resim
Shota Arveladze
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:51
Uyruk:Gürcistan
  • 27
    benim vakti zamaninda iki tane gürcü ev arkadasim vardi, kiyak adamlardi. bunlardan birisi ayni sota'ya benziyordu. öyle böyle degil yani, ikizi gibi birseydi. zaten bol bol futbol muhabbeti yapariz (kaniti: #133797), bu muhabbetlerde elbette bol bol sota ve arcil gecerdi. ilginctir, arveladze ikizlerinden dolayi gürcüler de trabzonspor'a ve türkiye'ye sempatiyle bakarlar. neyse, arabayla almanya'dan gürcistan'a giderken türkiye'nin karadeniz sahilini bastan sona gören arkadasim, söyle bir anisini anlatirdi hep: "trabzon'a yaklasinca ne zaman bir polis arabasi bizi durdursa, gürcü pasaport ile benim sifatimi görünce, "sota?" diye sorarlardi, bende "kuzenim!" derdim. daima polisler güler yüzle ehliyet, pasaportu verip, iyi yolculuklar dilerlerdi"

    eh, bu da bizim sota ile ilgili alakasiz animiz. muhtemelen bos cikmis bir beklentiyle okudugunuz icin tesekkür ederim!*
  • 29
    bir zamanlar ismini hatırlamadığım ancak dediklerini net olarak anımsadığım bir gazetecinin iddiasına göre trabzonspor'dan ayrılışı şöyle gelişmişti;

    1997-98 sezonunun başı trabzonspor yönetimi şota'nın takımda kalmasını istiyordu.ancak arçil'den yaşadığı sakatlıklar,üstelik şota ile aynı parayı alması sebebiyle memnun değillerdi.kontrat yenileme görüşmelerinde ilk odaya arçil alınmıştı.yönetim tavrını koydu ve arçil'e "seni takımda düşünmüyoruz.kalmak istersen de ücretinde yüklü bir indirim yapılacak" denildi.arçil pazarlığı askıya almıştı.pazarlık sırası şota'daydı.ancak şota golcülükte olduğu kadar pazarlıktada usta olduğunu kanıtlıyordu."menajerim arçil onunla görüşüceksiniz.."rivayete göre ipler o gün orada kopuyordu.arçil sezon sonu nac breda'ya şota ise ajax'ın yolunu tutuyordu böylelikle.
  • 30
    ahkam kesenlere çok kızıyorum

    oturduğu yerden ukalalık yapanlara kızıyorum. hollanda’dayken dışarıda eksi 12 derece soğukta akşam 8’de maç yapıyorduk.

    ayılar kış uykusunda, ama adam stüdyoda, elinde çay ahkam kesiyor. sen git 5 dakika dışarıda dur bakalım, durabiliyor musun!

    şota arveladze...onu ilk olarak 1994 yılında tanıdık. trabzonspor’da gösterdiği performans ve sıcaklığı ile kısa sürede sadece bordo mavili kulübün taraftarlarının değil tüm türkiye’nin sevgisini kazandı. aradan 13 yıl geçti ve şota kayserispor ile birlikte ilk teknik direktörlük deneyimini yaşamaya başladı. biz de başarılı teknik adamla buluştuk ve sorularımızı sıraladık...
    - genel olarak üç büyükler ile kayserispor’un genel bir değerlendirmesi yapabilir misiniz?
    ben türkiye’den gitmeden önce dört büyükler vardı. yine 3’e mi düştü? bence biz bursa’yı da katalım ve beş büyükler değerlendirmesi yapalım. beşiktaş, g.saray, f.bahçe, trabzon gibi kulüplerin oyuncuları çok profesyonel. bursasporlu oyuncular şampiyonlar ligi’nde mücadele ediyor.
    burada başarıyı değil, kazanılan tecrübeyi değerlendirin. sonuç olarak lig çok zor ve dengeler her an değişebilir. takım olmayı başaramazsanız herşey zor olur. ama dünyada 6 milyar insan var herkes futbol biliyor, herkes yönetici olmak istiyor, herkes konuşuyor...
    - yorumculara kızıyor musunuz?
    kızmıyorum. onlar da işlerini yapıyor. ama oturduğu yerden ukalalık yapanlara kızıyorum. hollanda’dayken dışarıda -12 derece soğukta akşam 8’de maç yapıyorduk. hayvan çıkmaz o soğukta. ayılar kış uykusunda, ama adam stüdyoda, elinde çay ahkam kesiyor. işte buna çok kızıyorum. koşmayı boşverdim sen git 5 dakika dışarıda dur bakalım durabiliyor musun? biz de insanız hata yapabiliriz.

