• 276
    her lig gibi izlemesi keyifli ve keyifsiz takımları barındıran ligdir. premier lig'de harikalar yaratıp başka liglerde başarılı olamayan futbolcular olduğu gibi gervinho da italya da çok iyi işler yapabilir. bu o ligi kalitesiz yapmaz. rastgele bir haftanın rastgele bir maçını izleme hakkım olsa bu hakkımı premier lig'den sonra seria a'dan yana kullanırdım. juventus, lazio, napoli, atalanta, milan, inter, sampdoria, fiorentina, udinese, sassoulo, roma her biri izlemek için sebep bulabileceğiniz takımlar. real ile barça arasında geçen ispanya ligini mi izleyecektik? psg'nin çiftliği ligue 1 ? almanya'ya leipzig heyecan getirdi işte son yıllarda. bir de haaland ve sancho sağolsun dortmund.
  • 280
    2020-21 sezonu aşırı keyifli geçen lig. juventus'un formunu bulamaması, milan-inter ikilisinin harika bir hava yakalaması derken eski günlerini andıran bir sezon oluyor. son 10 yılın juve hariç dikkat çeken, başarılı takımları roma ve napoli, ligin yeni gözdesi atalanta, lazio, sassuolo derken güzel bir yarış.

    9 senedir şampiyon olan juve rekabet falan bırakmamıştı. ha şunu da kabul etmek lazım, takımının her sene şampiyon olmasını istemez mi bir taraftar? elbette ister. juve taraftarı açısından sorun yok elbette ama diğer takımların ortalarda olmaması, özellikle inter-milan ikilisinin yeniden zirvede olması bu sezonu çoktan özel kıldı bile.

    18. hafta itibariyle;
    milan 43
    inter 40
    napoli 34*
    roma 34
    juve 33*

    eksik olan bir maç var, juve-napoli. ancak maçla ilgili sıkıntı takvimde boş yer olmaması. daha uzun bir süre oynanmayacak o maç. mayısa kalabilir deniyor. yani bu 2 takım uzun bir süre bu "eksik" maçın ceremesini çekecekler.

    juve'nin işi şu an zor gözükse de hala en büyük favori elbette, ligin son 4 haftasına kalırsa iş şampiyon olurlar. 35. haftada juve-milan, 37. haftada juve-inter var.

    inter-milan ikilisi ne yapıp ne edip farkı korumalı yoksa juve son 4 haftaya kalırsa malı yine götürür.

    tabi napoli, roma, atalanta, lazio gibi ekiplerin ne sonuçlar alacağı, zirveye nasıl etki edecekleri önemli.

    gönlüm milan'dan yana olsa da favorim inter çünkü avrupa maçları yok, tek kulvarları lig. conte fazlasıyla iyi bir teknik adam sadece lig yarışında, milan elbette ki şampiyon olmak ister ama şu an öncelikleri şampiyonlar ligi.
  • 281
    geçen sezondan bu yana gümbür gümbür geliyor. yıllardır juventus hegomanyasını sağlam bir rakip eksikliği varken bu sezon tıpkı 90'ların sonu 2000'lerin başında ki gibi 5 tane zirve adayı olduğunu söyleyebiliriz. inter'in conte tercihi ve milan'ın zlatan önderliğinde beklenilmez sıçrayışı lige ayrı bir hava getirdi. bunların dışında lazio, atalanta, napoli uzun zamandır çok uzamadılar ama kısalmadılar, roma ise kadrosu her zaman yaklaşık 6 yıldan beri tehlikeli bir takım.

    seyircili maçların oynanması ve şuanki ligdeki tablonun devamıyla italya ligi tekrardan dünya bir numarası olacaktır. premier lig'in içinde serie a'da ki gibi roma-lazio, inter-milan ve büyük takımlar aralarında ki maçlarda oluşan atmosfer gibi bir derbi seviyesine sahip değiller. derbiyi ingilizler buldu denilebilir ancak onu bulmaları en iyisi olmaları anlamına gelmez.
  • 282
    ara transfer dönemini de bitirdiğimize göre 7 büyüklerin dışında kalanlara odaklanan ve nicedir yazmaya niyetlendiğim bu yazıya başlayabilirim. çünkü ligde bu sezon gerçekten değişik aksiyonlar yaşanıyor. kadro ve hoca kalitelerinin epeyce yükseldiğini söylemek mümkün. hoca demişken de sassuolo’dan başlamalıyız elbette.

