bizim için sadece çarşamba... kendini bilen biri var, ona bu güzel kış günü şimdilerde tanıyamadığım, taş olmuş kalbini ısıtması için bir şiir bırakayım buraya. belki işe yarar. normalde şiir kulübü başlığına yazardım ama bugünlük burda olsun bakalım:
...kadın, beyoğlu`nun bir kış akşamında, üstündeki deri montun sahibine küs,
soğukluğundan muzdarip yürüyordu.
adam da.
yürümek hiçbir şeyi çözmüyordu, bazı aralık akşamlarında...
parmağında yaralı bir öyküyü taşıyordu adam.
kadının yüzünde bir hüzün,
hüzünlü aralık akşamında bir yüzük,
yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti.
soğuğun ve karanlığın vehameti!
hayatı, bir başkasının pantolonu gibi küçültülmüş, daraltılmış.
ilk sahibinin o pantolonla yaşadığı şeyler, yani pantolonu pantolon yapan anılar,
bazı ilkbahar berileri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen yazlar...
hepsi daraltılmış.
yaşananlara bir beden büyük geliyor artık hayat!
bir aşkı paylaşmak için çok geç,
bir paylaşıma aşık olmak içinse erken...
beni sevda yerimden vurdu yine zaman.
şimdi sana söylenecek tek cümle:
bende sana yetecek kadar ben kalmadım.
(beyoğlu'ndan dolmabahçe'ye taşınan bir aralık akşamı - yılmaz erdoğan)
edit: unutmadan ekleyelim:
bize her sevdadan geriye kalan, sadece galatasaray!