• 1
    birçoğunun biliyorum ki, 1 kez bile stada gidip takımını desteklemediği halde ''bio''larına, ''pegasus 2. kat sakini'', '' fenerium kale arkası tanınanlarından'' gibi sözler yazarak kendi kendilerini kandırmaktadırlar. be amk 2. kat sakinisin her hafta gelip ''link plss'' diyosun bari maç günleri twitter'a girme, girersen de link isteme biz de seni ''aa bu adam maçta o yüzden twitter'da maç günleri yok'' diyelim.

    diğeri de; tt kasmalar, kesmeler, biçmeler, geçmiş zaman ekleri kullanarak ''dövdük, siktik, morarttık'' demeler... demeler de demeler... kızların olmayan sikleriyle milletin amına koymalar, ''biz dişiaslanız benzemeyiz kuşlara'' diyenler, kendilerini ''kartaliçe'' ilan edenler, ''dişi kanaryayız asabiyiz güzeliz'' diyenler diyenler de diyenler...

    yani diyeceğim o ki, sosyal medyada kimsenin ne denli fanatik bir taraftar olduğunu kestirmek güç. sosyal medya = sanal medya. sanal= gerçek olmayan. yeterli olmuştur sanırım..

    ukdeyi godot kişisi 6 şubat 2013 saat 07:19 sularında vermiş.
  • 6
    var olan üç beş iq'nün de yalan olmasıyla sonuçlanan sancılı süreç. aynı saçma sloganlar, basit küfürler, hakaretler her iki tarafın da dilindedir. muhabbet o kadar sığ, döngü de o kadar kısırdır ki; olayları sadece takip etmek bile beyin hücrelerine tecavüz etmektedir. geçen hafta mağlubiyet sonrası üç gün haber alınamayan adam bu hafta rakip sendeleyince "yine offline" oldular der, bir ay önce başka takım taraftarının yaydığı slogan döner dolaşı rakip takımın diline düşer falan.
  • 8
    moda olduğu sürece devam edecektir.

    şu anda dünya kupası moda olduğundan sosyal medya "fenomenleri" de futbolla yatıp futbolla kalkmaktalar. tıpkı dünya kupası'nın ilk iki günündeki sosyal medya hareketiyle ikinci maçların sonundakinin denk olmaması gibi. ne yazık ki sürüden kopmama gayreti herkesi aynı şeyleri düşünüp konuşan birer klon haline çevirdi. yıllardır hiçbir maden kazasını umursamayan, haberlerde görse "içim daraldı." deyip geçen tipler soma'da birer madenci dostu kesildiler. ölü sayısı etken olabilir mi? mutlaka ama bence olmamalıydı.

    tozser'in de dediği gibi futbol konuşmaları da sığ. çünkü herkes esprisini yapıp kenara çekilip nemalanma derdinde. şu gün futbol izleyenlerin %50'sinin "şu maç bitse artık." diye iç geçirdiğine eminim. ancak ne yazık ki futbol konuşmadıkları, o an gündemde olan felakete üzülüp o an gündemde olan geyikten espri çevirmedikleri sürece sürüden ayrı düşeceklerinin farkındalar. nitekim sosyal medya, olumlu kullanmayı bilmeyenlerce tek tipleşme platformuna dönüştü. fikirler adeta orwell'in "newspeak"inde olduğu gibi kısalmak zorunda bırakıldı ve nitelikleri alındı. bu sistemin medya manipülasyonlarına ne kadar açık olduğuna değinmiyorum bile...

    sonuç: liberalizm ekonomik anlamda başarılı bir sistem olsa da düşünceyi köreltmekte.
  • 10
    galatasaray taraftarının organize olamadığı, güçsüz kaldığı taraftarlıktır. ülkemizin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle protesto hakkınızı eylem yaparak kullanamıyosunuz maalesef. bir yürüyüş düzenlemeye kalksan çoğu taraftarımız katılmaz bile.

    elimizde twitter gibi güçlü bir koz varken, ülkenin %35’i galatasaray taraftarıyken, organize olamamak galatasaray’a en az 1 şampiyonluk kaybettirdi. (bkz: billong marafona sezonu).

    ligde rakibinin ayağı takılsa penaltı alıyor, sen ceza sahasına en çok giren takımlardan birisin, bariz penaltıların var, verilmiyor. 29 aralık 2022 sivasspor galatasaray maçında bile nelsson’a yapılan bariz penaltı varken küçük takım beşiktaş bile ağzından “ofsaytımsı” kelimesini düşürmüyor.

    taraftar olarak sosyal medyada sesimizi yükseltemezsek lale orta da gelir yarın bir gün ali koç da tff başkanı olur.

    sezon sonu şampiyonluk masa başında giderse ah vah etmenin lüzumu yok. masada, medyada, federasyonda, mhkde, pfdkde, tahkimde güçlü olmak bizim elimizde değil belki ama sosyal medyada milyonlarca insan sesini duyurabilir. isterse her gün gündemi belirleyebilir.

