bizim basketbol takımının nba'de oynadığını zannetmiştim. kuzenimin o gs galatasaray değil lan demesiyle uyanmıştım. renkleri de sarı kırmızı gibiydi :(
  • 242
    yıllar önce, 12-13 yaşlarındayken beşiktaş formasıyla feriköy stadı'nda, sezon başı bir hazırlık maçı. rakibi hatırlamıyorum, feriköyspor diyelim.

    2-3 senedir takımın as sol beki olan bendeniz, hocanın değişmesiyle 1 hafta içinde kesik yemişim. özgüvenim sıfırlanmış. aman top bana gelmesin diye rakibin arkasına saklanır haldeyim o sıralar.

    maçın ikinci yarısında oyuna girdim. rakibin santrforu gelen aşırtma pas ile bizim stoperlerin arkasına sarktı. ben de kademeye gireceğim ya aklım sıra, koştum müdahale etmeye. rakip gelen aşırtma pası kontrol etti, top önünde bir kez sekecek ve şutunu çekecek. araya girmek için 1-2 saniyem var ya da yok.

    1 saniye içinde aldığım karar şu; önünde seken topa vurup kornere atacağım. can havliye havada süzülerek topa bir vurdum, ama ne vuruş. top doksana gitti. şerefsizim bizim kaleci hayatında öyle güzel gol yememiştir. kıpırdayamadı topun ağlara gidişini izledi sadece. recep çetin'in malmö maçında kendi kalesine attığı gol bok yesin. benimki vallahi billahi daha güzeldi.

    neden bilmiyorum o an rakip gole sevinirken rüku pozisyonu aldım kafayı eğdim bekliyorum. utancımdan kafayı kaldıracak halim yok. takım arkadaşlarım gelip "olsun, olur öyle, hadi devam." gibi cümlelerle teselli etmeye çalışsa da biliyorum, hepsinin içinden söylediği tek bir cümle var "nasıl başardın bunu amk salağı?". hayır işin kötü yanı, ben topu doksana çakınca tribündekilerin kahkahaları da kulaklarımda çınladı. bizim yedek kulübesi bile güldü muhtemelen. maç bitti, içeri girince de hoca kim attı o golü diye soruyor sırıtarak, sanki bilmiyor herif. kim attı ben attım amk.

    velhasıl o gün tek tesellim babamın izlemeye gelmemiş olmasıydı. kahrolurdu muhtemelen. bugün ise alt yaş grubu da olsa beşiktaş'a 1 gol atmış olmanın mutluluğu içerisindeyim.*
  • 243
    dizimde çıkan kemik büyümesi nedeniyle 3 yıllık futbol hayatımı 8. sınıfta sonlandırıyorum. jubile maçımdayım. tribün falan yok ama babam izlemeye gelmiş. antalyada eyup sabri tuncer mi böyle bi ismin sponsor olduğu turnuvada oynuyoruz. iddiamız yok. son maç zaten. hoca beni aldı oyuna ikinci yarı. girdim ama nasıl bi resital sunuyorum anlatamam. resmen gattuso gibiyim. son maç diye üzerimde bi agresiflik var, hayata karşı tepkiliyim ama o tepkiyi topa ve rakibe yönlendirmiş şekildeyim. neyse rakip yolspor muydu neydi daha ben oyuna girmeden üçlemişlerdi bizi. onlar da çok kasmıyordu. maçın sonlarına doğru penaltı oldu. hoca elessar sen kullan dedi. geçtim topun başına. kalecinin gözlerine bakıyorum. sonra sol köşeye odaklandım. oraya atacağımı iyice hissettirdim. kaleci oraya zıpladı ama ben sağ köşeye vurmuştum. o andan sonrası slow motion olarak ilerledi. yavaşça gitti top ve direğe vurup dışarı çıktı. babamla bir göz göze geldik.

    görev bölgeme ağlaya ağlaya döndüm...
    2 dakika sonra da hoca beni oyundan çıkardı.

