resim
Sir Alexander Chapman Ferguson
Görev:Yönetim Kurulu Üyesi
Takım:Manchester United
Yaş:82
Uyruk:İskoçya
  • 350
    kendisine dair enteresan bir anıya sahip olduğum efsane teknik adam.

    günlerden bir gün, manchester united bir türk takımı ile karşılaşmak için istanbul'a gelir. o sıralarda bir otel'de çalışan ve futbolla zerre alakası olmayan ablam akşam yanıma gelir ve olaylar gelişir.

    a: "ya bugün bir takım geldi bizim otele, herkes normalde oyuncularla fotoğraf çektirir ama bu kez kimse oyuncuları sallamadı, herkes yaşlı bir adamla fotoğraf çektirmeye çalışıyordu."
    b: "eee" . ben hala uyanamamış, yurt içi takım flan zennediyorum
    a: "işte ingiliz takımı mıymış neymiş"
    b: "nasıl lan kimmiş takım hangi adammış". jeton düşmeye başlıyor.
    a: "herkes fotoğraf çektirince ben de önemli biridir diye..."
    b: "ben de çektirdim deme"
    a: "bak bu adam".

    evet, tahmin ettiğiniz gibi, ablam cep telefonunu çıkarır ve alex ferguson ile çektirdiği fotoğrafı gösterir.

    ben kiminle fotoğraf çektirdiğini anlatmaya çalışırken ablamın "he şurdan suyu uzatsana" derken ki tepkisizliği de ayrı bir travmadır benim için.
  • 378
    dünya üzerinde -sanırım- kendisine saygı duymayan bir futbolsever yoktur.

    vakti zamanında "harvard business review"e mülakat vermiş, dergi de bu mülakattan müthiş bir yazı çıkarmıştı, "ferguson's formula" adında. manu'yu nasıl manu yaptığını, kendisinin de nasıl ferguson olduğunu anlatıyordu yazı.

    yazıyı şuraya bırakayım:

    https://hbr.org/2013/10/fergusons-formula

    benim asıl değinmek istediğim yazının belli bir kısmı gerçi. daha spesifik olmak gerekirse metnin dördüncü "never, ever cede control" adlı alt başlığı. (cede (en): bir şeyin kontrolünü bilerek ya da bilmeyerek veya zorla vermek.)

    "kontrolü asla kaybedemezsiniz- hele her biri milyoner olan dünyanın en iyi 30 futbolcusuyla uğraşırken." - sir alex ferguson

    yine bu yazıda benim ilgimi çeken aynı alt başlığın şu kısmı:

    -ıf they got into trouble, they were fined. and if they stepped out of line in a way that could undermine the team’s performance, ferguson let them go. ın 2005, when longtime captain roy keane publicly criticized his teammates, his contract was terminated. the following year, when united’s leading scorer at the time, ruud van nistelrooy, became openly disgruntled over several benchings, he was promptly sold to real madrid.*

    *yani diyor ki:
    eğer belaya bulaşırlarsa ceza alırlar. eğer takımın performansını etkileyecek bir şekilde sınırlarını aşarlarsa ferguson onlara yol verir. 2005'te, takımın uzun süredir kaptanı olan roy keane takım arkadaşlarını "kamuya açık bir şekilde eleştirdiğinde", kontratı feshedildi. takip eden yıl, takımın en skorer oyuncusu ruud van nistelrooy yedek kalması hakkında açıkça mızmızlanınca derhal real madrid'e satıldı.

    burada mühim olan kısım tırnaklı olan. takım arkadaşlarını eleştirmek... sadece bu.

    bu sefer yazı ferguson'un ağzından devam ediyor:
    "there are occasions when you have to ask yourself whether certain players are affecting the dressing-room atmosphere, the performance of the team, and your control of the players and staff. ıf they are, you have to cut the cord. there is absolutely no other way. ıt doesn’t matter if the person is the best player in the world. the long-term view of the club is more important than any individual, and the manager has to be the most important one in the club."*

    *bazı zamanlar vardır, kendinize sorarsınız, acaba bazı oyuncular soyunma odasındaki atmosferi, takımın performansını ve sizin oyuncular ve ekip üzerindeki kontrolünüzü etkiliyor mu diye. eğer etkiliyorlarsa, bağı koparmalısınız. kesinlikle başka yolu yoktur. o oyuncunun dünyanın en iyisi olması hiç fark etmez. uzun vadede kulüp herhangi bir bireyden daha önemlidir ve teknik direktör (menecer) kulüpteki en önemli kişi olmalıdır.