    “ofsaytımsı” diye yırtınan beşiktaş takımının oyuncusu nkoudou kafa atmasına rağmen sarı kart gördü, aynısını biz yapsak her hafta videolar havada uçuşurdu, gündem olurdu.
  • 11
    galatasaraylı olan kesimi için konuşursak, 2 yıl öncesine kıyasla twitter'da daha aktif olan kitle.
    algı yapabilmek ya da yapamamak şampiyonluk kazandırmaz / kaybettirmez. esas aksiyonu yetkili olan kişiler almalıdır. aksi takdirde twitter'daki taraftarlar boş boş çığırtkanlık yapmış durumuna düşer.
    beşiktaş 2020-21 sezonunda dalavere çevirse de bununla şampiyon olmadı. ya da trabzonspor 2021-22 sezonunda yardım görse de bu sebepten şampiyon olmadı. böyle bahaneler türkiye'deki üç büyüklerin başarısızlıklarına buldukları kılıftır.
    türkiye adaletli olmasa da franco'nun ispanyası gibi bir ülke değildir. 2021 yılında galatasaraylı yönetim ve teknik ekip bazı şeyleri daha doğru yapsalardı ipi göğüslerdik. 2022 yılında galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş bu kadar istikrarsız olmasaydı trabzonspor şampiyonluğu rüyasında görürdü.
    2018-19 sezonunda da pislikler döndü, takımımız doğrandı 8 puan geriye düştü, fenerbahçe ve beşiktaş bazı maçları hakemlerle kazandı ama o dönem yönetim ve teknik ekip saçmalamadığı için ipi göğüsleyebilmiştik. sezon sonunda da başarı gelmiş olduğu için hakem katliamlarını hatırlayan neredeyse kimse yoktu.
    kısacası kendi göbek bağını kendi kesebilecekken bir çuval inciri berbat edip suçu dış etkenlere atmak özellikle büyük takımlar için bahanedir.
  • 13
    en dikkat edilmesi gereken cins. en nihayetinde taraftarı manipüle etmek için kullanacaklardır, taraftar da manipüle olacaktır. sözlükteki quakerboy olayı da bunun bir örneğidir. velhasıl şu an sami yen haber çok popüler mesela, ben de takip ediyorum kendilerini. fakat bu sayfalara körü körüne bağlanmamak gerek, gün gelir hepsinin gizli bir gündemi olur.
  • 15
    kendi futbolcusuna hayatı zindan eden, galatasaray efsanesini meme malzemesi yapan (imparatoru bile ne hale düşürdüler koca bir nesil adamı meme karakteri sanıyor), isi gücü mavi tik ve ondan gelecek etkileşim parası için saklabanlik olan ve her şeye herkese dil uzatan taraftarlık türüdür. bu kitleye mensup çoluk çocuğu neyse de kocaman adamları golf sopasıyla dövüp adam edeceksin, susuz bırakıp hücreye tıkayacaksın. bu kitleden hıncını belki öyle alırsın. öyle lağım bir kitle bu kitle, galatasaray'a da en büyük zararı bunlar veriyor. dexer'in sosyal medyayla uğraşması işine sadece bu yönden destek veriyorum, bu kitlenin elinden sosyal medyayı alırsan zaten hayat damarlarından birisi kopmuş olur. intihar vakaları artar, galatasaray'ın bağırsakları arınır. kazanan kulüp olur.

    ayrıca: (bkz: #4047694)
  • 16
    memlekette en uç noktalarda yaşıyoruz. zengin çok zengin, fakir çok fakir. sevinmemizi , nefretimizi de pek abartılı yaşıyoruz ama gündelik. bir gün de yıldız, bir günde de çöp yapabiliyoruz. çoğu insan için nefes alabileceği tek mecra maalesef sosyal medya, burada aklına gelenleri düşünmeden paylaşıyor. insanlardan sağ duyu beklemek anlamsız, kimseyi de kontrol etmek mümkün değil. şimdi bu ortamda kontrol edilebilecek tek şey, bizim sosyal medyada gördüklerimize tepkimiz, herşeyi ciddiye alıp almamak elimizde. galatasaray profesyonelleri nezdinde, bunu yönetmeyi öğrenmeli. nasıl futbol için antrenman yapıyorlarsa, fiziksel gelişim için özel koçlar tutuyorlarsa, şöhreti yönetmeyi de, sosyal medyayı da önemsememeyi öğrenmeliler. milyonlarca lira para kazanıp, rüya gibi hayatlar yaşayan insanların, iki sosyal medya paylaşımı, üç beş kendini bilmez satılmış medya kalemlerinin eleştirisine takılıp dağılması kabul edebilir değil. maalesef bizim memleket böyle, ortam toksik. hoşuna gitmeyen , yönetmeyen varsa, gidebiliyorsa kerem gibi huzur bulacağını bir yere gitsin.
  • 19
    sosyal medyanın belki de günlük hayatta kaplaması gerekenden daha fazla alan kaplaması ve içerik üretip yayınlama işinin haddinden fazla kolaylaşması sebebiyle çok uç noktalara gitmeye başlayan hadise.

    mesela 2008-2009'larda, yani sözlüğün ilk açıldığı zamanlarda bunu ayrı bir profil olarak ele almak gerekliydi. 2010'lu yılların başında hatta ilk yarısında hala ayrı bir profilden bahsetmek mümkündü. ancak 2024 yılının sonlarına geldiğimiz bugünlerde artık tamamıyla ayrı bir profil olarak sınıflandırmak bence gerçeklikten biraz kopmak olur.

    bugün hesabı olmayan "aykırı" insanlar bile bir şekilde sosyal medyayı takip ediyor. en özgün kalmaya çalışan bile en azından gündemi takip edebilmek ya da kişisel hobileri için kontrollü de olsa kullanırken oradaki gündeme/jargona maruz kalabiliyor. zaten sosyal medyanın ağırlığı/etkinliği hayatın her alanında üst seviyelere çıktı.

    taraftarlık özelinde yeni bir kültür oluşturmakla kalmadı, artık insanlığı her alandaki sosyal ve kültürel birikimi şekillendirmeye başladı. böyle olunca hemen her şey gibi taraftarlık müessesesinde de baskın eğilim sosyal medya eksenine kaymış durumda.

    bu ikisini birbirinen ayırmak, bu sebeple günden güne zorlaşıyor gibi...
App Store'dan indirin Google Play'den alın