galatasaraylıdır, fenerlidir, karşıyakalıdır...vb.
ülke olarak hepimizin üzüldüğü ve polisin şiddet olaylarını arttırdığı, başbakan denilen lavuğun
* halkı din aracılığı ile birbirine kışkırttığı ve olayların daha da çetrefilleştiği, olayların başında bir insanın öldüğü, sonra o masum adamın, olmadığı halde dhkp-c li ilan edildiği güzel ülkemde bir başka sorundur.
sorundur, zira taraftarlığı siyasi emellerine alet etmek, bunun üzerinden kişisel ego tatmini yapmak ve kanaatini, kendisiyle aynı siyasi fikirde bulunan insanlara tüm galatasaraylıların kanaatiymiş gibi göstermek en hafif tabiri ile yavşaklıktır.
sağda solda galatasaray'ın gelmiş geçmiş en iyi oyuncusuna
* karşıt görüş içeren partinin milletvekili diye ''sen artık galatasaray efsanesi değilsin'' yazabilecek kadar körleşen ve ''sen kimsin, kimi efsanelikten çıkarıyorsun'' cevabını almayan insanlar var. maalesef var.
beşiktaş'a kendi elleriyle tt arena'yı peşkeş çeken -gezi'de çarşının başı çektiğini iddia eder ama ben daha çok galatasaray formalı insanlar gördüm- fenerbahçe'yi şike konusunda anlayışla karşılayabilecek kadar akli dengesini yitirecek insanlar mevcut. neden? ''benle beraber yanyana destek verdi'' kardeş kusura bakma da o yürüyüşe bebek katilleri de destek verdi. bu onları hoş görebileceğim anlamına gelmez.
şike yaparak 17 takımın hakkını, futbolcuların emeklerini, taraftarların cebinden çıkan paraları da cukkalayan kulübe ve bunu meşrulaştırmak için götünü yırtan taraftarına da gezi olaylarında el ele bağırdık diye sahip çıkacak değilim. bunun üzerinden kendi taraftar grubumu da dünyanın en şerefsiz, en namussuz taraftar grubu ilan edecek kadar da karakterimi arkaya atamam.
en basitinden, bu tür insanların karşı tarafı suçlarken takındıkları tavır ve attıkları iftiralar nedeniyle, 2 yıldır savaştığımız, araya çeşitli insanlar koyarak vazgeçirdiğimiz kişilerin buraları okuyarak iddia sahiplerine dava açmasını istiyorum.
kendilerini
* suçlarken, ellerinde delil ya da mağdur edilmiş bir kişi olmayan insanların sadece kendi fikirlerini öne çıkarmak ve karşı tarafı haksız ilan etmek için yaptıkları katlanamaz boyutlara geldi.
asıl katlanamaz boyuta gelen, adalet isteyen ama bu adaleti sadece kendisine isteyen kişilerin, adaleti sadece fenerbahçe'ye uygulayan tff yönetiminden farksız olmadıkları ve bunu hala kavrayamadıklarıdır.
bu söylenenler yüzünden, ne siyasi kimlik, ne dini kimlik bırakmadan sadece yukarıda yazılanlar için küfredilecek, linç edileceksem de karşıt fikirli herkesle savaşmaya hazırım.
ethem sarısülük kardeşime, gaz sıkılan, dayak yiyen nice kardeşime yapmış olduğum destek, onlarla her platformda hep aynı fikirleri savunacağım anlamına gelmez.
gezi parkında kol kola bağırdığımız insanlar yarın akşam şükrü saraçoğlu'nda uefa kararlarına karşı yürüyüş yapacaklarını ilan etseler peşlerinden gidecek yanlışı yanlışla örtecek sürü ile sıvacı var ve siyasi fikirleri o kadar kör etmiş ki gözlerini, onlarla aynı fikirde olmayan her türlü aşağılık muameleye maruz kalmaya müstehaktır.
sözlüğe siyaset katmayalım diye konuşurken bunun için yırtınmıştık, boşuna yırtınmadığımızın da farkına acı bir şekilde varmış olduk.
sözlüğün ve taraftarlık mefhumunun en temiz, en mahrem, en dokunulmaması gereken tarafları artık kirleniyor. yavaş yavaş da değil, birden. ve engellemeye çalışan da galiz küfürlere ve hakaretlere maruz kalıyor.
ülke yönetiminin en temelini oluşturan genel problemler bir prototip şeklinde taraftarlığa da yansımış vaziyette ve yıllardır galatasaray kültüründe olan taraftar ayrımcılığı son zamanlarda had safhaya ulaşmış vaziyette.
tek bir suçlu var, fikrinden ateşli bir şekilde vazgeçmeyen ve karşı tarafı hakir gören kesim. hangi fikirde olduğu önemli değil, karşı tarafı itibarsızlaştırma ve başkalaştırma çabası içinde ise suçu olan o'dur.