    yazı çok iyidir.

    bu kısımları paylaşmamın nedeni de aslında malumdur. galatasaray'ın gündemi...

    bir yandan aslında bizim sıkça konuştuğumuz fatih terim'in galatasaray'daki otoritesini olumlayan bir yan yakalarsınız. diğer yandan çok başka şeyler. her şeyden vardır.

    paylaştığım yerlerden çok şey çıkarılabilir ama güncel olması nedeniyle şurası dikkat çeker. en azından benim çekti, o zaman çekmemişti -vakti zamanında "ulan nistelrooy o yüzden mi gitmişti" dediğimi hatırlıyorum. kendi kendime...

    isterse dünyanın en iyi futbolcusu olsun, isterse takımın en kritik oyuncusu olsun, isterse yıllarını kulübe vermiş takım kaptanı olsun, eğer takımın performansını etkiliyorsa -bunun nedeni sadece takım arkadaşlarını sözle alenen eleştirmek bile olabilir- gözden çıkarılabilirdir. hatta çıkarılmalıdır. bu kulübün geleceği için kritiktir.

    takım arkadaşı yerini sürekli kaybettiği için onu -sözle eleştirmeyi, uyarmayı bırakın- fiziksel olarak tartaklayan, üstelik bunu saha içinde yapan bir futbolcuya ne yapardı? varın siz karar verin.

    (bkz: marcos do nascimento teixeira marcao)

    son not: yazı aynı zamanda menecerin otoritesine karşı bir argüman olabilecek "ağabey"lik kavramının da ne kadar gereksiz bir halt olduğunu yüzümüze vurur.

    eyyorlama kişisel.

    hadi eyvallah.
  • 370
    https://www.google.com/...guson-sheff-utd/amp/

    ed woodward ile tartışmasından sonra taraftar yorumlarını içeren bir haber. buyrun bakalım ingilizler efsanesine nasıl sahip çıkıyor.

    yav adam 1977'de de bu kulübün içine girmiş. tarihindeki tek uefa kupasını kazandırmış, gelmeden önce 3. büyüklük yolunda iken seni tartışmasız en büyük yapmış. şurada kaldı en baba 5 yılı belki. derdiniz ne be kardeşim... başlık başlık gezip kötülemek yakışıyor mu? son döneminde 4 sezonun üçünde en yüksek puanı toplamış adam.

    bir bakın ya gidiyor diye hangi takım taraftarı heyecanlı gir bi bakın. gına geldi artık ya.
  • 299
    futbol dünyasının yaşayan en okkalı adamı. hatta futbol tarihinin bile olabilir... adamın yönetiminde manchester united, 1992-93 sezonundan 2002-2003 sezonuna kadarki 10 şampiyonluğun 7'sini aldı; ondan sonraki süreçte de 6 şampiyonluğu var. rekabetiyle meşhur premier lig'i yaklaşık 20 sene domine etmiş bir adamdır yani alex ferguson. açıkçası ne mourinho, ne guardiola, ne klopp, ne bilmem kim... hiçbiri bana alex ferguson kadar heyecan vermiyor.
  • 362
    futbol tarihinin en başarılı teknik direktörüdür.
    26 sene aralıksız görev aldığı manchester united´i bir dünya devi haline getirmiştir. 2 şampiyonlar ligi, 13 premier lig ve toplamda 38 kupa kazanmıştır kırmızı şeytanlar´ın başında.