    altı dili iyi konuşuyorum

    - yıllarca türkiye’den ayrı kalmanıza rağmen türkçe’yi çok güzel konuşuyorsunuz. bunu nasıl başarıyorsunuz?
    türkiye’den ayrılalı 16 yıl oldu ama ben dostluklarımı sürdürdüm. avrupa’da da bildiğiniz üzere çok türk var. ben onlarla görüşmelerimi sürdürdüm. hiç kopmadım. bir de unutmadım yani. neden unutayım?
    - kaç dil biliyorsunuz?
    altı dil biliyorum. gürcüce, rusça, türkçe, hollandaca, ingilizce, ispanyolca...
    - bir teknik adam ya da futbolcu bulunduğu ülkenin dilini mutlaka öğrenmeli midir? dil bilmezse ne olur?
    bu benim ilk teknik direktörlük deneyimim. o nedenle teknik adamın bulunduğu ülkenin dilini bilmesi gerekir mi bilemem. ama oyuncu için çok kolay. ben türkiye’ye geldiğim zaman şenol güneş’i hiç anlamıyordum. 3-4 ay sonra yavaş yavaş anlamaya başladım. sonuç olarak türkiye’ye ilk geldiğim zaman sıkıntı çektim diyemem. topun dilini herkes bilir. ama ben de boş durmadım ve gittiğim ülkelerin dilini öğrendim. sadece biraz çaba gerekiyor. ingilizce tüm dünyanın ortak dili. herkesin en azından derdini anlatacak düzeyde bilmesi gerektiğini düşünüyorum.
    - buradan gittikten sonra kimlerle görüşmeye devam ettiniz?
    tolunay kafkas benim çok yakın arkadaşım. onunla iletişimimiz hiç kopmadı. ailecek görüşüyoruz.
    bildiğiniz gibi tolunay hoca kayserispor’un teknik direktörlüğünü yapıyordu. ayrılırken de bana haber verdi. ben de onun aracılığı ve tavsiyesi üzerine kayserispor’un teknik direktörü oldum.

    teknik direktörlük kolay olsaydı herkes yapardı

    - kayserispor’dan transfer teklifi aldığınızda ne hissettiniz? “teknik direktörlük için daha gencim” diye düşündüğünüz oldu mu?
    sadece gidip gitmemek konusunda kararsız kaldım ve düşündüm. kimin çağırdığı ve nereye gittiğim de çok önemliydi. tolunay’ın çağırması çok önemliydi. ancak süleyman hurma devrede olmasaydı ben gelmeyecektim. teknik direktörlük için erken midir, geç midir bilemem. onu zaman gösterecek. ama burada bir risk varsa o riski kayserispor aldı. başarılı olup olmayacağımı zaman gösterecek. kolay bir iş olsaydı herkes yapardı. yapamazsam güle güle der giderim. ben buradan nasıl ayrılırsam ayrılayım birbirimize teşekkür edeceğimize yüzde yüz eminim. en önemlisi de buraya benden sonra birisi geldiği zaman “burada benden önce bulunan hoca çalışmış” desin. enkaz devralmasın. en büyük başarı bence bu...

    şota gibi bir futbolcu bulursam kesin alırım!