    ligin en marjinal hocası kuşkusuz ki de zerbi. oynattığı ve idealindeki futbol, onu ligdeki tüm hocalardan farklı bir yere konuşlandırıyor. bol pas, topa hakimiyet, değişik hücum varyasyonları… ona minik bir guardiola gözüyle bakabiliriz. serie a için oldukça ters olan bu anlayışla lige her ne kadar fırtına gibi girip bir süre zirve yarışında yer alsalar da sakatlıklar ve cezalar nedeniyle tökezleyip avrupa kupalarına katılım anlamına gelen ilk 7’den koptular. yine de atalanta’yla birlikte izlemesi en zevkli iki takımdan biri sassuolo bana göre. parladıkça parlayan ve bu yaz muhtemelen büyük bir transfer yapacak olan regista’ları locatelli, gelen her teklifi elinin tersiyle iten muhteşem solak berardi, italyan forvetlerde görülen “30’undan sonra coşma” hastalığına yakalanan caputo, insan gibi gol atmayı sevmeyen boga… yazarken canım sassuolo maçı çekti.

    sassuolo ne kadar iyi bir hücum takımıysa onların hemen altında yer alan verona da o kadar iyi bir savunma takımı. juve ve napoli’nin ardından ligin en az gol yiyen takımı konumundalar. rrahmani ve kumbulla’nın satılmasından sonra bu konuda geriye gideceklerini düşünmüştüm ama gasperini tedrisatından yetişme hocaları juric, bu konunun çaresine bakmayı başardı; adı şimdiden büyüklerle anılan lovato’yu (20) italyan futboluna armağan etti. fiorentina’dan kiraladıkları ceccherini de çok iyi performans sergiliyor. juric’in sezon başından beri takviye yapılmadığı için yönetimi eleştirdiği ve bir üst seviyeye çıkmalarını engelleyen şey ise skorer eksikliğiydi ki geçen hafta udinese’den lasagna’yı kiraladılar. takımın en iyisi ise zaccagni. bir arjantinli-brezilyalı kırması kadar teknik ve yaratıcı olan bu kardeşimizin sezon sonunda bol bol talibi olacaktır. verona’yı seyretmek için başlı başına bir neden kendisi.

    ranieri çok tuttuğum bir hoca değildir ve sampdoria’da göreve getirildiğinde de bunun pek uzun soluklu olacağını sanmıyordum ama iyi işler yapmaya devam ediyor. bu sezon lazio’yu, atalanta’yı ve inter’i yenmeyi başararak hem kendileri için büyük işe imza attılar hem de zirveye şekil verdiler. sezon başı kiraladıkları candreva ve keita’dan iyi verim alıyorlar. quagliarella’nın artık iyiden iyiye yaşlanması ve gabbiadini’ye bir şeyler olması sebebiyle iyi bir santrfora ihtiyaçları vardı, brescia’dan torregrossa’yı aldılar. sol bekleri augello çok iyi oynuyor ve lazio gibi takımların ilgisini çekiyordu ki sözleşmesini 2025’e kadar uzattılar.

