2000li yılların sonunda ne twitter, ne ınsta, ne tiktok var. türkiye'nin en etkili sosyal medya organı facebook ve eksi sözlüktü. ancak en etkili organ televizyonlardı.
takvim yapraklarını o tarihe çevirdiğimizde televizyonlarda bir arda turan furyası vardı. her hareketi olay oluyor, sürekli eleştiriliyor, kimseye yaranamıyordu.
arda'nın o yıllarda başına gelenler, şimdi kerem aktürkoğlu'na yapılıyor. linç kültürü hat safhada ancak işte tam burada sosyal medya faktörü ile kerem'e yapılanların etkisi arda'ya yapılanların etkisini katlıyor.
ekran kovboyları telefonlarını ellerine alıp verip veriştiriyorlar. 2000li yıllarda ana haber bülteni ve magazin programlarında yapılan haberler sadece bir kaç dakika ile kısıtlı idi ve ulaşım ağası o kadar geniş değildi. o saatte izledin, izledin, yoksa bir daha zor haberin oluyordu.
şimdi öyle mi? ekran görüntüsü al, whatsapp'da paylaş, o ona göndersin, bir bakmışsın viral olmuşsun, twitter'da da tt. şimdi bir de yeni yeni youtube yorumcuları çıktı. tv'lerin etki alanı kısıtlı. zaten cep telefonları tvlerin yerini almış, beni neyim eksik diyen, yorumculuğa başlamış.
umarım bu vesile ile meramımı dile getirebilmişimdir. bazen okuyorum, kerem'e yapılanın aynısı arda'ya da yapıldı diye.
öyle değil işte. aynısı değil. günümüz dünyasında bu tarz etkileşimler birden çığ gibi büyüyüp ilgili kişilerde derin psikolojik yaralar açabiliyor.
mental olarak güçlü olmak için artık nokia 3310 kullanmak gerekiyor. üzerinde sadece snake oyunu olan. bilmem anlatabildim mi?