    - futbolcu iken son derece teknik, kıvrak ve zeki bir golcüydünüz. türkiye’de şimdi şota gibi bir golcü var mı?
    neden benim gibi olsun ki? herkesin kendi stili vardır. o gözle de hiç bakmadım açıkçası. baksam belki bulurum ama... bakmadım.
    - siz geldiğinizde takım kurulmuş muydu? herhangi bir transfer yapma şansınız oldu mu?
    gelmekte çok geç kalmadım, bu yüzden transfer şansım oldu. buradaki en önemli avantajım süleyman hurma’ydı. kendisini yaklaşık 20 senedir tanıyorum ve çok güveniyorum. yani işin özü ben buraya süleyman hurma’ya güvenip geldim.

    anneannemin sakalları olsa...

    - türkiye’de oyuncuların genel olarak “brezilyalı olsaydım, şimdi çok daha farklı yerde olurdum” şeklinde söylemleri oluyor. sizce haklılar mı?
    annneannemin sakalları olsaydı dedem olurdu. bu da buna benziyor. öyle olsaydım böyle olsaydım. ben de öyle desem ne değişir? onlar daha avantajlı olabilir ama gürcüyüm işte iki kere iki dört. o zaman ona göre davranacaksın.

    itiraz etsem ne değişecek?

    - maçlarda sürekli not tuttuğunuz dikkatimi çekti. neden not tutuyorsunuz?
    bu genel bir durum. o an aklıma gelen şeyi sıcağı sıcağına yazıyorum. çünkü daha sonra unutuluyor. devre arasında başka bir problem yaşanınca esas sorun ikinci plana atılıyor. ben de bu nedenle önemli olan herşeyi not alıyorum.
    - karşılaşmalarda hakeme hiç itiraz etmiyorsunuz...
    itiraz etsem ne değişecek? şimdiye kadar hangi futbolcu ya da teknik adamın itirazı doğrultusunda hakem kararı değişti? o yüzden uğraşmıyorum.

    röportaj: hurriyet
  • 32
    hagi'den sonraki en iyi yabancı oyuncudur gözümde;

    sezon takım maç sayısı gol

    1990 martve 30 33
    1991 iberia tiblisi 37 25
    1991-92 dinamo 23 18
    1992-93 trabzonspor 18 15
    1993-94 dinamo 7 8
    1994-95 dinamo 8 11
    1994-95 trabzonspor 17 12
    1995-96 trabzonspor 34 25
    1996-97 trabzonspor 27 9
    1997-98 ajax 31 25
    1998-99 ajax 19 7
    1999-00 ajax 17 5
    2000-01 ajax 28 18
    2001-02 ajax 2 0
    2001-02 glasgow rangers 22 11
    2002-03 glasgow rangers 30 15
    2003-04 glasgow rangers 19 12
    2004-05 glasgow rangers 18 4
    2005-06 az 31 22

    1997-2007 milli takım 53 maç 22 gol

    http://www.youtube.com/...&feature=related

    http://www.youtube.com/...&feature=related
  • 37
    elindeki takımın kadrosu bizim kadromuzdan çok mu iyi ki bizim 10 puan üstümüzde yer alıyor bu teknik adamın takımı. evet şu an takımımızın önemli adamları eksik. ama ben şu haliyle bile bizim kadromuzun kayserispor'dan iyi olduğunu düşünüyorum. buna rağmen hala gheorghe hagi'nin elinde adam yok ondan bu haldeyiz denmesi çok ilginç... hayır takımımızın belli bir anlayışı olsa tamam. tamamen bala göte sahaya sürülen bir kadro, oynaması gereken pozisyonda oynamayan oyuncular ve bu kadroyla alınan bala göte bir iki galibiyet...