    gelelim “top 7″nin ardından en iyi kadroya sahip takıma… yani fiorentina’ya. öyle dedim ama “fiorentina; roma ve atalanta’yla denk bir kadroya sahip” diyene de saygı duyarım. kalecileri dragowski; stoperleri milenkovic, pezzella, caceres, igor, quarta; bekleri biraghi ve malcuit; merkez orta sahaları pulgar, amrabat, castrovilli, bonaventura, valero; hücumcuları ribery, callejon, vlahovic, kouame… ama uzun zamandır olduğu gibi bu sezon da kümede kaldıklarına sevinecekler. çünkü aptalca teknik direktör seçimlerine devam ediyor comisso. geldi montella’yla sezona girdi, kötü gidişatın ardından onu kovup iachini’yi getirdi, bu sezon ise onu da kovup prandelli’yi getirdi… şimdi prandelli’yi kovsa gidip rolando maran’ı falan hoca yapar eminim ki. ve maalesef olan şu müthiş kadroya oluyor, iş bilmez heriflerin elinde heba olup gidiyor. sarri ve spalletti gibi adamlar boşta dururken hem de.

    yazının başında bu sezonun “farklı” olduğundan bahsetmiştim. şöyle ki genellikle serie b’den serie a’ya yükselen takımlar hem kadro hem de hoca olarak serie a’yı kaldıramaz ve geldikleri gibi serie b’yi boylarlardı. bu yüzden ligdeki takım sayısının 20’den 18’e düşürülmesi bolca tartışılan bir şeydir italya’da. fakat bu sezonki benevento ve spezia, duruma el koydu. benevento’nun başında pippo inzaghi, spezia’nın başında vincenzo italiano var ve ikisi de en azından şimdilik çok iyi gidiyorlar. özellikle italiano’nun çok daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum. benevento’nun kadrosunda glik, caldirola, dabo, schiattarella, hetemaj, caprari, roberto insigne, falque, lapadula ve sau gibi serie a’nın kurdu olmuş isimler varken spezia’nın kadrosu o kadar güçlü değil. orta sahalarında biri inter’den, diğeri milan’dan kiralık iki yetenekli genç var: agoume ve pobega. asıl kozları ise forvet elemanları. farias, gyasi ve agudelo ince işleri yaparken nzola’yla galabinov isimli iki hayvan santrfor, rakip defansları adeta eziyor. hatta şöyle söyleyeyim, nzola tek başına bir süper lig takımın şampiyon yapmaya yetecek kadar kuvvetli bir forvet.

    udinese’yle ilgili yıllardır yaptığım bir tanım var: ligin en sıkıcı takımı. çünkü yıllardır amaçsız şekilde serie a atmosferinde salınırlar. ne zirve için bir girişimleri olur ne de güzel futbol seyrettirirler. ama bu sezon için söylemek gerekirse en azından bir şeyi başarmış vaziyetteler: iyi savunma yapmayı. tabelada 13’üncü durumda olmalarına karşın 3’üncü sıradaki roma’dan daha az gol yemişler: 33/28. iyi, güzel ama bir o kadar da az gol atmışlar: 21. bu da onları 14 gol atan parma’nın ardından ligin en az gol atan takımı yapıyor. hem de istatistiklere göre serie a’nın en yaratıcı oyuncusu olan de paul onlardayken. bu duruma çare olması amacıyla devre arasında napoli’den llorente’yi getirdiler ama işe yarar mı emin değilim. yine de defansif performanslarından dolayı hocaları luca gotti bir takdiri hak ediyor. üstelik kendisi şapkadan çıktı sayılır. geçen sezon kulüpte yardımcı antrenörlük yaparken tudor’un kovulmasıyla görev ona verilmişti. iyi gidince devam ettirdiler. (2018-2019’da da chelsea’yi çalıştıran sarri’nin yardımcılığını yapıyordu bu arada.) son olarak tolgay’ın da hiç fena oynamadığını söylemekte fayda var.

    genoa yine bilindiği gibi. rolando maran’la girdikleri sezona, berbat gidişatın ardından bilmem kaçıncı kez göreve getirdikleri ballardini’yle devam ediyorlar. amaç elbette ligde kalabilmek. kadroları çok iyi de sayılmaz kötü de. adeta bir juventus müstemlekesi olmuş durumdalar. kalecileri perin, sol bekleri pellegrini, forvetleri pjaca oradan alınmış ya da kiralanmış isimler. dahası hem kendilerine hem juve’ye yaracak biçimde sözleşme bitimine 6 ay kalan genç yıldızları rovella’yı önce juve’ye satıp sonra kiraladılar; karşılığında da juve’den partanova ve petrelli isimli iki sabiye akıl almaz paralar verdiler. böyle katakullilere uğraşacaklarına azıcık futbola odaklansalar çok daha iyi olurdu tabii. devre arası fransa’dan getirdikleri strootman şayet sakatlanıp etmezse elbet fark yaratacaktır. bir de destro şu sıralar cayır cayır yanıyor.

