beşiktaş'la ilgili entrylerini görünce içimden bir şeyler koptu ben onu hep has galatasaraylı olarak gördüm ve öyle olduğunu düşünüyordum. beşiktaşlı olmasını yediremedim ya da yakıştıramadım kaptana ne bileyim. neyse sonra ekşi sözlükte yazdığı diğer entryleri okudum ve 23 mayıs 2005'te yazdığı şu entrynin tek cümlesini okuyunca mutlu oldum.
başlık
galatasaray'ın 100. yılında fb'nin şampiyon olması"futbolu yurtdışında geçen eiğitimim yüzünden eskisi kadar takip edememe rağmen gerçekleşmesi ile
bir galatasaray'lı olarak üzüldüğüm ama bir sporsever olarakda fenerbahçeyi tebrik edebileceğim bir olay. bu olayın gerçekleşmesinde baş rol oynayan iki klubün başkanları senenin başından beri gösterdikleri tavırla, yer değiştirmişler gibi, sanki fenerbahçe yüzüncü yılını kutluyorda, ona göre transfer yapıyor, ona göre medyayı kontrol altına alıyor, öbür tarafta ise özhan canaydın ve ekibi her hangi bir sezona yapılan hazırlıkların aynısını yapıp, harekete devam ediyor. sezon başlamadan önce galatasaray'ın web sitesinde oylama çıkıyor, yüzüncü yıl logosu hangisi olsun diye, sonuçlar açıklanmadan, kaale bile alınmadan yönetim çıkıyor, kendi kafasına göre, yürütülmüş bir logo ile çıkıyor ortaya, formasıydı bayrağıydı satmaya çalışıyor. karşı tarafta ise, şükrü saraçoğlu stadını avrupanın sayılı stadlarından biri haline getirip, ardından türkiyeye gelebilcek sayılı oyunculardan birini kadroya ekleyip, şampiyonluğun büyük adaylarından biri olmaya hak kazandı. tamam cimbom ne yapar eder, bir şekilde şampiyonluğa ortak olmak için bir şeyler yapar, orası ayrı bir konu ama, nedense galatasaray'da bir durgunluktur gidiyordu sezon boyunca, yada helena'dan öyle görünüyordu.
100. yıl'da futbolda fenerbahçe şampiyon olurken, galatasaray yönetiminin spor sezonlarının bitimine geldiğimiz şu anlarda geriye dönüp bakması, ve incelemesi gereken bir kaç önemli nokta var. bunların hepsi, diğer sporlara yapılan desteklerle ilgili. futbol için şampiyon bir kadro kurmak isteniyor, özellikle yüzüncü yıl çoşkusu içinde, ama futbolun yanında, basketbolu, voleybolu var, destek bekleyen. ayrı bir yönetim ile hayata devam edip, özerkliğini ilan eden galatasaray basketbol takımları son senelerde engellenemez bir düşüş içinde. yüzüncü yılımızda fener şampiyon oldu derken, görmemiz lazım ki, bayan basketbolunda küme düşmüş bir takım olmuş, ki bu takımın çoğu 17 ve 23 yaşları arasından alınmış basketbolculardan oluşuyor, bayan basketbol takımı küme düşerken, fenerbahçe ve beşiktaş basketbol takımları finalde karşılaşıp, ezeli rekabete yakışır bir seri ortaya koymuş, ve şampiyonluğu beşiktaş'ın dişi kartalları almıştır. erkek basketbol'una baktığımızda ise, üç sene önce, erman kunter'in koçluğunda, muratcan güler, arda vekiloğlu, ve jr koch üçlüsünün liderliğinde ligi üçüncü bitirmiş bir galatasaray varken, bu sene kurdukları takıma(oyuncuların hiç birine laf edemem, hepsi yetenekli sporcular) rağmen, oyuncularına verdikleri destek eksikliği ile, küme düşmemek için çaba sarfeden bir takım haline gelmiş. yine galatasaray küme düşmemek için cebelenirken, beşiktaş play-off finali için çok avantajlı bir durumda, ve fenerbahçe'de avrupa'da yarı final, türkiye kupasında çeyrek final oynamış, ve play-off'larda şu an efes ile yarı-final'de oynamakda. galatasaray'ın yeni sezona başlamadan önce köklü bir bakış açısı değişimine başvurması gerekiyor, yönetimin en üst kesiminden başlamak üzere. fenerbahçe'nin şampiyonluğu, umulur ki galatasaray için yararlı bir ders olur."