    2013 senesinde, istese ölene kadar sürdürebileceği ve milyonlarca dolar daha kazanabileceği görevinden, artık yaşlandığı ve zirvedeyken bırakmak istediği gerekçesiyle ayrılmıştır.

    kendisini başarıları kadar zamanında ayrılma iradesini gösterebilmesi sebebiyle takdir ediyor ve özel bir yere koyuyorum.
    gerçek bir efsane.
  • 300
    bazen resmi mailllesmeler sirasinda "dear sir" yazdiktan sonra devaminda alex ferguson yazmamak icin kendimi zor tutuyorum.

    bu ikisi oyle bagli birbirine. sir alex ferguson.

    yalniz her adama yakismaz sir unvani.

    sir pep guardiola. sir pep ne aq.

    sir mourinho. cik, yine olmadi.

    sir dick advocat. :)

    sir dursun ozbek. :)

    sir florentino perez. bu biraz oldu gibi.

    bir de suna bak:

    sir olde riekerink.
  • 379
    büyük efsane.

    son 50 yılda iskoçya futbolunda celtic fc ya da glasgow rangers'ın kazanmadığı yalnızca 4 şampiyonluk var. bu 4 şampiyonluğun 3'ünü 1978-86 yılları arasında çalıştırdığı aberdeen ile kazandı. yanına da 4 iskoçya kupası zaferi ekleyerek 78-86 arası dönemde aberdeen'i iskoçya'nın bir numarası yaptı.

    1982-83 sezonunda real madrid'i devirerek takımına kupa galipleri kupası'nı kazandırmış, sonrasında hamburger sv karşısında bir de süper kupa zaferi yaşamıştır. aberdeeen sahip olduğu 2 avrupa kupası ile en çok avrupa kupası sahibi iskoç takımıdır ve hala iskoçya'dan çıkmış son avrupa şampiyonudur.

    sadece aberdeen kariyeri bile futbol tarihinde kendisine özel bir yer açmaya fazlasıyla yetecekken 1986'da manchester united'ın başına geçerek efsanesini büyütmüş ve belki de tüm zamanların en büyük futbol antrenörü olarak 2013'te emekli olmuştur.
  • 316
    tartışmaya farklı bir yönden gireyim diyorum.

    kendisinin ilk 4 senesinde elle tutulur bir başarısı yoktur. 6 sene boyunca da ligde şampiyonluğu yoktur. aşağıya manchester united kariyerinin ilk 8 sezonunu yazdım.

    sezonlar ve başarılar.
    86/87 - ligde 11. fa cup'ta 4.tur'da elendi. lig kupasında 3.tur'da elendi.
    87/88 - ligde 2. fa cup ve lig kupasında 5.tur'da elendi.
    88/89 - ligde 11. fa cup'ta 6.tur'da elendi. lig kupasında 3.tur'da elendi.
    89/90 - ligde 13. fa cup'ta şampiyon. lig kupasında 3.tur'da elendi. bu yıl önemli birazdan değineceğim.
    90/91 - ligde 6. fa cup'ta 5.tur'da elendi. lig kupasında 2. kupa galipleri kupası kazanan.
    91/92 - ligde 2. fa cup'ta 4.tur'da elendi. lig kupasında kazanan. bu yaz cantona'yı transfer etti ayrıca.
    92/93 - ligde şampiyon. fa cup'ta 5.tur'da elendi. lig kupasında 3.tur'da elendi.
    93/94 - ligde şampiyon. fa cup'ta şampiyon. lig kupasında 2.

    manchester'a gitmeden önce manchester united sıradan bir north-west takımı değil, ingiltere'nin büyük klüplerinden birisiydi o yıllarda bu arada ancak çok istikrarsızlardı başarı konusunda. bu cümle aynı zamanda şu anlama da geliyor; ada'da tanınan, cv'si dolu ve saygı duyulan bir isimdi alex ferguson, manchester'a gitmeden önce.

    sistem kurmanın şimdiki kadar uzun zaman almadığı yıllardı ayrıca ilk yılları, çünkü taktiksel farklılıklar bugünkü kadar fazla değildi. menajerlerin etkisi daha fazlaydı o dönemlerde. (bkz: brian clough)

    ilk yıllarında başarısız olmasına rağmen kovulmadı. o dönemdeki başkan sıradan takıma sabretti çünkü alex ferguson'un tüm klubü yeniden bir yapılanmaya soktuğunu görmüştü ve bu yapılanmanın doğru yolda ilerlediğini düşündü. altyapıyla ilgileniyor, takımdaki sekreterlere kadar biliyordu. buna rağmen 89/90 yılında kovulmaya çok yaklaşmıştı ancak fa cup'u kazandı o sene. bununla ilgili bir yazı: http://gss.gs/F5s

    bir sonraki sene de avrupa'da başarılı oldu. 92 yazında takıma cantona'yı kattı, puzzle'ın eksik parçası gibiydi. schmeichel ve ince gelişimlerini tamamlamış, mark hughes gerçek bir golcü; giggs, lee sharpe gibi wonderkidler iyi performanslar gösteriyordu. bu yıl takıma giggs, beckham, scholes, butt ve neville kardeşler de katılmış. tam bir altın jenerasyon.