    bologna aslında birkaç sene önce çok güzel projeyi gerçekleştirmek üzere yola çıkmıştı. sportif direktörleri, yetenek avcılığıyla nam salan sabatini, takımı geleceği parlak gençlerle donatmış ve mihajlovic’e teslim etmişti ki mihajlovic de gençleri geliştirmede iyi bir hocadır. fakat kanser illetine yakalanması her şeyi mahvetti. aylar süren tedavisinin akabinde takımın başına döndü dönmesine ama artık ne o eski mihajlovic’ti ne de bologna, o eski bologna… bu sezon da yalpalayarak devam ediyorlar. savunmaları çok kötü ve çok hata yapıyor. tomiyasu dışında hepsi birbirinden çöp. lille’den kiraladıkları stoper soumaoro tutarsa ne ala… yoksa işleri yaş.

    bulunduğu yeri (17) sonuna kadar hak eden bir takım daha: torino. giampaolo’nun milan’da yaptıkları belliyken bile bile takımın başına getiren başkan cairo’nun kötü gidişatı telafi etmek için yaptığı yeni hamle davide nicola oldu. alt sıradaki takımları ligde tutmakta oldukça mahir (!) bir isim nicola. peki torino ligde kalır mı? savunma performanslarını arttırmaları gerek. giampaolo varken gereğinden fazla gol yiyorlardı ve yanılmıyorsam 5 büyük ligin öne geçtiği maçlarda en çok puan kaybeden ekibi de torino’ydu. burada bir parantez de sirigu’ya açmak gerek. geçen sezonun süper kalecisi, bu sezon berbat goller yiyor. yine bir istatistiğe göre 5 büyük ligde xg’si en düşük golleri yiyen oydu. (sağ bekleri singo’ya dikkat!)

    kadrosu oralarda olmayı zerre hak etmeyen cagliari, çok ilginç bir işe imza attı geçenlerde ve di francesco’nun sözleşmesini 2023’e kadar uzattı. halbuki kovulmasına kesin gözüyle bakılıyordu çünkü net olarak başarısız. kalecileri cragno ligin en iyilerinden, stoperde godin gibi bir savunma ilahı var, orta sahayı saymaya bilmem gerek var mı? nahitan nandez, marco rog (gerçi çapraz bağlar koparıp sezonu kapattı), nainggolan, razvan marin… ilerideyse joao pedro, sottil, simeone ve pavoletti. buna rağmen çok leş bir top oynuyorlar ve joao pedro’nun ayaklarına bağımlılar.

    parma’yı en dipten alıp serie a’ya kadar çıkaran ve serie a’da kalmasını da sağlayan bir hocası vardı: roberto d’aversa. gervinho ve kulusevski’yle çok güzel bir kontratak takımı yaratmıştı. yazın yönetimle anlaşmazlığa düştü ve görevinden ayrıldı. yönetim de gidip d’aversa’nın oynattığı futbolla alakası olmayan liverani’yi göreve getirdi. “possession game” denilen ve topa hakimiyet gerektiren mantaliteyi benimseyen liverani’nin fikirlerini uygulamaya parma kadrosu elbette müsait değildi ve liverani kovuldu. yönetim de gidip d’aversa’yı tekrar göreve getirdi. bununla da yetinmeyip deliler gibi para harcadılar. romanya’dan 13 milyon avroya dennis man, bayern’den 15 milyon avroluk satın alma opsiyonuyla zirkzee, milan’dan conti ve genoa’dan bani getirildi. yazın da gençlere çok fena para harcamışlardı. değirmenin suyu amerikalı sahipleri kyle krause’den geliyor. neyse… dennis man ve zirkzee’nin de gelişiyle takım tam bir forvet cennetine dönüştü ama buna ihtiyaç da vardı zira açık ara ligin en az gol atan takımı durumundalar: 14.