    son olarak bugün karabük deplasmanına çıkan kayserispor'un ilk 11'i şu şekilde;

    kalede; volkan babacan, defans; serdar kesimal, hasan ali kaldırım, önder turacı, aleksandr amisulashvili
    orta saha; furkan*, selim teber*, karim ziani*, mehmet eren*,
    forvet; nordin amrabat*, emir kujovic*

    kayserispor sahaya böyle bir takımla çıkabiliyor ama biz sahaya bir forvet bile koyamıyoruz. yorum sizin arkadaşlar...
  • 39
    kayserispor futbolcularını çok etkili kullanıyor ve takımın sahaya yayılması gerçekten çok başarılı. bunun altında da şota'nın parmağı olduğu aşikar, futbolcuyken çok sevdiğim şota'nın, teknik direktörlük eğitimini van gaal gibi bir adamın yanında yapması ve stajını tamamladıktan sonra kayserispor'un başına geçmesi hem kayserispor hem de şota için bir avantajdır. eğer zihniyetini değiştirmezse avrupanın baş altı takımlarının başına geçebilir.
  • 46
    "rusya gürcistan'a girdiğinde en fazla bir hafta dayanabildik. zaten 3 milyonluk ülke. bizde, türkiye'deki gibi evlerde silah yok. karşı koyma şansı az. rusya ülkeye çok zarar verdi. genç nesil öldü. fabrikalar dağıtıldı. ben o sırada hollanda'da kamptaydım. 6 ağustos 2008'de savaş başladı. gürcistan'a gittim. arçil ile çocukları ve eşlerimizi alıp trabzon'a getirdik. sonra ben anne ve babam için tekrar ülkeye gittim. başbakan recep tayyip erdoğan hemen moskova'ya gitti. ne dediğini bilmiyorum ama savaş durdu."

    "rusya onlardan korkmamızı istiyor. türkiye ise saygı duymamızı. iki ülke arasındaki fark bu. türkiye insani bir ülke. ama biz korkmayız. o yüzden yıllarca savaştık. biz de bir atasözü var, ölmeden hayatın tadını anlayamazsın."
    "mesela kazakistan ve azerbaycan aynı milletten. türkiye onları hiç bırakmadı. rusya da diyebilir ki, gürcistan da hristiyan. ama bu önem arzetmiyor. zor durumdayken yanımızda olmadılar. zaten dinden başka her şeyimiz değişik. aile bağları, komşuluk hiç benzemez."

    "osmanlı imparatorluğu'na dair araştırma yapmayı seviyorum. bambaşka bir zamanda yaşadılar. ama tarih hep geri döner. birisi iner, diğeri yeniden çıkar. şimdi de öyle oluyor. dünya dengeleri değişiyor.

    "gürcistan'da bana en çok şu sorulur; 'gerçekten sizi böyle mi seviyorlar?" sevildiğimiz bilenler de, "bu sevgi niye?' diye soruyor. en fazla tabi trabzon'da seviliyoruz. bu gurur veriyor. türk insanının bu duygusu bir yetenek. 16 sene sonra türkiye'ye döndüm ama sevgi 14 sene önceki gibi. her millet böyle sevemez. futbolcu gelmiş, 150 gol, 100 röveşata atmış. ama gitmiş. avrupa'da umursamazlar, türkiye'de unutmazlar."

    büyük değişim gördüm her yerde yol yapiliyor

    "türkiye'de büyük değişim var. heryer inşaat. yollar yapılıyor. trabzon'dan sonra avrupa'da 14 sene yaşadım. değişimi görüyorum. avrupa'da şunu da gördüm; ne türkler de ne biz gürcüler de sabır yok. birbirimize benziyoruz. trafiğe bakın; ramazan'da 3 günde 100'ü aşkın insan ölmüş. niye? bayram da niye insan ölür, savaş mı var! trafik lambasında saniyeyi sayıyoruz. sanki yarışa çıkılacak! japonya'ya bakın. tsunami'den sonra ülke harap oldu. ama sustular ve çalışmaya başladılar. burada birisi çalışmaya başlasa, arkasından birisi illa çekiyor. "hiçbirşey yapmadılar" diye bağırıyor. bir dur, bekle. iki elin de senin var, sen de yardım et."