    o yıldan sonra emekli olana kadar premier lig gibi çekişmeli bir ligde hep ilk 3 de yer almış. 2000'lerin başında 5 defa üst üste fa cup gibi istikrarlı başarıları da var.

    herneyse, hep alex ferguson'u kendimize örnek gösteriyoruz klüp olarak, porto modelinden bahsediyoruz ancak bu tür hikayeler sabır, karşılıklı güven ve günü kurtarmaya çalışmamaktan geçiyor. biz ise ilk beraberlikte ohohoh riekerink malzemeci diyoruz. tabi her gördüğümüz teknik direktöre, oyuncuya da 6 sene sabredelim dememek lazım.
  • 381
    fatih terim'in kalan kariyerinde guardiola, tuchel gibi isimler yerine kendisiyle aynı yolu izlemesi gereken büyük efsane. çünkü yerini daha genç, daha başarılı olacağını düşündüğü birine bırakıp, bir arka koltuğa geçip ona destek olmayı kabullenmemekte ısrar ederek kimi gün taraftarla, kimi gün yönetimle, kimi gün de oyuncularla inatlaşmaya devam ederse korkarım günün sonunda bunca çabaya, bunca emeğe, bunca başarıya rağmen bugün alex ferguson'un yaşadığı büyülü kariyer finalini yaşayamayacak.

    alex ferguson 2013 yılında teknik direktörlüğü bırakmasının ardından, aynı yılın sonunda otobiyografisini yayınladı. 2014 yılı başında uefa teknik direktör elçisi olarak atandı, 2014 nisan ayında harvard üniversitesinde eğitimci olarak görev aldı. 2015 yılında başka bir kitabı yayınlandı ve tüm bu süreçte manchester united'a danışmanlık yapmayı ve destek olmayı sürdürdü. ole gunnar solskjaer teknik direktör olarak gelirken de cristiano ronaldo 36 yaşında takıma kazandırılırken de en önde söz sahibi oldu. bugün alex ferguson old trafford'a maç izlemek için geldiğinde dışarıda insanlar fotoğraf çektirmek, kapısını açmak için izdiham yaratıyor, stadyum hoparlöründen gelişi anons ediliyor, normalde tiyatro izleyicisi diye hor gördüğümüz 76bin united taraftarı hep bir anda ayağa kalkıp kendisini alkışlayıp yerine oturuyor.

    benim de fatih terim için bundan sonra hakettiğini düşündüğüm final aşağı yukarı bu şekilde. netflix zaten kendisiyle ilgili bir yapımı yayınlayacak. otobiyografisini yayınlayabilir. avrupa'da futbol elçisi olarak görev alabilir, köklü bir üniversite'de spor bölümünde dışarıdan eğitmen olabilir. tüm bu süreçler yaşanırken de bir gözü galatasaray'da yukarıdan izliyor gerektiği yerde gerektiği kişilere aklındakileri söylüyor, stada maç izlemeye geldiğinde yer gök inliyor olabilir. gel gelelim bunların hepsini yapabilmesi için bayrağı doğru zamanda, doğru kişilere bırakabilmeli. öteki türlü bu denklemde kazanan olmadığı gibi en büyük kaybeden fatih terim olacaktır. benim şahsi fikrimse bayrak devir tesliminin bugünlerde yapılması gerektiği.
  • 346
    eminim manchester united taraftarları kendisine küfür ettiği günler için pişmanlıktan ölüyordur. her 2 sene de 1 kere taktik değiştiren emekli teknik direktör. işler ne kadar kötü giderse gitsin yoluna koymanın bir yolunu bulurdu. hatta 2005-2006 sezonunda united şampiyonlar liginde lille, villareal, benfica'nın olduğu grubu sonuncu bitirmiş ve şampiyonluğu 8 puanla chelsea'ye kaptırmıştı. işi oradan çevirmenin bile bir yolunu buldu. ve bir yolunu bulma huyu bana birini hatırlatıyor.
  • 367
    iyi taktisyendir vs. bilemem ama yanında hep biatçı yardımcılar olmuştur. madem o kadar iyi teknik direktördün, neden bir tane bile teknik direktör yetiştirmedin diye sormazlar mı adama?