    ve son olarak crotone. düşmeme ihtimalleri yok gibi bir şey. diğer hiçbir takım için bu öngörüde bulunamam ama crotone’nin kadrosu maalesef çok ama çok kötü. durumu tersine çevirmek adına getire getire vitaminsiz ounas’la 32’lik di carmine’ı getirebildiler kiralık olarak. kadrolarında göze çarpan iki isim var: 2016’dan beri santrforluklarını yapan nijeryalı simy ile trequartista’ları junior messias.

    https://bilardisimo.com/digerleri/
  • 283
    geçen günkü maçta vedat muriqi'nin atalanta karşısında gol atmasıyla birlikte 93 farklı ülkeden futbolcunun gol bulduğu ligdir. en çok gol atan futbolcuya sahip ülke arjantin iken ikinci sırada brezilya bulunuyor. üçüncü sırada ise ilginç bir şekilde isveç yer almakta. 1950'li yıllarda sırasıyla ac milan ve roma'da top koşturan forvet gunnar nordahl'ın bu istatistikteki payı büyük.

    https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=large

    (bkz: 31 ocak 2021 atalanta lazio maçı)
  • 285
    inter şampiyonluğunu ilan etti. an iyibariyle şöyle bir tablo var;

    2. atalanta 69
    3. juventus 69
    4. milan 69
    5. napoli 67
    6. lazio 64 (1 maç eksiği var)

    ilk 4 için muazzam bir savaş var, işin daha da keyifli yanı şöyle iddialı maçlar da var;

    juventus-milan
    juventus-inter
    atalanta-milan
    roma-lazio

    juventus ve milan oldukça frajil duruyor, lazio ve napoli’nin üst grup birbirini yerken üste tırmanması da oldukça olası.

    ayrı bir parantez de milan’a, ibrahimovic iyi hoş ama özellikle son maçta tüm takımı azarlayıp durdu, hatta spiker de bu duruma dikkat çekti. önceden milan başlığında da yazdığım gibi ibra ilk etapta milan’ı potada tutsa da sakatlığı sonrası milan tam form tutup birçok futbolcudan verim aldığı şekilde kaliteli bir futbola dönmüşken ibra’nın dönüşüyle drogba’lı galatasaray sendromuna tutuldu. tüm toplar illa ki ibra’yı buluyor ve bencillik yaparsa birçok pozisyon kayboluyor. o yüzden şampiyonlar ligi potasını terkedebilirler diye düşünüyorum.
  • 289
    efsane geri döndü.
    (bkz: serie a'nın serie a olduğu yıllar)

    bir müddettir* çıkışta olan eskilerin harika ligi tekrar bu sene ivme yaparak yükselecek. izlenme tartışılma takip edilme oranları ciddi ölçüde artacak.

    italya'nın euro 2020'yi kazanması ve barındırdigi pek cok yerli yıldızı ile en önemlisi ise dünyada en iyilerden sayılmasalar bile modern futbola yön verebilecek kapasitede hocalari ile bu lig bu sene çok göz önünde olacak.

    la liga'nin cok yıldız kaybedişi, epl ve bundesliga'nın ocakta şampiyonun belli olduğu sezonlar geçirmesi ve 5 büyük lig dışında kalan liglerde oynanan maçların sarmaması sebebiyle serie a tekrar altın çağına dönüş yapacaktır. zaten bu yükseliş başlamıştı bu sezon tamamen parlayacaktır.

    juventus, atalanta, milan, inter, lazio, roma, napoli hatta sassuolo. bunlara ek cok merak edilen* venezia. her lig için kim kimden önde bitirir tahmini rahatca yapliliyorken bu lig icin juventusun hegomonyasinin da kırılmış olmasiyla birlikte kim nerede bitirir sorusunun en zor cevaplandigi lig olacaktır. tabi iyi futbol izleterek.