    "türkiye-israil olayının sonuçları tam olarak 100 sene ortaya çıkar. tarih hep böyle işlemiştir. dünya acımasız. nato askeri diyor ki, "o evde terörist var". ama yanında da okul var. gidiyor 'yanlışlıkla' okulu vuruyor."

    biz de türkler gibi her an misafir gelecekmiş gibi alışveriş yaparız

    "avrupa'da sistem ve organizasyon var ama arkadaşlık, komşuluk yok. benim hanım markete alışverişe gittiğinde, görevliler "evde bu akşam parti mi var?" diye soruyordu. çünkü biz alışverişi türkler gibi bol yaparız. eve misafir gelir diye hesap ederiz. onlar elmayı, salatalığı taneyle alır."

    oğlum 5 ben 7 dil biliyorum

    oğlum georghe 14, kızım 8 yaşında. ülke ülke gezmemden özellikle oğlum çok etkilendi. sürekli okul değiştirdi. evde bana hep "baba şimdi nereye gidiyoruz" der. okul değiştirmek çok zor onun için. şimdi istanbul sarıyer'deler. burada yabancı dille eğitim veren okul yok. oğlum 5 dil biliyor. gürcüce, ispanyolca, almanca, türkçe ve ingilizce. ben de bunların üstüne rusça ve italya'nca ile birlikte 7 dil biliyorum.

    hedef koymak takimi etkiliyor

    "hedef koymak takımı olumsuz etkiliyor. geçen seneden aldığımız en büyük ders bu. itiraf ediyorum takım hedefi taşıyamadı. ama hedefler bitmez. süleyman hurma, başkan recep mamur ile birlikte 7 yıldır burada. asansör bir takım vardı. şimdi istikrar ve üst sıralara oynayan bir kayserispor var. benim hedefim de bu istikrarı korumak."

    arçil de diplomasını aldı

    biz arçil ile milli takım, dinamo tiflis ve trabzonspor'da birlikte oynadık. bizi saha dışında karıştırmamak için zorlandıkları olurdu. sahada numaralar vardı ama özellikle paf takım'dayken numaralar aynıydı. arçil de teknik direktörlük diplomasını aldı. sahalara dönmeye hazırlanıyor.

    gurbet önerileri

    biz yıllarca gurbette yaşadık. gurbette yaşayan futbolculara tavsiyem, yalnız kalmasınlar. ben hemen grubun içine girerdim. dilini bilmesem bile takım arkadaşlarımla beraber yemek yerdik. onları eve davet ederdim. yemek yemenin dili yok, elini ağzına götür tamam işte! çok türk futbolcu var ki, yurt dışına gidiyor ama halen sanki türkiye'de yaşıyor. etrafına hep türkler'i toplamış. o zaman alışamazsın. ben gürcüyüm. avrupa'da nerede gürcü bulacağım. haritada ülkeyi zor buluyorum. 3 milyonluk ülke zaten.

    para veriyorsun tribünde oturuyor

    yabancı kontenjanı uygulaması yanlış. iki olsun ama oynasın. 6 kişi sahada, diğerleri oturuyor. para veriyorum ama oturtuyorum. sonra avrupa'ya çıkıyorsun. karşında inter, hepsi yabancı. orada istediğin kadar oynat diyor ama ligde oynatıp takıma monte edememişin ki! bizde 9 yabancı var. birisini oynatma birkaç hafta, suratı düşüyor. zaten fikstür zor. özel maç bile yapamazsın. bari istediğimi istediğim zaman oynatayım. 'yabancı seyirci' transfer etmiş oluyoruz.

    telegol - bugün' den ahmet konanç' ın kendisiyle yaptığı bir söyleşi.
  • 47
    kendisi; mizahı,futbolculuğu,kişiliği ile çok bambaşka bir adam.ben futbol oynadığı dönemi öylesine hatırlarım çok net değil.ancak şöyle birşey var bu adam ne zaman televizyona çıksa mükemmel mantıklı konuşuyor ve hastası oluyorum.birden kendimi yaptığı esprilere gülerken buluyorum.

    türk futbolu kendisinden çok şey öğrenir.kendisi türk futboluna çok şeyler katar.bu adamın değeri umarım bilinir.röportajında bile kendisine hayran kalmak mümkün.
App Store'dan indirin Google Play'den alın