    ben cevaplayayım: sormazlar! sorarlarsa kendileri ile alay edileceğini “teknik direktör yetiştirmek istesem, öyle bir misyon yüklensem takım yönetmek yerine gider bir akademi kurardım” deneceğini bilirler çünkü. carlos queiroz’un kariyeri sizce harika ise o ayrı konu...

    manu yönetimleriyle * hiç takışmamasını ise kendisi 2012 yılında şöyle yorumlamış:

    --- alıntı ---

    speaking during his side's pre-season tour of south africa, ferguson has defended the american family.

    "i am comfortable with the glazer situation. they have been great," he said. "they have always backed me whenever i have asked them. i have never faced any opposition.

    --- alıntı ---

    --- çeviri ---

    güney afrika’daki sezon öncesi kampı sırasında, ferguson amerikan aileyi * savundu.

    glazer durumu ile ilgili kafam rahat. bu zamana kadar harikalardı. onlardan ne istediysem arkamda durdular, beni desteklediler. hiçbir zaman karşı çıkmadılar.

    --- çeviri ---

    kaynak: https://www.theguardian.com/...er-manchester-united
  • 390
    her futbol sever renktaşıma belgeselini izlemesini tavsiye ederim. sadece futbol bilgisi değil, insan yönetme kabiliyeti hakkında önemli doneler vermekte. jim leighton'ı nasıl yedek bıraktığını ve bir daha futbolcusunun onunla hiç konuşmadığını açık yüreklilikle anlatıyor. fatih hocama sevgim , saygım sonsuza kadar baki kalacak... ancak "evlatçı" olması bana kalırsa en büyük eksisi... sevdiği , tuttuğu adamı yedek bırakmıyor, takımdan göndermiyor...
  • 152
    19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçından önce ayrı sonra ayrı saçmalamıştır, öncesinde "ben tanrı gibi mi gözüküyorum", "belki de fenerbahçe galatasaray'dan daha iyidir" sonrasında ise "2. golü atsak maç kopardı", "penaltıyı kaçırınca daha çok asıldılar" gibi einsteinvari açıklamalar yapmıştır. delikanlı olsa maçın başında umut'a penaltı verilseydi farklı olurdu derdi.

    ingiltere'de sir kelimesi çok önemli bir ünvan olabilir ama türkiye'de ağdacılar kullanıyor herkes akıllı olsun. *

    edit: adam böyle bişey dememiş trollere geldik, bu entry ibret entrysi olsun dursun hem demese ne olur ne o sakız öyle cakkıdı cakkıdı, almıyorum lan sözlerimi geri.

    teşekkürler;

    olenekadarhepseninyanindayiz

    immune
  • 358
    david beckham, veron, barthez gibi yıldız isimlerin 2003 yazında ayrılmasıyla başlayan ve 2006-2007 sezonunda dek başarısız geçen üç sezon boyunca acaba manchester united taraftarlarının yüzde kaçı tarafından "oynattığı oyun mazide kaldı", "sir alex yönetime geçsin, teknik direktör steve mclaren olsun" denilmiştir? o günlerde böyle düşünenlerin sayısı az değildir, kaldı ki 2006 yazında ruud van nistelrooy'un ayrılığı ve cristiano ronaldo-rooney kavgasıyla homurtular iyice yükselmiştir.

    açıkçası bugünleri geçen sezon her şeyin yolunda gittiği dönemde görmüş biri olarak yazmıştım ve bugün o günlerden geçiyoruz.(bkz: #2724630)
  • 396
    aşağıdaki durumu fatih terim yaşasa ve seneler fenerbahçe beşiktaş rekabetiyle geçse neler neler denirdi diye merak ediyorum.

    hakkında şoyle bir haber yapılmış efsane.

    --- alıntı ---

    manchester united'ın global elçisi olarak yılda sadece 20 gün çalışan sir alex ferguson, senelik 2 milyon pound kazanıyor. (the sun)

    --- alıntı ---

    kaynak:

    https://twitter.com/..._OwKotfECyg&s=19
App Store'dan indirin Google Play'den alın