    --- ara bir yorum ---

    yoksa bizim ligde de kim nerede bitirir cevabı zor bir soru ancak sadece puan tablosu zevkli olan bir ligin maçları tat vermeyince çekilmesi güçleşiyor)
    (bkz: topun oyunda kalma süresi)
    (bkz: süper lig)

    --- ara bir yorum ---

    epl'deki yıldız futbolcu enflasyonu biraz buraya kaymış olsa aslında cok daha iyi de olurdu veya haaland mbappe gibi yakın dönemde parlayan en üst düzey genc ikiliden biri düşseydi.

    yine de bu sezon epl'den sonra en cok takip edileceğine inandığım lig olacaktır.
  • 290
    2021-2022 sezonuna harika başlamış lig. juventus'un çöküşü ve ligin seyir zevkinin son senelerde yükselişte olmasıyla birlikte yeni bir döneme ev sahipliği yapıyor. ilerleyen haftalarda bazı takımlar zirveden kopacaktır ama şu an birçok takım şampiyon olabilme mücadelesi veriyor. inter, napoli, milan, roma, biraz sallantıda başlasa da toparlayan atalanta(özellikle oyun anlamında) gibi takımlar bir süre zirve yarışı verecekler. lazio her ne kadar 2 haftadır takılsa da onlar da sarri ile birlikte ilerleyen günlerde kendine gelecektir diye düşünüyorum. juventus'un bu kadro yapısıyla işi çok zor ama belki onlar da toparlayabilir, bilemiyorum. sonuçta juventus juventus'tur. fiorentina'nın başlangıcını da fena bulmadım, defansif zafiyetleri var ama inter maçını saymazsak 3/4 yapmıştı onlar da.

    sezon sonu kimi tepede göreceğiz sorusu merak uyandırıcı. benim 1 numaralı şampiyonluk adayım geçen sene olduğu gibi inter. kayıplarını doğru doldurdular ve gayet iyi oynuyorlar. napoli'nin de zirve yarışını sürdüreceği kanaatindeyim. milan ve roma'nın ilerleyen aylarda yarıştan kopması şaşırtmaz.

    kısacası güzel başladı, oynanan oyunlar da tatmin edici. takip etmeyen varsa önerilir. bundesliga ya da sırf messi için ligue 1 takip edeceğinize italya'nın serin rüzgarına kendinizi bırakabilirsiniz. avrupa kupalarında da iyi işler bekliyorum. şampiyonlar ligi'nde milan'ın grubu çok zor, avrupa ligi'nde de lazio sıkıntıya düşebilir(ama hala bizim önümüzde görüyorum açık konuşmak gerekirse). onun haricindeki takımlar gruplardan çıkıp uzun bir süre ilerleyebilirler.
  • 292
    son yıllarda zevkli futboluyla, rekabetiyle -juve'nin düşüş yaşaması diğer takımları daha göz önüne çıkardı- , sosyal medyayı müthiş kullanmalarıyla en dikkat çekici lig. youtube'dan bir premier lig bir de serie a takip ediyorum özet bakmak için. serie a'nın kendi kanalının olması işi ekstra güzel yapıyor. 3.5-4 dakika, ne uzun ne kısa, ingilizce spikerli özetleri yüklüyorlar maç biter bitmez, güzel iş.
  • 294
    genoa ve salernitana haricinde her takımın birbirine kan kusturduğu, denk getirdi mi duvardan duvara vurabildiği, evinde kaybedenlerin deplasmanda tarih yazabildiği, zamanının wonderkidi dediklerimizin "arkamızdan bela okuyanların selasını okuturuz" dedikleri tuhaf bir sezon geçiriyorlar. sassuolo, verona, fiorentina tam bir deli fişekler. süpriz yumurtalar cagliari ile bologna. bu sezon baya güzel geçecek. gönlüm milandan yana. değil milan?
App Store'dan indirin Google Play'den alın