dönüp dolaşıp geldiğimiz yer olan, bir türlü yüzümüzü güldürmeyen belalı pozisyon. yıllar yıllar geçti ve hala üzerinde hepimizin uzlaştığı bir sol bek bulamadık. sanırım tüm taraftarın kabullendiği son sol bekimiz ergün pembe’ydi, biraz da hakan ünsal. o dönemde yaşımdan dolayı sadece hücum oyuncularıyla ilgilenirdim, pek bilmiyorum. sonrasında gelenlerin taraftar nezdinde kesin bir tatmin getirmediğindense eminim. bir çırpıda sayılacak sol bek oynamış isimler volkan yaman, orhan ak, emiliano insua, hakan balta, riera, telles, olcan adın, carole, linnes, latovlevici, hatta denayer ve sabri. ulan neler dememedik ki. unuttuklarım da olabilir. saydıklarımın çoğunluğu çöp, bir kısmı döneminde idare etti
*, bir kısmınınsa pozisyonla alakası bile yok, neden orada oynatıldığı belirsiz. şu saydığım adamlardan en iyi oynayanı kariyerinin neredeyse tamamını sol kanatta geçiren riera’ydı. o da açıklarını kapamak için saçma sapan fauller yapıyordu. bunun dışında ben kendi adıma telles’ten umutluydum ve hala beğeniyorum, ama çoğu taraftar kendisine sayıp sövdü ve asla mariano’da olduğu gibi bir topluca sempati duyma durumu oluşmadı. o konuda da riera zirvede.
sonuç olarak net olarak görülüyor ki bu mevkide kalede mondragon-muslera arası yaşadığımız sendromu yaşıyoruz. transfer döneminin de bitmesine 2 haftanın kaldığı şu günlerde hala ses seda yok. asamoah bir dönüm noktası olabilirdi, ama bir türlü gelmedi. hakan balta hazırlık maçlarında sol bek deneniyor, latovlevici sivas’a gönderilecek denirken hakan’la rotasyonlu oynayacakmış gibi o da hazırlanıyor. işte tüm bu sebepler insanı efkarlandırmasın da napsın. acaba bizim de bir gün sol bekimiz olacak mı? sormadan durulmuyor.