    penaltı kaçırdı diye jubile maçında adam mı çıkarılır amınoğlu.
  • 244
    yaş 11-12 izmir'de başka semtin takımında top oynarken birden önümüze bir fırsat çıktı ve değerlendirmek istedik.
    annem ile birlikte göztepe tesislerine gittik. tamam dediler yarın gelin başlayalım.
    hiç unutmam kendisini hoca olarak tanıtan biri geldi mevkiin ne diye sordu. o yaşlarda tabi öyle stoper libero bek tabirleri yok bende. dedim defans oynamayı seviyorum.
    tamam dedi ilk idmana başladık, top kontrolüdür kafa topudur bir sürü idman yaptık. hadi dedi hoca şimdi çift kale maç.
    sen dedi geç forvete.!!!
    3 gol attım,bir o kadar da pas verdim. tam bir ay boyunca böyle gittim geldim göztepe tesisine.
    dediler yarın şuraya gelin hazırlık maçı var karşıyaka ile. bindirdiler bizi servislere götürdüler toprak bir sahaya.
    haliyle yedek başladım, ikinci yarı aldı beni oyuna.
    sen dedi sağ açıksın.
    ne bilirim ben sağ açığı hocam, manyak mısın? ilk önce nasıl oynanır öğretsene diyemedim tabi.
    maç bitti tesislere döndük hoca annemi yanına çağırdı.
    hanımefendi oğlunuz çok yetenekli ancak bizim paralı futbol okulumuz var oraya gelsin bir kaç ay orada dursun,biz sonra onu alırız dedi.
    benim ne hevesim kaldı ne heyecanım.
    annem ne yapacaksın diye sordu bana. anne bu hikaye biter dedim.
    zaten çocukken de galatasaray'ı tutuyordum ancak izmir takımı tutmamamın en büyük sebeplerinden biri olmuştur bu olay.
    ben futbola küsmedim askere gidesiye kadar amatör olarak 2 takımda,üniversite takımında ve halı saha da çok koşturdum.
    ancak benim bu ülke futbolunun alt yapısına olan inancım şuurum yerine geldikten sonra yitip gitti.
    ben hala daha aynı olduğuna inanıyorum bu durumun.
    futbolu bana 17 yaşında güllükspor da oynarken adil diye bir fenerbahçe'li eski profesyonel futbolcu öğretti.
    adamın bakkalı vardı bir de hobi olarak takım çalıştırıyordu. fener idmanlarını izler gelir bize yaptırırdı.
    ancak amatör ya da yaşı küçük bakmadan saatlerce pozisyon anlatırdı. kim nerede oynuyorsa tek tek ilgilenirdi.
    benim guardiola'm adil abiydi.
  • 245
    1- seyretmeyi en sevdiğim spor, futbol değil, hele türk futbolu. kendimi futbolsever olarak değil de galatasaray aşığı olarak tanımlarım.

    2- ama sporseverim, net. tüm sporları seviyorum ve her organizasyonu takip etmeye çalışıyorum. olimpiyatlar, dünya yüzme, atletizm, artistik patinaj ve jimnastik şampiyonaları, grand slam turnuvaları favorilerim. boks ve türevlerini sevenlere saygım var ama "spor" olarak kabul etmiyorum ve boksun olimpiyatlardan çıkması gerektiğini düşünüyorum. evet tanıma uyuyor, belli kuralları var, disiplinli ve çok çalışmak gerekiyor vs., fakat rakibini dövdüğün kadar başarılı sayıldığın, sokakta yapsan hapse gireceğin şeyleri ringde yapınca ödüllendirildiğin bir olaya spor diyemiyorum. birbirlerine hunharca yumruk atıyorlar, mesela birinin gözü patlıyor, beyin hasarı oluşuyor... tüm sporlarda sakatlık yaşanabilir. ama diğer sporlarda bunlar yan unsurlar, olması beklenen değil hatta cezası olan şeyler. ayrıca kadın boksunda kask takılıp erkek boksunda takılmaması tamamen saçmalıktır bana göre.

    oh rahatladım.
  • 247
    konum : gürçeşme/izmir
    yer : kahve
    maç : 5 aralık 2012 sporting braga galatasaray maçı

    mossoro’nun golüyle ilk yarı 1-0 yenik kapatılmış ikinci yarı güzel bir geri dönüşe imza atılmış skor 1-2 olmuş ve kahve halkının bilendiği mossoro bir pozisyonda sarı kartı görmüştür.

    o sırada kahve halkından yağız bir delikanlı sinirlerine hakim olamadı ki ‘senle bir gün gürçeşme’de denk geliriz’ diye bağırdı.

    mossoro çok sonraları göztepe, altay falan dolaştı ama mevzu bahis kişiyle yolları kesişti mi hep merak ederim.
  • 249
    terim 4. kez gelmeden önce ve geldikten sonra, aha şimdi tudor'un ekmeğini yiyecek/yiyor diyenlere hep karşı çıkıyordum, tudor adamsa ekmeği kendisi yesin, niye başkalarına yediriyor demek ki beceremiyor bu işi diyordum ama haklılarmış, ciddi ciddi terim tudor'un kurduğu kadronun ekmeğini yemiş. tudor'un kurduğu kadroyu da ben eleştiriyordum ama özür dileyerek bütün eleştirilerimi geri almak istiyorum, 25 milyona kurulan şu kadroyu görünce. o kadro dağılmaya başladığı andan itibaren yokuş aşağı gittik, saman alevi gibi sonuçlar harici hiç ortaya iyi bir şeyler koyamadık neredeyse.
  • 250
    transfer sezonlarında acaba kimi alacağız diye değil acaba kimi satacağız diye heyecanla bekliyorum. o sebeple bu dönem * benim dönemim olacak.

    kerem, marcao, nelsson eldeki en değerli parçalar. üçünden şöyle bir 40-45 milyon euro gelir elde etsek geceleri mutluluktan uyuyamam. almayı değil satmayı seviyorum ben. almaya herkes alır, onda ne var…
App Store'dan indirin Google Play'den alın